| Komisyon Adı | : | TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 15 .03.2018 |
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Sayın Başkanım, çok değerli milletvekilleri, Komisyonumuzun çok değerli üyeleri, değerli misafirler, kurum temsilcileri, saygıdeğer Bakanım; hepinizi hürmetle selamlıyorum.
Özellikle Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı hakkında sizlere sunum yapacağım efendim müsaadenizle.
Malum olduğu üzere, kanun tasarısı gelmeden önce Komisyona gayriresmî bir toplantı yapılarak bir sunum yapmıştım. Sizlerin o zamanki tenkit ve tavsiyelerinizi de almak suretiyle bu kanun tasarısını, neticede özellikle Bakanlar Kurulundan geçirmek suretiyle Meclise sevk ettik. Bugün de bunu görüşüyoruz efendim.
Özellikle, biliyorsunuz, DSİ'nin 6200 sayılı Kuruluş Kanunu var. Bu Kuruluş Kanunu'nda özellikle bazı yeni görev ve yetkiler veriliyor efendim. Bunlardan, bilhassa, güneş enerjisi sistemleri kurulmasına izin vermek ve bu alanları kiralamak şeklinde bir izin var. Şöyle ki, hakikaten bazen, burada sulama birlikleri, çiftçilerimiz de var...
BAŞKAN - Sayın Bakanım, özür diliyorum.
Görüntülü basın görüntü almış ise kendilerini salon dışında davet edelim. Zaten yazılı basınımız buradalar.
Evet, buyurun.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Özellikle enerji fiyatlarının çiftçiye yük getirmesi dolayısıyla biz bu konuda DSİ'ye bilhassa baraj ve gölet su yüzeyleri, kanallar var, büyük kanallar, bunlar üzerine güneş enerjisi sistemleri kurulmasına izin vermek, bu alanları kiralamak şeklinde bir yetki veriyoruz ki çünkü güneş enerjisi sistemleri kurmak için genellikle yer ihtiyacı oluyor. Ayrıca, su tahsisi de çok dağınık. Bu su tahsis yetkisini DSİ'de topluyoruz. Bunun dışında, arazi toplulaştırılması ve tarla içi geliştirme hizmetlerinde DSİ yetkilendiriliyor efendim.
Bu maksatla, DSİ'de 3 daire başkanlığı kuruyoruz yani yeni bir genel müdürlük kurmak yerine. Zaten sizlerle yaptığımız görüşmelerde bunun DSİ bünyesinde özellikle daire başkanlarıyla birlikte çözülmesi tavsiye edilmişti. Bunlardan birincisi Arazi Toplulaştırma ve Tarla İçi Geliştirme Hizmetleri Daire Başkanlığı, ikincisi Arazi Toplulaştırması Etüt ve Projelendirme Daire Başkanlığı, bir de Değerlendirme ve Destekleme Dairesi Başkanlığı olmak üzere 3 daire başkanlığı kuruyoruz. Tabii, bunları özerk yönetmek üzere bir de ilave genel müdür yardımcısı. Yani şu anda DSİ'de 4 genel müdür yardımcısı var. Bu işleri takip için beşinci bir genel müdür yardımcılığının kurulmasını teklif ediyoruz efendim.
Şimdi, burada çok önemli bir husus var efendim, onu arz etmek istiyoruz. Şimdi, malum olduğu üzere, baraj, gölet ve sulama tesislerinin bedelleri belli bir süre çiftçilerden alınmak üzere bu şekilde bir mevzuat var. Ama burada Hükûmetimiz tarafından özellikle "Çiftçileri bu şekildeki bir yükten muaf tutalım." şeklinde bir görüş belirlendi. Aslında bu çok önemli. Yani bizim yaptığımız baraj, gölet, sulama maksatlı tesisler için harcanacak olan yatırım bedellerinden çiftçilerin muaf tutulması konusunda bir kanun teklifimiz var. Bu da çiftçilere çok büyük bir destek demektir, bakın, onu özellikle vurgulamak istiyorum. Yani bu bedeller alınmayacak, devlet tarafından yapılacak.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Tam açar mısınız bunu, hangi bedeller?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Şöyle efendim: Şimdi, baraj yapıyoruz, gölet ve sulama tesisi yapıyoruz, bunların bedellerini belli bir süre zarfında çiftçiler meri mevzuata göre ödemek durumunda. Biz artık bunları tamamen...
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Tarihte, geçmişte ödenen böyle bir para var mıdır?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Var tabii, ödeniyor.
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Baraj ve göletle ilgili ödediği bir para var mıdır?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Var, evet, var. Tahakkuk ediyor.
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Hiç duymadık yani.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - İşte, duymadınız ama ödeniyor. Uzun süre olduğu için... Faizsiz, otuz yıl süreyle.
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Bizce bir yanlış bilgilendirme var Sayın Bakanım. Bu konuda bir yanlış bilgilendirme olduğunu düşünüyoruz. Biz çiftçi bölgesindeyiz, hiçbir çiftçinin böyle bir para ödediğini duymadık.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - O zaman size taslakları gönderelim.
Efendim, müsaade ederseniz ben sunum yapayım da.
BAŞKAN - Evet.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Efendim, mevcut mevzuata göre böyle bir ödeme var, DSİ de bunu tahsil etmek üzere tahakkuk ettiriyor. Bir kısmı da ödedi, ödemeyen de var, belki siz ödemeyenlerden bahsedebilirsiniz. Ama şimdi, biz bunları devletin yapması ve çiftçiyi yatırım bedeli karşılığı bir ödemeden muaf tutuyoruz. Yalnızca burada şunu getiriyoruz: Efendim, biliyorsunuz, biz şu anda tamamen tarla içi sulamayı da alacağız, böylece vatandaşın ta tarlasına kadar suyu götüreceğiz. Bu maksatla içme suyu aboneliklerinde olduğu gibi sulama tesisinden faydalanmak isteyen vatandaşların da sözleşme imzalaması gerektiği şeklinde bir şart getiriyoruz. Çünkü su alacaksa...
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Sözleşmenin içeriği ne Sayın Bakan, onu detaylandırabilirseniz...
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Tabii, onu detaylandırayım. Şimdi, şöyle: Biliyorsunuz, bütün içme suyunda vatandaş ne kadar su alacak, ne olacak, nasıl alacak, bununla ilgili tabii bu sulama bedellerini ödeyecek. Bunlarla ilgili bir taslak, bir yönetmelik çıkararak bir sözleşme taslağı getiriyoruz, vatandaş onu imzalayacak. Nereye su alacak, ne olacak, kaçak su almaması için ve tabii ki bu, tamam, yatırım bedellerinden muaf tutuyoruz ama sulama bedelleri hudutsuz değil, suyumuz sınırlı, su zengini değiliz, bu yüzden sulama bedellerini tahsil edeceğiz. Dolayısıyla kimden ne tahsil edeceğiz yani abonelik gibi bir sözleşme olacak.
İşletme bakım...
MUHARREM VARLI (Adana) - Sayın Bakanım, bu, tarla sulamasıyla alakalı mı?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Evet, evet.
MUHARREM VARLI (Adana) - Yani kişi aynı normal su abonesi gibi, çeşmesinden aldığı su gibi tarlasına da saat mi koyacak?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Gerektiğinde tarlasına saat koyacağız veyahut vanadan alacak. Artık biz şu anda bütün Türkiye'de, öncelikle kritik, su sıkıntısı çeken bölgelerden başlamak üzere tarla içine kadar vanasını koyarak ve sayacını koyarak vatandaşa suyu götüreceğiz. Mümkün mertebe su açısından fakir olan bölgelerde yağmurlama ve damlama yapacak sistemleri de kuracağız.
MUHARREM VARLI (Adana) - Şu anda mevcut sistemlerde nasıl bir uygulama olacak?
BAŞKAN - Sayın Vekilim, tamamlasın isterseniz ondan sonra yapalım. Hepinize söz vereceğim. Bir de söz alarak konuşma yapalım.
MUHARREM VARLI (Adana) - Tamam, açığa kavuşması lazım ki...
METİN AKGÜN (Tekirdağ) - Söz alarak gideriz.
