| Komisyon Adı | : | KADIN ERKEK FIRSAT EŞİTLİĞİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba'nın, Bakanlığın vizyonu, misyonu ile kırsal alanda kadının güçlendirilmesi ve kırsalda kadın girişimciliğinin desteklenmesi hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 05 .04.2018 |
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI AHMET EŞREF FAKIBABA (Şanlıurfa) - Çok teşekkür ederim Sayın Vekilim.
Esasında "Kırsalda sadece kadına değer verelim, fazla üretsin, biz daha fazla para kazanalım, onlar daha fazla para kazansın." değil. Bizim amacımız köyde... Yani kırsal kalkınma bakanlığından bahsediyorum yani yeniden bir yerleşim planı yani okulu, camisi, gençlik merkezleri, kadın merkezleri, yüzme havuzları, futbol sahaları. Yani oradaki insanlar "Ya, arkadaş, ben şehre gitme ihtiyacı hissetmiyorum." Toplantı salonları, küçük sinema salonları. Yani bunlar olmayacak şeyler de değil, öyle çok zor da değil yani. Ama öncelikli hedef nedir? Önce karnı doyacak ve burada geliri artacak. O gelir arttıktan sonra mutlaka ve mutlaka bunların gelmesi lazım. Hatta ne kadar güzel olur, her ailenin evinin önünde traktörünün yanında bir arabasının olması, efendim, şehre gelmesi. Olmayacak şeyler değil bunlar. Yani ben böyle düşünüyorum. Belki de hayal kuruyorum ama hayal kurmadığınız zaman da başarılı olamazsınız, değil mi? Yani olmayacak şeyler mi? Ben çok samimi söylüyorum, olmayacak şeyler değil.
Tabii, "250 Köy" bu işin başlangıcı. "250 Köy"de biz yerleşim planlarını falan değiştirmeyeceğiz, önce gelirini artıracağız, sonradan yerleşim planları gelecek. Yani 250 veya 300 metrekarelik bir evde, fonksiyonlu olan yani odaları, lavabosu, banyosu, mutfağı mükemmel olan, belki bahçesinde organik maydanozunu, nanesini, balcanını, isotunu yetiştirebileceği bir yer niye olmasın yani? O kadar zor bir olay değil. Biz on beş yılda çok büyük işler yaptık, çok büyük işler oluştu yani. Bunlar yapamayacağımız şeyler değil ve "250 Köy"ün amacı da bu. "250 Köy"de önce insanların gerçekten gelirini artırmak, ondan sonra da yeni yerleşim planlarıyla daha yaşanabilir, insanca, kadının bir eğitim alabileceği salonları, konuşabileceği... Yani "İnsanlar sadece -bu, kadın da değil; bu, mülteci de olabilir- işte, üretsin, para kazansın, kapitalist ülkeler gibi sadece biz para kazanalım." Öyle bir havamız yok bizim, biz önce insan için varız ama insan için olabilmesi için de tabii hak vermeniz lazım ki ekonomi de olacak yani. Ekonomide de üreteceğiz ki insanımız o ürettiğinin karşılığını insanca alabilsin. Yani amacımız bu. İnşallah dua edin, başarılı olacağız yani, hep beraber.
BAŞKAN - Olacak inşallah Bakanım.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI AHMET EŞREF FAKIBABA (Şanlıurfa) - Ama en son olarak şunu söylemek istiyorum bu Komisyona: Kadın-erkek eşitliği için bir kardeşiniz olarak her konuda yanınızdayım.
BAŞKAN - Sağ olun Bakanım.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI AHMET EŞREF FAKIBABA (Şanlıurfa) - Vereceğiniz her projede, bakın her projede mutlaka destekleyici olacağım. Niye biliyor musunuz? Kadınları koruduğumdan değil, ben ülkemi seviyorum, mutlaka ve mutlaka eşitlik sağlandığı ve kadınlar ürettiği zaman bu ülkenin çok daha büyüyeceğine, insanların çok daha mutlu olacağına inandığım içindir.
BAŞKAN - Çok teşekkür ederiz Sayın Bakanım.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI AHMET EŞREF FAKIBABA (Şanlıurfa) - Çok teşekkür ederim.
BAŞKAN - Son olarak sözümüzü Sayın Depboylu'ya verelim. En son alt komisyon başkanımız bir cümle ekleyecek, ondan sonra Bakanımızı Genel Merkezdeki toplantısına yetiştireceğiz, biz de üçüncü gündem maddemize geçeceğiz inşallah.
Sayın Depboylu, buyurun.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI AHMET EŞREF FAKIBABA (Şanlıurfa) - Özür dilerim, tarım işçileriyle ilgili olarak...
İnşallah nisan ayında, bakın, o tarım işçilerinin yanına ben gittim, o çadırlarda kaldım kardeşiniz olarak, yattım hakikaten; hiç hoş değil. "Biz ne yapabiliriz?" diye Jülide Bakanımızla, Urfa milletvekilleriyle tek tek... Bütün her şehri dolaştım desem doğru değil ama yoğunluk olan nedir? Eskişehir'dir, Polatlı'dır, Kayseri'dir, Malatya'dır; buralara gittik ve zaman zaman o çadırlarda kaldık ve ben bunu da arkadaşlarıma gayet iyi bir şekilde izah ettim. Nisan ayında bir başlangıç yapıyoruz ve insanca yaşayabilecekleri, Polatlı'da... Buradan hem Jülide Bakanımıza hem Ankara Valimize, bürokrat arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum, çok güzel bir proje çıkardık. İnşallah gelecek olan tarım işçileri çok farklı bir şekilde çalışma imkânı bulacaklar. Daha temiz, lavabosu, banyosu, odaları farklı olan, rahat edebilecekleri, eğitim alabilecekleri, sağlık hizmetlerinin olabileceği alanlar oluşturduk ve bunu bütün şehirlere yaymayı düşünüyoruz. Yani tarım işçileri hakikaten bizim gözümüz. Onlar olmamış olsa emin olun... Mesela ben şunu söyledim: "Ben Urfalı hemşehrilerimle gurur duyuyorum." Bunu muhalefet maalesef bazen de öyle bir yanlış alıyor ki, şimdi, Polatlı'ya gittim, bakıyorum; "Ya, bu tarlayı kim yapıyor?" "Urfalılar." Yemyeşil ve üreten bir toplum. "Burası kime ait?" "Ya, burayı da Urfalılar yapıyor." Dedim ki: "Helal olsun ya, ne kadar güzel." Ha, şartları iyi mi? Şartları iyi değil. Bu insanlar o şartlardan çok daha mükemmelini hak ediyor mu? Hak ediyor. Bunları, hep beraber el ele verip düzeltmemiz lazım. Düzelecek yani ben tarımın ve Türkiye'nin önünün açık olduğuna kalpten inanarak söylüyorum. Özellikle tarım işçileri için bunu belirtmem gerekirdi Sayın Vekilim, onun için sözünüzü kestim. Özür diliyorum.
Buyurun efendim.