| Komisyon Adı | : | TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/929) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 29 .03.2018 |
ORHAN SARIBAL (Bursa) - Ya şöyle: Belki de ormanla ilgili aslında en önemli kararlardan bir tanesi, dikili ağaç kesim meselesi. Açıkçası, dikili ağaç kesim meselesi önergeyi getiren, tasarıya koyan anlayış açısından kıymetli sayılabilir. Yani ağaçları keselim, bir yere stoklayalım, onları soyalım, belirli hizmet verelim, belirli bir masraf edelim demektense, öyle yapmaktansa direkt ormandan ilgili müteahhide, talep edene onun isteklerine göre ormanı açalım, orada kessin. Şimdi, bir ticari mantıkla, para kazanma mantığıyla bakıldığında böyle makul geliyor, maliyetlerin düşürülmesi açısından makul geliyor ama ormanın sürdürülebilirliği açısından, ülkenin orman zenginliklerinin korunması açısından, nerede, ne zaman, hangi ağacın kimler tarafından kesilmesine karar veren bir orman anlayışının olması açısından çok tehlikeli, inanılmaz tehlikeli. İlk gün buraya bazı fotoğraflar getirmiştim. Gitmiş, kafasına göre ormanı yakar gibi yapmış, işaretlemiş, onları kesiyor.
Şimdi, Sayın Bakan, değerli Komisyon üyeleri; bu, hakikaten, aynı zamanda bir vicdan sahibinin, aynı zamanda bir bilim insanının, aynı zamanda ormanla ilgili onlarca yıldır mücadele ettiğini söyleyen, bu konuda uğraşan, ormanlık alanları da 1 milyon dönümden daha fazla artırdığını söyleyen bir anlayışın özellikle gözden geçirmesi gereken bir şey. Sayın Bakan, müteahhit girdi ormana, dedi ki: "Ben şu kuturda, şu boyda ağaç keseceğim." Bunun denetimi nasıl olacak, kontrolü nasıl olacak, bunu nasıl yapacak? Oradan kesip indirip getirecek. Yani bunun ölçüsünü ortaya koymak... Tesadüfen gitti, ölçüsüz bir tanesini kesti, ne yapacağız, ağacı tekrar dikme şansımız var mı, böyle bir şey mümkün mü? Onun belirlediği ölçülerde olmayan bir ağacı kesti Sayın Bakan, düştü ağaç ya da yarayı aldı "Hayır, sen bu ağacı yanlış işaretlemişsin, yanlış kesmişsin." diyecek, ne yapacağız? Nasıl bir model bu? Gerçekten, bunun tekrar ciddi anlamda gözden geçirilmesi gerekiyor. Açıkçası, bu, ormanlarımızın -gerçekten, o sözcüğü kullanmak istemiyorum, sabahtan beri dikkat ediyorum ama- katledilmesine dair çok önemli bir araç olarak kullanılabilir. İyi niyetli olarak yapabilirsiniz... Hiçbirimiz bu dünyada, bu coğrafyada sonsuza dek yaşamayacağız ve hiçbirimiz bu masalarda ve bu yasaları yapma noktasında her gün yeni bir yasa yapma şansına sahip değiliz. Herkesin, her anlayışın kendine göre anlayışı var. Ben ormana yaşam, doğa, çevre, oksijen, flora, fauna, dünyanın zenginliği, insanlığın geleceği olarak bakarım, müteahhit de kâr amaçlı bakar. Bunun ölçüsünü nasıl koyacağız? Bunun denetimini kim yapacak? Kim belirleyecek bunun ölçüsünü? O yüzden, dikili ağaç kesim olayı kesinlikle kabul edilmesi mümkün olmayan bir yöntemdir Sayın Bakanım, yapmayın.
Bakın, ben sizin her söylediğinizde bir iyi niyet aramaya çalışıyorum, doğrucu bir şey aramaya çalışıyorum, bulmaya çalışıyorum ama öyle üst üste geliyor ki maddeler, öyle geliyor ki o iyi niyeti zaman zaman kaybediyor "Acaba mı?" diyorum, "Arkada ne var?" diyorum. Bu konuda rahatsız oluyorum, bunu ifade etmek istedim. Lütfen, bu dikili ağaç meselesi kaldırılsın arkadaşlar; tekrar gözden geçirin, tekrar tekrar, lütfen. Bu önemli, çok önemli, geriye dönüş yok. Bakın, yasalaştırıyorsunuz, yasayla çıkarıyorsunuz bunu. Lütfen, düşünün ve bu dikili ağaç meselesinin tümünü, bir oran pazarlığı yapmaksızın, bir oran tartışması yapmaksızın... Bizim Orman Bakanlığımız var, orman yetkililerimiz var, giderler, o yılın kendisine göre kesilecek ağaçları işaretlerler, keserler, getirirler, biriktirirler, gelen işletmeci, tüccar, müteahhit kimse -adının bir önemi yok, yaptığı işin de bir önemi yok- almak istediği oradaki ağaçtan alır, tasnif eder götürür ama siz dikili ağaç dediğiniz yeşil ağacın ormandan kesimini birilerine bırakıyorsanız kuzuyu kurda teslim ediyorsunuz demektir. Buna razı olmamız, buna onay vermemiz, bunu bir pazarlık aracı hâline getirmemiz, burada oranlar üzerinden bir tartışmayı yürütmemiz bir çevreci ve bir tarımcı olarak, bir ağacın yetiştirilmesinin ne kadar önemli olduğunu bilen ve ona onlarca yıldır emek veren biri olarak ve ormanların artık dünyadaki küresel ısınma ve küresel iklim değişikliğinin en önemli engelleyicisi olarak bir tek ağacın bile fuzuli kesilmesine bu kadar dikkat ederken, bu kadar çaba sarf ederken, bu kadar hassas olduğumuzu iddia ederken öbür tarafta ormanlarımızı, açıkçası -bu kelimeyi hiç sakınmadan söyleyeceğim- orman düşmanlarına teslim etmeyelim. Bu kadar net söylüyorum, bu böyledir.
Teşekkür ederim.