BAŞKAN - Hepinize zaten istediğiniz kadar yeterli süre vereceğiz konuşmak için, tamamlasın lütfen.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Efendim, mevcut sistemlerde de belli bir süre içinde onlar da yağmurlama ve damlamaya geçecek Sayın Vekilim. Bununla ilgili geliyor zaten. Yani bunların ücretlerini işleten tarafından tahsil edileceği, ödemeyenlere İcra ve İflas Kanunu'nun uygulanacağı düzenlendi. Çünkü artık yatırım bedelini almıyoruz, suyu tasarruflu kullansın diye... Su ücretsiz olunca vahşi bir sulama yapıyor, tarla tuzlanıyor, fazla su fazla ürün demek değil. Yani neticede, bir vatandaş fazla su kullandığı zaman mansaptaki diğer çiftçilere su gitmiyor, hem lüzumsuz su hem lüzumsuz para harcıyor, dolayısıyla bunu önlemek için...
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Para ve kısıtlama yerine acaba eğitimle bunu düzeltemez miyiz?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Eğitim var zaten, özellikle...
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Yeteri kadar değil galiba.
BAŞKAN - Şu sunuyu bir tamamlayalım sayın vekillerim, lütfen bir tamamlayalım. Hepiniz istediğiniz kadar konuşabileceksiniz.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Efendim, şöyle: Sayın Vekilim, özellikle Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanıyla birlikte büyük bir eğitim... Bakanımızla birlikte çalışıyoruz her konuda çünkü neticede tarımın sahibi özellikle Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımız, dolayısıyla birlikte çalışıyoruz. Biz sadece sulama kısmında onlara hizmet ediyoruz. Bu bakımdan, eğitim konularında esas itibarıyla Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve bizdeki elemanlarla birlikte onların direktifleri doğrultusunda eğitim çalışmaları da yapılıyor, yapılacak.
Bir de efendim, biliyorsunuz, Devlet Su İşleri ve Orman Genel Müdürlüğü maalesef harçlar ve damga vergisinden muaf değil. Bunların özellikle harçlardan, damga vergisinden, döner sermaye ücretlerinin ve gelirleri yönünden vergiden muafiyeti söz konusu. Bu, benzer kurumlarda yapıldı ama bizde gecikti, bu çerçevede bunu da talep ediyoruz.
Teşkilat Kanunu'na bir madde...
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Ben özür dilerim Başkanım da orada muaf tutulunca İcra ve İflas Kanunu'na vatandaş başvurunca harç alınacak, orada idareden alınmayacak. Dava açtığı zaman vatandaş yine harç alınacak, idareden alınmayacak. Tam bir eşitsizlik var orada, ne dersiniz?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Şimdi, doğru da bu harçlar kurumun bir cebinden öbür cebine gidiyor, lüzumsuz bir işlem. Sayın Vekilim, benzer kurumlarda, mesela Karayollarında bu tanındı. Sebebi de şu, şöyle oldu: Yani benzer kurumlarda bu muafiyet tanındı. Daha önce muafiyet vardı, bir ara Cetvel (II)'den Cetvel (I)'e alındı DSİ, bir geçiş döneminde, dolayısıyla bu durum ortaya çıktı, şimdi onu düzeltiyoruz.
Bir de efendim, su tahsili mahiyeti ve mevcut hukuki durumun korunmasına ilişkin düzenleme yapılmış DSİ projesinde kalan yerlerde maden arama veya işletme ruhsatı verilmeden önce DSİ'nin uygun görüşünün alınması gerektiğini hüküm altına alıyoruz. Bunu biraz daha açayım, şimdi, efendim, DSİ'nin mutasavver projeleri var, baraj, gölet, sulama tesisi. Bakıyorsunuz, bunu haber alan bazı madenciler hemen oraya bir ruhsat alma teşebbüsünde bulunuyor, daha sonra "Ben buraya masraf yaptım, neticede bu masrafları öde." diye devleti lüzumsuz yere zarara uğratma gibi bir durum söz konusu oluyor. Bundan kaçınmak için "DSİ'nin orada bir projesi varsa uygun görüş alsınlar." şeklinde bir hüküm getiriyoruz.
Ayrıca, 6200 sayılı DSİ Teşkilat Kanunu'na bir madde ilave ediyoruz. Bu arazi toplulaştırması kapsamında DSİ'ce ve proje idarelerince yapılacak işlemleri belirtiyoruz.
Ayrıca, sulama kooperatifleri... Kooperatiflerin bütün denetim yetkisi Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığında ama biz, bunun sulamayla ilgili kısımları, sadece bunlar DSİ tarafından denetlensin şeklinde bir yetki talep ediyoruz.
Ayrıca efendim, bir de sulama tesislerinde bazen hakikaten vanaları kırıyor veyahut da kanalı kırarak kendi arazisine kaçak bir şekilde su alıyor. İzinsiz olarak bu şekilde kullananlara idari para cezası verilmesini öngörüyoruz.
Bir de işletme bakım gideri borcu olan çiftçilerin tarımsal destek ödemelerinden mahsup edilerek bunun DSİ'ye borcunu... Bir taraftan devlet destek verirken bir taraftan DSİ veya ilgili kurum borcunu tahsil edemiyor, bunun DSİ'ye kesilerek ödenmesi şeklinde bir madde var.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Bu desteklemeler bence desteklemenin amacına uygun değil ki Sayın Bakanım.
BAŞKAN - Sayın Vekilim, lütfen, tamamlayalım. Ondan sonra istediğiniz kadar konuşacaksınız.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Özür dilerim, art niyet yok. Tamam, ben konunun daha açıklığa kavuşması...
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Şimdi, tamam da Sayın Vekilim, şöyle yani neticede devlet...
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Dünyadaki uygulamalarda desteklemenin amacı ayrı, borç ayrı. Sen destekleme yaparsın, borcu tahsil edersin.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Hayır ama bakın, şöyle: Biz az önce ne dedik? "Devlet yaptığı bütün yatırımlardan çiftçilerden bir ücret almayacak." Ama sulamadan mutlaka ücret almamız gerekiyor. Sebebi şu: Çünkü su zengini değiliz. Mevcut su sadece 8,5 milyon hektarı sulamaya yetiyor, bu da düzenli yağmurlama, damlama sulama olursa, vahşi sulama olursa bu da yetmiyor. Dolayısıyla, bizim burada su ücretini mutlaka almamız gerekir.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Doğru, kamu hizmetinde meccanilik ilkesi uyarınca en ucuz maliyetin olması lazım, iktisadi kâr getirme amacıyla olmaması lazım.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Doğru da işte, biz onun için yatırım maliyetinden muaf tuttuk. Bak, ilk defa, bu büyük bir...
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Dünyada hep böyle ama.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Yok, öyle değil.
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Sayın Bakanım, ben Çukurova bölgesinde yatırım maliyetinden dolayı tahsil edilen bir tane makbuz istiyorum varsa, bürokratlarınız burada.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Oldu, peki.
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Çukurova bölgesinden, Adana, Mersin'den yatırım maliyetiyle ilgili bir tane makbuz istiyorum.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Biz Türkiye'de genelde yapılan... Ama bazısı tahsil ediliyor, edilmiyor, o ayrı bir şey.
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Bir tane makbuz göstersinler bana, şu ana kadar tahsil edilen bir tane makbuz.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Efendim, bir madde ilave ediyoruz, DSİ'ce uygun görülen sulama işletmelerinin ilgisine göre yatırım izleme ve koordinasyon başkanlıklarına, diğer yerlerde belediyelere ve il özel idarelerine devredilebileceği, bu idarelerin sulama işlemlerine dair yetkileri ve diğer işletme şekillerine dair yetkiler buna göre düzenleniyor, maddeler var. Gerçekten bir elastikiyet tanıyoruz yani bunu gerekirse, su ve kanalizasyon idareleri talep ederse, en uygun kim işletecekse ve tabii, sulama birlikleri de DSİ'nin tüzel kişiliği bir birim olarak DSİ'ye bağlanıyor. Böyle bir yetki alıyoruz.
Bir de kadro ihdası var. Tabii, bu hizmetleri yürütmesi için DSİ'ye merkeze ve taşraya yeni kadro. Genelde mühendis kadroları bunlar. Onları talep ediyoruz efendim.
