KOMİSYON KONUŞMASI

İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Özellikle bu Suriyeli konusunda, örneğin uyuşturucu konusundaki kullananlara sizin de bir kanaat oluşturmanız açısından söyleyeyim. Türkiye genelinde olay sayısı 79.050, Suriye uyrukluların karıştığı olay sayısı 466, binde 59; şüpheli sayısı 111 bin, Suriyelilerin karıştıkları 525 binde 47. Bu sayılar çok düşük sayılar yani hiç şey yapılabilecek sayılar değil. Afganistanlılarla alakalı söyleyeyim, olay sayısı 79.050; 118, binde 15, şüpheli sayısı 111 bin, şüpheli sayısı Afganistanlı 164, bu da binde 15. Bu da ihmal edilebilir sayılardır. Yani işin üzerine düşünülmesi lazım ama ihmal edilebilir sayılardır bunlar. Özellikle bizim esas bakmamız gereken işlerden bir tanesi doğu ve güneydoğudur uyuşturucu konusunda. Bu da nereden? Bu da benim kendi son zamanlarda elde ettiğim kişisel yoklamalarımla aldığım sonuçlardır. Yani özellikle doğu ve güneydoğunun önemli merkezlerinde -Kızıltepe gibi, Nusaybin gibi- böyle bir tehdit ve tehlike var.

Şimdi burada bir şeyi ifade etmek istiyorum; devlet yönetimi de millet meselesi de boşluk kabul etmez. Şimdi, orada bir PKK terör örgütü "entite"sini kaldırdıktan sonra, bir grubu kaldırdıktan sonra bunun yerine bir şey ikame edilmeye çalışılacak. Bu ne olacak? Biz 15 Temmuzdan sonra şöyle bir işle karşı karşıya kaldık: 15 Temmuzda daha sonra İçişleri Bakanlığına geldikten sonra şöyle bir olay oldu: Şimdi "FETÖ" denilen bir terör örgütü var, Türkiye'de her alanda var bu. FETÖ'yü tasfiye ediyorsun, FETÖ'nün yerine kim ikame olacak? Ya devlet kendi kurallarıyla ve ilkeleriyle eğer boşluk bırakırsanız bir başka bir şeye ikame olacak. Biz bunun çok faydasını gördük, organize suç örgütleri konusunda TCK 220'de daha önce değiştirilen tekrar değiştirmek zorunda kaldığımız yani onları izlemeye ve takibe almaya çalıştığımız süreci kanun olarak değiştirdik ve şimdi olumlu sonuçlarını alıyoruz. Yani oradaki boşluktan, bir taraftan düşünün, FETÖ'yle mücadele ediyorsunuz, polis sayınız, güvenlik görevlisi sayınız azalıyor, diğer taraftan geçmişte güçlü, kendine ait, istediği gibi yönetmeye çalışan bir irade var ve arkasında güçlü bir irade var... Ben bir komşu ülkeye gittim, diyor ki içişleri bakanı: "Ben FETÖ'nün okulunu kapatmak istiyorum. Ben şeyi verdiğim günün ertesi günü Amerikan Büyükelçisi orada." Komşu ülke ya. Ben bir beyanat veriyorum, ertesi gün Amerika'nın büyükelçisi orada duruyor, gidiyor konuşma yapıyor, gidiyor ziyaret yapıyor.

Şimdi, bu boşlukları bizim özellikle doğu ve güneydoğuda uyuşturucu konusunda daha büyük sahaya basmamız konusunda böyle son on beş gündür, yirmi gündür, bir aydır bende belirgin bir hâl oluşmaya başladı. Sahadan da böyle bilgiler geliyor direkt vatandaştan. Bizim İZDES diye bir programımız var İzleme ve Değerlendirme Sistemi diye. Bakanlığımızın müsteşar yardımcıları, genel müdürleri, daire başkanları hafta sonları cuma, cumartesi, pazar sahaya iniyorlar ve oradan çeşitli analizler getiriyorlar ve getirdikleri analizlere bir bakıyoruz ki mesela bu son analizler daha önce duyduklarımla beraber örtüşünce tedirgin olmaya başladım. Bizim şimdi oralarda ciddi tedbirler almamız gerekir ve işte oralarda iyi sosyal politikalar uygulamak lazım, kaptırmamak lazım.