| Komisyon Adı | : | KADIN ERKEK FIRSAT EŞİTLİĞİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Cinsel istismar ve cinsel saldırı suçlarının önlenmesi çalışmalarına ilişkin görüşmeler |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 01 .03.2018 |
NURETTİN DEMİR (Muğla) - Sayın Başkan, teşekkür ederim.
Konuklarımıza da bilgilendirdikleri için çok teşekkür ediyorum.
Ben, öncelikle kadın doğum profesörüyüm, bilmeyen arkadaşlar için söylüyorum. Şu anda 68 yaşındayım, tabii ki bu meslekte yaklaşık olarak bir otuz kırk yıl... Yani ilk doğum yaptırdıklarım 40 yaşlarına geldiler, öyle söyleyeyim.
Bilimsel ve akademik değerlendirmelerden, yararlanmalardan uzaklaştıkça, siz istediğiniz cezayı getirin, istediğiniz hukuksal önlemleri alın, bu tür şeyleri önleyemezsiniz, önleyemeyiz de. Nitekim, sizin iktidarınız döneminde birçok yasalar gelmiş geçmiş, cezaları artırmışsınız ama olaylar azalmamış. Ben, özellikle günümüzde konunun çok daha büyük bir boyutunun olduğunu düşünüyorum çünkü eğitimden uzaklaştıkça -Suriyeli vatandaşlarımız geliyor o kadar- ve özellikle kapalı bir toplum yapısına doğru gittikçe bunları sayısının çok daha fazla, çok daha korkutucu olduğu inancındayım. Siz "kastrasyon" deyin, ne derseniz deyin, cezaları artırırsanız bu olaylar azalmaz, daha da artar. Endokrinolojik olarak da görmüyorum konuyu. Biraz önce sayın vekilimizin de dediği gibi, bu tür olayların temelinde tabii ki, sosyoloji ve psikolojiden çok yararlanmamız lazım ama hiç konuşulmadı bu konu, belki Sayın Vekilim biraz sonra değinir, mesleği. Sosyolojik, psikolojik ve eğitim yönü çok önemli toplumun. Yani nereden nereye geldiğimize bakmak lazım. Sayın Doğan biraz önce dedi ki: "Komisyonumuzun bilirliği, işte, muhalefet kesimi falan yok." Ben oranına baktım burada, iktidar partisi bizden az oran olarak baktığımızda.
Şimdi, birbirimizden bu konuda yararlanmamız lazım. Şimdi yararlanamadığımız zaman bir sonuca varamayız. Ben, burada bir siyasetçi olarak değil, bir akademisyen, bir baba, bir dede olarak konuşuyorum; gerçekten utanıyorum bu sorunları biz çözemediğimiz için. Hepimiz sorumluyuz arkadaşlar, hepimiz sorumluyuz bu konuda.
Bakın, ben aynı zamanda Cumhuriyet Halk Partisi Cezaevi Komisyonu üyesiyim. Küçük bir örnek vereyim: Edirne Cezaevine gittiğim zaman kadın koğuşunu gezdik, işte diğer koğuşları geziyoruz, bir koğuş da cinsel suçlar koğuşu. Cinsel suçlar koğuşunda 19 tane genç var. 19 gencin yaşı 15-17 yaş, hatta 14-17 yaş arasında. Bu çocukların hepsi de cinsel suçtan dolayı içerideler. Ve çoğu da özellikle bu olayları yaşamış ve bunu intikam duygusuyla yapmış. Tabii ki bir örnek bu değil, birçok yerde var da ben örnek olarak veriyorum. Dolayısıyla bu tür şeylere daha büyük, daha bilimsel, daha akademik bakmak lazım.
Sayın deneyim sahibi arkadaşlarımızın, önceki dönem milletvekillerinin, danışmanların dediği gibi, bunu nasıl önleyeceğiz, nasıl önlemeliyiz? Yani bu önlemi eğer biz konuşmazsak bir yere varamayız değerli arkadaşlar. Yani toplumda bunu nasıl önleyeceğimizi mutlaka çok değerlendirmemiz lazım, çok bilimsel yaklaşmak lazım. Ve gerçekten de hekim olarak da biliyorum, en büyük suç unsurunun temelinde endokrinolojik olarak değil yani cinsel başarısız olan, cinsel yaşamı yetersiz olan insanlar bu tür şeylere yöneliyor değerli arkadaşlar. Bugün kadınlar öldürülüyorsa bunun altında da bu yatıyor. Aldatma varsa bunun altında bu yatıyor. Sen şimdi cinsel başarısız olan bir insana kastrasyon yapsan, kimyasal kastrasyon yapsan ne olacak; zaten başarısız, başarısız olduğu için bu işleri yapıyor. Daha çok intikam duygusuyla toplumsal hastalığa doğru götüreceksiniz. Gerçek bu, bunları biliyorum, yaşamışım, 30 bin doğum yaptırdım ben. Yani bilimsel olarak çok iyi değerlendirmek lazım.
Çok da uzatmak istemiyorum, çok güzel konuşmalar oldu. Ama sorun hepimizin sorunu, ülkemizin sorunu ve gerçekten geldiğimiz noktaya baktığımızda siyasetin önemli bir kabahati var, eksiği var. Çünkü birbirimizi dinlemiyoruz, hep bakıyoruz ki savunma duygusu içerisine giriyoruz. Ya kardeşim, iyi de savun, ben de savunuyorum. Hadi ben ana muhalefet partisi olarak savunayım, siz AKP, iktidar partisi olarak savunun. Nereye varacak? Birbirimizi dinlemek zorundayız. Arkadaşlar, sakin düşünmek zorundayız çünkü bu çocuklar bizim çocuklarımız. Bu çocuklar bu hastalıklarla, bu sorunlar çözülmediği sürece daha büyük sorunlarla karşılaşacak. O nedenle eğitim çok önemli diye düşünüyorum. Eğitimi hemen hemen hiç koymadık işin içine. Mesela, cinsel eğitim tabu kardeşim. Niye tabu yapıyorsun yani? Bunu psikologlar mı verecek, kim verecekse... Adabı var, Batı'da bunun yöntemi var. Herkesin babası anası cinsel eğitim veremiyor ki. Yani bir gün eşim dedi ki "Oğlan büyüdü, 12 yaşına geldi; şununla bir konuşsan, birazcık cinsellikten bahsetsen." dedi. Bir gün oturdum, karşıma aldım, bu işi de bilen bir kimse olarak dedim ki: "Oğlum, işte, biliyorsun erkek var, kız var." dedim. "Baba, geç onları, geç. Ben bunları çoktan öğrendim." dedi. Şimdi, bu bir gerçek. Hayatın gerçeklerini biz önümüze koymadığımız sürece, konuşmadığımız sürece, birbirimizle kol kola fikirlerimizi söylemediğimiz sürece istediğin kadar AKP'li ol, istediğin kadar CHP'li ol, istediğin kadar kendini savunmaya kalkış acıyı çeken çocuklarımız oluyor.
Saygılar sunuyorum, teşekkür ediyorum.