KOMİSYON KONUŞMASI

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Teşekkür ederim Değerli Başkan.

Değerli Türkiye İnsan Hakları Eşitlik Kurumunun Başkanı ve üyeleri; hoş geldiniz. Sizlere ve değerli basın mensuplarına selam ve saygılarımızı iletiyoruz. Emeğinize sağlık, yüreğinize sağlık.

Kurum gerçekten Türkiye için güzide bir kurum, yeni bir kurum. Fakat 2017 Faaliyet Raporu olarak baktığımız zaman toplam sayfa sayısı 64; 34'e kadar kanun ve kurumun tanıtımıyla ilgili yani faaliyetle alakalı 34'üncü sayfaya kadar yok. 34'üncü sayfadan sonra baktığımız zaman hemen 34'te, "2017 Yılı Faaliyetleri" başlığına baktığımız zaman, efendim, toplam başvuru sayısı -ayrımcılık ihlali- 102. Türkiye gibi bir ülkede... Değerli Başkanımızla, Komisyon Başkanımızla, Değerli Bakanımızla birlikte; insan hakları, İslamofobiyle ilgili, İslam düşmanlığıyla ilgili alt komisyonun başkanıyla birlikte biz yurt dışına gittiğimiz zaman... Yani güya biz bu kurumları Avrupa'dan aldık; onlarda bile bu sayının katbekat üstünde varken Türkiye gibi bir ülkede ayrımcılıkla ilgili 102, hele hele bir darbe girişimi olmuş, insanların ağızlarına bant çekilmiş... Daha iki hafta önce İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı dedi ki: "Kardeşim, bize oy vermeyenlere biz hizmet götürmeyeceğiz." Al işte, sizin alanınızın içerisine giriyor, kanun da size resen araştırma yetkisini vermiş. Resen burada baktığınız işlerin sayısı 25 ve bu kadar insan hakkının ihlal edildiği, ayyuka çıktığı bir dönemde doğrusu sayının bu kadar az olması bir; ya kurumu yeteri kadar tanıtamadınız, ya insanları yeteri kadar bilgilendiremediniz. Ben sizin huzurunuzda -evet, yetersiz olmakla birlikte- Kamu Denetçiliği Kurumunu kutluyorum. Onlar hakikaten size göre, bu Kuruma göre, sizin yetkileriniz, resen araştırma yetkiniz olduğu hâlde onlar çok daha fazla kendilerini tanıtmışlar, her tarafa gitmişler, mümkün olduğu kadar onların alanıyla ilgili mevcut olan hak ihlalleriyle ilgili vatandaşın bilgilendirilme nedeniyle başvuru sayısı çok çok daha fazla ve bu başvurularla ilgili -Allah rızası için ya- bir tane şu kararı verdik, şunu yaptık gibi olumlu bir talep yok. Yani âdeta topu taca atar gibi gri bir renk çizmişsiniz. İşte kimseyi incitmeyelim, iktidarı da incitmeyelim, diğer tarafı da incitmeyelim. Hepsinde "Belirtilmiştir." "Faaliyet devam ediyor." "Çalışmalar yapılmıştır." Doğru da bu Kurum bir karar verecek, ne yapıldı? Yani bazıları tamam, görev alanınız değil, diğer tarafa gönderildi. Bu anlamda gerçekten, İnsan Hakları Eşitlik Kurumunun bu kısa sürede de olsa hak ettiği bir alanda olmadığını söylemek isterim. Yani burada "Yapıldı." "Edildi." E sonuç ne oldu arkadaş? Yani bu hak ihlalleriyle ilgili kaç tane kararınız var, ne oldu? Vatandaşı en azından cesaretlendirici kararlar vermelisiniz ki vatandaş "Yahu hakikaten benim bir İnsan Hakları Eşitlik Kurumum var, eğer böyle bir şey olursa ben oraya giderim." diyebilmeli, o güvenceyi hissedebilmeli. O kararı siz verebilmelisiniz, hani o kararlılığınızla o güvenceyi verebilmelisiniz. Öyle bir karar olmayınca da maalesef bilinmiyor, tanınmıyor, bu şekilde devam ediyor.

