KOMİSYON KONUŞMASI

İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Ben de çok teşekkür ediyorum Sayın Yurdakul.

Burada özellikle şöyle bir şey söz konusu: Yani bu meseleler konuşulduğu zaman Türkiye'de ve her aileden böyle bir feryat çıktığında ben meselenin biraz algı yayılması olduğunu düşünüyorum. Yani acaba bir algı var ve bu yayılıyor mu? Aslında rakamları ve sonuçları gördüğümde, feryadı gerektiren ve feryadın altını besleyen çok ciddi bir olaylar silsilesi olduğunu gördüm, iş büyük yani. Bizim özellikle bu büyük meseleyle ilgili mücadeleyi aynı büyüklükte ve aynı önemde götürmemiz gerekir. Onun için okullarda ciddi bir şekilde önlem almaya çalıştık ve birçok okulda, bir kere -burada arkadaşlar yazmamışlar- okul görevlileri belirledik: Güvenli eğitim koordinasyon görevlisi. Daha önce ne demişlerdi? Çok polisiye bir laf söylemişlerdi.

EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ NARKOTİK SUÇLARLA MÜCADELE DAİRE BAŞKANI İBRAHİM HAKKI SEYDİOĞULLARI - Okul irtibat görevlisi.

İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - "Okul irtibat görevlisi" dediler. Biz onu değiştirdik tabii, daha böyle... "Güvenli eğitim koordinasyon görevlisi" diye bir görevli tespit ettik ve her okula verdik. Aynı zamanda da okullar başlarken, hem üniversiteler hem de ilkokullar, ortaokullar ve liseler başlarken tüm okul aile birlikleriyle, tüm öğretmenlerle, tüm okul müdürleriyle, tabii, yurt çalışanlarıyla, her birisiyle ayrı ayrı toplantılar gerçekleştirdik ve bu, ikinci dönemin başında da yapıldı; sadece birinci dönem değil, ikinci dönem başında da yapıldı. Ne noktadayız, ne noktaya geldik, ne yapmamız lazım gelebilir diye 81 vilayette ve ilgili tüm yerlerde kaymakamlar ve valiler bu konuda görevlendirildiler, ilgili birimlerle birlikte bu çalışmaları yaptılar. Bu da yetmedi. Şu ana kadar kaç tane yaptık bilmiyorum ama okul önlerinde operasyon, diğer genel huzur operasyonlarının dışında...

EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ NARKOTİK SUÇLARLA MÜCADELE DAİRE BAŞKANI İBRAHİM HAKKI SEYDİOĞULLARI - Rutin devam ediyor efendim. 11 genel uygulama var.

İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Rutin devam ediyor ama 11 genel uygulama yaptık okulların etrafında. Ama genel uygulamalarımız özellikle birtakım öncelikli alanlarda sürekli devam etmektedir.

Ayrıca yeni bir yöntem daha belirledik. Ben bunu İngiltere'ye gittiğimde gördüm ve bir yöntem olarak da beğendim. Bizim bu genel asayiş uygulamalarımız var ya hani, bir saatte çıkıyoruz; arabalar, tanklar, helikopterler, İngiltere bunu daha sessiz yapıyor. Biz de bunu sessiz yapmaya başladık. Mesela 2 tane yaptık ve çok başarılı sonuçlar elde ettik. 4+1 kişi; bir de analizci, meseleyi dışarıdan takip eden. 4 kişi de vatandaşı çeviriyor, diyor ki: "Kimliğiniz, ehliyetiniz?" Kalabalık yerlerde yapıyorlar bunu. Kanundan kaçan suçluyu bulma oranımız daha yükseliyor. Vatandaşı çok fazla sıkıştırmadan da esas itibarıyla isteyeceğimiz sonucu elde ediyoruz. Bunu okullarda ve çevresinde de artık sürdürülebilir bir hâle getirmeye çalışıyoruz.