DSİ'nin dışında efendim, ormanla alakalı birkaç husus var, bunu ben özellikle arz etmek istiyorum. Bazen orman içinde restorasyon gerekiyor Kültür ve Turizm Bakanlığına ait bazı tesislerde veyahut da depolama tesisleri yapılmak isteniyor. Depolama tesisleri derken şöyle: Ormanın altında bir tünel açarak ormana zarar vermeden tünel içinde birtakım depolama, soğuk hava tesisleri, patates depolaması veya diğer mahsullerin depolanması şeklinde talepler geliyor. Bu, belli derinlikte, ağaçlara zarar vermeyecek şekilde, bir tünel açılarak... Şu anda izin yok ama bu konuda gerçekten talep çok. Bu konuda 18'inci maddeye ilave edilecek bir izin teklifimiz var.
Bir de efendim, devlet ormanlarında dikili satış yapabilme ve amenajman planlarına göre yıllara sari satış hükmü getiriyoruz; o da şöyle: Şimdi, efendim, normalde şu anda ağaçların kesiliyor ve bunlar standart boylarda alınıyor, taşınarak orman teşkilatının depolarına getiriliyor. Orada bekliyor uzun süre ve satışlar buradan yapılıyor. Hâlbuki vatandaş diyor ki: "Benim istediğim boyutlar var, o boyutlara göre kesmiyorsunuz." Bir de lüzumsuz oraya taşıma, yükleme, tahmil, tahliye işlemleri var. Biz en azından bunu dikili olarak satabilelim şeklinde bir hüküm getirdik, dikili satış.
Bir de efendim, burada özellikle devlet ormanı bulunan köy ve kasabalardaki kooperatifler ile köy halkına yaptırılan üretim işlerine ait istihkak tutarlarının yüzde 7 fazlasıyla ödenmesini talep ediyoruz. Bu da şunun için: Bunların genellikle sosyal güvenceleri yok, dolayısıyla biz de hesap ettik, bunların sosyal güvencelerini karşılamak üzere kooperatifler köy halkına yaptırılan işlerinde normalde istihkak tutarından ayrıca yüzde 7 fazla bir destek orman teşkilatı versin şeklinde bir teklifimiz var. Bunun çok büyük faydası var; bununla, özellikle köylerden şehre göçün önlenmesi, ayrıca bir de oradaki bütün orman köylülerinin tamamen sosyal güvence şemsiyesi altına girmesini sağlamayı hedefliyoruz.
Bir de efendim, yangınlara müdahalede gönüllülük sistemi getiriyoruz yani böyle bir sistem yok, bunu getiriyoruz.
Ayrıca, Orman Kanunun'a ek 15'inci maddeyi ilave ederek... Bilhassa bu çok önemli, bunu şöyle izah edeyim efendim: Geçmişte, bilhassa 12 Eylülden sonra askerler demişler ki: "Şuradaki alan boş, burayı ağaçlandırın." Tapu, Ormana ait değil, ormanlık alan değil; vatandaşın mülkiyeti. Hakikaten dava açıyor vatandaş özellikle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde de tabii ki davayı kazanıyorlar. Bizce bu gerçekten haksızlık çünkü vatandaşın tapulu mülküne Orman izinsiz gitmiş el koymuş, tapusu vatandaşta; dolayısıyla, bu şekilde gerçek veya özel tüzel kişileri adına tapulu olan fakat izin alınmadan, zorla ağaçlandırılmış taşınmazlara ilişkin mülkiyet ihlalinin karşılığında Maliye hazinesinden taşınmaz verilmesi suretiyle mağduriyetlerinin giderilmesini hedefliyoruz. Yani diyoruz ki: Burası artık orman olmuş, bunun yerine, vatandaş kabul ederse buna uygun bir alandan Maliyeye ait, Millî Emlake ait bir yerden yer verelim. Kabul etmezse zaten mahkeme ne takdir etmişse onun bedeli ödeniyor.
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Böyle bir şeyin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine gitmesi bile ayıp bir şey zaten Sayın Bakanım. Yani adamın tapulu yerine ağaç dikiyorsun, ondan sonra bu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine gidiyor.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Doğru, haklısınız ama şimdiye kadar bunu biz yapmadık, bu, ta 1980'li yıllardan gelen bir husus efendim. Bunu şimdiye kadar da kimse çözmek istememiş, çözülmemiş; maalesef bu böyle bir haksızlık. Sayın Vekilim, ben de aynen size iştirak ediyorum. Vatandaşın mülkü yani el koymuşuz, haksızlık. Bu haksızlığı telafi etmek için teklif ettiğimiz bir şey.
Ayrıca efendim, şöyle bir şey var, bunu özellikle bütün Komisyon üyelerine, Başkanımıza arz etmek istiyorum: Şimdi, biliyorsunuz Anayasa'da 2/B maddesi var, Anayasa'nın ilgili hükmüne göre kanunda düzenlenen 2/B maddesi. Bu, 31 Aralık 1981 tarihinden önce orman vasfını kaybetmiş yerlerin vatandaşa satılmasına dair bir hükümdü fakat bunu ta 2008 yılına, 2009 yılına kadar kimse gerçekleştiremedi çünkü Orman Kadastrosu ayrı çalışmış, Tapu ve Kadastro ayrı çalışmış. Biz ilk defa 2008 yılında bunun yanlış olduğunu, Orman Kadastrosu ile Tapu ve Kadastronun birlikte çalışarak buna göre ormanlarda tapu alınmasını temin ettik. Şu anda ormanların yüzde 90'ının tapusu var. Ancak maalesef burada 31 Aralık 1981 tarihinden önce yapılanlar 2/B kanunuyla Mecliste oy birliğiyle çıktı biliyorsunuz ve bunlar vatandaşa satıldı, problem çözüldü. Bunlar tamamen orman vasfını kaybetmiş yerler ama bunun dışında hakikaten bazı yerler var ki taşlık, kayalık, ot bitmiyor. Mesela Muğla'da, biz taşlık, kayalık, ot bitmeyen yere biz demişiz ki: "Burası orman." Hiç kimse bir şey yapamıyor. Biz de çok sıkı takip ediyoruz. Şu ana kadar şunu gururla ifade ediyorum: 1 metrekare yer işgal ettirmedim. Bakın, bunu inkâr eden varsa buyursun çünkü hem uydudan hem karadan çok sıkı denetliyoruz, ayrıca ormanların tapusunu aldık ki artık girmesi mümkün değil. Daha önce ormanların tapusu yoktu, dolayısıyla şimdi diyoruz ki: Değerli milletvekillerim, Sayın Başkanım; bu gibi yerlerde vatandaş artık mümbit tarım arazilerine yapı yapıyor çünkü yer yok. Hâlbuki yamaçtaki, depreme dayanıklı, sağlıklı, ot bitmeyen taşlık, kayalık yerler boş duruyor. Biz diyoruz ki: Ya, burada ot bitmiyor, ağaç bitmiyor; burayı Millî Emlake verelim, o da bize daha uygun yerden, orman olabilecek yerden, 2 katından az olmamak üzere böyle bir alanı bize versin ve orayı ağaçlandıralım. Böylece hem tarım arazilerini işgal etmekten kurtaralım...
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - İnşaat yapıp kâr edeceğiz.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Yok, efendim, öyle değil.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Kaçak imara açacağız yani.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Yok, kati surette, bakın, bunun imarla alakası yok, imara açılır diye bir şey yok.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Muğla'da denize bakan, orman olmayan arazi ne olur Sayın Bakan?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Muğla'nın merkezinde efendim, misal olarak söylüyorum. Bakın, ben bunu izah edeyim; bu, bir.
Bir de şu var: Bazı yerlerde yolun bir tarafı 31 Aralık 1981 tarihinden önce bitmiş, 2/B kanunuyla mülkiyetini almış. Yolun öbür tarafı birkaç ay sonra, 31 Aralık 1981 tarihinden hemen sonra inşa edilmiş ama şu anda oralar yapıyla dolu, tekrar orman hâline getirmek mümkün değil. Anayasa'ya göre onu da 2/B kanunuyla satmamız mümkün değil. Ya 31 Aralık 1981 tarihini değiştireceksiniz veyahut da orayı Millî Emlake verip 2 katından az olmamak üzere biz orman alanı olarak kazanacağız.
