| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Katma Değer Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/926) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 14 .03.2018 |
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Sayın Başkanım, Plan ve Bütçe Komisyonunun değerli üyeleri; Katma Değer Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı hakkında Komisyonumuzu bilgilendirmek üzere söz aldım. Sözlerimin başında Sayın Başkanım sizleri ve Komisyon üyelerimizi saygıyla selamlıyorum.
Bugün, otuz üç yıldır yürürlükte olan Katma Değer Vergisi Kanunu'nda reform niteliğinde değişiklikleri öngören bir kanun tasarısının görüşmelerine başlıyoruz. Görüşmeler çerçevesinde sizlerin yapacağı değerli katkılar, eleştiriler ve öneriler bu tasarının daha da gelişmesine ve Genel Kurula hızlı bir şekilde gönderilmesine de vesile olacak. Ben bu açıdan yapılacak bütün katkılara, değerlendirmelere şimdiden teşekkür ediyorum.
Hakikaten, Katma Değer Vergisi Kanunu'nda uzun zamandır beklenti olarak konuşulan fakat bir türlü hayata geçmeyen birçok konuyu bu kanun tasarısı içerisinde düzenleme imkânına da kavuşuyoruz. Kanun tasarısının hazırlıkları aşamasında Bakanlık olarak yaptığımız çalışmalar dışında sivil toplum örgütleriyle, meslek örgütleriyle çok sayıda toplantılar tertip ettik, bütün görüşleri topladık, derledik, diğer ülkelerdeki KDV uygulamalarını gözden geçirdik ve yatırımı, üretimi ve ihracatı Katma Değer Vergisi Kanunu bağlamında da desteklemek, teşvik etmek, katma değer vergisine uyumu kolaylaştırmak; yine, hakka ve hakkaniyete uygun olan, adaletli bir katma değer vergisi uygulaması bakımından gerekli olan değişiklikleri, vergiye uyumu kolaylaştıran değişiklikleri de bu tasarıda düzenlemiş olacağız.
Burada, tasarı içerisinde birçok konu olmakla birlikte tabii ki devreden KDV'nin iadesinin mümkün hâle getirilecek olması bu tasarının içinde en çok ön plana çıkan düzenleme olacak. Biliyorsunuz, 1985 yılında yürürlüğe giren ve otuz üç yıldır uygulanan katma değer vergisi sisteminde sonraki döneme devreden katma değer vergisinin hiçbir şekilde iade edilemeyeceği yönünde bir düzenleme var. Bu düzenleme, getirildiği dönem itibarıyla ve prensipleri itibarıyla doğru bir düzenleme ama Türkiye'nin dışa açılması, ekonomik aktivitelerin genişlemesi, yatırımların artması, iktisadi faaliyetler içerisinde zaman zaman işletmelerin indirilecek katma değer vergisinin hesaplanan KDV'den indiriminin zaman alması gibi nedenlerle yıllar itibarıyla sonraki döneme devreden KDV birikmiş, bilançolar içindeki yekûnu artmış ve toplam rakamlar itibarıyla da yaklaşık 160 milyar liraya kadar çıkan bir sonraki döneme devreden KDV var. Bunların detaylarını ilgili maddeler gelince tabii ki sizlere arz edeceğiz ama gelinen noktada, mevcut devredilen KDV'nin iade edilmemesi kuralının sürdürülemez olduğu da aşikâr. Çünkü işletmeler bilançolarında biriken bu katma değer vergisi nedeniyle ciddi bir finansman yüküyle karşı karşıya kalıyorlar. Aslında bir noktada devletten alacaklı olarak telakki edilebilecek bu alacakları teminat olarak dahi kullanamadıkları için de işletmelerimiz üzerinde ayrıca bir zorluk oluşturuyor.
