KOMİSYON KONUŞMASI

UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) - Teşekkür ediyorum.

Sayın Adıyaman'a da hayırlı olsun diyorum bu vesileyle.

Şimdi, kısaca cevap vereyim tutanağa geçmesi açısından. Sayın Başkan, açıklama yaparken "Muhtarlık ve yerel seçimlerle alakalı düzenlemede pratikte sorunlar çıkıyor." dediniz, hepimiz biliyoruz ki sorun bu değil. Yani burada, muhtarlıktaki, il genel meclisindeki veya belediye meclisindeki dağılım, aynı zarf olur, olmaz değil; buradaki problem, Cumhurbaşkanlığı seçimi ile milletvekilliği seçimiyle alakalı düzenlemede. Biz daha önceki yasa, 6771 buradan geçiyorken aynı gün kullanmayı bile sakıncalı görüyorduk o zaman yani Cumhurbaşkanlığı seçimi ile milletvekilliği seçiminin aynı gün olmasını da -ikisi apayrı bir kurumdur- sakıncalı görüyorduk ama şimdiki -çok ilginç- düzenlemenin amacı şu: Bir anlamda, vatandaşı, yurttaşı yönlendirmek. Bizim için çarpıcı olan temel ayrılık şu: Bir tarafta yasama organıyla alakalı, milletvekili seçimine ilişkin pusula ile yürütme organının başı cumhurbaşkanı seçiminin pusulasını aynı zarfın içerisine koyuyoruz. Değerli Başkanım, dünyada demokrasiyle yönetilen hiçbir ülkede böyle bir uygulama yok. Böyle bir uygulama yaptığınız zaman -dün söyledim- bu, majestelerinin meclisi olur, majestelerinin meclisini oluşturursunuz. Azerbaycan'da var, dün akşam örnek verdim, Azerbaycan'daki dostlarımız alınmasınlar, gittim gördüm, orada majestelerinin meclisi oluşturulmak isteniyor. Yani vatandaş diyor ki "Ben milletvekiline de vereceğim, cumhurbaşkanını da seçeyim." Bu, seçmeni yönlendirmektir. Niye aynı zarf? Neden çekiniyoruz ki? Biri yürütmenin başı, biri yasama organının temsilcisi. Yani bu, kuru fasulye ile tulumba tatlısını aynı şeye koymaya benzer, ikisi birbirinden ayrı, niye böyle bir düzenleme yapalım?

Yani burada dün söyledim Başkanım -siz burada yoktunuz- ben bu kanun koyuculuğu çok muhteşem bir şey zannederdim buraya gelene kadar, buraya geldim, öğrendim ki kanun koyucu başka bir şeymiş. Kibar olduğum için bu kadar diyorum. Yani en kibar dille diyeyim, subjektif değerlendirme yapıyormuş diyeyim. Şimdi, avukat olarak adliyede konuşuyor olsam farklı konuşurdum da burada kibar konuşuyorum. Kanun koyucu başka bir şey. Bunu söyleyeyim, bütün hin oğlu hinlikleri düşünmüş "Nasıl yapabiliriz?" diye burada, önce bunu ifade edeyim.

BAŞKAN - Kanun koyucu, malum, Meclis.

DİDEM ENGİN (İstanbul) - Teklifi getiren siz olduğunuz için...

BAŞKAN - Teklif sahibi, o ayrı; teklif o, kanun değil.

UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) - Ben kimseyi incitmek anlamında demiyorum ama bir fiilî durumu ortaya koymak istiyorum.

Hazine yardımıyla ilgili şeyde "Mevzuata uygun değil." dedi Sayın Başkan, bunun çok kolayı var, şu düzenleme geçtikten sonra hazine yardımıyla ilgili mevzuatta bir değişiklik yaparız buna uydururuz.

BAŞKAN - Şimdi de yapabiliriz.

UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) - Tabii, şimdi de yapılabilir, o konu sıkıntı değil.

BAŞKAN - Yapmamayı tercih ettik.

UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) - Şimdi, burada başka bir şey daha var, onu da zapta geçme açısından söyleyeyim, bakın, aynı binalardaki kişilerin dağıtılmasına ilişkin şey Değerli Başkan. Aynı binada oturan seçmenlerin hane bütünlüklerinin korunması ve aynı seçim bölgesinde kalmaları koşuluyla... Hane bütünlüğü korunacak, aynı seçim bölgesinde kalacak ama farklı sandık bölgelerine dağıtılabilir. Gerekçe çok ilginç, bununla alakalı gerekçede deniliyor ki "Anayasa'da yer alan seçimin serbestliği, bir de gizlilik ilkesi, bunu yapmamızdaki amaç bunlardır." E, şimdi, ben haklı olarak masanın bu tarafındayım, soruyorum: 2002'den beri -ondan öncekileri boş verelim- Adalet ve Kalkınma Partisi iktidar, on beş yıldır bu ilke ihlal mi ediliyor? Yani on beş yıldır bu ilkeyi ihlal mi ediyoruz Sayın Başkan? Buradaki olay şu: Bir ihlal var, demek ki bundan kaynaklanan bir problem var. Şimdi, yarın öbür gün bununla alakalı sıkıntı nedir, nasıl yapabiliriz... Burada iki tane şey var, bunlardan bir tanesi -aklımıza geliyor- şu: Açık konuşacağım, bu güneydoğuya yönelik bir önlem olabilir. Ne olabilir? Olur ya, yarın öbür gün bir başka siyasi parti güneydoğuda siyasi parti kimliği altında değil de bağımsız olarak seçimlere girebilir. Bakın, siyasi parti kimliği altında değil, bağımsız olarak seçimlere girebilir, bağımsız olarak seçimlere girerse aynı apartmanda oturan kişilerin tek bir yöne oy kullanmasına ilişkin otokontrolü ortadan kaldırmak, kontrol edemezler. Benim seçim bölgemde böyle bir problem yok ama benimkinde yok diye, başka yerde olmaz diye buna belli bir pencereden bakmam doğru değil. Bakın, buradaki en önemli amaç bu. Yani ne demek istediğimi anlıyorsunuz. Bağımsız olarak seçime girip bir siyasi parti kimliği altında girmeyecekleri engellemeyle alakalı önemli madde bu.

BAŞKAN - Nasıl? Açabilir misiniz biraz.

UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) - Şöyle: Ne yapıyor? Bir apartmanda 40 kişi oturuyor, siz diyorsunuz ki "Bu apartmanda bağımsız olarak -örneğin- Mustafa Şentop adayımız. Arkadaşlar, bizim siyasi parti olarak barajı aşmayla alakalı tereddüdümüz var, hepimiz aynı apartmandayız, hepimiz aynı sandıkta oy kullanacağız, sandığımız belli." Gidiyorsunuz, oy kullandırırken onlara öyle veya böyle müdahale ediyorsunuz, telkinde bulunuyorsunuz, rahat bir şekilde oy kullandırıyorsunuz. Ama siz bunları alır, bir muhtarlık çevresi içerisinde, bu muhtarlık 500 nüfuslu bir yer de olabilir, 10 kilometreyi aşan bir yer de olabilir, onları kontrol etmeniz çok zordur, bunun pratiği budur. Zapta geçmesi için diyorum.

BAŞKAN - Seçim bölgesi ama hane bütünlüğü de var.

UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) - Tamam "hane bütünlüğünü sağlamak" diyor ama Başkanım, "muhtarlık sınırları içerisinde" diyor. Hane bütünlüğüyle alakalı kavram çok soyut bir olay. Bakın, şimdi, 67'nci madde bu şeyleri sağlıyorken "Yargının yönetimi ve denetimi altında yapılır." diyor yani "Serbest, eşit, gizli, tek dereceli genel oy yargının denetimi ve yönetimi altında yapılır." diyor, demek ki bu yeterli değil. Şimdi, öyle bir yargı var ki Yüksek Seçim Kuruluyla alakalı... Yüksek Seçim Kurulu temsilcimiz kimdi, sizdiniz değil mi? Şahsınıza bir şey demiyorum ben, kurumsal olarak konuşuyorum, sakın alınmayın. Yüksek Seçim Kuruluyla alakalı bizim tereddütlerimiz var, kaygılarımız var. Biz Yüksek Seçim Kurulunun şu yapıdaki yaptığından şikâyetçiyiz.