Yine, bunun ötesinde, dediğiniz çok doğru ama ben şöyle bir noktada değilim tabii: Burada, özellikle sağlık tarafıyla biraz farklı düşünüyorum. Ama bu sadece benim düşüncem değil, böyle genel bir görüş farklılığı söz konusu. Sizde de vardır burada farklılık. Burada, özellikle arzın ötesinde yapılacak çalışmaların çok daha önemli olduğunu düşünenlerdenim ben. Biz de arzın tamamını yakalayamıyoruz. Biz de arzın -biraz önce söyledim- ülkemizden geçenin yüzde kaçını yakalayabiliyoruz?

EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ NARKOTİK SUÇLARLA MÜCADELE DAİRE BAŞKANI İBRAHİM HAKKI SEYDİOĞULLARI - Geçen yıl yüzde 20'si efendim eroin bakımından.

İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Bitti. Şimdi, eğer eroinin yüzde 20'sini yakalayabiliyorsak, eğer müdahalede, mücadelede yüzde 20'sini döndürebiliyorsak bu toplam yüzde 40 yapar. Bu, yüzde 20'den daha büyük bir rakamdır. Yani işin bu boyutuna da bence çok daha iyi basmak lazım. Yani burada farklı görüşler var. Buradaki arkadaşlarla bunu çok net konuşabileceğimi düşündüğüm için söylüyorum. Ben işin bu bölümüne de... Öbür taraftan elde ettiğimiz sonuç yüzde 20, bu taraftan da elde edeceğimiz sonuç yüzde 20. İki yüzde 20, yüzde 40 yapar. Yani bizim bu yüzde 40'ı öyle veya böyle hedefleyebilecek en yüksek noktaya çıkmamız gerekir düşüncesi içerisindeyim. Ama birtakım düşünceler var, o düşünceler şöyle: Ya bu, tedavi edilemez bir şeydir. Boşuna bu işle uğraşmayın." Yarın öbür gün... Biz bununla uğraşmak zorundayız, biz arzıyla uğraşmak zorundayız. Diğer tarafta hem müdahalesiyle hem tedavisiyle hem rehabilitasyonuyla uğraşmak... Ben İtalya'da bir köye gittim, Çalışma Bakanıydım o dönem.

BAŞKAN - San Pedrino.

İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - San Pedrino, evet. Gittim. Şimdi, o köyde... O zaman Mehmet Müezzinoğlu'ydu Sağlık Bakanı. Aile Bakanı da Sema Hanım'dı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı da Kadir Topbaş'tı. O böyle bir köy kurmak istediğini... "Bir günlük böyle bir imkânımız var mı, gidebilir miyiz?" dedi ve gittim, gittik beraber. Şimdi, o köyü gördüm yani onların sonuçlarını da aldık. Bir iş yapıyorlar orada ama size söyleyeyim, köyü tamamen dinî kaideler üzerine kurmuşlar. Her odada Papa resmi.

BAŞKAN - Kilisenin.

İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Tabii, tabii ama...

AYŞE KEŞİR (Düzce) - Kilise koymamıştır onu.

İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Yani kimin koymadığının... Şöyle: Orayı bir adam kuruyor. Bu adam yani böyle bir tarikat lideri gibi bir iş adamı ve -aklımda kalanları söylüyorum- sonra adamla ilgili bir mafya yakıştırması yapıyorlar. Sonra bu vakıf devletleştiriliyor ve bu vakıf orada bu işine devam ediyor. İşte, hayvancılıkla uğraşan var, tekstille uğraşan var, bilgisayarla uğraşan var, tasarımla uğraşan var.

BAŞKAN - Şarap yapıyorlar.

İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Şarap yapıyor, her şeyi yapıyorlar yani bir üretim var. Türk bir çocuk da vardı orada. Bu veya buna benzer yöntemlerle... Evet, bizim dinimiz bu uyuşturucu maddelere yasakçı bir bakış ortaya koyuyor ama bunu, bu bakışı ve birtakım tedbirleri kullanmaya başladıktan sonra da toplumsallaştırmak bizim temel görevlerimizden bir tanesidir diye düşünüyorum. Ama bu tartışma benim tartışmam değil yani, dünyada böyle genel bir bakış açısı olduğunu düşünüyorum.