Bu nedenle yapmış olduğumuz değerlendirmede birçok ülke örneğini de inceledik. Farklı ülkelerde farklı dönemlerde iade öngören düzenlemeler var. Bunların içerisinde belki de en mükellef lehine olan düzenleme İngiltere örneği. Yani bir ay içerisinde indirim yoluyla gideremediğiniz katma değer vergisi İngiltere'de ertesi ay, hangi kaynaktan olursa olsun, iade ediliyor. Ama bunu üç ay olarak uygulayan ülkeler var; altı ay, on iki ay, yirmi dört ay olarak uygulayan ülkeler var. Biz de yaptığımız değerlendirmede temel kural olarak on iki aylık bir dönemde iade öngörüyoruz ama burada bu süreyi üç aya kadar indirme konusunda Maliye Bakanlığına yetki veriyoruz. Maliye Bakanlığı burada farklı sektörler için, zaman içerisinde mali imkânlarımızı da değerlendirmek suretiyle üç aya kadar bir sürede iadeyi yapma imkânına da kavuşmuş olacak.
Bu bağlam içerisinde yıllar itibarıyla oluşan stok KDV'nin, devreden KDV'nin iadesiyle ilgili de bir yetki düzenlemesi yapıyoruz. Esasında mevcut Katma Değer Vergisi Kanunu içerisinde bu biriken KDV'nin hiçbir şekilde iade edilmeyeceği yönünde kural var. Biz tasarıda bu kuralı aynen koruyoruz yani sonraki döneme devreden KDV'nin hesaplanan KDV'yle indirilmediği sürece nakden veya mahsuben iade edilemeyeceği kuralını koruyoruz. Ama burada Maliye Bakanlığına, esas kural bu olmakla birlikte, bütçe imkânlarını dikkate almak suretiyle, kanaatimce de her yıl orta vadeli programda ve bütçe içerisinde tutarı da belirlenmek üzere belirli kriterler esas alınarak geçmiş dönem katma değer vergisinin iadesini de nakden veya mahsuben imkân getiriyoruz. Burada şu anlaşılmasın, 31/12/2018 tarihi itibarıyla bilançolarda var olan sonraki döneme devreden KDV bundan sonraki dönemlerde de bugünkü sistemde olduğu gibi hesaplanan KDV'den indirim konusu yapılabilir. Burada vatandaşın veya işletmelerin 31/12/2018 tarihi itibarıyla var olan sonraki döneme devreden KDV'siyle ilgili kısıtlayıcı bir düzenleme getirmiyoruz. Bundan sonraki dönemlerde de bugünkü kurallar çerçevesinde indirim hakkı devam ediyor. Burada ekonominin ihtiyaçlarını dikkate alarak, bütçenin imkânlarını dikkate alarak istisnai olarak Maliye Bakanlığına katma değer vergisinden bu şekilde birikenlerin iadesi imkânını da getirmiş oluyoruz.
Katma Değer Vergisi Kanunu Tasarısı içerisinde yer alan önemli bir düzenleme de küçük esnafımıza ilişkin uygulanan KDV sisteminde bir kolaylık getiriyoruz. Normalde küçük ölçekli işletmeler, işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler veya serbest meslek erbabı bütün mükellefler gibi her ay katma değer vergisi beyannamesini veriyor, hesaplanan KDV'den indirilebilen KDV'sini düşüyor, aradaki farkı ya ödüyor ya da sonraki döneme devreden KDV olarak beyan ediyor. Burada yapmış olduğumuz düzenlemede işletme hesabına göre defter tutan mükellefler için ve serbest meslek erbabı için hesaplanan KDV üzerinden belirli bir oranda -ki bu oranı Bakanlar Kurulu belirleyecek- bu oranda bir katma değer vergisini aylık olarak öderse indirim KDV'sini... Yine, tabii ki ilgili ay içerisinde alınmış olan bütün belgelerde yer alan KDV'sini defterlere kaydedecek, indirim KDV hesabında gösterecek ama indirim KDV hesabında biriken tutarın ne olduğuna bakmaksızın hesaplanan KDV üzerinden Bakanlar Kurulunca belirlenen bir oranda KDV'yi öderse indirilebilir KDV daha düşük bile olsa veya daha yüksek bile olsa ona bakmaksızın çok basit bir yöntemle katma değer vergisini ödeme imkânına kavuşacak. Bu, özellikle İngiltere'de çalışmalar sırasında gördüğümüz bir örnek, aslında ilk başlangıç döneminde Türkiye'de de bir ara uygulanmış ama şu anda gelinen noktada birçok esnafımız için, küçük işletmeler için böyle basitleştirilmiş hasılat esaslı bir katma değer vergi sisteminin de uygulanabileceğini görüyoruz.