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Bu, genel olmasın, o bölgelere özel olsun Sayın Bakanım. Diğer mecralarda bu konuşulsun, tartışılsın, o bölgelere özel olsun yani genel olursa istismara açık olur.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Özel, zaten bakın, Gemlik'te bunu yapıyoruz, özel; zaten bu, genelde Bakanlar Kuruluna gelecek, bölge bölge incelenecek, karar verilirse sivil toplum kuruluşlarının, ilgili kurum, kuruluşların görüşü alındıktan sonra ona göre verilecek. Yoksa genel değil.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Sayın Bakan, ıslah çalışması hiç yapılmış mı buralarda değerlendirme amaçlı?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Yapıldı efendim, ben bunları yaptırdım özellikle değişik yerlerde. Hakikaten, bazı yerlerde tamamen som kaya fakat orman gözüküyor, bir şey yapamıyorsunuz ama öbür tarafta boşuna masraf da yapıyoruz. Şu bakımdan, depreme dayanıklılık bakın. Şimdi, misal olarak Gemlik'i çok iyi biliyorum ve Gemlik Türkiye'de en riskli alan, depremde sıvılaşma durumu söz konusu. Hâlbuki yamaçta taşlık, kayalık alan var.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - "Burası inşaata açılmayacak" diyorsunuz, "Depreme dayanıklı arazi." diyorsunuz.
BAŞKAN - Sayın Vekilim, tamamlayalım lütfen.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Sayın Vekilim, bakın, burada 2 katından az olmak... Mesela, trampayı getiriyoruz. Bu sadece Türkiye'de değil, İsviçre hukukunda da, Avrupa'daki hukuklarda da var.
Ben şöyle bir hatıramı anlatayım madem açtınız. Başkanım, müsaade ederseniz, vuzuha kavuşması için.
BAŞKAN - Buyurun Sayın Bakanım.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Şimdi, bir tarihte Sayın Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül'le İsviçre'ye gittik resmî bir ziyaret için. Ben de vardım. Tabii, o zaman Zürih'ten Bern'e giderken, o zamanki kadın Cumhurbaşkanı hanımefendi özel bir tren tahsis etti. Tam trenle giderken baktım, ormanlık alanda bir alan açılıyor. "Sayın Başkan, bu nasıl açılıyor?" deyince o şunu dedi: "Eğer bir zaruret varsa biz burada bu alanı Bakanlar Kurulu kararıyla ormanlık alandan çıkarıyoruz, en az bu kadar, bunun birkaç katı kadar alanda orman kuruyoruz. Böylece orman alanları azalmıyor. Bizde trampa var." Şu anda biz burada Avrupa hukukunda olan, İsviçre hukukunda olan trampayı getirmek istiyoruz. Çok zaruri bir yer var taşlık, kayalık, orman olması mümkün değil. Bunu size gösterelim isterseniz, birlikte karar verelim. Vatandaş sanayisini veyahut da inşaatlarını ve binalarını boşuna mümbit tarım arazisinde yapmasın, gelsin depreme dayanıklı alanda yapsın. Biz de dosdoğru bir orman kuralım, maksadımız bu bakın, bunu özellikle vurgulamak istiyorum.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Sayın Bakan, sizin iyi niyetinizden şüphemiz yok ama şöyle bir şey var: Buralar, kullanılmayan araziler el değiştirdiğinde değerlerini karşılayarak imara açılabilecek yerlerse mevcut hâlinin üzerinde değerle satılıp daha sonra buraları imar alanı olarak kullanılabilir. Bu anda duruşuyla bir soluklanma noktası hiçbir şey olmazsa. Yani, oraya dikeceğiniz iki üç bitkiyle oranın havasını değiştirebilirsiniz ama anladığım kadarıyla, sizin ifadenizle örtüşmüyor. Yer bulabilecek arazilerin birilerine verilmesi demek bu araziyi imara açtırmak demek.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Efendim, birilerine vermiyoruz, tamamen bizim, devletin bir kurumundan bir kuruma veriyoruz, Millî Emlake veriyoruz.
ORHAN SARIBAL (Bursa) - Yeni değil ama Bakanım, hani Gemlik örneği -yeri gelince konuşacağız elbette- ama Gemlik örneği tam da sizin söylediğinize denk gelmemektedir. Orada yerinde bir dönüşüme mutlaka ihtiyaç vardır. O açıdan değişiklik yapılmayacağı da...
BAŞKAN - Yani buna trampa imkânı getiriyoruz sayın vekiller.
ORHAN SARIBAL (Bursa) - Biraz önce söylediğiniz o Gemlik örneğine karşılık olarak asıl söylenmesi gereken şu: Özellikle Antalya, Ege kıyılarına bir bakın. Denizin kenarına yerleşmiş olan yapılar var ama biraz yukarıya çıktığınız zaman denizden sonra zaten ilk gördüğünüz... Sizin bu söylediğiniz alan içerisine Antalya'nın Gazipaşa'sından Alanya'ya kadar, Ege'nin de büyük bir bölümünü alıyor. Tam da Ömer Bey'in dediği, o turizme açılan alanlar üzerinden düşünülmesi gerekir. Tam yeri geldiği için söylüyorum.
BAŞKAN - Sayın vekillerim, bu konuşmalarınız tutanaklara girmiyor yalnız mikrofon açık değil, dolayısıyla tutanaklara da girmiyor.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Ya, tutanağa girsin diye konuşmuyoruz, tamamlayıcı olsun diye söylüyoruz.
BAŞKAN - Yok, yok yani şeyi bir tamamlayalım, ondan sonra hepinize sırayla söz vereceğim efendim.
Sayın Bakanım, buyurun.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Sayın Vekilim, bakın, bu çok önemli. Bu, özellikle bazı yerlerdeki problemlerin, yolun bir tarafı -hatta bunları gruplarla da görüşelim- 2/B olmuş, öbür tarafında şu anda binalar var, orman gözüküyor fakat onu yıkamıyorsunuz. Bunun örneklerini götürelim.
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Sayın Bakanım, geçmişte bir Çatalca örneği var, yasayla sadece o bölgedeki köylerin ismi yazılarak o bölgedeki sorun çözüldü. Aynı şekilde, bu şekilde yapılabilir ama siz genel bir karar alırsanız bunun ucu açık olur ve bu doğru bir şey olmaz. Sadece ada, parsel belirterek, bölge belirterek getirirseniz Mecliste tartışılır, bu kabul edilebilir bir şey olabilir ama tersi bir durum kabul edilemez.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Evet ama bunu Bakanlar Kuruluna yetki verilmesi şeklinde düşünüyoruz yani bizde bir kişi karar vermez, bütün kurum ve kuruluşların görüşlerini dikkate alarak... Herhâlde devletin kurumlarına da güvenmek gerekir. Uygun olması hâlinde yapılacak, elzem olan durumlarda, elzem. Bunlara ait örnekleri getirebiliriz efendim.
Bu, Gemlik'le ilgili kanun çıktı, ben teşekkür ediyorum ama orada şöyle bir yanlışlık yapılmış: Biz sanki bütün Gemlik ilçesi, özellikle yer değiştirecekmiş gibi, kanunda öyle bir madde olduğu için bunu tashih ediyoruz sadece. Bakın, daha önceki kanunda "Gemlik ilçesi depreme maruz kalacağından ve yeri değiştirileceğinden..." diye bir hüküm olduğu için bütün sigorta, bankalar, hiç kimse işlem yapmıyor orada çünkü sanki Gemlik ilçesinin tamamı yer değiştirecekmiş gibi...
ORHAN SARIBAL (Bursa) - İnşaat sektörü durdu, inşaat durdu Sayın Bakan.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Tamam, işte onu düzeltiyoruz müsaade ederseniz, oldu mu efendim? İşte, "Bursa ili Gemlik ilçesinin deprem tehlikesi altında bulunması ve ilçe sakinlerinin hâlihazırda yerleşim yerlerinden nakledilmesinin zorunlu bulunması sebebiyle" diye yanlış ibareyi... Çünkü bu ibare dolayısıyla bütün işlemler, sigorta işlemleri, bankacılık işlemleri, her şey durmuş. Dolayısıyla biz bunu şöyle düzenliyoruz efendim müsaade ederseniz: "Bursa ili Gemlik ilçesinde deprem tehlikesi altında bulunan yapıların dönüştürülmesi için ve yeni yerleşim yerlerinin belirlenmesi için..." diye ibareyi düzeltiyoruz ki işlemler yürüsün.
Bir de efendim, 167 sayılı Yeraltı Suları Hakkında Kanun'da bir değişiklik yapıyoruz.
