KOMİSYON KONUŞMASI

BAŞKAN - Biraz önce bahsettiğiniz konu hassas konu, her siyasetçinin de başına gelebilecek bir konu. Biz sizi Komisyonumuzun çok kıymetli bir üyesi olarak biliyoruz, çalışkanlığıyla, işte raporlara katkılarıyla. Ancak dediğim gibi yani takdir edersiniz ki birçok siyasetçi bu tür, medyada iletişim kazalarıyla, medya dilinin saldırısıyla karşı karşıya. Spesifik olarak bunu ele almamız, Komisyon üyesine bir ayrıcalık gibi olur. Ama genel olarak arkadaşlarımızın da söylediği gibi, birçok siyasetçi arkadaşımız bu sorunla karşı karşıya. Belki bunu ayrı bir başlık olarak, medyadaki bu dil konusunda çalışma yapılabilir. Ben ilk önergeyi veren arkadaşımız gündeme getirdiğinde de söyledim, medyanın özellikle adli yargıda olan gazetecilerine bu konuda bir eğitim seminerini aslında biz düşünüyoruz yani kullanılan kavramlar açısından. Çünkü peşin hükümler oluşturan birtakım manşetler oluyor. Dolayısıyla, yani Komisyonun bu konuda bir açıklama yapmasından öte siz zapta geçirdiniz söylediklerinizi en azından burada açıkladınız. Hiçbir arkadaşımızın böyle bir sorunla karşı karşıya kalmasını biz istemeyiz tabii ki.

Değerli arkadaşlar, yani çok verimli bir müzakere geçti. Ancak şunu da ben söyleyeyim: Belki burada sizin, Şenal Hanım'ın Komisyon uyum dili konusunda söyledikleri şeyler önemli, arkadaşlarımızın söylediği şeyler de önemli ama bizim arkadaşların zaman zaman bulunduğu noktadan söylediği sözler kendi siyasetlerine katkı sağlıyor olabilir ama bu gerçeklikle zaman zaman örtüşmüyor ve sonuçta soruna bir çözüm de olmuyor. Mesela, Sibel Hanım'ın biraz önce söylediği işte "Falan Alevi köyüne sığınmacılar özellikle yerleştirildi." Yani devlete böyle bir atfıcürüm çok doğru bir yaklaşım olmaz. Yani sizin siyasetinize katkı sağlayabilir bu söylediğiniz şeyler ama Türkiye'de bu konuda mülteci konusu gerçekten yüzünü ağartan bir konu yani bunu raporlarda da görüyoruz, Avrupa'yı da izliyoruz, oradaki durumu da görüyoruz.