KOMİSYON KONUŞMASI

ORHAN SARIBAL (Bursa) - Teşekkür ediyorum.

Değerli hocamın bıraktığı yerden devam etmek isterim. Aslında soru şu: "Tarımın bütün sorunları çözüldü de kurumlar arasında devir mi kaldı?" meselesine bakmak lazım. Çünkü toplulaştırmada aslında amaç bellidir; üretimi artırmak, verimli kılmak, maliyetleri düşürmek. Aslında bunun hangi kurum tarafından yapıldığının da çok büyük bir önemi yoktur. Önemli olan, bunun ülke ekonomisine ve elbette çiftçinin yaşamsal olarak hem ekonomik olarak hem sosyal olarak hem kültürel olarak kalkınmasına yardımcı olmaktır. Ama 1961 yılından itibaren başlayan, bugüne kadar gelen, birincisi toprak sınıflaması üzerinden birkaç kez değişim göstermesine rağmen Tarım Reformu Genel Müdürlüğünde yeterli bir birikimin olduğunu görüyoruz. Sadece toprak sınıflaması, toprağın yapısı ve bunun yanında, çiftçinin sosyolojik durumu, kırda yaşama biçimi, kurumlarla iletişimini göz önüne aldığımızda, bugün sulama, özellikle tarla içi sulamada direkt Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının binlerce personelinin teknik olarak, mühendislik olarak çiftçinin yanında olduğunu görüyoruz.

Evet, toplulaştırma meselesi Devlet Su İşlerine devredildiği andan itibaren özellikle kırdaki, uzak mesafelerdeki köylülerin yalnızlaşması, sahipsizliği tekrar gündeme gelecektir. Bugün en yakın yer neresidir? İlçe tarım müdürlüğüdür. İlçe tarım müdürlüğüne giderler. Orada aşağı yukarı bütün sorunlarını hallederler ve Ziraat Bankasıyla da kredilerini alır, bu sorunlarını çözmeye çalışırlar.

Aynı şekilde, ziraat mühendisi arkadaşlarımız Tarım Bakanlığında, ilçe müdürlüklerinde çiftçiye gider, tarlasını yerinde ziyaret eder, onların projelerini inceler, onlarla birlikte bu süreci götürürler. Yani kırdaki çiftçi, Tarım Bakanlığının personeli, Ziraat Bankasının ilgili birimleri bu işi şu anda gerçek bir şekilde götürüyor ve beraberler. Kaldı ki ileriki maddelerde gelecek, öyle bir madde de geliyor ki arkasından, artık köylünün, çiftçinin, mal sahibinin izni olmadan da toplulaştırmanın önü açılıyor. Oysa biz ne bekliyoruz? Oysa şunu bekliyoruz: Bu hizmetlerin nitelikli, birikimli, tecrübeli bir kadro tarafından yapılmasını bekliyoruz çünkü toplulaştırma o kadar ayrıntılı, o kadar teknik bir iş ki elbette Sayın Bakan farkındasınız, o yüzden de tebessüm ederek söylüyorsunuz "Farkındayım." der gibi. Umarım öyledir, siz belki farkında olabilirsiniz ama hakikaten, bu Tarım Bakanlığı teşkilatı yeterince yayılmış, yeterince birikimi var Toprak Sudan, Köy Hizmetlerinden, bugüne kadar gelmiş bir birikime sahip ve burada en önemlisi, çiftçiyi dışlamadan, çiftçinin yanında, çiftçiyle beraber, onun da duyguları, düşünceleri, babasından, dedesinden kalmış binlerce yıllık, yüzlerce yıllık olan arazi için söz söyleme hakkı olduğuna inanıyoruz. Yani çiftçiye rağmen, çiftçinin dışında olduğu bir modelle toplulaştırmanın yapılmasını ve bunun Tarım Bakanlığından alınıp Devlet Su İşlerine -Orman ve Su İşleri Bakanlığı ama birim olarak Devlet Su İşlerine- verilmesini açıkçası çok doğru bulmuyoruz. Bunun kendisiyle beraber, şu anda görülmeyen ama uygulama aşamasında yeni ciddi sorunlar getireceğine inanıyoruz. Düşünün, benim bir 10 dekar arazim var. 10 dekar arazimde damla sulama sistemi kuracağım. Damla sulama sistemi kurarken nereye gideceğim ben? Tarım Bakanlığı hemen yanımda. Gidiyorum, ilçeden ziraat odasına önce ÇKS'mi veriyorum. Sonra tarım ilçeye gidiyorum, tarım ilçeden bütün işlerimi hallediyorum. Ziraat Bankasına projemi götürüyorum eğer kredili yapacaksam, krediyle sürecin içerisine giriyorum. Şimdi ne olacak?