Efendim, bu, sayaç takılma konusu var. Bu sayaç takılma konusunda, hakikaten, sayaçlar büyük ölçüde takıldı ama bazen eksik oluyor. Dolayısıyla sayaç takılmayınca büyük cezalar var. Diyoruz ki: "Bakanlar Kurulu yerine DSİ'nin bağlı olduğu bakanlık tarafından..." İşlemler çok uzuyor, uzatma gibi birtakım sınırların ve diğer hususlara dair gereken kararların alınması bunu müsaade ederseniz DSİ'nin bağlı olduğu bakanlığa verilmesini talep ediyoruz.
Damga vergisinde değişiklik, bunu arz etmiştim DSİ için ama bir de sulama kooperatifleriyle ilgili işlemlerin damga vergisinden müstesna tutulmasını talep ediyoruz.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Harçlar burada yok, eşitlik ilkesi uyarınca ona harçların da ilave edilmesi gerekir. Sayın Bakanım, yani orada Bakanlığa getiriyorsun.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Emin ol bunu zor kabul ettirdik, "Büyük kayıp var" deniliyor. Dolayısıyla bununla iktifa edelim. Bu da ilk defa geliyor bakın.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Diğer ülkelerde yok. Kanunla korunuyor Sayın Bakan.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Sayın Vekilim, o zaman diğer ülkelerdeki durumu sizden isteyeyim ben madem özel olarak.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Sayın Bakan, Hollanda'da öyle, Almanya'da öyle.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - 1053 sayılı Kanun'da içme suyu geri ödemelerine dair değişiklik yapıyoruz efendim. Şimdi, efendim, normalde biz bir belediye içme suyu talep ettiği zaman bunun borçları var 1053 sayılı Kanun'a göre. Genelde borçların ödenmesinde sıkıntı oluyor ve buna icra işlemleri tatbik ediyor. Devlet kurumları için, belediyeler için böyle bir işlem yapılması uygun değil. Bunun yerine, Maliye Bakanlığı ve İller Bankası tarafından kesinti yapılarak DSİ'ye ödenmesi şeklinde bir hüküm getiriyoruz. Bununla da bir sınırlama getirdik "Yapılacak kesinti miktarı yüzde 25'i aşamaz." diye çünkü belediyelerin de ihtiyacı var diye. Yani borçların tahsiline dair bir hüküm efendim.
Millî Parklar Kanunu'nda bir değişiklik yapıyoruz. Ziyaretçilere uygulanacak giriş ücretlerinin tahsilinde bir düzenleme yapıyoruz.
Bir de efendim 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na hüküm ilavesini getiriyoruz. Bu çok önemli. Hatta bu konuda hakikaten çok büyük tecrübeye sahip olan Artvin Milletvekili Uğur Bey'in çok büyük katkısı oldu, ona teşekkür ediyorum çünkü o çok davalara girmiş. Efendim, şunu özetlemek istiyorum: Şimdi, normal bir takdir komisyonu tarafından bir bedel takdir ediliyor fakat sonradan bir bedel artışı, tezyidi bedel davası açılıyor, bu bedeli ödüyoruz ancak daha sonra üst mahkemede bu bedel fazla görülüp geri alınacağı zaman vatandaştan bu bedelin alınması çok sıkıntılı oluyor, icra davalık oluyor. Biz de bu kanunda özellikle şunu getiriyoruz: İlgiliye ödenecek bu bedel ödensin, geri kalan tezyidi bedel kısmı bankaya bloke edilsin, kesinleştikten sonra ödensin, böylece hak sahibi olunca geri ödenir, hak sahibi değilse o zaman ödenmemiş olur, böylece vatandaşın mağduriyeti ortadan kalkar. Bu, Artvin'de çok başımıza geldi, dolayısıyla bunu çözmek için teklif ettiğimiz bir husus.
Bir de kamulaştırma bedelinin tespitinde efendim, bazen mahallî bilirkişiler geliyor, çok yüksek bedeller... Efendim, öyle bedeller var ki -size gösterebilirim- İstanbul Taksim'deki arsa fiyatından çok daha fazla bedeller tahakkuk ediyor. Dolayısıyla objektif değer artışında bir üst sınır getiriliyor.
Bir de efendim, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nda bir değişiklik talep ediyoruz, şöyle ki: Kamulaştırması yapılırken taşınmazlardaki sabit tesis ve ağaç dikimine ilişkin Bakanlar Kurulu kararıyla bir sınır vardı, bunu beş yıl daha uzatalım diyoruz çünkü barajların özellikle projelendirilmesi vesaire uzun zaman alıyor. Bu sefer vatandaş çoğu kere kamulaştırılacak arazi üzerine sabit tesis yapıyor veya ağaç dikiyor gibi gözüküyor, aslında kökü olmayan ağaçları oraya dikiyor sırf bedel almak için. Dolayısıyla, bunu önlemek için yaptığımız bir düzenleme.
Bir de efendim, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nda değişiklik yapıyoruz, o da şu: Acele kamulaştırmaya ilişkin karardan sonra taşınmazın devir, ferağ ve temlikinin yapılamayacağı, taşınmazın tahliye ettirileceği düzenleniyor. Tapu Kadastroya böyle bir kayıt gitmediği zaman, vatandaş hemen üçüncü şahıslara satıyor, üçüncü şahıslar mağdur oluyor "Bunu bilmiyorduk biz" diye, bunu önlemek için getirdiğimiz bir düzenleme efendim. Tabii, burada DSİ Teşkilat Kanunu'na geçici madde ilave ediyoruz. 3083 sayılı Kanun'da -toplulaştırmayla ilgili kanun- biliyorsunuz bu arazi toplulaştırılması, tarla içi geliştirme hizmetleriyle alakalı olarak yer alan yetkilerin DSİ Genel Müdürlüğüne verilmesini teklif ediyoruz. Bir de efendim, bu 3194 sayılı Kanun'da düzenleme ortaklık payı var. Biliyorsunuz burada birtakım imar planı hazırlanırken yüzde 40-45'e kadar bir kesinti oluyor, bundan işte sosyal donatılar vesaire hazırlanıyor ama burada tabii...
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Bunun bu Komisyonla ne ilgisi var Sayın Bakanım 3194'ün, ben çok bağlantı göremedim.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Dereler unutulmuş, bu tamamen şeyle ilgili...
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Bu Çevre Şehircilikle alakalı bir konu da onun için dedim, bu Komisyonla ne alakası var?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Ama taşkın dolayısıyla tamamen... Bakın, tamamen sizin Komisyonunuzla ilgili çünkü bu dereler taştığı zaman tarım arazilerini tamamen su altında bırakıyor.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Derelerle ilgisi yok Sayın Bakanım.
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Çevre Şehircilikle alakalı.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Yani neticede bunu Çevre Şehircilikle görüştük, onların uygun görüşünü aldık Sayın Vekilim. Şöyle ki: Bu payın artması hâlinde... Derelerin kenarında düzgün yerler kalsın çünkü dereler işgal...
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Sayın Bakanım, ben Komisyon üyesiyim Çevre Şehircilikte, bir kere gelip de konuşulmadı yani ben Komisyon üyesiyim.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Hayır, orada değil, biz Çevre ve Şehircilik Bakanlığıyla görüştük. Neticede burada getirilen anormal bir şey de yok. Bütün kesintiler bittikten sonra DOP'ta artan kısım varsa bunu şehir içinden geçen veya orada tarla içinden geçen derelerde kullanalım ki oraları istimlak etmek durumunda kalmayalım. İnanın şu anda derelerin pek çoğu işgal edilmiş ve geçmişte derelerin tapusu alınmış. Dolayısıyla orayı istimlak edemiyoruz, ıslah edilemiyor. Dolayısıyla "artmışsa" diyoruz bakın. Sayın Vekilim "Ortaklık payının artması hâlinde kalan payı burada kullanın." diyoruz, gayet güzel bir teklif.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Büyük Kanal Projesi'yle ilgisi var mı Sayın Bakanım?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Hiç ilgisi yok efendim, hiç ilgisi yok.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Onu etkileyebilecek mi peki?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Hayır, onunla hiç alakası yok, bu şehir içinden geçen derelere, kanallara değil, derelere efendim. Hiç alakası yok, bunu da özellikle belirteyim.
