| Komisyon Adı | : | TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/929) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 29 .03.2018 |
ALİ AKYILDIZ (Sivas) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sevgili arkadaşlar, ben de bu düzenlemeyle yeni 2/B'ler yaratılma niyeti olduğunu düşünüyorum. Bu, doğru değil. Bu yapılmak istenen düzenleme zaten Anayasa'nın 169'uncu maddesine net bir şekilde aykırılık teşkil ediyor.
Şimdi arkadaşlarım da değindi ama ben de değinmek istiyorum, çok önemli çünkü bu. Ek maddenin ilk fıkrasında yer verilen "Bir yerin bilim ve fen bakımından orman olarak muhafazasında hiçbir yarar görülmemesi." ifadesi bilimsel ve teknik açıdan kabul edilebilir değildir, böyle bir şey olamaz arkadaşlar. "Burada bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte yasa dışı yollarla, bakın, yasa dışı yollarla orman alanlarında kurulan yerleşim yerleri acaba meşrulaştırılmak mı isteniyor?" diye sormak istiyorum. Verimsiz ya da niteliği zarar görmüş bu gibi alanların tekrar orman niteliğine kavuşturulması için çalışmalar yapmak, ormancılık örgütünün temel görevleri arasındadır. Bu nedenle, öncelikle bu madde kapsamında değerlendirilen alanların tekrar orman ekosistemi özelliğine kavuşması için adım atmamız gerekmektedir. Buna göre, kaynağını Anayasa'nın 169'uncu maddesinin son fıkrasından alan 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2'nci maddesine yeni bir boyut eklenmektedir burada. Buna göre, Anayasa tarafından kesin bir dille yasaklanan, 31/12/1981 tarihinden sonra, orman vasfını yitirmiş, üzerinde hâlen yerleşim yeri bulunan yerlerin de orman rejimi dışına çıkartılmasına olanak sağlanmaktadır. Bu yönüyle madde, tekrar söylüyorum, Anayasa'nın 169'uncu maddesine aykırıdır.
Maddenin ilk fıkrasının sonuna eklenen "Orman sınırları dışına çıkartılan alanın 2 katından az olmamak üzere devletin hüküm ve tasarrufu altında veya hazinenin özel mülkiyetinde bulunan taşınmazlar Orman Genel Müdürlüğüne orman tesis etmek üzere tahsis edilir." şeklindeki hüküm, bana göre yanıltıcıdır. Çünkü, ormanların korunmasında esas olan, orman örtüsünün, orman niteliğinin kaybolmamasıdır, arkadaşlarım da değindi buna. Orman sayılmayan birtakım hazine arazilerinin orman vasfını kazanması üç yüz yıl gibi, bakın, üç yüz yıl gibi bir zaman gerektirir. Dolayısıyla bu durum, orman sınırlarında daralma yapılmadığını göstermektedir. Kaldı ki Anayasa, devlete orman alanlarını artırmak görevi vermiştir. Dolayısıyla, orman olarak kullanılması gereken yerlerin orman rejimine alınması hiçbir koşul veya karşılık olmaksızın zaten devletin görevidir, orman alanlarının artırılması görevidir. Başka bir orman alanının tahrip edilmesinin, başka bir alanda, ormanlık alanda daralma yapılmasının karşılığı olamaz.
Sonuç olarak, getirilmek istenen Ek 16'ncı madde Anayasa'nın 169'uncu maddesine ve hatta 10'uncu maddesine net bir şekilde aykırılık teşkil etmektedir.
Son olarak, tamamlıyorum.
Başkanım, biliyorum, bakıyorsun.
BAŞKAN - Buyurun Sayın Akyıldız.
Son derece toleranslıyız ve sabırlıyız.
ALİ AKYILDIZ (Sivas) - Teşekkür ederiz.
Bu düzenleme orman dışında bulunan toplu taşınmazların yanlışlıkla ağaçlandırılması veya açılan davalar sonucunda ağaçlandırılan alanların orman sayılmadığına hükmedilmesi durumunda, orman idaresinin karşı karşıya kaldığı çok önemli bir problem. Çözüm getirmesi bakımından önemli ve yararlı bir düzenleme gibi gözükmekle birlikte, bu şekilde, demin de anlattığım gibi, çok ciddi sıkıntılar doğuracaktır. Bu uygulama bana göre doğru değildir ve bunun bir an önce düzeltilmesi gerekir diyorum.
Teşekkür ediyorum.