KOMİSYON KONUŞMASI

SADIK BADAK (Antalya) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, Sayın Bakanım, Plan ve Bütçe Komisyonunun değerli üyeleri, değerli bürokratlar, kıymetli basın mensupları; sizleri saygıyla selamlıyorum.

Yeni bir bütçe görüşmesinde tümü üzerinde müzakerede bulunuyoruz. Öncelikle, bütçemizin hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum.

Görüşmelerin açılışından bu yana, muhalefetteki arkadaşlarımızdan bazılarını dinledikçe acaba başka bir ülkenin bütçesinden mi bahsediliyor diye zaman zaman düşünüyorum. Tabii ki, muhalefet iktidara moral vermek mevkisinde değil, eleştirecek, tenkit edecek fakat bazı arkadaşların tenkitleri gerçeklerle hiç bağdaşmıyor.

ADNAN KESKİN (Denizli) - Aynı duygular bizde de oluyor.

SADIK BADAK (Antalya) - Hiç bağdaşmıyor. Bir kere, bütçenin uymak zorunda olduğu zorunluluklara, kısıtlara; yapmak zorunda olduğu vazifelere; gerçekleştirmek zorunda olduğu yatırımlara; büyümeye ve muhtemel, potansiyel problemler için de ihtiyatlara yer vermiş mi vermemiş mi, bunlara bakmamız lazım. Sınırlarını, kısıtlarını oluşturan önemli unsurlardan birisi orta vadeli program, buna uyuyor mu uymuyor mu? Ve daha da ötesi Onuncu Beş Yıllık Kalkınma Planı.

Şimdi, bakıyoruz Onuncu Beş Yıllık Kalkınma Planı'nın dört ana başlığı var: Nitelikli insan yetiştirme, güçlü toplum oluşturma; yenilikçi üretim, istikrarlı yüksek büyüme; yaşanabilir mekânlar, sürdürülebilir çevre; kalkınma için uluslararası iş birliği. Bütçe bu sınırlar içerisinde oluşmuş mu? Oluşmuş. Eğitim için ayrılan bütçe artmış mı azalmış mı? Artmış. Eğitim aynı zamanda bizim ülkemiz için bir yatırım, bir altyapı yatırımı. Yetiştireceğimiz nitelikli insanı sanayiye, yüksek teknolojiye yönlendirmek suretiyle, o hedeflediğimiz yüksek gelir düzeyine erişebilmek için ülkenin yaptığı, tasarruflarından ayırdığı bir pay. Bunu yapabiliyor mu bütçe? Yapabiliyor. Bütün üniversitelerine, bütün okullarına geçen yıldan daha fazla bir pay ayırıyor. Sağlığa hem altyapıda hem üst yapıda daha fazla pay ayırıyor. Adalete, güvenliğe, temel hak ve özgürlüklerin korunmasına daha fazla pay ayırıyor.

Şimdi burada güvenlik yatırımlarının arttığından bahsediliyor. Şimdi, ben şaşırıyorum, muhalefet temsilcileri, muhalefet genel başkan yardımcıları tweet'leriyle halkı sokağa çıkmaya, kamu düzenini bozmaya davet ediyor. İktidarın görevi, Hükûmetin görevi kamu düzenini korumaktır. Eğer azalsa burada bir yanlışlık aramamız lazım.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Genelleyerek konuşmayın Sayın Badak.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Sayın Badak, genelleştirmeyin.

BAŞKAN - Bazı...

SADIK BADAK (Antalya) - Tümü üzerinde konuşuyoruz.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Cümlenizi seçerek konuşun.

BAŞKAN - "Bazı" demek istiyorsunuz.

SADIK BADAK (Antalya) - Efendim, CHP Genel Başkan yardımcıları, HDP Genel Başkanı bunu yapmadı mı?

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Böyle bir konuşma olur mu?

ADNAN KESKİN (Denizli) - Ne yaptı ya?

SADIK BADAK (Antalya) - Ülkemiz bunları görmedi mi? Halkı sokağa dökülmeye davet etmedi mi? Kamu düzenini korumak Hükûmetin görevidir.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Demokrasilerde hak arama özgürlüğü yok mudur? Lütfen.

