KOMİSYON KONUŞMASI

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli üyeler; pazartesi gününden itibaren ben de ağırlıklı olarak çalışmalara katılmaya çalıştım çünkü Genel Kurul çalışmaları da devam ediyor.

Evet, önemli tartışmalar oldu. Gerçekten bu kanun teklifinin içeriği, kapsamı çok önemli düzenlemeler getiriyordu özellikle seçim güvenliği noktasında ve temel tartışma alanı olarak da -belki tekrar olacak ama- seçim güvenliğiyle ilgili önemli düzenlemelerin ayrı olarak düzenlenmesi konusunda da görüş bildirmiştim. Konuştuk, açıkçası, çok da tekrar etmek istemiyorum, sadece son bir değerlendirme yapmak için söz aldım.

Şeffaf bir seçim ortamı, gizli oy-açık sayım, bunu güvence altına alan, sandıkların güvenli bir ortamda olduğu ve en önemlisi elbette seçmen iradesinin tam anlamıyla sonuca yansıması gerek bizim Anayasa'mızla, kanunlarımızla ve taraf olduğumuz uluslararası anlaşmalarla da güvence altına alınmıştır ve mevcut yasalarımızda belirli denetim mekanizmaları oluşturulmuş bu güvenceyi teminat altına almak için. Ancak biz geldiğimiz süreçte seçim güvenliği noktasında birçok sorun yaşadık; malum sorunlar, hepimizin bildiği sorunlar, belirli dönemlerde, belirli seçimlerde. İşte, en son 16 Nisan referandumunda yaşadığımız mühürsüz oy tartışması, siyaset literatürümüze giren mühürsüz seçim olarak yer aldı.

Şimdi, bizim asıl yapmamız gereken... Söylemiştim, son değerlendirme olduğu için tekrar dile getirmek istiyorum: Biz gerçekten seçmen iradesinin sonuca yansıması ve hepimizi, bütün 81 milyonu ilgilendiren, sadece belli siyasi partilere oy veren seçmenleri değil hepimizi ilgilendiren bu sorunları, seçim güvenliğiyle ilgili sorunları tespit edip bütün bu sorunları çözmek gerçekten etkin, o yaşadığımız sorunları ortadan kaldıracak, suistimalleri ortadan kaldıracak bir denetimi sağlamak açısından, tekrar ediyorum, tüm siyasal partilerin -Parlamentoda temsiliyeti olsun olmasın- katılımıyla Parlamentoda bir düzenleme yapmak yerine; iki siyasal partinin ittifak anlaşmaları sonrası ve bildiğimiz üzere, bu ittifak içerisindeki bir siyasal partinin de ülkeyi yöneten ve getirdiği temel sorunlarla karşı karşıya olduğumuz -ki bunu beka sorunu olarak ortaya koyuyor ittifak anlaşmasını yapan partiler- böyle bir ortamda bir ittifak koalisyonuyla karşı karşıya kaldık ve diğer siyasi partiler de henüz böyle bir ittifak içerisinde olduklarını beyan etmediler, henüz böyle bir karar almadılar ama mevcut oluşan ittifakın diğer siyasi partiler üzerinde bir baskı oluşturduğu bir ortamla karşı karşıyayız. Sanki o ittifak, oluşan ittifak bir beka ittifakı, diğer siyasi partiler ise dışlanmış ve bu beka sorunuyla sanki ilgilenmiyorlarmış gibi bir algı yaratan tartışmalar yaşadık biz burada ve bütün siyasal parti ve ülke vatandaşlarının tümünü ilgilendiren, dediğim gibi, düzenlemeleri getirmiş olmaları kanun teklifine temel tartışma alanımız oldu. Biz de doğal olarak kaygılarımızı, çekincelerimizi, karşılaşacağımız sorunları tekrar burada dile getirdik ve temel eleştiri ya da bizim en çok üzerinde durduğumuz ana konu; bu kanun teklifinin kurmuş oldukları ittifak içindeki -hazırlarken- ittifak taraftarı olan partilerin ittifak içindeki oylarını artırmaya yönelik ya da ittifak içindeki partilerin Parlamentodaki milletvekilli dağılımına yönelik ya da bu noktada ittifak dışındaki olan siyasal partilere göre -işte baraj sorununu burada hepimiz tartıştık- sanki kendilerini avantajlı kılmak için kanun maddeleriymiş gibi, maalesef bunları tartıştık burada. Bunu böyle tartışmak dahi kanun teklifini gerçekten itibarsız hâle getirdi. İşte, baraj sorunu -çok tartıştık, çok tekrar etmek istemiyorum- bunlardan bir tanesi.

