AHMET SELİM YURDAKUL (Antalya) - Teşekkür ederim önce güzel sunumlarınız için.

Tabii, Türk toplumunun özelliklerinden bu, değil mi? Aslında, normalde mesela yurt dışına falan akademisyen hocalar çıkmıştır, böyle bir şey yok.

REHADER BAŞKAN YARDIMCISI DR. FARUK ALTINOK - Avrupa'yı gezdik biz.

AHMET SELİM YURDAKUL (Antalya) - Yani hiç böyle bir şey yok, her şey kural, standartlar falan, benzeri.

Şimdi, yapı doğru gibi, ben ilk defa buraya kadar sunum yapan STK'lar arasında yani en azından içerideki yapı anlamında -işleyiş demiyorum- yapı açısından akademisyen hocalar var falan, çok güzel; bu doğru gibi sanki ama tabii detaylı bilmiyorum, ilk izlenimim.

BAŞKAN - Kolay kolay Ahmet Hocadan böyle iltifat alamazsınız.

REHADER BAŞKAN YARDIMCISI DR. FARUK ALTINOK - Deminden beri dinliyoruz, sağ olsun, teşekkür ederiz.

AHMET SELİM YURDAKUL (Antalya) - Ben biraz dobra dobra konuşurum, amacım üzüm yemek çünkü.

Şimdi, bu modeli sundunuz Hocam, bu, bilimsel çalışma gibi geldi bana, ben de bir akademisyenim. Yani şimdi bu modeli, aslında hakikaten denemek lazım ve hatta belki farklı modellerle -eğer varsa tabii- mesela 70 bağımlıyı alıp 30'unu bu gruba, 30'unu bu gruba biliyorsunuz bunu bilimsel çalışma olarak niye yapmıyorsunuz? Yani bunun, bu çalışmanın maddi desteğini TÜBİTAK ve benzeri her yerden alabilirsiniz. Neden, biliyor musunuz? Gerçekten, bu modelin eksiklikleri tamamlanır veya alternatif bir modelle çalışma yapılırsa ulusal programın içine konulabilir. Bunun ne yararı olabilir? Yani devletin otoriteleri tarafından -Sağlık Bakanlığı ve kimse- akredite edilmiş STK'ların uygulayacağı bir algoritma olabilir. Çünkü mesela biraz önce bir arkadaş geldi diyor ki "Ben şöyle yapıyorum." siz geldiniz "Ben de böyle yapıyorum." diyorsunuz, ondan önceki arkadaş da "Ben de böyle yapıyorum." diyor. Şimdi, kimin ne yaptığı, nasıl yaptığı belli değil. Herkes iyi niyetli mi? Mesela insan şurada dinleyince, evet ya iyi niyetli gibi geliyor ama tabii çok kötü niyetli olanlar da vardır veya iyi niyetli olup da yanlış hareket edenler de vardır ama ben şimdi karşımda bir akademisyen falan görünce, tabii hocalarım olduğu için rahat ediyorum, psikiyatri bölümü falan, oh diyorum, zarar gelmez diye bir yargı oluyor en azından, o yüzden bilimsel çalışmalar yapmanızı öneririm.

Biz şu anda milletvekiliyiz, yasamadayız, bize ne öneriyorsunuz? Yani siz anlattınız kendiniz ama "Hocam, yasama olarak şu yasayı çıkartırsanız, böyle böyle yaparsanız bize -bize derken bağımlılara- faydalı olursunuz." anlamında ne öneriyorsunuz, bunu soruyorum.

Slaytları tabii istiyoruz, onu Başkanımız söyledi.

Hocam, önleyici tedavi: Sayın vekilime katılıyorum, bizim Milliyetçi Hareket Partisi olarak zaten sağlıkta da politikamız önleyici, koruyucu sağlık politikası. Peki, o zaman bu madde bağımlılarını tedavi etmeden ziyade, özellikle riskli gruplar veyahut da diğer çocuklarımız üzerinde ne öneriyorsunuz? Mesela bakın, ben şunu öneriyorum, doğru mu? Bu konuda ilkokul 1'den itibaren eğitim. Etkili iletişim tekniklerini öğretmek ilkokul 1'den itibaren yani "hayır" demeyi öğreteceğiz çocuğa, stresle başa çıkmayı öğreteceğiz; bu, iletişim teknikleri içerisinde, siz de biliyorsunuz. Sportif, kültürel faaliyetleri ilkokul 1'den itibaren öğreteceğiz. Belediyelerin esas görevi rehabilitasyon programlarını destekleyip bu sportif, kültürel alanda iş birliği yapmak. Bir de en baştan itibaren söyledim, siz yoktunuz, bunun koordinasyon merkezinin -devlet otoritesi- Sağlık Bakanlığı çerçevesinde veya Başbakan Yardımcılığı kontrolünde olup geri bildirimlerinin alınarak etkin bir kontrol sisteminin kurulması. O zaman hakikaten, insanlar da çocuklarını rahatlıkla gelip STK'ya -AMATEM'den veya şeyden sonra tabii- teslim edebilir diye düşünüyorum. Bu konudaki önerilerinizi istirham ediyorum.

Teşekkür ederim.