| Komisyon Adı | : | ANAYASA KOMİSYONU |
| Konu | : | Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2137) (Alt komisyon metni) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 07 .03.2018 |
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli arkadaşlar, bu madde yine bu teklifin herhâlde en önemli ikinci maddesidir çünkü günlerden beri böyle bir ittifakın; parti ismi vermeden, bugün A-B partisidir, yarın başka partidir, öbür gün çok daha başka partilerdir, bu partilerin yapacağı ittifakın kirli olduğunu, kirli bir zemin üzerine oturduğunu hep tartışageldik ve dedik ki: Bunu temizlemenin yollarından bir tanesi barajı düşürmektir. Şimdi fırsat elimizde, barajı düşürmek istiyor muyuz, istemiyor muyuz? Samimi misiniz, değil misiniz? Bütün siyasi partilerin liderleri "Barajı düşürelim." dedi; buyurun, bugün barajı düşürmezseniz halka ne diyeceksiniz? Allah aşkına söyleyin ya, ne diyeceksiniz halka? "Biz size zamanında söz verdik, söz namustur, ağzımızdan çıktı ama bu sözümüzü yedik." mi diyeceksiniz? "Biz ikiyüzlü politika uyguluyoruz." mu diyeceksiniz? "Canımız ne isterse, zamana ve mekâna göre değişmek üzere söyleriz, sonra değiştiririz." mi diyeceksiniz? Bunu demeyelim, bunu yapmayalım, bu hiç partiye, hiçbir şahsa yakışmaz.
O yüzden, Sayın Başkan, bu maddenin oylamasından önce, bence liderlerle bir kere daha görüşülmesinde yarar var. Anlıyorum, 2 sayın lider oturdu konuştu, bazı şeylerde mutabık oldular. Ben, bu Komisyonda herhangi bir değişiklik yapamayacağınızı biliyorum, Türkiye bu duruma geldi. Bu Komisyon özgür iradesiyle "Evet ya bu yanlıştır, biz söz vermiştik, bunu değiştirelim." diyemeyecektir. Ha, bir noktaya kadar da belki nezaketen haklı olabilir çünkü 2 lider anlaşmıştır. 2 liderin anlaştığı bir ortamda, burada, anlaşan liderlerin temsilcilerinin "Liderimiz böyle diyor ama biz farklı bir şey çıkaralım." diyemeyeceğini hem siyasi nezaketten hem de mevcut durumdan biliyoruz. O yüzden, zorlama yapmadan, Allah aşkına bir ara verin, liderlerinize bir kere daha sorun yahu. Ne olur yani? "Ya, siz söz vermiştiniz, biz söz vermiştik, bir kere daha düşünelim." deyin. Sonra gelin, bir kere daha oylayın. Benim naçizane önerim bu. Aksi takdirde, biz, inanın, seçim ortamlarında, her yerde ama her yerde bunu söyleyeceğiz. Yapmayın yani şurada yüz yüze bakıyoruz "Ya, bunlar ikiyüzlü politika uyguluyor." dedirtmeyin bize. Siz de sözünüzü yemeyin. Aha fırsat burada, bunu Genel Kurul aşamasına da bırakmayın, liderlerle bir konuşun.
