| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 06 .01.2015 |
KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) - Sayın Başkan, Plan ve Bütçe Komisyonumuzun değerli üyeleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Hükûmetimizin ve Bakanlığımın hazırlamış olduğu bir kanun tasarısıyla ilgili olarak huzurlarınızda bulunuyorum. Bugün önemli bir toplumsal diyalog mekanizması olan Ekonomik ve Sosyal Konseyin yeniden yapılandırılmasına ilişkin hazırlanmış olan kanun tasarısını görüşmek üzere bir araya gelmiş bulunuyoruz. Genel olarak baktığımızda günümüzde, ESK şeklinde kısalttığımız Ekonomik ve Sosyal Konsey, Hükûmet ile çeşitli toplum kesimlerinin ekonomik ve toplumsal sorunlarını görüştüğü, çok taraflı bir istişari danışma organı olarak düşünülmektedir. Ekonomik ve Sosyal Konseyin oluşturulma amacı devletin ekonomik ve sosyal yaşamı ilgilendiren düzenlemelerinin, bunlardan etkilenecek olan sosyal ve ekonomik taraflarla iş birliği içinde oluşturulmasına katkı sağlanmasıdır. Konsey, diğer ülkelerde olduğu gibi ekonomik ve sosyal politikaların oluşturulması sürecinde Hükûmete toplumun farklı kesimlerinin görüş ve değerlendirmelerini sunmak suretiyle katkı sağlayan demokratik bir platform özelliği taşımaktadır. Günümüz gelişmiş toplumlarında hükûmetle toplum kesimleri arasındaki diyalog sadece siyasi diyalog olmamakta, ayrıca ekonomik ve sosyal alandaki sorunların çözümünde sivil toplum örgütleriyle de diyalog içinde olmak gerekmektedir. Bu anlamda Ekonomik ve Sosyal Konsey bu ülkelerde katılımcı demokrasinin önemli bir öğesi hâline gelmiş bulunmaktadır. Gelişmiş ülkelerdeki çalışma hayatının ve endüstri ilişkilerinin ortak özelliklerinden biri sosyal diyalog sürecinin istikrarlı biçimde işletilmesi ve sürecin kurumsallaştırılmasıdır. Gelişmiş ülkelerin çoğunda da bu kurumsallaşma ekonomik ve sosyal konseylerin etkin şekilde işletilmesi olarak kendisini göstermektedir. Böylece çeşitli toplum kesimleri ülkeyi ilgilendiren sorunlar konusunda karşılıklı anlayış ve dayanışma içinde çözümler üretebilmektedir.
Avrupa Birliği ülkelerinde güçlü fonksiyonlar üstlenen ekonomik ve sosyal konseylerin yapısı incelendiğinde hemen her ülkede ESK konusunda hukuki düzenleme yapıldığı ve her ülkenin ekonomik ve sosyal koşullarına uygun ve kendi ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik olarak farklı yapılarda düzenlemelerin benimsendiği görülmektedir.
Ülkemizde son yıllarda çok tartışılan ancak işlevi ve etkisi genellikle yanlış algılanan bir kurum Ekonomik ve Sosyal Konseydir. Ekonomik ve Sosyal Konsey bir diyalog platformu olup istişari bir kurumdur. Söz konusu kuruma gereğinden fazla görev atfedildiği, işlev ve görevlerinin çerçevesinin çok fazla genişletilme eğiliminde olduğu görülmektedir. Toplumsal kesimler arasında diyalog yoluyla çözümlenmesi olanaklı sorunlar her toplumda mevcuttur. ESK'nın gerçek işlevinin bu yapıya gereğinden fazla görevler yüklemek yerine bu sorunların ortaya konularak uzlaşma ortamında tartışmaya açılması olduğu düşünülmektedir.
ESK'nın oluşturulmasında bir diğer önemli faktör, uluslararası çalışma normlarının uygulanmasının geliştirilmesi için üçlü danışma hakkında Uluslararası Çalışma Örgütünün 144 sayılı Sözleşmesinin gereğini yerine getirmektir.
Diğer taraftan Uluslararası Çalışma Örgütünün 144 sayılı Sözleşmesi uyarınca yalnızca işçi-işveren-hükûmet temsilcilerinden oluşan bir yapı oluşturulması durumunda, ESK'nın kendisinden beklenen faydaları tam anlamıyla sağlayamayacağı düşünülmektedir. Bu bakımdan, kadınlar, gençler, yaşlılar, engelliler gibi toplum kesimlerini temsil eden örgütlerin de ESK yapısı içerisine alınmasıyla, ESK sadece işçi ve işveren ilişkilerinin tartışıldığı bir platform olmaktan çıkacak ve toplumun daha geniş kapsamlı ekonomik ve sosyal sorunlarının ele alındığı bir yapı hâline gelebilecektir.