Doğal olarak şöyle bir durum ortaya çıktı: Bu yasal düzenleme, bu ittifak içindeki partilerin bekası için ve genel olarak da ittifakın bekası için sanki düzenlemeler olarak yansıdı. Baktığımız zaman, buna ilişkin gerçekten düzenlemeleri de gördük biz. İşte baraj, az evvel söylediğim, yani ülkede seçim kanunu değişmemiş, siyasal partiler kanunu değişmemiş, baraj sorunu devam ederken bütün siyasal partiler için, bu ittifakı oluşturan ve bu kanun metnini hazırlayan partiler kendileri için baraj sorununu kaldırıyorlar. Ve içerisinde o ittifak alanına verilen oylar -partilere- sonra o ittifak oyunun toplamı iki partiye dağılacak, çift oy ve milletvekili artışında bir avantajlı durum... Tabii, seçim yapmadan bunları göremiyoruz ama düzenlemelerin bu yönde olduğunu gördük. İttifaka ayrılan alan, bir kısıt konmamış; yarın on parti ittifak yapmış olsa kocaman bir alan mı oluşacak orada? Bunun için bir sınır koymamış, geniş bir ittifak alanı ve o ittifak alanına basılan her mührün geçerliliği noktasında, yani bu da çok tartışmalı ve kaos yaratacak kabulü ve kabul edilmediği noktasında. Cumhurbaşkanlığı seçimi çok bağımsız, tamamen gerçekten tek başına yapılması gereken bir seçim iken Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerini, biz bu seçimleri birleştireceğiz, aynı zarfa koyacağız ve aynı sandığa atacağız. Bu da doğal olarak yukarıda, az evvel söylediğim gibi, bu kanun düzenlemesini hazırlayan ittifak partilerinin kaygılarıyla yapılmış bir düzenleme gibi yansıdı doğal olarak. Burada tartıştık bu konuları ayrıntılarıyla.

İttifakın taraflarından Adalet ve Kalkınma Partisinin özellikle, uzun süredir ülkeyi yöneten ve özellikle de geldiğimiz süreçte sanki bir parti devletine dönüştürülmüş bir yapı, Hükûmet ve devlet arasındaki bürokratik bağların tamamen koptuğu bir süreçte kamu görevlilerine sandıkları teslim etmek ve siyasi partilerin denetimini buradan uzaklaştırmak... Ya, partilileşmiş bir yapı var, korku, baskı iklimi var çünkü uzun süre bu ülkeyi yöneten bir iktidar var. Referandum sonrasında partili bir Cumhurbaşkanlığı ve bu partilerden, ittifak içindeki partilerden birinin Genel Başkanının devletin denetim mekanizması ve gerçekten hepimizin güvencesi olan Cumhurbaşkanlığı makamında makamını partili olarak yönetmesi, bütün yetkileri tek başına Cumhurbaşkanına teslim ettiğimiz bir sistem, bir durum varken ve doğal olarak kamu kurumlarının durumları, pozisyonları tartışma konusu. Şimdi, biz sandıkları kamu kurumlarına teslim ettiğimizde bu tartışma doğal olarak ortaya çıkmış oluyor. Demokratik ve hukuksal normlardan uzaklaştığımız bir süreçteyiz. Doğal olarak bu ittifak yasası ve yasa içindeki seçim güvenliğiyle ilgili maddeler temel sorun alanları olarak ortaya çıkıyor ve yeni sorunları da doğuracak gibi görünüyor ve buna çok açık. Bütün bunlar benim ağırlıklı olarak takip etmeye çalıştığım noktalarda benim de temel görüşlerim olarak, bizim partimizin de bu yöndeki görüşleri olarak yansıdı.

Son olarak, değerli milletvekilleri, bu yasal düzenleme ittifak içindeki siyasal partilerin kendi siyasal ikballeri için düzenledikleri, birlikte düzenledikleri ve Cumhurbaşkanlığı sistemindeki önümüzdeki 2019'da yapacağımız çok önemli, tarihî Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde o çok tartışılan yüzde 50+1'i sağlamak için, bu iki siyasal partinin kendi bekası için getirilen bir yasal düzenleme olarak -bu Anayasa Komisyonunun ben üyesi değilim ama- değerli iktidar partisi ve Milliyetçi Hareket Partili milletvekillerinin kabul ettiği bir yasa olarak ben Parlamento tarihimize geçeceğini düşünüyorum. Umuyorum kaygılarımız en aza iner. Ama benim en önemli umudum tabii, 2019'da biz parlamenter demokratik sisteme tekrar dönüş noktasında demokratik ve kuvvetler ayrılığını temin eden ve gerçekten burada kanunları yaparken tutanaklara yansıyan o tartışmaların yapılmadığı bir sistem içerisinde ülkeyi huzurlu, güvenli, adaletli, yargının, hukukun temin edildiği bir ülke olarak yönetebilecek, yasaları oluşturacak bir yönetim biçiminin olacağına inanıyorum ve istiyorum da bunu.

Teşekkür ederim.