Şimdi, kamu görevlisiyle alakalı o dediğiniz örnek, tamam, olabilir, o örneğe bir şey demiyoruz ama burada mesela, bir kamu görevlisini başkan yaptığımız zaman neler olabileceğini hep beraber göreceğiz yaşayarak. İnşallah, biz haksız çıkarız, temennimiz o ama ben şimdi kafa karıştırmayayım. Başkanım, bu şeyle alakalı tablo, bunu bir düşünün. Bir otokontrolü ortadan kaldırıyoruz, en önemli olay o. Bağımsız aday alır der ki: "Ben bağımsızım, 40 kişilik benim kendi binam var, 13-14 tane kendi kiracılarımız var, onlarla beraber... Biliyorum kimin ne yaptığını."

Şimdi, bu kontrolü, ben bağımsız aday olmayacağım.

BAŞKAN - Uğur Bey, özür dilerim, bir şey sorabilir miyim?

UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) - Tabii, estağfurullah.

BAŞKAN - Yani siz o zaman oy pusulalarının aynı zarfa konulmasında yönlendirme ve telkine karşısınız ama binaların birlikte aynı sandıkta vermesinde yönlendirme ve telkine karşı değilsiniz.

UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) - Yok, ben onu demiyorum, başka bir şey diyorum. Benim dediğim başka bir şey.

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Öyle mi dediniz? Aynı mahalle apartman...

BAŞKAN - "Aynı apartmanda aynı sandıkta kullansın ki bağımsız adaya verirken birlikte hareket etsinler." dediniz ya.

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - O mana çıktı, evet.

UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) - Sayın Hocam, olay şu. Şimdi burada ben başka anlatıyorum, diyorum ki.

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Ben sizden güvenlik anlıyorum.

UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) - Efendim?

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Seçim güvenliği anlıyorum.

UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) - Şimdi, burada kanun koyucu şunu düşünmüş bu düzenlemede, sizin dediğiniz düzenlemede. Dediğim gibi, benim seçim bölgeme yönelik böyle bir şey olmaz, yani bunun olması mümkün değil. Ama ülkenin belli bir bölümüyle alakalı yani bir fiilî durum var. Örneğin bağımsız adaylar seçime girdiler, bunu engellemekle alakalı yapmış, bunun başka bir amacı yok, bu başka neden yapılabilir?

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - Niye öyle olsun ki?

UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) - Bunun başka bir gerekçesi yok.

Şimdi, şeyde diyor ki, bakın, şöyle bir gerekçe olabilir mi: "Bugüne kadar yapılan seçimlerin serbestliği ve gizli oy ilkesini ihlal ettiği için diye" diyor. Ee, o zaman 2002'den bugüne kadar yapılan bütün seçimlerde gizli oy ilkesi ihlal edilmiştir. Gizli oy ilkesi nasıl ihlal edilir Başkanım, bize bir açıklayın. Yani şu kişilerin aynı apartmanda, aynı yerde, aynı sandık bölgesinde oy kullanarak gizli oy ilkesi nasıl ihlal edilir, bana bir anlatın hukukçu olarak, ben bir ikna olayım. Lütfen, beni ikna edin. Gizli oy ilkesi nasıl ihlal edilir burada? Yani aynı apartmanda olan kişiler aynı seçimde aynı sandık bölgesinde oy kullandıkları zaman gizli oy nasıl ihlal ediliyor? Bunu bana bir ikna edici şekilde anlatın, ben de diyeyim ki: "Hocam, evet, siz bu işin akademik kariyerini yapmışsınız, benim eksiğim var."

BAŞKAN - Şimdi, az önce söyledim ama tekrar izah edebilirim müsaade ederseniz.

UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) - Estağfurullah.