KOMİSYON KONUŞMASI

AHMET AKIN (Balıkesir) - Sayın Başkan, teşekkürler.

Sayın Başkan, Özgür Başkan o kadar güzel özet ve net olarak anlattı ki hakikaten gerçek anlamda sizlere tavsiye ediyorum, buradan çıktıktan sonra bunların hepsini rahatlıkla düşünün veya gece yatarken düşünün. Bu verilen kararın geri dönüşünün olmadığının da farkında olmanızı size bir kez daha buradan hatırlatmak istiyorum.

Bakın, bu gelinen noktada, şimdi seçim barajının demokrasiye uydurulması yerine, baraj konularak tüm seçim sistemi MHP'nin barajı geçebileceği sistem üzerine kullanılıyor. Yani böyle bir formülasyon, böyle bir plan yapılmış.

Buradaki durum nedir? İşte, burada, bir taraftan biz 50 artı 1'e bir oyun kuralım, bu 50 artı 1'i sağlayalım, bir taraftan da MHP'nin barajı geçmesi için bir baypas planı yapalım.

Şimdi, demin Başkan da söyledi, belki bazı konular tekrara girecek ama şimdiden de kusura bakmayın, fakat şöyle bir durum var: Büyük bir adaletsizlikle karşı karşıyayız burada. Demin söyledik, 100 bin oy alan bir kişi Mecliste olacak ama 5 milyon alan bir parti bu sistemde Mecliste olmayacak. Şimdi, burada eşitlik, adalet hukukuna büyük bir aykırılık var.

Şimdi, burada Adalet ve Kalkınma Partisiyle MHP'nin ortaklığıyla getirilen bu teklif, siyasi tarihimizde eşitliğin, adaletin tarihe karıştığı bir kurtarma planı olacak bence. Yani bu, burada açık ve net biliniyor. Şu anda MHP'nin ortadaki durumu belli. Başkan da söyledi. Oyu 6,2. Çok bile söyledi görülene bakarsanız. Yani siz, oradan gelecek 2 puan, 3 puan için, burada koskoca bir demokrasiyi veya hukuku yerlerde süründürür duruma getiriyorsunuz. Yani bize göre burada yapılan tamamen bir kurtarma ittifakı. Burada, bir kişi, 50 artı 1'le geleceği boşa sayarak, bütün her şeyi boşa atarak, adaleti, hukuku bir kenara bırakarak kendini öne çıkarmaya çalışıyor, bir taraftan da o küçücük ortağı kullanarak onu da Meclise sokma planı.

Şimdi, burada, çoğulculuğu ve demokrasiyi yok ederek, mühürsüz referandumla kurulan tek adam rejimini tahkim etme ve milleti tek tipleştirmeye yöneliyorsunuz.

Bir de bu mühürsüz seçimleri, biz her zaman söylediğimizde, "Bu hukuksuzdur, bu olamaz." dediğimizde buna isyan ediyordunuz fakat bu getirdiğinizle mühürsüzleri de kanunlaştırarak aslında 16 Hazirandaki referandumda yapılan bu şaibeli sistemin şaibeli olduğunu da kabul etmiş oluyorsunuz. Yani burada, aslında, bunu getirmek, bu sistemin doğru olmadığının, referandumun da doğru olmadığının da sizin tarafınızdan kabullenilmesidir.

Şimdilik Adalet ve Kalkınma Partisi ve MHP'nin de içinde yer alacağı gözüken ittifakla, millete demin dediğim gibi tek tip bir kıyafet giydiriliyor. Siyaseti kimliksizleştirmek için ve bunun için de barajı ortaya koyarak, Parlamentoda birinin hedefinin bu yasamayı ele geçirmek, öbürünün de hedefinin Meclise girmek olan, herkesin hedefinin örtüştüğü bir sistemle, resmen, ama resmen demokrasiyi de adaleti de katletmiş oluyorsunuz.

Şimdi, tabii, Başkan söyledi, çok da güzel, açık, net anlattı. Şimdi bu bir icat, kendinize göre bir icat organize etmişsiniz. Bu icat, hakikaten Sayın Başkanın dediği gibi şeytanın bile aklına gelmez ama bu icat çok kötü sistemlere ve geleceğe yol açacak. Bir tek size zarar verse iyi. Burada sadece sizin ötekileştirdiğiniz, ayrıştırdığınız yüzde 50'lik kısım değil, bu bütün Türkiye'ye zarar verecek bir sistem. Bu, bir hak etmeden, hiçbir şekilde emek vermeden, farklı farklı planlarla bir milletvekili artırma yolu ve projesi gibi gözüküyor ama ben de inanıyorum ki yanlış hesap nasıl dönerse bu da dönecek ve halkımız, bu sizin getirdiğiniz sisteme asla ve asla izin vermeyecek, bu icat ettiğiniz sistem yıkılacak, kalacak.

