KOMİSYON KONUŞMASI

HURŞİT YILDIRIM (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; mücbir sebep, tabii, kanunumuzda pek çok kere tarif edilmiş bir özel hukuk hâli. Borçlar hukukunda daha genel tarif edilmiştir. İşte, Vergi Usul Kanunu'nun 13'üncü maddesinde tarif edilmiştir. Özel kanunlarda bunun bu şekilde tarifi sayın idare yetkilisinin de ifade ettiği gibi, kanunun kendi özel niteliğinden kaynaklandığını ben düşünüyorum. Tabii, mücbir sebep, kişinin iradesi dışında vuku bulagelen, önceden beklenmeyen mecburi hâller, işin niteliğinden anlaşıldığı takdirde mükellef tarafından istese de ortadan kaldırılamayacak gibi durumlardır. Önceden sezilemez, karşı konulamaz, beklenmeyen hâlleri ifade eder.

Buradaki "eşit süre"nin terkin edilmesini, buradan çıkartılmasını ben makul buluyorum. Sebebi de şu Sayın Başkanım: Çünkü zaten "Kanun lafzı ve ruhuyla meridir." deriz biz. Buradaki yükümlülükleri... Zaten mücbir sebep ortadan kalktığı anda bu da artık ortadan kalkar yani. Burada durmadan süreyi yenilemek, yenilemek, yenilemek yerine, belirlenecek bir süre manasına gelir. Bence, buradaki "eşit süre" yerine, zaten kanunun kendi lafzınden anlaşılan mücbir sebebin ortadan kalktığı tarihten itibaren bu süreç zaten kendiliğinden resen başlar.

Komisyon üyesi diğer arkadaşlarımızın ifade ettiği, "...kaynaklanan diğer benzeri haller..." denmesinin sebebi de kanımca şudur ki bunlar tahdidi olarak tek tek yazılamaz, örneklenemez çünkü bunun pek çok örneği vardır, sayısı vardır, oranı vardır. Mesela biz, 59'uncu maddeydi herhâlde, orada LPG'yle ilgili yüzde 20'yi yüzde 2'ye düşüren bir mesele koyduk stokla ilgili. Olabilir ki mesela, Türkiye'ye LPG hiç gelmiyor, üretilemiyor. Sadece arkadaşımızın söylemiş olduğu bu maddede değil, kanunun tamamı itibarıyla düşünmek gerekir.

Ben metin yazılımı ve metni yerinde bulduğumu ifade etmek istiyorum.

BAŞKAN - İşte, hukukçular da böyle. Bir hukukçu öyle söylüyor, bir hukukçu böyle söylüyor. Allah ellerine düşürmesin.

HALUK PEKŞEN (Trabzon) - Ben yasayı söyledim, beyefendi duygularını söyledi.