Tasarıda yer alan düzenlemelerden bir diğeri de yine esnafımızın yani küçük işletmelerin katma değer vergisi ödeme süresini iki ay erteliyoruz. Normalde bir mükellef herhangi bir aya ilişkin beyannamesini ertesi ayın yirmi dördünde veriyor, yirmi altısında da ödüyor. Bizim burada yapmış olduğumuz düzenlemede bir aya ilişkin katma değer vergisi ertesi ayın yirmi dördünde verilecek ama ödemesi iki gün sonra değil iki ay sonra yapılacak. Böylelikle küçük ölçekli işletmelerimiz için de katma değer vergisi ödeme süresini iki ay uzatmak suretiyle onlara da bu yolla bir kolaylık sağlamış olacağız.
Tasarı içerisinde ihracatçılara yapılacak katma değer vergisinin daha hızlı bir şekilde yapılmasını sağlayacak bir düzenlememiz de var. Burada biliyorsunuz, ihracatçılarımız ihracat yaptıkları zaman yaptıkları ihracata ilişkin yüklenim KDV'lerini indirim konusu ve iade konusu yapabiliyorlar ama stokta olan mallara ilişkin KDV'yi veya diğer KDV hesaplarındaki indirim KDV'lerini ise yüklenim KDV'si içerisinde olmadığı sürece indirim ve iade konusu yapamıyorlar. Burada yaptığımız düzenlemeyle belirlenecek belirli oranlara kadarki -bu oran en fazla yüzde 18 olabilir tabiatıyla- diğer KDV hesaplarında, indirim KDV hesaplarında yer alan katma değer vergisinin de ihracatçılarımıza iadede dâhil edilmesinin önünü açmış oluyoruz.
Kanun tasarısı içerisinde istisnaların kapsamını genişleten düzenlemeler de yapıyoruz. AR-GE, yenilik ve tasarım faaliyetlerine yönelik makine ve teçhizat alımlarında katma değer vergisi istisnasını kalıcı olarak bu tasarıyla getiriyoruz. Yine teknoloji geliştirme bölgelerinde faaliyette bulunanların bu bölgelerde ürettikleri oyun yazılımlarına katma değer vergisi istisnası getiriyoruz. Yine adi ortaklıkların sermaye şirketlerine dönüşmesi işlemini kurumsallaşmayı teşvik etmek amacıyla katma değer vergisinden istisna ediyoruz. Yine hayırseverlerin belirli kamu kurumlarına yapmış oldukları belirli inşaatlarda da katma değer vergisini ödemeden bu inşaatları yapabilmelerinin önünü açıyoruz. Yine yabancılara sunulan sağlık hizmetlerinde özellikle sağlık turizmini teşvik etmek amacıyla katma değer vergisi istisnası getiriyoruz.
