| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 19 .11.2014 |
MEHMET DOMAÇ (İstanbul) - Sayın Başkanım, çok teşekkür ediyorum. Önce ÇAYKUR yöneticilerine de hoş geldiniz.
Şimdi, biz burada bir ikilemi yaşıyoruz sanıyorum yani Rize çay demek, çay da ÇAYKUR demek orada. Böyle bir bağlantısı var; şehir, üretim ve insan ilişkisi bağlantısı var. Böyle baktığımızda şehre hayat veren bir kuruluş burası ve Türkiye'deki çay, çaya da nitelik ve kalite kazandıran bir yer. Ayrıca giderek gelişen ve giderek niteliği artan bir çay üretimi var ve giderek de ürün farklılaştırmakla birlikte dünya pazarlarında ortaya çıkan çayları takip edip Türkiye piyasasına sunan bir ÇAYKUR var. Yatırımları ve gelecek vizyonları giderek gelişiyor ve bir müddet sonra kârlılık konusunda da belli bir yere varacaklar.
Şimdi bu kârlılığa baktığımızda iki konu kârlılığı sıkıntıya sokuyor. Bir: Bizim Parlamentodan çıkardığımız bir yasa var. Yani biz, geçici işçileri zorunlu istihdama tabii tuttuk yaklaşık 3 bin civarında işçiyi zorunlu istihdama tabi tuttuk. Bunlar geçici işçi olduklarında dört ay kadar sürede çalışıyorlardı ve dört aylık maaş alıyorlardı, daha sonra sekiz ay maaş almaya başladılar ve bu sıçrama yani zararın sıçrama noktası orada.
BÜLENT BELEN (Tekirdağ) - Maliyet giderlerine bakarsanız orada işçilik şeyi yok.
MEHMET DOMAÇ (İstanbul) - ÇAYKUR'un birincisi yani istihdamdan kaynaklanan...
ABDULLAH LEVENT TÜZEL (İstanbul) - Yani zarar işçiden kaynaklanıyor.
MEHMET DOMAÇ (İstanbul) - Efendim işçi, şöyle, yanlış anlamayalım, birbirimizi iyi anlamaya çalışalım.
NECATİ ÖZENSOY (Bursa) - Maliyeti ne kadar?
MEHMET DOMAÇ (İstanbul) - Maliyetleri söyleriz.
Birbirimizi iyi anlayalım. Bu tür kurumlarda belli zaman dilimi içerisinde çalışıldığı için o zaman dilimi kadar istihdamda bulunuyordu, sonra biz buradan Parlamentodan bir yasa çıkardık, onu sürekli hâle getirdik, o çalışanları.
Birincisi bu.
(Gürültüler)
Arkadaşlar, ben, sizi dinledim yanlışım varsa düzeltirsiniz, ben sizin yanlışınızı düzeltmiyorum. Ben sadece durumu anlatmaya çalışıyorum.
BAŞKAN - Evet, Sayın Domaç uzun sürede alt komisyonda da başkanlık yapıyor.
MEHMET DOMAÇ (İstanbul) - Yani kaç yıldır ben ÇAYKUR alt komisyonu üyeliği yapıyorum ve karınca kararınca da bu işi bildiğimi zannediyorum.
İkincisi ise finans meselesinden kaynaklanıyor yani burada açıkça söylendi. Yaklaşık 25-30 milyon civarında bir finans sorunu var ÇAYKUR'un. Diğeri de oradan kaynaklanıyor. Şimdi böyle baktığımızda ÇAYKUR, evet, bunları da sağlasak birebir kârlı hâle gelmez ama yani zararları çok düşük noktada kalır. Bu devasa kuruluşa baktığımızda burada bahsettiğimiz zarar yani içselleştirilebilecek bir zarardır, böyle bakarsak. Şimdi, diğer anlamda baktığımızda, örneğin bir Ankaragücü var Ankara'da, MKE Ankaragücü vardı. MKE Ankaragücü'ne Makine Kimya sahip çıkmadı hiçbir şekilde, o şimdi nerede olduğu belirsiz ve bir de hangi ellerde kaldığı belirsiz hâle geldi. Şimdi, bir şehre baktığımızda sosyal hayatıyla, ekonomisiyle, oranın insanını eğitimiyle o alanda ÇAYKUR etkin. Bu etkin olması da çok doğal. Ayrıca ÇAYKUR'un reklama da ihtiyacı var. Kulübün adı da zaten ÇAYKUR Rizespor. Bugün değil, kurulduğundan beri öyle, yani şimdi değil. Şimdi olaya baktığımızda, evet, bir reklam parası veriliyor ama ÇAYKUR orada reklamını da yapıyor. Bunları böyle görmemiz lazım.
