KOMİSYON KONUŞMASI

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sayın Bakan, Sayın Başkan. Şahsınızda salondaki herkesi saygıyla selamlıyorum. Alt komisyon kurulacağı için çok kısa bir değerlendirme yapacağım. Alt komisyonunun kurulmasından önce önemli gördüğüm üç, dört tane hususa değineceğim. Bu yaptığımız görüşmelerinin de, kanunun geneli üzerindeki görüşmeler hükmünde olmadığını, alt komisyon öncesi sadece önemli gördüğümüz birkaç hususa temas ettiğimizi ifade edeyim.

Birincisi, Sayın Atıcı ile Sayın Ruhsar Hanım'ın ifade ettiği konuyu bir kez daha çok önemseyerek şunu söylüyorum: Soma'dan sonra ölenler, kaybettiklerimiz, Ermenek'ten önce kaybettiklerimiz, aradaki süredekiler. Örneğin Soma'da o sırada yan madende kaybettiğimiz işçinin annesine, çoluğuna çocuğuna şunu söylüyoruz: "Senin oğlun ölmekte gecikti ya da senin oğlun hayatını kaybederken geç kaldı, diğer 301 arkadaşınla birlikte ölseydi bu haklardan yararlanırdı." Bu, doğru bir yaklaşım değil. Bunun akılla, vicdanla izahı yok. Bu Komisyon Sayın Bakanımızdan şunu bekler: Soma'dan önceki, Soma ile Ermenek arasındaki ve bundan sonraki süreçte hayatını kaybedecek olan, iş kazalarında ve maden kazalarında hayatlarını kaybedeceklerle ilgili toplu bir ölümden sonra yeniden bir yasa yapmayı gerektirmeyecek ve tek tek kayıplardaki ailelerin yani geride kalanların mağduriyetlerini giderecek bir ortak aklı bulmamız lazım. Yoksa bu komisyonun hiçbir üyesi, Soma'dan sonra Ermenek'ten önce hayatı kaybetmiş bir madencinin çocuğuna yaptığımız işi izah edemez; ben edemiyorum. İnsanlar bu konularda iktidar muhalefet ayırmıyorlar, ayırmamakta da haklılar. "Siz bölgemizin milletvekilisiniz, benim çocuğum İmbat Madencilikte temmuz ayında öldü. Neden bana bu haklar verilmiyor?" diyor. "Soma'yla sınırlı." desen, Ermenek'te... O zaman Sayın Bakanım şöyle bir algı yerleşir ve şu eleştiri haklı bir eleştiri olur: "Siz 301 kişi ya da 18 kişi hayatını kaybettiğinde ortaya çıkan infiali ortadan kaldırmak için bir şey yapıyorsunuz." gibi algılanır. Bunu hiçbirimiz, bu Parlamentonun üyesi hiçbirimiz vicdanlarımıza anlatamayız. Lütfen bir talimat verin, yarın alt komisyonda olgunlaştıralım ama bu mağduriyeti ortadan kaldıralım.

İkinci husus, ben sizin teklifinizde, bu Meclisin bütün partilerin oy vererek kurduğu Soma Komisyonunun raporundaki "öneriler" kısmında yer alan önerilerin yüzde 80'ini içermediğini görüyorum. Şimdi, muhalefet partileri, muhalefet milletvekilleri kanun teklifleri verirler, çıkarlar konuşurlar, çoğunluk oyuyla reddedilir, o olur bu olur. Araştırma komisyonu kurulmasını öneririz, reddedersiniz, bir faciadan sonra hep birlikte kurarız. Ama 4 partinin birlikte kurduğu bir komisyon bu Soma Komisyonu. Bu Komisyon yaptığı harcamalarda bu devletin parasını harcadı, kullandığı irade doğrudan millî iradedir ve 4 partinin... Bakın, "Muhalefet şerhimizdeki bizim önerilerimizi alın." dersem bu siyaseten tartışmalı bir durum. Onları burada ben savunurum, arkadaşlarımız savunur, önergelerimizi sunarız, kararı Komisyonumuzun değerli üyeleri verir, verilen karara saygılıyız. Ama bu Meclisin ittifakla kurduğu Soma Komisyonunun ittifakla önerdiği meseleleri siz bu kapsama koymazsanız baştan aşağıya millî iradeye saygısızlıktır, Meclis iradesine saygısızlıktır, Meclisin görevlendirdiği bir komisyonun yaptığı çalışmaları hiçe saymaktır. O Komisyonun üyesi iktidar partisi milletvekili arkadaşlarımız var burada. Onlar da herhâlde o emeklerini ve o iradelerini savunacaklardır. Lütfen -alt komisyon kurulması bunun için de bir fırsat- Bakanlık bürokrasisi Soma Komisyonunun önerilerine baksın, onları da bu kapsama dercedelim.