Sayın Başkan, değerli üyeler; ülkemizde Ekonomik ve Sosyal Konsey ilk kez 17/3/1995 tarihinde çıkarılan bir Başbakanlık Genelgesi ile oluşturulmuş; bunu 1996, 1997 ve 1999 yıllarında diğer genelgeler izlemiştir. Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planında "Ekonomik ve Sosyal Konsey yasal çerçeveye kavuşturulacaktır." şeklinde bir hedef öngörülmüştür. 1995 genelgesinin arka planını büyük ölçüde Avrupa Topluluğuna entegrasyon çalışmaları oluşturmuş, bilhassa adı geçen toplulukta önemli işlevler ifa eden Ekonomik ve Sosyal Komiteyle iletişim ve bilgi alışverişinin bu çerçevede sağlanması arzu edilmiştir. 1996 genelgesiyle ESK üye sayısı artırılmış, bununla birlikte istenilen toplumun tüm katmanlarını kapsayan işlevsel bir yapıya kavuşturulamamıştır. 2001 yılında hazırlanan 4641 sayılı Kanun'a göre ESK'nın temel işlevi hükümetin makro planda ekonomik ve sosyal politikaların oluşumuna katkıda bulunması olarak ifade edilmiştir.
Ekonomik ve Sosyal Konsey, bugüne kadar etkin, işlevsel ve devamlılık arz eden bir yapıya kavuşturulamamış; dolayısıyla beklenen toplumsal faydaya da ulaşılamamıştır. Nitekim, Avrupa Birliği ilerleme raporlarında bu konuda çeşitli eleştirilerle karşılaşılmaktadır.
Değerli üyeler, belirtilen tüm bu hususlar 2001 yılındaki ESK'ya ilişkin mevcut yasal düzenlemenin yeniden ele alınması gereğini ortaya çıkarmıştır. Ayrıca, Ekonomik ve Sosyal Konsey Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 166'ncı maddesinin dördüncü fıkrasında 7/5/2010 tarihli ve 5982 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikle anayasal bir kurum hâline gelmiştir. ESK'ya ilişkin Avrupa'da sadece dört ülkede anayasal bir düzenleme bulunmaktadır. Türkiye bu alanda 5'inci ülke olarak önemli bir gelişme göstermektedir.
Anayasa değişikliği sonrasında mevcut yasada değişiklik yapılıp yapılmaması hususu Hükûmetimiz bünyesinde uzun süre tartışılmıştır. Ancak, ESK'nın daha kapsayıcı ve işlevsel hâle getirilmesi konusunda bir ihtiyaç bulunduğu, bu çerçevede mevcut kanunda değişiklik yapılması gerektiği anlaşılmış ve bu kanun tasarısı taslağı hazırlanmıştır.
ESK'ya ilişkin yeni bir yapılanmaya ve düzenlemeye ilişkin sekiz sivil toplum kuruluşu, TİSK, TOBB, TESK, Türkiye Ziraat Odaları Birliği, TÜRK-İŞ, HAK-İŞ, DİSK, KAMUSEN tarafından bir taslak hazırlanmış ve 25 Mart 2005 yılında Başbakanlığa iletilmiştir. Mevcut tasarı sivil toplum kuruluşlarının ilgili taslağı ve kamuya mal olmuş diğer görüşleri de dikkate alarak hazırlanmıştır. Söz konusu taslakta yer alan özellikle farklı toplum kesimlerinin ESK toplantılarına dâhil edilmesi
önerisinin ötesine de geçilerek farklı toplum kesimleri ESK'nın daimî yapısı içine alınmıştır. Ayrıca, Türkiye Büyük Millet Meclisi bünyesindeki komisyonlarda sivil toplum kuruluşları da kanun çalışmasına davet edilmiş olup mevcut tasarının bu süreçte daha da olgunlaştırılacağı düşünülmektedir.
