Komisyon Adı | : | KADIN ERKEK FIRSAT EŞİTLİĞİ KOMİSYONU |
Konu | : | Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/935) |
Dönemi | : | 26 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 16 .04.2018 |
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Sayın Başkan, ben de herkesi saygıyla selamlıyorum.
Aslında bugün burada bu kanun tasarısını biz tartışırken bu tasarıya ilişkin aslında ciddi deneyimleri olan hem kadın örgütlerinin hem de çocuk örgütlerinin burada olması gerekiyordu, görüş ve önerilerinin aslında alınması gerektiğini düşünüyoruz. Onun için biz bir dilekçeyle de Komisyona başvurduk, özellikle dinlenmesini istediğimiz, bu alanda çalışan, sözü geçen, ciddi deneyimleri olan hem kadın hem çocuk örgütlerinin temsilcilerinin de dinlenmesi gerekiyor. O açıdan bu dilekçemizin de dikkate alınmasını talep ediyoruz.
Yine, sadece var olanlar değil, biliyorsunuz birçoğu da OHAL gerekçesiyle kapatıldı bu kadın ve çocuk örgütlerinin, aslında onların da çok ciddi deneyimleri var, bu alanda çalışmalar yürüttüler. O açıdan onların da aslında dinlenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Dolayısıyla o açıdan bu perspektifi de -yani herkesin çokça ifade ettiği daha geniş bir perspektife ihtiyaç olduğu ifade edildi- güçlendirecek bu arkadaşlarımızın bu alandaki deneyimleri ve görüşleri.
Yine, çocuk istismarı sadece cezai yöntemlerle çözülemeyecek bir sorun, daha geniş bir perspektife elbette ki ihtiyaç var. Onun için de çocukla ilgili suç-ceza yaklaşımını dengeli kılmanın yanı sıra önleme ve koruma felsefesini de merkeze alan hak temelli ve bütüncül bir çocuk koruma politikası aslında geliştirmeliyiz hep birlikte.
Yine, bu tasarının aslında bu perspektiften uzak olduğunu düşünüyoruz. Yine arkadaşlarım da ifade etti, daha fazla cezai yaptırımlar üzerinde yoğunlaşılmış. O açıdan sorunu sadece cezai yaptırımlarla çözmeye çalışmanın aslında sorunu çözmemek anlamına da geldiğini düşünüyorum.
Yine burada kimyasal hadım gibi önerilerle sorun da tıbbileştiriliyor. Dolayısıyla ilgili kurumların da sorumluluğu bu anlamda bizce örtbas edilmeye çalışılıyor. Yani sadece ortada bir fail var, bir sapık var ve bütün suçu o işlemiş ve bizler de aslında ona yönelelim ve oradan sorunu çözelim gibi bir yaklaşımın da aslında çok gerçekçi olmadığını düşünüyorum.
Yani sanki bütün kurumlar, bütün mekanizmalar işletilmiş, bir sonuç alamamışız, geriye kalan sadece o faili cezalandırmak. Oysa bence mekanizmalar işlemiyor, mekanizmaları yeterince biz oturtamıyoruz. Bundan kaynaklı ciddi sıkıntılar olduğunu düşünüyorum. Sadece bir örnek vermek istiyorum. Yakın zamanda, son dönemlerde basına da yansıdı; Gebze'de bir baba 14 yaşındaki kız çocuğunu istismar ediyor, işte annenin şikâyeti üzerine olay yargıya yansıyor. Bu baba dört ay tutuklu kalıyor çünkü ifadesinde eşinin kendisini aldattığını ifade ediyor, dolayısıyla mahkeme çok alakasız bir şekilde suç vasfının değiştiğini söylüyor ve baba tahliye ediliyor. Hâlbuki orada Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının görevlendirdiği bir pedagog da var, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının kendisi olaya müdahil de aslında ve pedagogun ifadesine göre çocuğun ifade ettikleri tutarlı yani çocuğun ifadesinde herhangi bir değişim söz konusu değil ama buna rağmen bu kişiyle çocuk ve anne korunmadan -bu sabah avukatıyla da görüştüm- çok yakın bir mahallede, aynı sokakta oturuyorlar, can güvenlikleri yok. Dolayısıyla, bu örnekle de anlaşıldığı gibi aslında mekanizmalar işletilmiyor yani bu mekanizmaların bir kere işletilmesi lazım. Bir anda, bir bakıyorsunuz, aslında mağdur suçlu pozisyonuna da hemen dönüşme durumuna geliyor bu mahkemelerde. Aslında buna benzer birçok örnek var, hatta cezasızlıkla sonuçlanan birçok dosya var. Onun için de bir kere bu bakışın değişmesi, daha geniş bir perspektif ve bütüncül bir yaklaşım gerekiyor. O açıdan da bu mekanizmaları iyi kurmak, cinsiyet eşitliği ve kadın özgürlüğü perspektifiyle bunları işletmek gerekiyor.
