| Komisyon Adı | : | ANAYASA KOMİSYONU |
| Konu | : | Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin (2/2137) (Alt komisyon metni) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 06 .03.2018 |
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Evet, aslında, dün geneli üzerindeki görüşlerimi ifade ederken de yasanın, malum, ittifak yasası olarak tartışılması... Ama içerisinde seçim güvenliğiyle ilgili gerçekten 81 milyon vatandaşımızın sandığa iradesinin yansıması noktasında çok önemli düzenlemeler de dün gece geç saatlere kadar geçirildi.
Evet, baktığımız zaman, kanunun asıl önemli maddelerinden biri olan 10'uncu madde ittifak düzenlemelerini gerçekleştiriyor. Ülkenin bir beka sorunu tartışmasıyla başladığımız bir süreç var. Önemli bir muhalefet partisi olan Milliyetçi Hareket Partisinin de ülkenin gelmiş olduğu bu noktada, işte, sınır güvenliği, bölgesel riskler ve beka sorunu tartışmalarında ülkeyi yöneten mevcut iktidar partisini sorgulamak yerine, yani ülkeyi bu beka sorunu tartışmasına getiren iktidar partisini sorgulamak yerine -ve özellikle 7 Haziran sürecinde oluşan bir fiilî ittifakla başlayan bir süreç vardı- bu beka sorunu tartışmaları akabinde de bir sistem değişikliğinin gerçekleştirilmesiyle işte, yine aynı fiilî ittifak içinde olan mevcut iki siyasal parti, iktidar partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi rejim değişikliği dediğimiz ülkenin yönetim sistemini değiştirme yoluna gitti. Bir referandum süreci yaşadık ve doğal olarak, bunun devamı olarak da, bu sistemin işleyişi noktasında devamı olarak da bugün görüştüğümüz yasalar var. Yani o fiilî ittifakı yasal bir sürece getiren yasalarla karşı karşıyayız. Burada bizim tartışmamız gereken; daha henüz -yeni bir sistem değişikliği var- Siyasi Partiler Kanunu'nda, Seçim Kanunu'nda herhangi bir değişiklik yapmadan ve en önemlisi daha ittifak yasaları tartışması olmadan kurulan bir ittifak var ve bu kurulan ittifak bağlamında oluşturulan yasalar var. Bu, gerçekten yasaları, şu anki görüştüğümüz kanun teklifini daha da sorunlu hâle getiriyor.
Demokratik sistemlerin olduğu, sandıkların olduğu her ülkede ittifaklar, koalisyonlar doğal süreçlerdir, doğal, yaşanması gereken süreçlerdir. İşte, Almanya'da kurulan koalisyonu gördük. Burada ilginç bir konu vardı. Çünkü biz yapmış olduğumuz her yasal düzenlemeyle giderek demokratik ve hukuk normlarından uzaklaşıcı nitelikte yasalar yapıyoruz. İşte, gerçekten önemli bir ayrıntı bu. Almanya'da kurulan ittifak, koalisyon görüşmelerinde uzlaşı maddelerinden biri bizimle ilgili, diyor ki: "Türkiye'de demokrasi, hukuk devleti normları ve insan haklarıyla ilgili durum uzun süre önce kötüleşti. Bu bağlamda Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğiyle ilgili müzakere sürecindeki başlıkları kapatarak yeni başlıklar açmak istemiyoruz." Yani bu demokratik ve hukuk normlarından uzaklaşma noktasında önemli ve gerçekten bizim için çok itibar kaybı olan bir madde oldu.
Ne yapıyoruz biz? Dün akşam da tartıştık. Bütün maddeler tartışmalı. Ne açıdan tartışmalı? Başta, kendi Anayasa'mıza aykırı olmakla birlikte uluslararası yükümlü olduğumuz, imzaladığımız sözleşmeler, -dün konuştuk- Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisinin gözetim raporu, Venedik Komisyonu Raporları... Önemli açıklıklar ve tartışmalar var eşitlik konusunda, adaleti sağlama noktasında, seçim güvenliği noktasında, dün konuştuğumuz işte, siyasal partileri dışlayıcı, sandık kurulundan uzaklaştırıcı maddeler gibi.
Bunun dışında, dün de orada bütün tartışmalar bütün teknik maddelerde vardı seçim güvenliğiyle ilgili ama hepsi bu yasadan önce ilan edilen ittifakın kazanması kurgusu üzerine sanki kurulmuş gibi, hep tartışma o noktaya taşındı. Teknik maddeleri dahi sağlıklı tartışamadık. Ki Sayın Parsak söyledi, "Biz bütün siyasal sistemi ilgilendiren bir düzenleme yaptık." dedi. Bu zaten önemli bir açıklamaydı; şimdi, ittifakın kazanmasına yönelik kuralları ittifak yasasından önce ve bütün siyasal sisteme ait bir düzenlemeyi sadece iki siyasal partinin yapmasıydı. Bu nedenle bunu tartışmak gerektiğini düşünüyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Özdemir, toparlar mısınız lütfen.
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Evet, toparlayacağım.
Cumhurbaşkanlığı sistemine yönelik düzenlemeler gerekiyor ve dediğim gibi, siyasal partilerde, seçim kanunlarında barajla ilgili çok önemli bir düzenlemeye gitmeden bu ittifak içerisinde barajı kaldırmak gerçekten temel bir sorun alanı. Bütün siyasal yaşama ait düzenlemeler, seçim güvenliğiyle ilgili düzenlemeler bu Parlamentonun çatısı altında, bu Parlamentoda olan veya olmayan bütün siyasal partilerin temsilcileriyle birlikte düzenlenmeliydi. Yani bu bir mutabakatla... Bir siyasal partinin genel merkezinde ya da bir siyasal partinin genel merkezine dönüşmüş olan Cumhurbaşkanlığı makamında hazırlanmamalıydı ve bunlar temel sorun alanları olarak görülmekte. İşte örnek: İttifak içinde barajı kaldırmak, milletvekili temsiliyeti noktasında doğal olarak Milliyetçi Hareket Partisini de tartışmalı noktaya getiriyor.
