KOMİSYON KONUŞMASI

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Çok teşekkür ederim.

Ben çok kısa bir konuşma yapacağım ve zaten sürenizi de burada olumsuz yönde etkileyecek bir konuşma yapmak değildi düşüncem.

Ben İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi mezunuyum ve hem fakülte hakkında alınan kararın hem de aslına bakarsanız, daha da önemlisi, İşletme İktisadı Enstitüsünün kapatılmasıyla ilgili alınan kararın yanlışlığı için sizleri uyarmak istedim. Çünkü, ben bu Komisyonun üyesi de değilim.

Biz Türkiye'de, üreten, rekabet şansı artan ve her noktada daha etkin olacağımız, mühendis, öğretmen, doktor, hangi düzeyde olursa olsun etkin bir süreçte vazife yapması için etkili olan bir enstitüyü kapatmayı düşünüyoruz bu tasarıda. Bakın, İşletme İktisadı Enstitüsünün bugün yetiştirdiği pek çok başhekim vardır, pek çok büyük üretim kuruluşunun başındaki mühendis vardır, eğitimciler vardır. Peki, neden kapatıyoruz? Yani madem biz vizyoner bir süreç idare etmeyi hedefliyoruz, madem Türkiye'de ileri teknoloji içerisinde üretken bir rekabet şansını yakalatmak üzere hedefler ortaya koyuyoruz; peki, bunun temelini oluşturan eğitim ve araştırma birimlerini neden kapatmayı düşünüyoruz? Bir kere, bu çok büyük bir hatadır, bu hatadan dönülmesinin çok önemli olduğunun altını çizmek istiyorum Sayın Başkanım.

Diğer taraftan, 2017-2018 akademik yıl açılışıyla ilgili Sayın Cumhurbaşkanının bir konuşması oldu ve bu açılış konuşması sırasında Türkiye'deki 10 üniversitenin araştırma üniversitesi olarak ilanı gerçekleşti. Bu 10 üniversiteyi herhâlde çoğunuz biliyorsunuz, bunun içinde Ankara Üniversitesi var, Boğaziçi Üniversitesi var, ODTÜ var, İstanbul Teknik Üniversitesi var, Hacettepe var ama bunun içinde İstanbul Üniversitesi ile Gazi Üniversitesi de var. Yani 2017-2018 akademik yılının başlangıcında Sayın Cumhurbaşkanı bu araştırma üniversitelerinin tespit edilerek özel olarak desteklenmesi ve uluslararasında çok daha etkin olmalarının gerektiği yönünde bir başlığın altını çizerek böyle bir ilan yapmış iken, uluslararası akreditasyonu ve eğitim noktasında baktığımızda geldiği sıralama ortada iken İstanbul Üniversitesi ile Gazi Üniversitesinin araştırma üniversitesi ilanından sonraki bu süreçte alınan kararının tutarlılık ve devamlılık açısından sorgulanması gerektiğine de inanıyorum. Çünkü aynı toplantıda Sayın YÖK Başkanımız "Araştırma üniversitesi nedir, onu da cevaplayalım." dediği zaman "Bu üniversiteler araştırma üniversitesi misyonu ve stratejik yol haritasını belirlemiş ve üniversitelerin çalışma disiplinini bu plana uygun biçimde yürütebilen kurumlardır." demiş. Yani iyileştirilmesi hedeflenen konular içerisindeki kurumsal temeli oluşturmuş üniversiteler ki "Biz bunları araştırma üniversitesi olarak belirledik." diye Sayın YÖK Başkanı da bu konudaki tespitlerini dile getirmiş.

Diğer taraftan, öğretim üyelerinin çalışmaları araştırma konuları bütçeleri çok detay, kısa konuşacağım dediğim için bunu detaylandırmıyorum. Herhâlde YÖK temsilcisi, buradaki bulunan değerli üyemiz de bu konudaki YÖK'ün "araştırma üniversitesi" kavramını daha net, daha açık dile getirir.

Yani şunu söylüyorum kısaca: Lütfen, birtakım üniversiteler... Tabii, üniversite geleceği planlamak üzere, demokrasiyi yapılandırmak üzere hedeflenerek kurulacaktır ve kurulmalıdır ama eğitim verirken geleceği de, o eğitim hangi kalitede ve neler başarmış onları da görerek kararları çıkartmak, oluşturmak gerekir. Ben hem İstanbul Üniversitesi açısından hem de İstanbul İşletme İktisadı Enstitüsü ve İşletme Fakültesi açısından bir İstanbul Üniversitesi mezunu olarak lütfen kararları bir kere daha gözden geçirin diyorum.

Çok teşekkür ediyorum zaman verdiğiniz için.