Ve mesela geliyoruz, cezaevleriyle ilgili diyorsunuz, emniyet müdürlükleriyle ilgili diyorsunuz. Yani tabii, Sayın Başkanımızla birlikte yurt dışına gittik. Sayın Metiner Cezaevi Alt Komisyonumuzun Başkanı, yani o gayet rahat cezaevlerinin durumunu kendi raporlarında "Evet, şu eksik, şu tamam." Burada -Allah rızası için- öyle bir eksiklik vesaire de yok ama yurt dışında da Sayın Metiner Bey... Hakikaten oradaki Türk vatandaşlarımız, cezaevlerinde bulunanlarla ilgili büyük sıkıntılar var, bence yine bir yurt dışına gitmeniz gerekiyor ama ülkemizdeki bu sıkıntıları da işte Eşitlik Kurumumuz... Yani sizin raporlarınız bunlara on basıyor. En azından şu olumsuzluklar var, şu olumlu yönler var yani bir İnsan Hakları Eşitlik Kurumunun bunları belirtmesi gerekmez mi? Hiçbir eksiklik vesairesi yok.

Geliyoruz, emniyetle ilgili, karakolla ilgili... Canım Başkanım, 3 tane karakol var; A karakolu, B karakolu, C karakolu. Bunları kapasitesi anlamında, birim anlamında, büyüklükler anlamında emniyet kendi içinde sınıflandırmış. Bunların hangisi hangi evsaflara, hangi koşullara bağlı ki A, B, C'yi ayırmış? Bu ziyaret ettikleriniz hangi koşullarda, neyi eksik, neyi fazla? Geçmişte Sayın Metiner'in Başkanlığında biz İzmir'i ziyaret etmiştik, gayet rahat, o dönemde bize hakikaten ayrıntılı bir vaziyette, insan haklarının ihlali açısından karakolların olması gereken standartlarını anlatmışlardı bize. Bu karakollar olması gereken standartların hangisine uygun? Dikkat ederseniz hiçbir şey yok. İşte rapor, rapor ama ne raporu? Raporun bizi bir yönlendirmesi lazım, bizi bir aydınlatması lazım. Bizi en azından, yahu gelecekle ilgili "Arkadaş şu şu şu eksiklikler var, ey Parlamento." Veya bundan sonra, sizden sonra görev yapacak olan arkadaşlarımıza "Arkadaşlar, bakın biz şunları şunları yaptık." yani en azından sizin, biraz bu Kurumun yüreklendirici olması lazım, cesaretlendirici olması lazım. Bu yüreklendiriciliği, bu cesareti bulamıyoruz. Evet, doğru, kurum binası düzgün olmazsa çalışamazsınız ama keşke bu inşaat işini de buna yazmasaydınız yani inşaat işi para işi, bütçe işini gerektirir, bizi ilgilendirmez ki.

BAŞKAN - Komisyondan yardım talep ediyor.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Yani yok, o konuda "Dükkân sizindir." biz deriz. Yani onu kendi adıma söyleyeyim, muhalefet partisi olarak... Yeter ki bu, yasanın emrettiği adaletsizliklerle, eşitsizliklerle, hukuksuzluklarla mücadele edin "Dükkân sizin." diyeceğiz biz ama yani dükkânın size ait olması için bize tek bir cümle Allah rızası için bulun da ben tüm laflarımı geri alacağım, özür dileyeceğim.

Teşekkür ederim, saygılarımı sunarım.

BAŞKAN - Teşekkür ederim.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Yani şunu da söyleyeyim: Yurt dışında biz bu kurumlarımızla övünüyoruz. Bakın daha yeni geldik. "Bu kurumlarımız var." diyoruz ama övündüğümüz bu kurumlar gereğini yapmıyor. Yani şeklî anlamda evrak düzeni mükemmel ama pratikte, uygulamada bulamıyoruz.

Teşekkürler.