BAŞKAN - Sayın Özdemir, lütfen toparlar mısınız.
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Bitiriyorum.
DİDEM ENGİN (İstanbul) - Sayın Başkan, lütfen, konuşmacıların insicamını bozuyorsunuz. Her bir dakikada bir müdahale etmek yerine...
BAŞKAN - Didem Hanım...
DİDEM ENGİN (İstanbul) - Lütfen, rica ediyorum...
BAŞKAN - Sayın Engin, biz burada üç gündür müzakere yürütüyoruz, kimsenin de insicamını bozmuyoruz.
DİDEM ENGİN (İstanbul) - Ama sürekli müdahale ediyorsunuz.
BAŞKAN - Etmiyoruz, etmiyoruz.
DİDEM ENGİN (İstanbul) - Zaten birkaç dakika konuşuluyor. Lütfen, rica ediyorum.
BAŞKAN - Lütfen... Lütfen...
Buyurun.
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - İttifak içinde barajın kaldırılması tartışmaları ve oradaki milletvekili temsiliyetinin ittifak dışındaki siyasal partiler açısından muazzam sorun alanları oluşturması, bu temel bir sorun ve mühür konusu da yine aynı şekilde. O büyük ittifak alanı içerisine nereye mühür basarsanız basın üç yere yazılırken, diğer siyasi parti alanlarına basılan mührün sadece bir siyasal parti... Ve ben muazzam tartışmalar yaşanacağını düşünüyorum, o mührün taşmasının o küçük alan içerisinde -çünkü diğer alan için oldukça büyük bir alan ayrılmış- sorun yaratacağını düşünüyorum.
Baraj konusunda milletvekili temsiliyeti... Başkan müdahale etmeden önce onu söylemeye çalıştım; Milliyetçi Hareket Partisini de doğal olarak -belki haklıyken haksız duruma düşürücü ve- tartışmaya açıyor, sanki Milliyetçi Hareket Partisi bu ittifak alanında barajın kaldırılmasını kabul etmekle birlikte milletvekili dağılımında bir avantaj sağlıyormuş gibi bir tartışma da yaratıyor. Bu kanunun hazırlanış şekli dolayısıyla bu şekilde. Bunun böyle olup olmayacağını tabii... Çünkü -dün de söyledim- işte, alıp Cumhurbaşkanlığı seçimi ile milletvekili seçimlerini birleştirip aynı zarfa koyup aynı sandığa atmak da... Dün de konuştuk, belki seçmen gidecek orada tamamen başka bir irade ortaya koyacak ve bu konuştuğumuz yasaların hiçbir anlamı kalmayacak. Böyle bir durum da... Ama ittifak yapan partileri yasayla güvence altına almalarını ve kendilerini bir koruma altına almalarını tartışma konusu olarak düşünüyorum ben. Bunun dışında...
Bir de şunu söyleyeceğim... Belki bir daha söz hakkı olmayabilir, Genel Kurul çalışıyor, çok özür dileyerek Sayın Başkan, bir dakika içinde...
BAŞKAN - Buyurun.
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Bilemiyorum, diğer bütün milletvekillerimize geldi mi. Benim makamıma, benim ismime AK PARTİ Genel Merkezinden "ilgili makama" diye bir yazı geldi ve bu yazıda -kısaca söyleyeceğim- "Siyasi Partiler Kanunu ve seçim kanunlarıyla ilgili görüş ve önerilerinizi -bir mail adresi vermiş, buraya- göndermenizi..." diyor. İmza da "Ahmet Sorgun, Genel Başkan Yardımcısı, Seçim İşleri Başkanı, Konya Milletvekili."
Şimdi, Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben Parlamentoda görev yapan bir milletvekiliyim. Komisyonlara gelip görüşlerimizi..
BAŞKAN - Bir yanlışlık olmuştur. O herhâlde AK PARTİ'nin...
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Hayır...
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Herkese gitti. Sayın yetkili, ayıptır ya.
BAŞKAN - O zaman, demek ki genel merkezdeki teknik...
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Hayır, bizi iktidar partisi hep şu alana sıkıştırıyor...
BAŞKAN - Şöyle: Ben onu sorup öğreneyim, açıklayayım size.
Herkese mi geldi?
UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) - Herkese geldi.
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Siz, Cumhuriyet Halk Partisi komisyonlara gelip... "Gelin, efendim, görüşlerinizi ifade edin, önerilerinizi sunun." Biz milletvekiliyiz ve görüşlerimizi gelip önergelerimizle, kanun tekliflerimizle, araştırma önerilerimizle...
BAŞKAN - Onu ben bir sorayım arkadaşlar; herkese niye gelmiş, gönderilmiş, bir sorayım.
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Zaten ben bir milletvekili olarak gelip komisyonlarda görev yapıyorum. Biz görüş ve önerilerimizi kamuoyuna açık, tutanaklarda açık bir şekilde, partimin kurumsal kimliği altında Genel Kurulda ve burada dile getiriyoruz. Hayır, bizi şu alana sıkıştırdığınız için -belki bu da bize bir fırsat oldu- "Cumhuriyet Halk Partisi gelip görüşlerini sunmuyor, öneri sunmuyor." gibi bir algı yarattığınız için bunu da özellikle -tesadüf oldu sanırım- paylaşmak istedim.