UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Şimdi, bu 2'nci maddenin gerekçesinde -Sayın Bakan da dinlerse- ilginç bir gerekçe var, aynen okuyorum, diyor ki: "2839 sayılı Kanun'un 16'ncı maddesinde değişiklik yapılmaktadır. 6771 sayılı Kanun'la Anayasa'da yapılan değişiklikle getirilen yeni hükûmet sisteminde sert kuvvetler ayrılığı ilkesinin benimsenmesine bağlı olarak yürütme yetkisi Cumhurbaşkanına, yasama yetkisi Türkiye Büyük Millet Meclisine ait olacağından bir kimsenin aynı zamanda hem Cumhurbaşkanı adayı hem de milletvekili adayı olamayacağı ve aday gösterilemeyeceğine ilişkin düzenleme yapılmıştır." Yani gerekçe gayet mantıklı gibi, yasama, yürütme birbirinden ayrı, aynı anda bir yere aday olabilir, gayet güzel. Yani bunu daha önceki düzenlemelerden bağımsız düşündüğünüz zaman gayet güzel bir düzenleme.

Sayın Başkan, peki, daha önce biz burada şeyleri görüşüyorken burada birçok kere aynı şeyi ifade ettik. Peki, yasama değilse... Cumhurbaşkanlığı yürütme, milletvekilliği yasama, bir kişi aynı anda bir yere aday olursa yasama ve yürütmeyle alakalı bu kuvvetler ayrılığı ilkesini ihlal ediyoruz. Peki, bunları aynı zarfa atınca... Bunları aynı zarfın içerisinde oy kullandırıyoruz yani yasama organına yapılacak olan seçimde, 24 Haziranda yasama organına oy kullandırıyoruz, aynı zarfın içerisine koyuyoruz milletvekili seçimini, olmuyor, bir de Cumhurbaşkanlığıyla alakalı seçim pusulasını da aynı zarfın içerisine koyuyoruz. Kuvvetler ayrılığı ilkesini bu ihlal etmiyor da... Burada aynı hassasiyeti niye düşünmüyoruz? Yani burada da bir problem var, daha önceden çekincelerimiz buydu. Evet, diyorduk ki: "Yasamayla yürütmeye aynı zarfın içerisinde oy kullanmak kuvvetler ayrılığı ilkesini ihlal eder." diyorduk ama ne yazık ki bu ihtirazı kaydımız o zamanki komisyon görüşmelerinde alt komisyondaki arkadaşlarımız tarafından dile getirilmesine rağmen ne yazık ki dikkate alınmadı. Bunu sadece tarihe bir not düşülmesi açısından paylaşmak istedim.

Teşekkür ediyorum.