Bir diğer husus, siyaseten tutarlılık açısından 12 Kasım günü Sayın Başbakan Davutoğlu tarafından açıklanan, bence tartışmalı ama bazı yönleriyle de ihtiyaç olan hususların da tasarınızda tam olarak karşılık bulmadığını görüyoruz. O yönden de incelenmesinin siyasi tutarlılık açısından önemli olduğunu ve oradaki bazı hususların buraya eklenmemesi durumunun tarafınızdan nasıl savunulabileceğini bilmiyorum çünkü o anda çıkıp Ermenek sonrası yeni bir paket açıkladınız. Şimdi de bir şey getiriyorsunuz. Ama onun içinde olanlar bunun içinde yok.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Neymiş onlar?

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Yani eğer bürokratlar... Şimdi tek tek tartışacaksak... Ben hazırlık yaptım, bürokratlarınızla yarın paylaşabilirim. Şimdi vereyim, yarına hazırlık olur.

BAŞKAN - Sayın Özel, yarın tartışalım.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sayın Bakan "Neymiş onlar?" dedi de ondan, özür dilerim.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Hazır varsa...

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Ben vereyim yani bunların eklenmesi lazım diye.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Tekrar ediyorum, itiraz anlamında değil. Bazı konular, Maden Kanunu olarak sevk edildi şimdi, Maden Kanunu'nu ağırlıklı olarak ilgilendirdiği için oradadır. Mesela taşeron konusu, çalıştırılamayacağı konusu Maden Kanunu'yla ilgili bir düzenlemedir, orada geliyor. Onun için, havza madenciliği ve burada ifade edilen birçok konu orada yer alıyor. Bizi ilgilendiren boyutu iş sağlığıyla ilgili, işçi sağlığıyla ilgili bölüm.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sayın Bakanım, şöyle: Tabii, eğer bu tasarının içinde sadece bizim Komisyonu ilgilendiren konular olsaydı ve olacaksa...

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Torba Sayın Bakan.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Bu torbanın içinde başka şey... Şimdi, bunun içine siz madenlerdeki taşeronu koymayıp da... Mesela geçen seferki Maden Kanunu'na sezaryenden alınan katılım payını koymuştunuz. Şimdi, o zaman neyle izah edeceksiniz bunu?

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Maden Kanunu gelmemiş olsa haklısınız, onları da koyacaktık.

MEHMET DOMAÇ (İstanbul) - O torbaydı, torba.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Ama bu da torbaya dönüştü, bu da torba.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Özgür Bey, bakın, itiraz değil, konu anlaşılsın diye söylüyorum. Yani şimdi Maden Kanunu'nu müstakil kanun olarak çıkarma konusunda Hükûmet bir irade ortaya koydu ve Meclise bunu gönderdi. O düzenlemeler, o yasa çıkmamış olsaydı, Maden Kanunu çıkarılmamış olsaydı Sayın Başbakanın zikrettiği konular bu yasada olacaktı. Onu anlatıyorum.

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Bu dönem yetişmeyebilir. Koyalım, onu getirirseniz buradan...

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Şimdi, o konuda taşeron uygulanmasının ertelenmesiyle ilgili iradenizi de görüyoruz ayrıca. Biz de başka bir şey söylüyoruz. Biz de diyoruz ki madem madencilikle ilgili bir şey yapıyoruz. Her zaman yaptığınız ve maalesef -en çarpıcı örnekle söyledim- sezaryenin katılım payını bile Soma Kanunu'na dercettiniz. "Nasılsa Maden Kanunu çıkacak." Getirin, burada geçirelim efendim, aciliyeti var. Orada da az yorulur arkadaşlar, onu söylüyorum.

Bu talebim Komisyon Başkanlığından. Şu çok doğru bir yaklaşım: Bütün partilerin vermiş olduğu kanun tekliflerinin -zaten iç tüzüksel bir zorunluluk- birleşmesi. Ancak, Meclisin işleyişinde şöyle bir şey var: Verilen kanun teklifini Kanunlar ve Kararlardaki yasama uzmanları okuyorlar. İçinde akçeli bir konu varsa doğrudan Plan ve Bütçeye veya bir başka komisyonu ilgilendirdiğini düşünürse başka bir yere yolluyor ama özü buraya ilişkin olabiliyor. Çok sayıda arkadaşımız bize başvuruyor, "Bizim kanun teklifimiz var bu konuyla ilgili, Plan ve Bütçede bekliyor." Ben İç Tüzük'ün 34'üncü maddesinin üçüncü fıkrası gereğince, Komisyonumuz tarafından ilgili komisyonlarla ve Meclis Başkanlığıyla yazışılarak bu kapsamda olduğunu değerlendirdikleri ya da bizim değerlendireceğimiz -bizim uzmanlarımız da ayıklayabilir bunu hızlı bir şekilde- sayın milletvekilleri tarafından verilmiş kanun tekliflerinin de İç Tüzük 33'ün üçüncü fıkrası gereğince Komisyonumuza talep edilmesini ve dört başı mamur bir çalışmanın kurulacak alt komisyon tarafından yapılmasını talep ediyorum.

Saygılar sunuyorum.