Tasarıda yer alan bir diğer düzenleme de kısmi istisna olarak ifade ettiğimiz belirli mal ve hizmet teslimlerinde kısmi istisna olsa bile mükellefe indirim hakkı vermeyip gider yazılmasını istediğimiz durumlar var, Katma Değer Vergisi Kanunu'nun mevcut yasası içerisinde. Burada tabii ki hakkaniyete uygun olan da, sisteme uygun olan da eğer devlet olarak bir alanda KDV'yi istisna yapmışsanız bu malın veya hizmetin üretilmesi için yüklenilen KDV'nin de gider olarak yazılması değil tabii ki mükellefe indirim olarak yazma imkânının getirilmesidir. Bu anlamda bakıldığında özel okulların, üniversite ve yüksekokulların verdiği bedelsiz eğitim öğretim hizmetlerinde kısmi istisna var ama bu hizmetlere ilişkin yüklenilen KDV bugün gider yazılması isteniyor, yapılan düzenlemeyle mükellefler bu eğitim öğretim hizmetleri nedeniyle yüklendikleri katma değer vergisini önce indirim, on iki aylık süreç içerisinde de indirim yoluyla gideremezlerse iade hakkına da kavuşmuş olacaklar. Yine özel öğrenci yurtları tarafından verilen bedelsiz yurt hizmetleri, kanunların zorunlu kıldığı bedelsiz mal teslimleri ve hizmet ifaları, kamu kurumlarına yapılan bedelsiz mal teslimleri ve hizmet ifaları, gıda bankalarına yapılan bedelsiz malzeme teslimleri gibi -diğer birtakım teslimler de var, onları tek tek detaylı söylemeyeyim- burada gider yazmak yerine doğrudan doğruya indirim hakkını da getirmiş oluyoruz.
KDV indirim hakkının kapsamını teknoparklarda ve serbest bölgelerde genişletiyoruz, bir başka düzenleme bu. Yine katma değer vergisi sisteminde indirim hakkına ilişkin bazı kolaylıklar getiriyoruz. Özellikle katma değer vergisinde indirim hakkı biliyorsunuz, vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı içinde ancak kullanılabilir ama yasada yapmış olduğumuz düzenlemeyle artık vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılını takip eden takvim yılı sonuna kadar da KDV indirim hakkını sağlıyoruz. Yine değersiz hâle gelen alacaklara ilişkin teslim ve hizmetler nedeniyle hesaplanmış olan katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesine imkân sağlıyoruz. Zayi olan amortismana tabi iktisadi kıymetlere ilişkin yüklenilen katma değer vergisinin de indirime konu edilmesinin önünü açıyoruz.
Tasarıda özellikle grup şirketlerinin katma değer vergilerini birleştirilmiş katma değer vergisi sistematiği içerisinde vermelerinin önünü açıyoruz. Biliyorsunuz zaman zaman birbirleriyle yüzde 50'den fazla sermaye ilişkisi olan grup şirketleri var. Yani bir holding şirket var, onun altında farklı şirketler var, holding şirket bunların hepsinin yüzde 50'sinden fazlasına sahipse bu durumda birleştirilmiş katma değer vergisinin önünü açıyoruz. Arsa karşılığı inşaat işlerinde katma değer vergisini yeniden düzenliyoruz. Katma değer vergisini ikinci elde taşınmazlarda ve araçlarda katma değer vergisi matrahını yeniden tanımlıyoruz. Üç ay içerisinde yapılmayan katma değer vergisi iadesine faiz ödemesi düzenlemesi getiriyoruz ve böylelikle gerçekten birçok alanda vatandaşlarımıza, işletmelerimize katma değer vergisi uygulamalarında önemli kolaylıklar getiriyoruz.