SADIK BADAK (Antalya) - Hak arama yakıp yıkarak olmaz, sokaklara çıkılarak olmaz.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Yıkarak değil. Kim yapıp kim yıkıyor? Lütfen, bunlar çok polemik.

SADIK BADAK (Antalya) - Yok, Hükûmetin görevi kamu düzenini korumaktır. Bütçe de bu yönde doğru şekilde konumlandırılmıştır.

BAŞKAN - Arkadaşlar lütfen.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Yo, yo sokaktaki vatandaşa tankla mı cevap vereceksiniz? Bu mu yapılacak?

BAŞKAN - Sayın Zozani... Sayın Zozani...

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Demokratik hakkını kullanan vatandaşa uçaklarla mı cevap vereceksiniz?

SADIK BADAK (Antalya) - Biz sizi dinledik, siz de dinleyin.

BAŞKAN - Öyle bir şey demiyor ki.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Öyle diyor ama.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Yakılan, yıkılan yerlerin onarma parasını söylüyor Adil Bey.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - O zaman Sayın Badak düzeltsin lütfen.

BAŞKAN - Ya lütfen yani herkes görüşünü söyleyecek.

MEHMET MUŞ (İstanbul) - Ya molotof mu demek acaba? Patnos Belediyesini yağmalak mı demek yani?

BAŞKAN - Sayın Zozani, siz konuşurken...

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Verilen zararlar nedeniyle bütçe içinde ayırdığımız parayı söylüyoruz.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Tankla mı gidip...

BAŞKAN - Sayın Zozani...

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Tanka değil, verilen zararları onarmak için.

BAŞKAN - Arkadaşlar... Sayın Aydemir...

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Öyle mi?

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Arabalar, dükkânlar, yağmalanan iş yerleri, onlara para ayırıyoruz yani.

BAŞKAN - Sayın Aydemir, Sayın Zozani, lütfen.

Evet, buyurun.

SADIK BADAK (Antalya) - Evet, harcanan para bu milletin parasıdır. Hepimiz buna azami derecede dikkat etmek zorundayız.

Değerli arkadaşlar, imkânlar dâhilinde bütçe yenilikçi üretim, istikrarlı yüksek büyümeye yeterli kaynak ayırmış mı? Bakıyoruz, 2014 yılında da elindeki imkânlarla Türkiye'yi Hükûmet büyütmüş. İşte, burada muhalefet temsilcileri de sağduyu sahibi olanlar ifade ettiler. Cari açık azalmış, Türkiye 1 milyon 300 bin insanımıza, gencimize iş bulmuş son bir yılda çevre şartlarına rağmen, çevre şartlarındaki kırılganlıklara rağmen.

Yaşanabilir mekânlar, sürdürülebilir çevre için çevre politikalarını, konut politikalarını geliştirici unsurları Hükûmet bütçeye yerleştirmiş.

MÜSLİM SARI (İstanbul) - 1 milyon 300 bin istihdam, nereden buldunuz bu rakamı?

SADIK BADAK (Antalya) - Geçen yılki.

MÜSLİM SARI (İstanbul) - 1 milyon 300 bin istihdam mı var Türkiye'de?

SADIK BADAK (Antalya) - Evet.

MÜSLİM SARI (İstanbul) - Doğru mu Sayın Bakanım?

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Son bir yıl içerisinde 1,2 milyon civarında istihdam var.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Yeni hesaplamaya göre mi eski hesaplamaya göre mi?

SADIK BADAK (Antalya) - Bakarsınız arkadaşlar oraya.

BAŞKAN - TÜİK'in rakamlarına bakarsanız.

SADIK BADAK (Antalya) - Şimdi, değerli arkadaşlar, bütçenin bunun dışında ayrıca zorunlulukları var; ülkenin sürdürülebilmesi, fabrikaların çalışabilmesi, makinelerin yürütülebilmesi için enerji ithalat zorunluluğu var. Türkiye'nin her yıl 60 milyar dolar civarında bu parayı bulması lazım. Ayrıca, yine o yapısal problemlerden kaynaklanan emeklilik gideri var. 1990'lı yıllarda, 1980'li yıllardaki sosyal güvenlik problemlerinden kaynaklanan yılda 60 milyar liraya yakın emeklilik giderini de bu bütçe karşılığı olmaksızın ödemek zorunda. Bütçe bunları ödeyebiliyor mu? Ödeyebiliyor. 2015 yılında Türkiye'yi büyütmeye talip olan bir bütçe var. Öyleyse bu bütçe görevini yapmaktadır diye düşünüyorum.