Yine, dünyadaki örneklere de baktığımızda, sorunu cinsiyet eşitliğini güçlendiren mekanizmaları hayata geçirerek çözdüklerini bizler çok iyi biliyoruz. Türkiye'deki örneklere de aslında baktığımızda temelinde cinsiyet eşitsizliğinin de yattığını biz görüyoruz, onun için de buna yönelik ciddi adımlar atmamız gerekiyor. Bütün bu yaptığımız uygulamalarda, hazırlanan kanun tasarılarında aslında bu cinsiyet eşitliği ve kadın özgürlüğü perspektifini bence vazgeçilmez bir kriter olarak koymamız gerekiyor. Bunu koymadığımız müddetçe aslında kısmi çözümlemeler getiriyoruz ve bunlar da sorunu çözmekten uzak kalıyor; hadım da etseniz, başka başka mekanizmalar da uygulasanız bu sorun bitmeyecek. O açıdan bu toplumsal dönüşümünü de zihniyet dönüşümüne kendisiyle beraber getirecek bir perspektife ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.
Yine, bu yasada çocuk izleme merkezlerinin sayısının artırıldığından söz ediliyor. İşte, bu çocuk izleme merkezleri aslında 2012'de açılmaya başlanıyor ama o günden bugüne sadece 27 tane var. Yine, ben bu Aile Bütünlüğünün Korunması ve Boşanma Komisyonunun da üyesiydim yani şu anda ifade edeceğim rakamları Aile Bakanlığının kendisi bize vermişti. Türkiye'de boşanma oranı yüzde 4, 2012'de boşanma danışmanlığı hizmeti verilmeye başlanıyor ve bir yıl içerisinde 81 ilde bu hizmet aslında verilmeye başlanıyor ama yine, Türkiye'ye baktığımızda kadına yönelik şiddeti bu kadar konuştuğumuz, cinsiyet eşitsizliğini bu kadar tartıştığımız bir yerde sığınmaevi sayısı 137. Yani bu çalışmalar birbirini besleyen, paralel bir şekilde yürümüyor, dolayısıyla bu noktada da bu sıkıntıları besleyen bir politika olduğunu düşünüyorum.
Yine, düzenlemenin gerekçesinde çocukların gelişim hakkından bahsediliyor. Biz de biliyoruz ki bunun en önemli yolu aslında kreş sayısının artırılmasında ama devlet kurumlarındaki kreşlere bile baktığımızda 2008'de 500'e yakın kreş varken şimdi bu sayı 107'ye düşmüş. Tüm uluslararası raporlarda, Türkiye'deki yapılan çalışmalarda, özellikle bu çocuk ve kadın örgütlerinin açıkladıkları raporlarda kadın özgürlüğünün ya da toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin de en büyük engelinin aslında çocuk bakımı olduğunu da gösteriyor. Dolayısıyla, bu alanlarda ciddi iyileşmelerin de yapılması gerekiyor ki bu perspektif daha geniş anlamda hayat bulsun.
