HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü, ÇAYKUR kısaca adı, zarar ediyor. Şimdi, bu ÇAYKUR'un çay piyasasını düzenleme görevi olan aşağı yukarı böyle bir sorumluluk da yüklenmiş vaziyette, Türkiye'deki çay üretiminin en önemli ayağını karşılıyor.

Şimdi, baktığınız zaman yıllardır bir görüş var: "Devlet fabrika çalıştırmaz." Bu görüşü şiddetle savunuyor arkadaşlarımız. Bugünkü Hükûmetin derdi, ekonomilerdeki görüşü de aynı, niye çalıştıralım ya, şimdiye kadar geldi, gelen tüm kuruluşlar burada bir bir elden çıkartılıyor ve satılıyor, özel sektöre devrediliyor, özelleştiriliyor. Ben kişisel olarak ve biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak özelleştirmeye karşıyız, o bir gerçek, realite ama Türkiye'de başka bir realite daha var. Bu ÇAYKUR'a özel bir realite var. Benim kentimdeki TÜPRAŞ satıldı, benim kentimdeki PETKİM kapatıldı, benim kentimdeki SEKA kapatıldı, benim kentimdeki Sümerbank da yok oldu, diğer kentlerdeki Sümerbanklar da kapatıldı, yine diğer kentlerdeki şeker fabrikaları ortadan kaldırıldı ya da satıldı. Bütün kentlerde bu var.

Şimdi, bakıyoruz Rize'ye özel bir durum var. Rize'ye özel bu durumda, ÇAYKUR bir arpalık olarak kullanılıyor, siyasi arpalık olarak kullanılıyor. Var, tabii, Karadeniz bölgesinde çeşitli yerlerde fabrikalar var. Ben isterim ki Bursa milletvekilinin, Tokat milletvekilinin, Nevşehir milletvekilinin, işte Sakarya milletvekilinin, kim varsa, kendi kentlerinde devlet fabrika çalıştırmaz mantığıyla hareket edip o fabrikaları satanlara, özelleştirenlere hesap sormalıdır diye düşünüyorum.

Şimdi, burada Rize'deki ÇAYKUR'a özel bir uygulama yapılıp, Türkiye'nin 80 ilindeki tüm işletmeler elden çıkartılıyorsa burada bir yanlış var demektir. Bu yanlışı da kâr etmesi gereken bir kuruluşun zarar etmesiyle zaten görüyoruz.

Daha önceki yıllarda da tartıştık, üretim yapan tesislerin kâr edebilmesi için bir defa ham madde maliyetleri var. Ham maddesi nedir ÇAYKUR'un? Çay. Çayın ham maddesinde fiyatları aşağı yukarı ÇAYKUR belirliyor, yani bu yönetim belirliyor.

Personel maliyetleri; şimdi bakıyorum, 1.200, 1.400'e yakın memur çalıştırıyor, işçi çalıştırıyor, fabrika sayısına böldüğünüzde çok fazla beyaz yakalıyı çalıştırdığını görüyoruz. Yine işçi istihdamında da aynı, çok fazla personel çalıştığına şahit oluyoruz.

Enerji maliyetleri var, enerji maliyetleri en büyük maliyet kalemlerinden bir tanesi. "Fueloilden doğal gaza geçtik." diyor. Kamer Bey açıkladı, şu anda Türkiye'deki en pahalı enerji kalemlerinden bir tanesi de doğal gaz. Bakmayın yaptığımız anlaşmalar sonucunda doğal gaz maliyetleri çok yüksek ama fueloilden daha ucuz olduğu için kullanıyorlar. Diğer endüstriyel kuruluşlar da bunu yapıyor, bunda bir problem yok doğal gaz kullanılması konusunda benim kişisel fikrim.

Bakım giderlerine bakıyorsunuz, bakım giderlerinde bir iyileştirme söz konusu değil.

Bir de maliyetleri artıran kalemler içinde stok maliyetleri vardır, inceledim, 64'üncü sayfadaki stokları. Stoğunuz da yok, hatta bazı stok kalemlerini de iyileştirmişsiniz ama şirketiniz zarar ediyor. Niye zarar ediyor? Siyasi arpalık olduğu için zarar ediyor. Niye zarar ediyor? Birilerine çıkar sağlamak için söylemeyeceğim, birileri bir siyasi rant elde etmek için zarar ediyor. Niye zarar ediyor? İşte Rizespor gibi bir kulübe 4,2 milyon TL'lik reklam... Zarar eden şirket banka faizi kullanıyor, 26 milyon TL banka faizi veriyor ama reklamını ihmal etmiyor. Benim kentimin günahı ne? 12 verip 1 alan bir kentin takımı BAL ligine düştü. Niye TÜPRAŞ'ı özelleştirdiniz, niye PETKİM'i, niye SEKA'yı sattınız ya? Ben de o SEKA'dan, TÜPRAŞ'tan 4 milyonlar, 5 milyonlar, 10 milyonlar alıp benim kentimin takımının da Birinci Lig'de oynamasını arzularım, isterim. Böyle bir gelenek yok. Bu şirket kâr edebilir arkadaşlar, eğer siyasi arpalık olmaktan kurtarabilirsek, eğer diğer kentlerdeki gibi şeker fabrikalarını nasıl özleştirdiyseniz, sattıysanız, kapattıysanız, nasıl Sümerbankları sattıysanız, özelleştirdiyseniz, nasıl SEKA'ları sattıysanız bu şirketi de özele verdiğinizin ertesi gün kâr edecektir.

ADNAN YILMAZ (Erzurum) - Özelleştirmeye taraftar mısınız?

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Şimdi, onu söyledim özellikle, bir fırsatçılık yapıp, bu söylemimden "Haydar Akar özelleştirme taraftarı." diye bir anlam çıkartmayın ama şu gerçeği tespit ediyorum: Eğer bu şirket emin ellere verilirse, doğru yönetilirse, Eti Bor'daki gibi bir yönetimle buluşturulursa, müdahale edilmezse ve siyasi arpalık olarak kullanılmaz ise kâr eder diyorum. Ne işi var eski bir milletvekilinin o yönetim kurulu başkanlığında arkadaşlar?

ADNAN YILMAZ (Erzurum) - Milletvekili değil, Bakan. Emin ellerde.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Hayır, çok nitelikli, kaliteli olabilir ben kişisel olarak onun hakkında tek kelime söylemiyorum ama eğer gerçekten bunu yapmak istiyorsanız çok dinamik, bu işleri yapabilecek kapasitede, Türkiye'de milyonlarca insan var ve hedef koyarsınız dersiniz ki: Bir yıl. Hedef koyarsınız, iki yıl. Bunu gerçekleştirdin gerçekleştirdin, gerçekleştirmedin, hadi bakalım yürüyeceksin dediğin zaman bu şirket kâr eden bir şirket hâline dönüşür diyorum. Böyle bakmak lazım, sizin de böyle bakmanız lazım. Siz söylediniz şimdiye kadar, bu kuruluşların zarar etme gerekçesi siyasetin buluşturulmasıydı eskiden. Şimdi, ÇAYKUR'da bundan daha fazlası yapılıyor. Bunu görüyoruz, şahit oluyoruz arkadaşlar, incelerseniz rakamları. Tamamen bir siyasi tercih sonucunda bu şirket bu hâle getirilmiştir.

Teşekkür ediyorum.