Bir de efendim meteoroloji gözlem istasyonları var. Bunlar tabii ne kadar eskiyse verileri o kadar kıymetli, ta 1926'dan beri kayıtlar var. Bazen bizim haberimiz olmuyor, meteorolojinin otomatik meteoroloji ölçüm istasyonunun veya rasat istasyonunun imar planında bir değişiklik yapılıyor, imara açılıyor. Dolayısıyla diyoruz ki: "Bunlar eğer böyle açılacaksa, bir zaruret varsa Bakanlığın görüşü alınmadan yapılmasın." şeklinde bir teklif getiriyoruz.
Kadastro Kanunu'nda bir teklif getiriyoruz, o da çok önemli efendim. Özellikle 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 4'üncü maddesinde yapılan değişiklikle orman kadastrosu yapılıp kesinleştiği hâlde teknik sebeplerle tescil edilemeyen yerler var efendim. Orman alanlarının tescili için özellikle Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünde orman kadastrolarının birlikte yapılarak bunların bir an önce neticelendirilmesini hedefliyoruz.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Bu açılan davalara bir etkisi olacak.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Davalara şöyle olabilir: Yani, hakikaten bazen kadastro kesinleşmediği için sınırlar belli değil, sayısal yok. Biz aşağı yukarı orman kadastrosunun yüzde 97'sini bitirdik, yüzde 3'ü kaldı fakat tapuyla yani Tapu Kadastroyla birlikte çalıştığımız alanlar hâlihazırda yüzde 85'te, sıfırdı, şu anda yüzde 85'e getirdik yani tapusunu aldığımız ormanlık alanlar yüzde 85. "Geri kalanların tamamlanması için, Tapu Kadastroda bu eski paftaların sayısal hâle getirilmesi, sınırların tam tespit edilmesi için Orman Kadastrosu ile Tapu Kadastro birlikte çalışarak bunları neticelendirir." şeklinde bir karar veriyoruz.
Toplulaştırmaya dair bir kanun var. 5400 sayılı Kanun'da arazi toplulaştırması ve tarla içi geliştirme hizmetlerine dair hükümleri kaldırıyoruz bu DSİ'ye geçeceği için. Ayrıca, 5488 sayılı Tarım Kanunu'nda desteklemelere dair bir değişiklik yapıyoruz. "Tarla içi sulama sistemi destekleri" adı altında DSİ'nin kullanacağı bir destekleme ödemesi ekliyoruz Sayın Bakanım, sulamalarla ilgili.
Sulama birliklerinde değişiklik yapıyoruz. Efendim, tabii, sulama birliklerinden arkadaşlar da var ama iyi çalışan sulama birlikleri olduğu gibi, gerçekten istismar eden sulama birlikleri olduğunu da herkes biliyor, çiftçiler şikâyetçi. Dolayısıyla biz yeniden yapılandırıyoruz. Birlik meclisi ve yönetim kurulu organları kaldırılıyor, başkanlık ile başkanın görev, yetki ve sorumlulukları yeniden düzenleniyor. Birlik üyelerine ve görev alanı dışında kalan su kullanıcılarına uygulanacak ceza hükümleri yeniden düzenleniyor. Burada şunu özellikle vurgulamak istiyorum: Burada sulama birliklerine DSİ'den veya kamu kurumlarından bir müdür tayin ediyoruz ama oradaki mevcut elemanlar, sistem aynen devam ediyor, sadece mevcut başkanın yetkisi kaldırılıyor ama "Belli bir süredir iyi çalışan sulama birliklerinde o başkanın devamı" şeklinde de bir hüküm var. Dolayısıyla burada sulama birliklerinin, orada çalışanların mağdur edilmesi söz konusu değil. Burada ciddi bir teknik denetimi DSİ yapacak, mali denetimi de Maliye Bakanlığı ve Sayıştay yapacak. Sıkı bir denetim getiriyoruz, meselenin özü bu efendim.
ZÜLFİKAR İNÖNÜ TÜMER (Adana) - O denetimi şimdi yapsak da sulama birliklerine...
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Efendim?
ZÜLFİKAR İNÖNÜ TÜMER (Adana) - O denetimi şimdi yapsak bu kadar başarılı sulama birliği varken. Bazı istisnalar var... Niye yapamıyoruz?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Evet, yapıyoruz şu anda, yapmaya başladık. Biliyorsunuz, Sulama Birlikleri Kanunu'nda bir değişiklik yapmıştık. Burada bazı birlikleri denetliyoruz ama bazı birlikleri ne kadar denetleseniz dahi işler yürümüyor yani kendi...
ZÜLFİKAR İNÖNÜ TÜMER (Adana) - Sayın Bakan, tesis şeyi almayacak mıyız? Sulama birliklerinin asıl borcu elektrik ve tesisten kaynaklanıyor. Elektrikte KDV'yi, TRT payını kaldırsanız çiftçinin üzerindeki elektrik borcunu...
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Şimdi, o konuda, tabii...
ZÜLFİKAR İNÖNÜ TÜMER (Adana) - Bir de tesisi de alamadığınıza göre geriye sulama birliklerinin bir derdi de kalmaz, devletten para istemiyor bu birlikler, hiçbir şey istemiyorlar.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Borçlarını ödemiyorlar ve doğru dürüst işletme bakımı...
MUHARREM VARLI (Adana) - Ödemeyenleri kapatalım Sayın Bakan, yüzde 70'ini yapamayanları kapatalım, yüzde 70 yapanlar devam etsin.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Müsaade ederseniz, sulama birliklerine yeni bir düzenleme getiriyoruz, sıkı bir denetim...
ZÜLFİKAR İNÖNÜ TÜMER (Adana) - Efendim, şimdi yapın bu denetimi diyoruz.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - İşte, yapıyoruz, şu anda yapıyoruz.
ZÜLFİKAR İNÖNÜ TÜMER (Adana) - Değiştirmeden yapın.
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Sayın Bakanım, tarımsal desteklerden sulama birlikleri alacağını alsın zaten sorun çözülür yani sadece çiftçiye verilen tarımsal destekten sulama birlikleri parasını alsın. Sulama birlikleri tahsilat yapamıyor ki hizmet yapsın. Sadece bunu yapın yeter, başka bir şey yapmaya gerek yok, tek madde diyoruz.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Yani bir düzenleme yerine niye yeni bir arayışa giriliyor?
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Kendinize gelince hemen tarımsal destekten bunu keselim diyorsunuz ama sulama birliklerine bu hakkı niye vermiyorsunuz?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Efendim, şu anda, tamam, iyi çalışan var ama hakikaten çiftçilerden bize gelen en büyük şikâyet, arazide, sulama birlikleriyle ilgili. Kusura bakmayın, sulama birlikleri bazı yerlerde âdeta bir şey olmuş.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Denetlenmediğinden oluyor, olay o yani.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Onu da şey yapıyoruz, denetimi yapılamayanları kaldırıyoruz, ona göre yeni bir şey getiriyoruz.
ZÜLFİKAR İNÖNÜ TÜMER (Adana) - Mesela özelleştirmeden bahsediliyor. Sulama ücretlerini kim alacak, ne zaman alacak, almazsa ne olacak. O tarlada kim duracak?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Tamamen DSİ'nin yetkisinde veyahut su kanalizasyon idareleri, belediyelerin şeyinde olacak efendim.
ZÜLFİKAR İNÖNÜ TÜMER (Adana) - Suruç örneği var Sayın Bakanım yani yazık devletin parasına. Özelleştirmede varılan nokta, devletin üstelik hiç para vermediği hâlde daha çok zarar etmesine, hatta soyulmasına belki yol açacak.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Sayın Bakanım, sulama birlikleriyle istişare edildi mi bu konu? Onlarla ilgili bir düzenleme yapılıyor, arkadaşları çağırıp...
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Efendim, sulama birlikleri değil, burada önemli olan çiftçiler. Biz çiftçilerin tamamıyla istişare ettik, ilgili bütün kurum kuruluşlarla görüştük, çiftçilerimizin tamamıyla görüştük.
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Mersin, Adana'da herhangi bir toplantı yaptınız mı çiftçilerle? Türkiye'nin tarım bölgesi Mersin, Adana. Burada çiftçilerle herhangi bir toplantı yaptınız mı? Tarım Bakanımız da burada siz de buradasınız.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Efendim, burada, bakın, daha benim DSİ bölge...
MEHMET ÖNTÜRK (Hatay) - Niye Hatay yok ya?