Eğer oylarsanız ve bu madde bu şekilde geçerse o zaman bu yüzde 10 barajının buradan bu şekilde geçmesi tam bir âcizlik ifadesi olarak algılanacaktır. Hiçbiriniz bunun önüne geçemezsiniz, hiçbiriniz. Yüzde 10'u aşamayan bir parti ya da aşamayacağını düşünen bir parti ancak milletvekili çıkarabilecek bir parti... Bir parti düşünün, yüzde 10 barajını aşmakta zorlanacağını düşünüyor ancak milletvekili çıkarma ihtimali var barajı aşarsa; bu parti ittifak yapar. Peki, bir başka parti düşünün, yüzde 10 barajını aşmakta hakikaten zorlanıyor, ittifak yapsa da milletvekili çıkaramıyor. Yani 2 partiyi düşünün, oyları bastı, bastı, tamam, birlikte yüzde 10 barajını aştılar fakat gerek doğrudan doğruya o partiye verilen veya ittifaktan aktarılan oylar toplandığında bile milletvekili çıkaramıyor ise Büyük Birlik Partisi örneğinde olabileceği gibi, o zaman Büyük Birlik Partisi ikinci bir... Yani burada temsil edilmediği için çok üstüne gitmek istemiyorum ama "örneğinde" diyorum. Şimdi ismi geri çekelim ve düşünün ki ittifak yapsa bile kendi oyu artı ittifaktan gelen oylarla milletvekili çıkaramıyor. Bu durumda bu insanlar, bu parti ittifak yapmayacaktır, daha kötüsünü yapacaktır, ilhak olacaktır. E, şimdi, bu doğru bir şey değil. Bir büyük partinin küçük bir partiyi ilhak etmesi ahlaki değil, ahlaki değil bana göre -yani siyasi ahlaktan bahsediyorum- siyaseten doğru da değil. Hani çok renklilik, hani çok seslilik? E, böyle bir durumda biz bunu kendimize nasıl yedireceğiz? Nasıl yedireceksiniz yahu? Nasıl "Biz yaptık, sen, sen, sen gel, milletvekili ol; bileğinin hakkı yok, alın teri yok, halkta karşılığın yok ama gel, milleti temsil et." diyeceksiniz ki? Ya, bunu biz yediremeyiz kendimize arkadaşlar, siz de yediremezsiniz.
Onun için bu kirli bir oyun. Bakın, bu kirli oyun hepimize bulaşır. Biz buna karşı çıktığımız hâlde bize de bulaşıyor çünkü biz de siyasetin bir parçasıyız. Biz de siyasetin bir parçasıyız ve bunların tamamı siyasete olan güveni yok ediyor, biz de sizin yüzünüzden güvenilmez konuma geliyoruz, siyaset kurumu güvenilmez hâle geliyor o açıdan. Bunu, bu yüzde 10 barajını biraz legalize etmek üzere bazı arkadaşlarımız kendilerine göre bir çıkar yol buldular ve bunu sürekli bir şekilde halka pompalamaya çalışıyorlar. Vay efendim, bizdeki yüzde 10 barajına saygı duymak gerekirmiş, el âlemde daha kötüsü varmış. Yok böyle bir şey. Bakın, bu şekilde ittifak yapıp barajı dolanmak var, bir de doğrudan doğruya yalan söylemek var, halkı yanıltmak var. Bunu hiç kimsenin yapmaya hakkı yok. Efendim, iki parti birleşirse baraj 10, üç parti birleşirse baraj 15 olurmuş, ne mutlu bize ki bizim barajımız 10'muş. Yok böyle bir şey, bunu kimsenin söylemeye hakkı yok. O yüzden bu fırsat elimizdeyken şu barajı düşürelim. Türk milletinin ferasetine güvenin, aklına güvenin ve ne olur siyaseti aciz duruma düşürmeyin. Daha iki gün önce bir köy ziyaretinde bir tanesi dedi ki: "Ne bu muta nikâhı gibi ya? Kısa süreli bir birliktelik, arkasından hadi hop ayrıl." Dedim, ayıptır, böyle şey söylemeyin ya. "Böyle yapıyorsunuz." dedi. Bizi de başka partilerle ittifak yapmaya çalışıyor gibi gösterdiğiniz için lafı bize söyledi. "Ayıp değil mi size gideceksiniz bir başka partiyle kısa süreli nikâh yapacaksınız, sonra ayrılacaksınız, böyle bir şey olmaz." dedi ya. Bunu söyleyen köylü, inanın köylü söylüyor bunu. Bizi bu duruma düşürmeyin arkadaşlar, ne olur.
Teşekkür ederim.