Bakın, bizler böyle konuşurken yanlış da anlaşılmasın, adaletli olması hâlinde seçim ittifaklarına asla ve asla karşı değiliz. Mesela Avrupa Birliğinde bazı ülkelerde ittifaklar adalet temelinde yapılıyor, başka ülkelerde de yapılıyor ama sizin bu AKP-MHP ittifakıyla yaptığınız ittifak apayrı bir sistem. Biz diyoruz ki "Tek listeyle seçime girin, amenna." Ama böyle, Başkanın anlattığı gibi, yok, oraya basınca iyi, buraya basınca iyi, yani farklı farklı 80 milyon vatandaşımızın o ruhlarını, o oylarını, bir bağımsızlığını almak adı altında bunu yaparsanız gerçekten büyük bir haksızlığa yol açmış olursunuz.

Şimdi, 16 Hazirandaki referandumda büyük bir şaibeye yol açtınız, burada da yeni farklı bir seçimin yolunu açıyorsunuz; bu seçimin adı da sopalı seçim.

Şimdi, bu sopalı seçimde ne oluyor? Burada getirilmek istenilen hükümlerle, daha en başta, ama en başta seçim güvenliğini yok ediyorsunuz.

Ben, burada kısa kesmeye gayret göstereceğim ki zamana uyalım diye, sizleri de daha fazla burada tutmamak için.

Şimdi, mühürsüz zarfların geçerli sayılmamasını demin söyledim, sandıklara güvenlik güçlerinin müdahalesi... Aytuğ Hocam çok güzel söyledi. Şimdi ben soruyorum: Buraya getireceğiniz hangi güç veya hangi yetkili buna karşı durabilecek? Şimdi, bir sandıkta AKP'nin oyu çıktı ama yanlışlıkla oldu veya hata oldu. Hangisi buna itiraz edecek veya bunun önüne nasıl geçeceksiniz? Şu anda ülkeyi getirdiğiniz noktada tamamen bir karamsarlık, bir korku devleti hâline getirdiniz. Bir de üstüne diyorsunuz ki: "Biz bunu güvenlik güçlerimizle koruyacağız, işte onlar mücadele edecek, arayacak." Şimdi, siz, seyyar sandığı da buna artı olarak ilave ederek her türlü getirdiğiniz yöntemle Türkiye'de gerçek anlamda sopalı bir seçimin önünü açacaksınız.

Ayrıca Sayın Başkan, ülkemizin bütünlüğüne yönelik bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak bu odada şunu söyleyeyim: Bugün Muğla'ya Afrin'den bir şehidimiz geldi, ona da Allah rahmet eylesin. Bütün verdiğimiz şehitlerin mekânları cennet olsun. Şu anda oradaki askerlerimiz terörizme karşı büyük bir mücadele ediyor ve böyle önemli bir konu ortadayken yani doğumuzda, güneyimizde verdiğimiz böyle büyük bir mücadele, terörle büyük mücadele olurken, bunu fırsatlaştırmak gibi birdenbire bunu getirmek AKP'ye ve MHP'ye gerçek anlamda yakışmadığını buradan söylemek istiyorum. Şu anda bizim birinci derdimiz ittifaklar değil; bizim birinci derdimiz, şu anda güneyde mücadele eden, oradaki terörle mücadele edip sınırlarımızı koruma mücadelesi veren, şehitlerimizin de uğruna gittiği yerdir. Ama biz burada ne konuşuyoruz? İttifak. Ne için? Birisi barajı geçecek, MHP; ötekisi de yasamayı eline geçirecek.

Bakın Sayın Başkan, istediğiniz kadar kendinizi yırtın, burada çoğunluğunuz da var, elbette ki bunu parmak hesabıyla geçirebilirsiniz ama ben yüzde 100 inanıyorum -Kuvayımilliye'nin başşehrinin milletvekiliyim, Balıkesir Milletvekiliyim- bir kere Balıkesir buna asla izin vermez, böyle bu şekil oyunlara, planlara izin vermez ama göreceksiniz, Türkiye Cumhuriyeti de buna asla ve asla izin vermeyecektir ve şu anda yapılan bu fırsatçılığı da asla ve asla kabullenmeyecektir.