Tabii, sistem, temeli itibarıyla baştan sonra yeniden değiştiriyor. Her ne kadar devreden KDV'nin indirilememesi kuralı bir madde içerisinde üç kelimeyle ifade edilmiş olsa da sonuçları gerçekten olağanüstü. Dolayısıyla biz, şimdi, madem on iki ay içerisinde indirilemeyen katma değer vergisini artık iade noktasında önemli bir düzenleme yapıyorsak o zaman katma değer vergisine ilişkin indirim, iade, denetim süreçlerinin de yeniden tanımlanması lazım. Bu amaçla katma değer vergisi uygulamasına ilişkin olarak denetim noktasında idari kapasiteyi artırmak üzere Vergi Denetim Kurulu bünyesinde münhasıran katma değer vergisi iadeleriyle meşgul olacak yeni grup başkanlıkları kuruyoruz. Bu grup başkanlıklarının tek görevi katma değer vergisi iade incelemelerini yapmak olacak. Neden böyle bir ihtiyaç duyuyoruz? Çünkü yeni sistem içerisinde KDV iadesi talep edecek mükellef sayısı artacak. Şu anda yıllık yaklaşık 70 bin KDV iade talebi incelemeye konu ediliyor veya yeminli mali müşavirler tarafından inceleniyor. Yani bu sayıya ilişkin tahminî bir rakam ifade ediliyor ama hani bire bir doğruluğunu test etmiş bir rakam olarak da değerlendirmemek lazım. Bir varsayıma göre 500 bine kadar yıllık KDV iade talebi olabilecek dolayısıyla burada bu taleplerin hızlı bir şekilde incelenmesi lazım. Biliyorsunuz, bu kanunun içerisinde bir düzenleme yapıyoruz. Bundan sonra Maliye Bakanlığı eğer KDV iade incelemesi yapacaksa kural olarak üç ay içerisinde bu iade incelemelerini tamamlamak zorunda, üç ay içerisinde tamamlamazsa faiz ödemek zorunda. Dolayısıyla bu düzenlemeler mükellefin lehine olan düzenlemeler ama diğer taraftan da bu düzenlemeler içerisinde bu işlerin çok daha iyi bir şekilde yapılabilmesi için bir idari kapasite oluşturulması gerekiyor. Bu açıdan Vergi Denetim Kurulu bünyesinde grup başkanlıkları kuracağız. Burada bin kişilik bir kadro ihdas ediyoruz, vergi müfettiş yardımcısı kadrosu ihdas ediyoruz. Yine, Gelir İdaresi Başkanlığı bünyesi içerisinde bin kişilik bir devlet gelir uzmanı kadrosu ihdas ediyoruz. Burada 2020 yılına kadar idare olarak çok yoğun bir çalışma dönemimiz olacak. Ankara'da yaklaşık 2 bin kişinin çalışacağı yeni bir risk analiz merkezi kuruyoruz. Bundan sonra, mükellefin işe başlama bildiriminden iş yerini kapatma sürecine kadar hem genel olarak hem de sektörel düzeyde hem de belge düzeyinde bütün mal ve hizmet hareketlerini Maliye idaresi olarak günlük, anlık takip edeceğiz. Özellikle belge düzeni bakımından, fatura düzeni bakımından geriye dönük inceleme sistematiğinden vazgeçiyoruz; anlık, dönemlik cari dönem incelemelerine geçiyoruz. Böylelikle...
BAŞKAN - Sayın Bakanım, toparlayabilirsek sevinirim.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Çok önemli bir noktada temas ediyorum çünkü herhâlde bu konuda...
BAŞKAN - Ben de tam orada müdahale ettim zaten.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Evet, fark ettiniz benim çok genişlettiğimi. Teşekkür ediyorum.
Dolayısıyla bunu maddeler geldiğinde de söylerim. Bunu yapıyoruz.
Yine, iadeler bağlamında serbest muhasebeci, mali müşavirlere de katma değer vergisi iade süreci içerisinde bir yetki veriyoruz. Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası Birlik Başkanımızla da sabahleyin görüştük, kendilerinin de olumlu değerlendirmelerini burada söyleyebilirim. Bu sistemin daha da gelişmesi için sorumluluğun daha da belirlenmesi noktasında bazı önerilerimiz olacak ama bir taraftan vatandaşın işini kolaylaştırırken diğer taraftan da karşılaşabileceğimiz riskleri yönetmek üzere gerekli yasal ve idari çalışmaları da burada yapmamız gerekiyor.
Ben, tekrar, tasarının işletmelerimize, milletimize, ülkemize hayırlar getirmesini diliyorum. Sizlerden gelecek görüş, öneri ve katkılar çerçevesinde tasarının daha da gelişeceğini ve vatandaşlarımızın sabırsızlıkla bekledikleri bu tasarının hızla yasalaşarak ekonomide önemli bir beklentiyi de karşılayacağını tahmin ediyorum.
Sayın Başkanım, tekrar teşekkür ediyorum.