MEHMET ÖNTÜRK (Hatay) - DSİ'ye de gidiyorsunuz aynı şekilde.

ORHAN SARIBAL (Bursa) - Yok, DSİ'ye... Şimdi, bak, tarla içlerinde gitmiyoruz.

MEHMET ÖNTÜRK (Hatay) - Gidiyorsunuz.

ORHAN SARIBAL (Bursa) - Hayır, sondaj çıkarırken gidiyoruz. DSİ'ye gitmiyoruz.

BAŞKAN - Yalnız, onunla ilgili de bir destekleme var Orhan Bey.

ORHAN SARIBAL (Bursa) - Yo, desteklemeyi söylemiyorum.

BAŞKAN - Onu da yaptıkları için dolayısıyla başka yere gitmeye gerek yok.

ORHAN SARIBAL (Bursa) - Başka bir şey söylüyorum: İşte, yanıldığımız, tam da açmak istediğim bu. Tarla içi sulama meselesiyle yani damla sulama, basınçlı sulama meselesiyle...

MEHMET ÖNTÜRK (Hatay) - Ziraat Bankasına gittiğiniz gibi...

ORHAN SARIBAL (Bursa) - Hayır, hayır, o farklı.

Şu anda izni su kaynağı olarak DSİ'den alınıyor, tarla içi sulama olarak sadece tarım ilçe müdürlüklerinden ÇKS üzerinden izin alınıyor. Orada bir karışıklık var. Tam da onu söylemeye çalışıyorum aslında, işin en uzak noktasını söylemeye çalışıyorum. Yoksa yer altı su veya yer üstü su rezervini kullanıp kullanmamaya Devlet Su İşleri izin veriyor, onu biliyorum, oradan izin alınıyor. Ben yakın tarihte bir kuyu izni aldığım için de çok iyi biliyorum. Ama tarla içi sulamada birebir yani lateralları döşerken, ana hatları döşerken, tarla içi sulamada bu işlemi yaparken tarım ilçeden başka şu anda bizim muhatabımız yok. Ama bundan böyle tarım ilçe kenarda duracak. Peki, tarım ilçedeki bu işleri kim yapacak? Yani Devlet Su İşlerinin bu kadar yaygın bir kadrosu var mı, teknik kadrosu var mı? Bütün bunları göz önüne almak gerekir, bu anlamda söylüyorum. Yoksa ana kaynak olarak Devlet Su İşleri bu işi layıkıyla götürüyor, yapması da gerekiyor. Bundan da yanayız. Hatta...

MEHMET ÖNTÜRK (Hatay) - Birleşmede fayda var. Birinin yapmasında fayda var.

ORHAN SARIBAL (Bursa) - Bakın, birleştirebilirsiniz ama birleştirmedeki amacınız verimliliği artırmak mıdır? Birleştirmedeki amacı anlamış değilim. Zaten sorun orada yani bu en uç noktadaki... Ben çiftçi olarak söylüyorum Sayın Bakan, tarlamda, 10 dönüm arazimde damla sulama yapacağım, projelendireceğim, kredi alacağım. Bu sürecin Devlet Su İşlerine kadar olan kısmı şu ana kadar Tarım Bakanlığında hiç başka bir kurum olmadan yürütülüp gidiyordu. Şimdi sizin yeniden, yeni bir organizasyon yapma ihtiyacınız var. Yani bu genel müdürlüklerin dışında... Bu genel müdürlükler elbette bir sorunu çözecektir, idari sorunu çözecektir ama yürütme anlamında, uygulama anlamında, en uzak çiftçiye ulaşma anlamında, onun sorununu giderme anlamında çok büyük eksiklikler yaşayacağız.

BAŞKAN - İsterseniz bu konuyu bir öğrenelim Orhan Bey.

ORHAN SARIBAL (Bursa) - Evet, yani bu konuda çok büyük eksiklik yaşayacağız. Bunu özellikle...