Yine, cezai işlemle sadece sınırlı tutuluyor yani faile yönlendiriyoruz, cezayı onun üzerinden çözmeye çalışıyoruz ama oysa bu durumu yaratan başka dinamikler var; işte, siyaset mekanizması var, hukuk mekanizması var, toplumsal mekanizmalar var, dolayısıyla buna yönelik de bir yaptırımın olması gerekiyor. Örneğin 115 hamile çocuk skandalında vali soruşturmaya izin vermemişti, aslında bu valinin de sorumluluğu var ve bunun da aslında bir yaptırımı olması gerekiyor. Yine, Diyanet İşleri Başkanlığının sitesinde çocuklara bir dinî görevli erken yaşta evlenebileceklerini söylüyor, aslında bunun da bir yaptırımı olması gerekiyor. Yine, Elâzığ'da çocuk istismarını açığa çıkaran 3 öğretmen on gün gözaltında tutuldu yani bu 3 öğretmeni on gün gözaltında tutan, bu işlemi yapanlara da belli bir uygulamanın olması gerektiğini düşünüyoruz. Yine, biliyorsunuz, çokça gündem oldu, yaşam tarzından ya da kıyafetinden dolayı otobüste kimi zaman kadınlar şiddete uğruyor ya da sözlü tacize uğruyor. O zaman Sayın Başbakan şeyi söylemişti: "Rahatsız oluyorsanız mırıldanın." Aslında bu siyasi söyleme de yönelik bir uygulamanın, bir yaptırımın olması gerekiyor. Yine, Saadet Özcan, biliyorsunuz, bir öğretmen İzmir'deki istismar vakasını açığa çıkarmıştı ama Saadet Öğretmen de bütün bu uygulamalar karşısında, verilen sözlerin yerine getirilmemesi karşısında istifa etmişti. Dolayısıyla, bütünlük derken tam da bundan söz ediyoruz yani bu mekanizmaları ören, bunu güçlendiren, erkekliği yücelten, kadına dair söylemleri, kadına dair düşünceleri aşağılayan, aslında muhafazakâr bir söyleme sığdıran anlayışın aslında değişmesi lazım. Bunlar değişmedikçe bu sorunların da çözülmesinin zor olduğunu düşünüyoruz.
Yine, çocuk istismarını önlemede en önemli adımlardan bir tanesi de bizce erken yaşta evlilikleri önlemektir. Yani Hükûmetin kimi adımları olduğunu bizler biliyoruz, hani bu Boşanma Komisyonunda da kısmen tartışılmıştı, yine aslında bu erken yaşta evliliklere ilişkin cezai yaptırımları kaldırma niyeti orada da açığa çıkmıştı. Yani o zaman oraya gelip erken yaşta duygusal bir ilişki geliştirip kendi rızasıyla evlenen çocuklar da vardı, hani bu rıza meselesi de belki tartışılır, bu durumda bir mağduriyet ya da bir sorun yaşandığının bizler de farkındayız ama bu sorunu çözmenin yolu, yöntemi bizce bu cezai yaptırımları kaldırmak değil. Yani bu aynı zamanda şeyi de beraberinde getiriyor, cinsel istismar ve erken yaşta evlilik arasındaki ilişkiyi de güçlendiriyor. Bunu Van'daki bir örnekle ifade etmek istiyorum. Van'da bir yurt görevlisi bir çocuğa istismar gerçekleştiriyor, aslında kendi istismarını normalleştirmek için de diyor ki: "Ya, Çaldıran'daki öğretmen de kendi öğrencisiyle zaten evlendi." Yani ikisini aslında kıyaslayabiliyor. Dolayısıyla, bütün bunlar birbirini besleyen yaklaşımlar, o açıdan bunlara yönelik de bizce ciddi adımlar atılmalı. Yine, İstanbul Sözleşmesi'nin de aslında gereği olarak eğitim kurumlarında ve bütün bu ilgili alanlarda çalışan bütün kurumlarda bizce cinsiyet eşitliği eğitimleri yapılmalıdır, bunlar yapılmadığı müddetçe sorun da derinleşecektir.