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Tarım ihracatının yüzde 50'si buradan arkadaşlar; Mersin, Adana.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Şu anda DSİ Genel Müdür Yardımcımız bu işleri takip için gelirken Adana Bölge Müdürüydü, biz çiftçilerle her an iç içeyiz.
MUHARREM VARLI (Adana) - Sayın Bakanım, özür dilerim yani ben de çiftçilik yapan bir milletvekili arkadaşınızım, burada çiftçilerin sulama birliklerinden dolayı çok ciddi zararları yok. Sulama birliğini kötü kullananları, haklısınız, gelin, beraber kapatalım ama sulama birliklerinden iyi çalışanları, Allah için hizmet verenleri -parasını toplayanlardan- devam ettirelim. Orada Meclis var...
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Zaten, efendim, bir...
MUHARREM VARLI (Adana) - Sayın Bakanım, meclis var, çiftçi kendi üyesini seçiyor oraya, orada çiftçinin hakkını koruyor aynı zamanda, hem birliğin hakkını koruyor hem çiftçinin hakkını koruyor. Dolayısıyla, meclisi feshederek, bugüne kadar doğru iş yapmış, parasını toplamış sulama birliklerini feshederek büyük bir haksızlık yapmış oluruz. Gelin, bunu hep beraber düzeltelim. Çiftçinin lehine olabilecek bir şey efendim, ben çiftçiyim.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Efendim, bakın, sulama birliklerinin yapısı değişmiyor; çalışan, oradaki müdür, işçiler aynen kalıyor; sadece onun başına kamu kurumundan denetlemek için bir eleman, bu işlerin tekniği, teknik denetimi ve diğer hususları takip için...
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Her konuda özelleştirme yaparken niye burada kamuyu devreye sokuyorsunuz? Şeker fabrikalarını özelleştiriyorsunuz, buraya gelince de kamuyu devreye sokuyorsunuz.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - O ayrı bir şey. İyi işlemesi için yapıyoruz.
MUHARREM VARLI (Adana) - Sayın Bakanım, bunu tekrar bir gözden geçirelim.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Bakın, bu bizim için çok büyük yük ama artık sulama birliklerinde buraya kadar geldik. İyi işleyenler olabilir, onları zaten koruyacağız merak etmeyin, onunla ilgili hüküm var.
MUHARREM VARLI (Adana) - Tamam, olmaz Sayın Bakanım yani kanunla DSİ'nin yetkisine verdikten sonra öyle ya da böyle size buraları kapattırır, buraya bir başkan atatırlar, bürokratlar bunu yaptırırlar. Biz diyoruz ki: Lütfen, yüzde 70 tahsilat yapmış, bugüne kadar başarılı olmuş, çiftçinin hakkını korumuş, sulama birliğinin hakkını korumuş sulama birliklerini devam ettirelim eğer varsa bunların içerisinde tahsilat yapmayan -ki var, biliyoruz, haklısınız- onları da kapatalım; kanunla düzeltelim, bürokratın yetkisine bırakmayalım.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Ne kadar büyük kavgalar oldu siz de biliyorsunuz Osmaniye'de vesairede, adam öldürüldüğünü biliyorsunuz bazı yerlerde.
MUHARREM VARLI (Adana) - Biliyorum ama sulama birliklerinin meclisleri bizim hakkımızı koruyor orada. Bakın, sulama birliği başkanları eğer yaramaz adamsa, iş yapmıyorsa bunları kapatalım, ben sizinle birlikteyim bu konuda çiftçi olarak söylüyorum bunu milletvekili olarak değil ama bürokratın yetkisine bırakmayalım efendim, kanunla düzeltelim bunu. Bunu hep birlikte yapalım yani çiftçinin lehine bir düzenleme yapalım.
BAŞKAN - Teşekkür ederiz arkadaşlar katkılarınız için.
Sayın Bakanım, devam ediniz.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Efendim, burada sulama birlikleri denetiminde DSİ ve Maliye Bakanlığının dâhil olduğu yeni bir denetim şeklini belirliyoruz. Ayrıca birliğin fesih ve tasfiye... Bakın, sulama birlikleri var, sadece buraya sıkı bir denetim getiriyoruz, hatta -bir dakika müsaade edin efendim, kanunun tamamını bir okuyun- borcunu ödeyen, doğru dürüst işleten, teknik hizmetleri yapan, tamir, bakım yapan sulama birliklerinin başkanları gene aynı şekilde kalacak.
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Memur olarak mı kalacaklar Sayın Bakan, onlar sizin memurunuz olarak mı kalacaklar?
MUHARREM VARLI (Adana) - Meclis gidecek o zaman.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Hayır, memur olarak değil, başkan olarak kalacak.
MUHARREM VARLI (Adana) - Şöyle söyleyeyim Sayın Bakanım...
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Efendim, Meclis için de şöyle olabilir: Meclis istişare meclisi olarak teklif edilebilir, birlikte karar verelim.
MUHARREM VARLI (Adana) - Yani bunun alt komisyona sevkini istiyorum Sayın Başkanım, bunu alt komisyonda tekrar bir değerlendirelim.
BAŞKAN - Tamamlayalım, daha sonra devam edelim.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Değerli vekillerim, bakın, önümüzde sulama mevsimi var, hatta ben bu konu çok önemli olduğu için Sayın Başkandan, sizlerden istirham ettim, hatırlarsanız daha kanun taslağı bizim Bakanlar Kuruluna gelmeden geldim burada sunum yaptım.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Ona da muhalefet ettik Sayın Bakanım.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Ama onların çoğunluğunu dikkate aldık, çok daha güzel bir durum ortaya çıktı. O bakımdan, bizim acelemiz şu...
MUHARREM VARLI (Adana) - Sayın Bakanım, o zaman da aynı şeyleri söyledim, bürokratın inisiyatifine bırakmayalım dedim, kanunen düzenleyelim, hak edeni kapatalım, hakkını vereni de devam ettirelim yani.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - O var zaten efendim, biz zaten fesih yetkisi alıyoruz.
MUHARREM VARLI (Adana) - Sayın Bakanım, size feshettirirler bunları, oraya bir memur atattırmak için size feshettirirler bunu.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Efendim, şimdiye kadar feshettiklerimiz var, kimse şey yapmadı.
MUHARREM VARLI (Adana) - Bunu gerçek çiftçinin lehine...
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Israrla değil, adamın puanı var, puanları var, öyle.
MUHARREM VARLI (Adana) - Çiftçinin lehine güzel bir düzenleme yapalım, lütfen Sayın Bakanım, rica ediyorum ya.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Ya, bir de acil bu, dikkat ederseniz çok acil. İşte, sulama birliklerinde, bakın...
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Sizin gönderdiğiniz adam o kanalları öğreninceye kadar sezon biter Sayın Bakanım.
BAŞKAN - Evet, bir tamamlayalım.
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Su kanallarını sizin gönderdiğiniz memurlar öğreninceye kadar sulama sezonu biter.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Efendim, bakın, öyle değil. Bu maddeye bakarsanız görevlendirme yapılıncaya kadar mevcut birlik başkanı görevlerine mevcut mali haklarıyla devam ediyor ya. Bu ne demek? Mevcut çalışan adamın yerine biz ne diye şey yapalım?
MUHARREM VARLI (Adana) - Ya, yüzde 30 bile değil Sayın Bakanım iddia edilen.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Değil, değil.
MUHARREM VARLI (Adana) - Vallahi yüzde 30 bile değil Sayın Bakanım.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Efendim, var elimizde.
MUHARREM VARLI (Adana) - Baktım hepsine efendim ya, yüzde 30 bile değil. Gelin bunun yüzde 30'unu kapatalım çünkü onlar hata yaptılar, yanlış yaptılar, cezalarını verelim ama hakkıyla bu işi yapan, parasını toplayan, hem çiftçiyi hem birliğini...
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Sayın Vekilim, şu alttaki yazıyı bir okur musun; görevlendirme yapılıncaya kadar mevcut birlik başkanının görevi devam ediyor. Adam çalışıyorsa biz ne yapacağız? Devam etsin, o maddeyi koyduk.
MUHARREM VARLI (Adana) - Efendim, kanunen bir düzenleme değil o, kanunen bir düzenleme değil, inisiyatif o.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Sayın Bakanım, birlik başkanı nasıl o sürenin sonuna kadar o yerleri öğretmezse -arkadaşlarımızın dediği gibi haklı olarak- ondan sonraki dönem için hakikaten kanalların yerlerini öğrenemez.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Olur mu? DSİ her şeyi zaten kontrol ediyor; tamiri, bakımı yapamadığı zaman...