Mevcut konseyin yapısı kamu kesiminin ağırlıklı olduğu, sosyal tarafların ise oldukça kısıtlı temsil edildiği bir yapı arz etmektedir. Konseyin daha etkin ve fonksiyonel bir yapıya kavuşturulması, mevcut yapısının daha geniş toplum kesimlerini kapsayacak şekilde genişletilmesiyle sosyal diyalog fonksiyonunun güçlendirilmesi ve kamu ağırlığının azaltılarak konseyin istişari fonksiyonunun ön plana çıkarılması amaçlanmaktadır. Bu nedenle, konseyin toplumu temsil kabiliyetinin güçlendirilmesi ve işlerliğinin artırılması amacıyla konsey yapısında değişiklik öngörülmektedir. Mevcut yasada sadece işçi ve işveren kesimleri konseyde temsil edilirken, yeni yasa tasarısında söz konusu kuruluşlara ilaveten üniversiteler, yerel yönetimler, sivil toplum örgütleri, ekonomik ve sosyal konularda yetkinliği öne çıkmış bilim insanları, sanatçılar ve yazarların da dâhil olduğu diğer toplum kesimlerinden temsilcilerin katılımı öngörülmüştür. Böylece konsey sadece işçi ve işveren kesimlerinin ağırlıklı bir şekilde temsil edildiği bir yapı olmaktan çıkartılmakta, toplumun farklı kesimlerinin de temsil edildiği bir platform hâline getirilmektedir.
ESK'ya yeni bir yasal düzenleme öngörülürken temel amaç uygulamada daha fonksiyonel bir yapı oluşturmak olmuştur. Kamu kesiminde yapılan idari düzenlemeler ESK'nın bu alanda katılımcılarının yeniden düzenlenmesi gerektiğini ortaya çıkarmıştır. Diğer taraftan, yeni tasarıda üyelerin güncel gereksinimler doğrultusunda etkinlik ve faaliyet hacimleri de dikkate alınarak yönetmeliklerle belirlenmesi ESK'nın işlevsel etkinliğini de artıracaktır.
Kanun, üyelerin tespitine ilişkin genel bir çerçeve çizmektedir. Söz konusu üyelerin belirlenmesi yönetmelikle belirlenecektir. Yönetmelik çalışmalarına sivil toplum kuruluşları da dâhil edilecektir. Konsey üyelerinin kanun yerine yönetmelikle belirlenmesi, başta çalışma hayatı olmak üzere, ekonomik ve sosyal hayatın değişim dinamiklerine konseyin daha hızlı bir şekilde adapte olabilmesine imkân sağlayacaktır. Bu hâliyle konseye daha esnek ve fonksiyonel bir yapı kazandırılması öngörülmektedir.
Konseyin amacı ve çalışma usulü incelendiğinde, iştişarî mahiyette toplandığı ve sosyal diyalog ortamı oluşturmaya çalışıldığı, toplantılar sonunda sayısal çoğunluğa dayalı herhangi bir karar alınmadığı görülecektir. Dolayısıyla tarafların düşünce ve tavsiyelerini birbirlerine aktarma imkânı tanıyan konseyde, sayısal çoğunluk yerine katılım çeşitliliği esas alınmıştır.
Tasarıyla konseyin görev ve yetkileri, Hükûmet ile toplumsal kesimler arasındaki ve toplumsal kesimlerin kendi aralarındaki uzlaşma ve iş birliğini güçlendirecek çalışmalar yapmak, Hükûmetin talebi üzerine, ekonomik ve sosyal yaşamı etkileyen kanun tasarıları, plan ve politika belgeleri hakkında görüş bildirmek, Türkiye-Avrupa Birliği Karma İstişarî Komitesi tarafından yapılacak çalışmaları izlemek olarak belirlenmiştir.
Mevcut tasarı bir çerçeve niteliğinde olup, çalışma usul ve esasları bir yönetmelikle belirlenecektir. Bu yönetmeliğin hazırlanmasında tüm sosyal taraflar katılımda bulunacaktır. Bu yapı konseyin etkin işleyen bir mekanizma olarak kurgulanması gereğini işaret etmektedir.
Tasarıda olmayan rapor hazırlama, çalışma kurulları oluşturma gibi birtakım görevlerin ikincil düzenlenmelerle şekillendirilebileceği düşünülmektedir. Ayrıca, önerilen yapı içinde ESK üyelerinin hazırlamış oldukları raporları toplantı sırasında diğer üyelerle ve Hükûmetle paylaşması mümkün olabilecektir.
Sonuç olarak, bu yasa tasarısıyla konseyin, Türkiye'de giderek gelişen sivil toplumun ekonomik ve sosyal karar alma süreçlerine daha etkin dâhil edilmesinde önemli rol oynayacağı düşünülmektedir. Katılımcı demokrasi anlayışı içinde hazırladığımız Ekonomik ve Sosyal Konseyin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun'un ülkemiz ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını diliyor, tekrar heyetinizi saygıyla selamlıyorum.