Şimdi, ittifak yapılabilir, ittifak yapıyorsunuz diye de haksızlık yapma hakkınız yok. Bir başkasının avantajını yok etme olanaklarını veya kendilerine fazladan haksız avantaj sağlama, kanun yoluyla oy devşirme hakkınız da yok. Bu, sistemde açık ve net. Yani şurada Başkan anlattı; oy veriyor, milletvekili çıkartamıyor, siz gidiyorsunuz, ittifakla kuruyorsunuz, bu ittifakı da adaletli, hukuklu bir şekilde kurmuyorsunuz, oradan hak etmeyen bir milletvekilini Meclise getiriyorsunuz. Bunun adına gerçek anlamda, üzülerek söylüyorum, kirli ittifak ve oy hırsızlığı denir çünkü bu, öyle bir plan ki burada bırakın 16 Haziran referandumunda yaptığınız o meşrusuzluğu getirmeyi, üstüne de katıyorsunuz, diyorsunuz ki: "O yetmez, biz daha da çok meşrulaştırmayacağız bunu, daha da çok adaletsizleştireceğiz ve hukuku, adaleti kaldıracağız ve biz kendi istediğimiz sistemi bu millete dayatacağız." Şimdi, bizim oralarda da derler: Yağma Hasan'ın böreğini bu millet size yedirmez.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

AHMET AKIN (Balıkesir) - Onun için hepinizin vicdanına sesleniyorum, diyorum ki: Burada uygulanan sistem, getirilmek istenen sistem asla ve asla hukuki değil, adaletli değil, onun için bu sistemden bir an evvel geri dönmeniz için sizleri uyarıyoruz. Yapılmak istenen, halkımızın resmen ama resmen ittifaka zorlanması. Bir de burada söylenen ittifakın nimetlerinden faydalanalım ama dezavantajlarını üstümüze almayalım bir anlayışı var.

Bu madde çok önemli, 15'inci madde. Bu maddede konuşmamızı grup olarak üstümüze aldık ve burada da her türlü şeyi söylemek istiyoruz. Neden? Çünkü, bakın, işinize geldiği zaman 12 Eylül Anayasası'ndan şikâyet ediyorsunuz ama işinize gelmediği zaman da diyorsunuz ki: "12 Eylül Anayasası'nı biz devam ettirelim." Demin burada bir arkadaşımız dedi ki: "Yüzde 10 yetmez, yüzde 25 yapalım barajı." Ben şaka olduğuna inanıyorum ama bu zihniyetin bu ülkede iktidar olmasının Türkiye'ye getirdiği antidemokratikleşmenin de burada açık ve net izahı olduğuna inanıyorum. Biz, Türkiye Cumhuriyeti'nin önündeki en büyük engellerden bir tanesinin 12 Eylül Anayasası olduğunu üstüne basa basa söylüyoruz ve her ortamda diyoruz ki: "Cumhuriyet Halk Partisi olarak barajla alakalı tavrımız budur." Nedir? Biz yüzde 10 barajına karşıyız, istiyoruz ki baraj olmasın ama gelin, oturalım, konuşalım. Burada ittifak yasası getiriyorsunuz, ittifakın kendisine aykırı bir barajı da koruyorsunuz; bunu da düşünün. Yani oradaki diğer ufak partileri burada konuşturmak veya burada onların fikirlerini almanın size ne zararı olabilir hakikaten? Şimdi, partiye veya Meclise giremeyecek olan siyasi partilerin genel başkanlarının veya temsilcilerinin burada oturması, burada söz alması, fikirlerini anlatmasının ne zararı olabilir? İttifakı isteyen bir zihniyetin burada bütün siyasi partilere de söz vermesi gerektiğine inanıyorum. Diyorum ki: İstediğiniz zaman istediğiniz şekilde bu düzenlemeyi geçireceksiniz, belli. Bu konuda da MHP'yle iş birliği de yapmışsınız. MHP'yi de kurtarma planları yapıyorsunuz ama zaten MHP bu ülkede giderek kan kaybediyor, üzülerek söylüyorum, kan kaybediyor.

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Üzülme, üzülme.

AHMET AKIN (Balıkesir) - Siz de burada Milliyetçi Hareket Partisini korumak için, kendinizin de yasamada tek adamlığınızı devam ettirmek için alet ediyorsunuz ama bu millet bu oyununuza gelmeyecek diyorum. Buradan da ben gerçek anlamda Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarımızı uyarıyorum: Burada bir oyun var, bu oyuna alet olmayacağız. Göreceksiniz, bu uyguladığınız sistem dönecek, dolaşacak başınıza dolanacak.

Hepinize saygılar sunuyorum, sağ olun.