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Sayın Bakanım, sorun sulama birliklerinde değil, en büyük sorun DSİ'de. 1960 yılından bu tarafa yapılan hiçbir kanalda rehabilitasyon yok. Çukurova'da son on beş yılda yapılan bir tane yatırım var mı gösterin, yapmayın yani.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Doğru da onu sulama birliğine teslim etmişiz, yapmamış.
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Olduğu gibi kalmış, bir tane çivi çakılmamış.
BAŞKAN - Karşılıklı tartışma ortamını bir sonlandıralım artık.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - İşte, tamam, bu, zaten sulama birliklerinin kaldırılmasının gerekli olduğuna delil. Neden? Çünkü biz normalde yatırım yapıyoruz, sulama birliğine teslim ediyoruz. İşte, bakım yapmıyor, kanalları bile temizlemiyor. Ondan sonra diyorsunuz ki: "Efendim, DSİ kanal temizlemiyor." Ya, biz bunun işletmesini sulama birliğine vermişiz.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Tamam, yüzde 52'sinin de şey yaptığını siz kendi denetimlerinizde belirlemişsiniz.
MUHARREM VARLI (Adana) - Yüzde 70'i ya ne yüzde 52'si? İyi inceleyin, yüzde 70'i başarılı, yüzde 30'u başarısız. Yüzde 30 için yüzde 70 yakılmaz ki ya.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Efendim, bakın, birliğin görev alanında yer alan su kullanıcısının tesisinden faydalanmak için o birliğe üye olunması... Böyle rastgele değil, Allah aşkına, biz de şunu biliyoruz: Sulama birliği başkanı seçilebilmesi için neler dağıtıldığını hepimiz biliyoruz; hepsi için demiyorum, bazıları için; bunu biliyoruz. Yapmayın, bunu burada...
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Sayın Bakanım, o zaman muhtar seçilmek için de belediye başkanı seçilmek için de başka şeyler için de para dağıtılıyor Türkiye'de.
MUHARREM VARLI (Adana) - Neler dağıtıldığını çok iyi biliyoruz.
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Bunları herkes biliyor. O zaman hepsini kapatalım.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Vallahi bilmem, benim bu kabul edemeyeceğim bir şeydir.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Seçimden önce dağıtmadınız mı?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Bir de efendim...
MUHARREM VARLI (Adana) - Siz belediye başkanı adayı oldunuz mu?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Oldum, aday adayı oldum.
MUHARREM VARLI (Adana) - Belediye başkan adaylarının neler yaptığını biz çok iyi biliyoruz. O zaman onları da yasak edelim, kaldıralım yani.
BAŞKAN - Evet, lütfen, tamamlayalım. Bakın, gerçekten çok karşılıklı tartışma devam ediyor. Arkadaşlar, lütfen... Lütfen tamamlayalım artık. Tamam, bu konu yeterince müzakere edildi bu manada.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Efendim, müsaade ederseniz, şöyle: Bir kere birlik görev alanında yer alan su kullanıcılarının tesisten faydalanmak için o birliğe üye olması zorunluluğunu getiriyoruz. Birlik başkanına huzur hakkı ödeneceğine, birliklerin birleştirileceğine dair düzenleme de yapıyoruz. Şimdi, efendim, bazı birlikler o kadar dağınık olmuş ki maalesef bunların bazılarını birleştireceğiz. Kooperatifler var, sulama kooperatifleri var.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - O merkezî Hükûmet birliği oluyor. İnsanlar yerelleşiyor yani yereldekiler ihtiyaçları daha iyi bilir Sayın Bakan.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Çok parçalı olunca da işlemler yürümüyor.
ORHAN SARIBAL (Bursa) - Sayın Bakan, 12 Eylülden dolayı yerleri gasbedilmiş olan insanlardan bahsettiniz, "Bir düzenleme yaparak bunları iade edeceğiz." dediniz. İyi ama şu anda bakıyoruz ki hem tarım desteklemeleri üzerinden hem de birliklerin seçilerek gelmiş olmasından, bunların yaptığı yatırımlarından, mekanizasyon yatırımlarından, borçlarından birlik başkanları ve yönetimi sorumlu olacak, alacaklardan DSİ faydalanacak. Bu da yeni bir gasp modeli değil mi, bu da bir el koyma modeli değil mi?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Değil efendim. Birliklerin tüzel kişilikleri devam ediyor efendim. Sadece birliğin denetimi mekanizması getiriliyor, birliklerin tüzel kişilikleri devam ediyor. Hatta, mevcut çalışan birliklerine ne diyoruz...
ORHAN SARIBAL (Bursa) - Bunun diğer bir adı -belediyelere nasıl kayyum atadıysanız- "kayyum"dur yani bu kayyum modeli.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Yok, değil. Efendim, güzel hizmet etmek, su tasarrufu yapmak için yaptığımız bir düzenleme, başka bir şey değil. Her tarafı tarla içinde... Bakın, tarla içine kadar suyu götürmek, suyu optimum kullanmak, tarımda özellikle Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımıza daha güzel hizmet verebilmek için yaptığımız bir düzenleme, başka bir şey değil. Biz burada çok aşırı yük altına giriyoruz ama ben ülke için bu yük altına girmekten çekinmiyorum. Bakın, çok daha güzel olacak, düzen olacak, buna yürekten inanıyoruz. Zaten çalışanlar da...
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Özelleştirmeyecek misiniz?
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - DSİ bunları tekrar özelleştirilecek değil mi Sayın Bakan?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Yok, şu anda...
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - "Şu anda yok." demeyin. Özelleştirilmeyecek mi? Amaç, hedef nedir?
BAŞKAN - Evet, az kaldı, tamamlayalım lütfen arkadaşlar.
MUHARREM VARLI (Adana) - Sayın Bakanım, özür dileyerek tekrar şunu söylemek istiyorum: Seçim öncesinde bu yasayı kim nasıl akıl ettiyse bilmiyorum ama ben Sayın Cumhurbaşkanımız da bunu görse herhâlde çok tasvip edeceği kanaatinde değilim. Yani lütfen bunu tekrar düşünelim, alt komisyona alalım, bu sulama birlikleriyle ilgili konuyu ve su havzalarıyla ilgili özelleştirme konusunu yeniden değerlendirelim. Bunların hiçbiri çiftçinin lehine değil, bunların hiçbiri milletimizin lehine değil. Gelin bunu hep birlikte düzenleyelim yani ülkemizin menfaatine yapalım bu işi.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Ya, biz çiftçinin lehine olması için düzenleme yapıyoruz kusura bakmayın. Yatırım bedellerini kaldırıyoruz hizmet etmek için, tarla içi sulama...
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Zaten bunlar devletin yapması gereken şey. Biz Ankara-İstanbul normal otoban dışındaki yolu yaparken orada giden otobüsten para mı alıyorsunuz? Gayet de bu suyu götürmek zorunda devlet.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Geçiş bedeli alıyoruz işte.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Devletin objektif sorunu bu Değerli Hocam.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Geçiş bedeli almıyor muyuz?
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Geçiş bedeli o yollardan almıyorsunuz, nasıl alıyorsunuz? Ankara-İstanbul parasız olan yolda benden ne parası alıyorsunuz? Her gün kullanıyorum o yolu.
BAŞKAN - Evet arkadaşlar, lütfen Komisyonun çalışma düzenine göre hareket edelim.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Bir de efendim, Enerji Piyasası Kanunu'nda bir değişiklik öngörüyoruz. Tarımsal sulama maksatlı kurulan ve işletilen lisanssız yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretim tesisi kurma yetkisi. Yani hakikaten bunlar başımıza geliyor bazen. Elâzığ'da mesela Uluova sulaması, Keban Barajı'ndan su alacak. Oraya güneş enerjisi sistemleri kurup da işletirsek çiftçi için çok faydalı olacak. Böyle bir tesisi kurma yetkisini de DSİ olarak alıyoruz.
Efendim, durum bu, arz ediyorum. Hepinize gönülden çok teşekkür ediyorum. Tabii, tenkit, tekliflerinizi mutlaka dikkate alınacak ama hakikaten biz de bunun üzerinde çok çalıştık.
Arz ediyorum efendim.