UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) - Tamam, benim ki de kısa yani arkadaşlar sabırsız davranıyorlar, onları anlıyorum.

Öncelikle yeni bir sataşmaya yol açmaması için Sayın Parsak'ın dediklerini kabul etmediğimi ifade etmek istiyorum. Onun tarzıyla aynı şekilde zapta geçsin; o öyle deyince sataşma olmuyor, önce ona söyleyeyim.

Bir de sevgili Adem kardeşim söyledi -tutanağa geçmesi açısından söylüyorum- sandıklar açılmadan önce bu şekilde bir bilgi verilmiş. Bendeki bilgi saat 16.10'da Recep Özel, YSK temsilciniz, dilekçe veriyor saat 16.10'da. 16.10, biliyorsunuz, doğu ve benim bölgem için de sandıkların açıldığı saat. Mesela benim Artvin'de saat 16.00'da açılıyor. YSK onlara cevap vermesin, tabii onlar bürokrattır. 16.10'da veriyor dilekçeyi Recep Özel. Sevgili Adem onu bir öğrenirse daha şey olur diye düşünüyorum. Sonra da oradaki tablo bu.

Şimdi, Sayın Eseyan da bir şey söylemişti. Tabii, benim de Eseyan'ı incitmek asla aklımın ucundan geçmez. Tabii, burada hukukçular da var, çok değerli hukukçular da var. Şimdi, Sevgili Eseyan, buradaki sıkıntı şu: Ben hukukçu olmasam, sizinle kahvede otursam dediğinize hak verirdim; haklısınız, nasıl böyle bir şey olabilir derdim ama ben hukukçuyum sonuç olarak. 101'inci madde Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmedikten sonra... 101'inci madde orada cenaze gibi duruyor. Doğru, yanlış; yanlış olabilir, o, kanun maddesi; hukuka uygun olur, olmaz; onları tartışmayız yani yanlış da olabilir, ben ona bir şey demiyorum.

BAŞKAN - Cenazeyi kaldıralım diyorlar işte Sayın Bayraktutan.

UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) - Bakın, ben yirmi beş yıl avukatlık yaptım, bana sorarlardı "Dava ne olur?" diye, derdim ki: Kaybetmezsem kesin kazanırım Kaybetmezsem kesin kazanırdım bütün davaları. Şimdi, 101'inci madde orada duruyor. 101'inci madde orada duruyorken dediğinizi kenara koyuyorum yani size olan saygımdan dolayı dediğiniz farklı bir olay...

MARKAR ESEYAN (İstanbul) - Bu uygulamayla bunu düzeltelim diyoruz işte.

UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) - Ama işte 16 Nisandaki uygulama, madde orada duruyorken... Ona yapacak bir şey yok, ben hukukçuyum. Şimdi, kanun benim hoşuma gitmeyebilir, kanun uygun olmayabilir ama ben hukukçuyum, o kanuna uymak zorundayım. Şimdi burası Patagonya değil ki. Burada Türkiye Cumhuriyeti'nin bir hukuk fakültesinde okudum, bu ülkenin hukukçusuyum. Ben şimdi "Hayır, bu böyle değil, bu genelgeyle değiştirilsin." dedim mi olmuyor. Hani, bunu uzatmak falan için demiyorum, bir hukuk terminolojisi tartışmasına girildi onun için diyorum. Sayın Parsak inşallah bize sataşmaz.

Teşekkür ediyorum.