Aslında biz, tabii, muhalefet şerhimizde daha detaylı yazacağız, benim arkadaşlarım da hem hukuk kısmını hem diğer boyutlarını ifade ettiler, ben onları geçeyim, tekrar olmasın, diğer arkadaşlarıma da söz hakkı kalsın ama bazı öneriler de yapmak istiyorum, sonra toplu ve yazılı olarak da sunabiliriz. Bizce tasarıya çocukların cinsel istismardan korunmasına yönelik düzenlemeler eklenmelidir, özellikle çocuk yaşta ve zorla evlendirmeyi önleyecek düzenlemeler acilen yapılmalıdır. Çocuğun istismara maruz kaldığını fark edip bildirimde bulunmak ve çocuğu desteklemek isteyen ebeveyni, öğretmeni vesaireyi destekleyecek mekanizmalar oluşturulmalıdır. Yine, Çocuk Hakları Bakanlığı kurulmalı, vekilimiz de ifade etti, buna bağlı olarak bir de bir çocuk fonu kurulmalı. Yine, çocuk istismarı politikaları, cinsiyet eşitliği politikalarının bir parçası olarak bu tür düzenlemeler eş zamanlı olarak uygulanmalıdır. Cinsel istismar mağduru çocuklarla ilgili yapılan haber ve yayınlarda yayınların kısıtlanması veya engellenmesine yönelik tedbir kararı getirilmesi düzenlemesinin suçu işleyen nüfuzlu kişilerin korunmasına yönelik bir sonuca yol açmasının halkın istismarla ilgili hakkını bilgilenme hakkını kısıtlayıcı bir etki doğurması muhtemeldir bizce. Yapılacak kısıtlamanın içeriği ve niteliği belirsizdir, olayla ilgili bilgilerin topluma yanlış yönlendirmelerle yayılması riskini barındırmaktadır, ayrıca yayınların kısıtlanmasına ilişkin cumhuriyet savcısının karar verme yetkisi hâkim onayıyla desteklenmelidir diye düşünüyoruz. Yine, yürürlükte olan TCK'da cinsel istismar suçunun tanımı sorunludur bizce. Tanıma göre 12 yaşından küçük çocuğa penetrasyon olmadan yapılan cinsel istismar eylemleri sekiz-on beş yıl arasında, penetrasyon olması hâlinde verilecek cezanın alt sınırı otuz yıldır, mevcut düzenlemede suçun şekline ilişkin tanımlamada bir değişiklik yapılmamıştır. Kanunun gerekçesinde belirtildiği gibi çocukların ister fail ister mağdur olsun suç ve benzeri tüm sosyal risklerden korunmaları gerekir, devletin çocuğu koruma yükümlülüğü çocuğun suç işlemesi hâlinde de devam eden bir yükümlülüktür. 2015 verilerine göre cinsel dokunulmazlık suçlarından yargılanan yer 6 kişiden 1'i çocuktur. Bu nedenle suçun failinin çocuk olmasına ilişkin bir düzenleme getirilmelidir. Failin çocuk olması hâlinde eylem fiil, cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir şekilde gerçekleştirilmemişse failin cezalandırılması yerine onarıcı adalet ilkeleri uygulanmalıdır. 2 çocuğun akran kabul edilmesi için aralarındaki yaş farkı 3'ten fazla olmamalıdır. Tasarıdaki cezalar artırılırken çocuk faillerin dikkate alınmaması akran cinselliğinin suçtan ayırt edilmemesini engelleyen bir etki doğurabilecek, çocuklar arasında orantısız cezalara yol açacaktır. Örneğin 15 yaşında bir çocuk 14 yaşında bir çocukla zorlama olmadan öpüştüğünde ve bu eylem istismar olarak tanımlandığında sekiz ila on yıl hapis cezası öngörülmektedir.
Mevcut yasadaki bu eksikliklerin giderilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Diğer önerilerimizi de yazılı olarak sunacağız, hem de muhalefet şerhimizle.
Ben teşekkür ediyorum.