Şimdi, sapmalardan bahsettik. Tabii, kimse istemez bunu. Van depremini bekliyor muyduk? Bir Van depremi gerçekleşti. 5-6 milyar lira civarında hiç beklenmedik bir harcama çıktı. Yapılmasın mıydı? Doğru yönetim sayesinde, bütçenin, paranın, kaynakların ihtiyatlı kullanılması sayesinde yeni bir şehir kuruldu, oradaki vatandaşlarımızın problemleri halledildi. Bu alkışlanacak bir hadisedir. Dolayısıyla, bütçe içerisindeki ihtiyatlar yeni kırılmalara karşı ülkeyi, yönetimi, kamu düzenini koruyucu bir çerçeve içerisinde görünüyor.

Şimdi, bu çerçevede sözlerimi fazla uzatmayacağım. Burada yine değerli muhalefet temsilcileri Türkiye'nin hem bulunduğu konjonktür itibarıyla hem çevre itibarıyla kırılganlıkları olduğundan bahsettiler. Doğru, bu kırılganlıklar sadece bu yıl değil, sadece son on yılda değil, son kırk yıldır, elli yıldır var, olmaya da devam edecek. Biz petrole muhtacız, emeklilik giderlerimiz daha uzun yıllar, otuz yıl boyunca kendini dengeleyemeyecek. Dolayısıyla bu kırılganlıkların iyi yönetilmesi lazım. Son on iki yılda bu kırılganlıklar iyi yönetilebildiği için ülkemiz kalkınabildi. Gayri safi millî hasılamız 235 milyar dolardan 800 milyar dolarlara çıktı.

Yapılmış olan yapısal reformlardan sadece bir tanesi, bütçe içindeki faiz yükünün gayri safi millî hasıla içerisindeki payı itibarıyla yüzde 47'den yüzde 11'e düşürülmesi bile muhteşem bir yapısal reformdur, bunu kabul etmemiz lazım. Bu, bütçenin, ekonominin iyi yönetilebilmesi sayesinde olmuştur. Bugün hepimizin, halkımızın kullandığı modern hastaneler, modern okullar, modern adliye binaları işte o faiz yükünün azaltılması sayesinde olmuştur. Yapısal reformlara daha çok ihtiyacımız var.

Değerli muhalefet temsilcileri "Ne zaman yapılacak?" diyor. "Her ne kadar yazmışsanız da bunları yapmayacağınız anlaşılacak." diyor. Bu nasıl bir kehanettir bilmiyoruz. Bütün Hükûmet temsilcileri 25 ana maddeden ve bunun arkasında 1.200 alt başlıktan oluşan reformları yapmak üzere her türlü hazırlıkları yaptıklarını ifade ediyorlar.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Reform değil.

SADIK BADAK (Antalya) - Biz bunlara destek olmalıyız fakat asıl büyük yapısal reformlar için Anayasa'yı değiştirmemiz lazım. Bunu hepimiz 2007 seçimlerinde de 2011 seçimlerinde de vatandaşımıza söyledik. O günkü BDP de söyledi, Milliyetçi Hareket Partisi de söyledi, Cumhuriyet Halk Partisi de söyledi, biz de söyledik. Parlamentoda dört partiden oluşan bir Anayasa Uzlaşma Komisyonu kuruldu, dört parti 60 maddede uzlaştı, gelin çıkaralım. En büyük yapısal reform alanı işte orada duruyor, hadi hep beraber çıkaralım. Biz bu konuda muhalefetten adım bekliyoruz ve doğrusu önce "Çıkaralım." deyip de sonra geri adım atılmasının sebebini de hâlâ anlayabilmiş değiliz. Vatandaşımız bu sorunun cevabını bekliyor.

Ben sözlerimi fazla uzatmayacağım. Bu çerçevede, ülkemizin bulunduğu şartlarda, ülkemizin yapmak zorunda olduğu bu harcamaları karşılayan bu bütçenin ülkemize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum, hepinize saygılar sunuyorum.