Şimdi arkadaşlar, zaman zaman işte milletvekili niye orada, bakan niye orada falan. Arkadaşlar biz siyasetçiyiz ya, niye kendimizi bu kadar kötümsüyoruz ya. Biz siyasetçiyiz, sonuçta biz bir yerde gidip iş yapmayacak mıyız dışarıda? Yani bizim 30, 35 yaşında arkadaşlarımız var milletvekilleri ya. Yani 32, 35 yaşında, bunlar parlamenterliği bıraktığında, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliklerini bıraktıklarında bir yerlerde iş yapmayacaklar mı? Bunlar kabiliyetli, becerikli insanlar bunlar ya. Yani bunlar kabiliyetlerini ve becerilerine bir yere aktaracaklar. Yaşamın bir alanına aktaracaklar. Yani buna biraz kendimiz toptan bakmalıyız, tümden bakmalıyız. Tümden baktığımızda durumu çok rahat göreceğiz.
Şimdi bir, iki şey daha söyleyeceğim Başkanım müsaade ederseniz.
--0---
MEHMET DOMAÇ (İstanbul) - Şimdi, evet ÇAYKUR piyasayı belirliyor ve ÇAYKUR oradaki üreticiyi koruyor kolluyor. Es kaza ÇAYKUR olmazsa bugünkü çay alım değerleri yarı fiyatından daha aşağı iner ve ÇAYKUR olmazsa alım vadeleri 4 katına çıkar, 5 katına çıkar, hatta çay üreticisi para alamaz, işlenmiş çayı alır, "Buyur sen sat." derler ona. İşlenmiş çayı verir, verdiği özel teşebbüs "Buyur sen sat." der ona. ÇAYKUR bunu dengede tutmaya çalışıyor ve bu dengeyi de sürekli geliştirmeye çalışıyor. Bunu da ürünleri çeşitlendirerek yapmaya çalışıyor "Organik çay" diyor, destek veriyor, daha başka alanlara destek veriyor. Bunu devam ettiriyor. Evet, kotalar var, doğru ama kotaları koymak da şuradan kaynaklanıyor: Bu kadar çayı alma imkânına sahip değil ÇAYKUR. Alsa dökecek, atacak çünkü tüketim miktarı belli bir rakamda Türkiye'de. Az önce bahsettiniz kaçak çay var. O kaçak çay Türkiye'ye giriyor, yıllardır giriyor bugün değil ve bu herhangi bir ürüne benzemiyor bu. Bu alışkanlık yaratıyor, damak alışkanlığı yaratıyor. Bu damak alışkanlığı ortaya çıktığı zaman artık o kaçak çay dediğimiz çayı kişiler terk etmiyorlar. Siz, başka bir ürün kaçakçılığı olsa bu çözülebilir ama damak alışkanlığında isteniyor, talep ediliyor. Bunu ortadan kaldırmak için çaba harcıyor ÇAYKUR elindeki olanaklar içerisinde. Dolayısıyla şöyle bakmamız lazım: Evet, bu kurumu daha efektif yapmak lazım. Bu kurumu daha efektif yapabilmek için de Genel Müdür işte sunumunda söyledi. "Bir çay yasası çıkarmamız lazım." diyor. Evet, bir çay yasası çıkarmamız lazım ve bu çay yasasında da bizim ülkemizdeki çayın sorunları ve çözümlerini bir yasal dizge içerisinde ortaya koymamız gerekiyor ve çözmemiz gerekiyor. Evet, sendika var, sendikaların azaldığı toplumda, sendikaların giderek çok az bir kesimde olduğu bir toplumda yani bizim toplumumuzda doğru oldu diye söylemiyorum, yanlıştır, sendikalar, sendika işlemleri devam ediyor ve şunu belirtmek isterim ki, ÇAYKUR daha fazla işçi çalıştırırsa, bundan çok daha fazla işçi çalıştırırsa ÇAYKUR'un zararları giderek katlanacaktır. Bunu optimum seviyede tutmak zorundadır. Daha fazla istihdam demek yani 4 işçinin yapacağı işi 2 işçi yerine 4 işçi istihdam ettiğimizde bugünkü ÇAYKUR 20 bin kişiye çıkacaktır çalışan sayısı. 20 bin kişiye çıkan ÇAYKUR'la bizim bunu sürdürebilir hâlde olmamız mümkün gözükmüyor ama üretimi artırıp bunu dış pazarlara satıp oradan birtakım girdiler sağlarsak, bu olabilir ama bunun bir dış dünya dengesi var, bunun da altını çizmek isterim. Yani dış dünya dengesi de şu: Siz Seylan çayı, Çin, Hindistan gibi ülkelerin çaylarıyla aynı nitelikli, aynı kalitedeki çaya onların da altındaki fiyata vermek zorundasınız o zaman, bu dengeyi bulmak zorundasınız. Ben şöyle bakıyorum olaya: Zorunlu çıkardığımız yasalardan doğan bir şey var, sermaye yetersizliğinden doğan bir şey var ama ileriye doğru perspektifler bunları alt edecektir diye görüyorum.
Teşekkür ediyorum.