ERTUĞRUL KÜRKCÜ (Mersin) - Teşekkür ediyorum.

Şimdi, Başkanım, bu son konuşmalarla birlikte, sanki bu yasaya itiraz edenler malın, mülkün, canın zarara uğramasına hoşgörüyle bakıyorlarmış gibi bir izlenim doğabilir.

BAŞKAN - Yo, yo, öyle bir intiba yok canım. O yanlış bir intiba, yok.

ERTUĞRUL KÜRKCÜ (Mersin) - Şimdi, şöyle söyleyeyim: Bu sebeplerden, deminden beri anlatılan sebeplerden bu sonuca varılamaz. Bizim başından beri söylediğimiz budur. Öyledir diye bu yasayı çıkartamazsınız.

İkincisi, öyle olup olmadığının ölçüsünü de daha uzun boylu konuşmamız lazım. İki yıldır çözüm sürecinde haklar mevzusunda elle tutulur bir ilerleme sağlanmadığı sürece bütün bu çatışmasızlık hâlinin varlığının kendisi insanları tatmin etmeyebilir. Bunları tartışmaya açabiliriz, burada problem yok, ama şudur: Sözü edilen bütün yakma yıkma olayları, mala cana verilen zarar, partimizin bunları savunacak hâli de yok, biz de bunları savunuyor değiliz. Söylediğimiz şey: Bunlarla başa çıkmanın yolu bu yasadaki değişiklikler değildir. Yapmamız gereken iki şey var. Bir: Daha geniş bir konsensüs sağlamak. İkincisi, yurttaşların özgürlükleri yönünde adım atmak. Onların iradesinin ortaya çıkmasına imkân vermek. Bu kadar. O yüzden bütün bu diğer tartışma bu yasadan bağımsız bence.

Teşekkür ederim.