MEHMET ALİ EDİBOĞLU (Hatay) - Teşekkür ederim.

Soracağım soruların çoğu soruldu ama birkaç tane sorum yine olacak.

Anlaşılan ekonomi insan sağlığından, çevre ve doğadan daha önemli, öyle anlıyorum ben. Her şey ekonomik göstergeler için.

Şimdi, hiç sorulmayan ilginç bir soru soracağım size: Nükleer santralle elektrik üretilmeye başlandıktan sonra tüketici daha ucuz elektrik alacak mı? Fiyatlar düşecek mi yani bundan yararlanacak mı tüketiciler?

Yine, bir bilgi var bende. İşte Keban gibi, Atatürk Barajı gibi büyük santrallerimizin bugüne kadar tam kapasiteyle çalıştırılmadığı. Bu doğru mu? Doğruysa neden?

Yerli, bedava, çevreci kaynaklı rüzgâr ve güneşten Türkiye niye yeterince faydalanmıyor? Bu, herkesin bize sorduğu soru. Bugün Avrupa'da güneş yoksunu ülkeler hızla güneş enerjisine yönelirken biz yeterince yararlanmıyoruz. Biraz önce teşviklerden bahsettiniz ama -ben bilmiyorum- katılmıyorum görüşünüze.

Şimdi, yirmi yıl kendimizi bağlıyoruz, yirmi yıl satın alma koşulu getiriyoruz. Teknolojinin bu kadar hızlı ilerlediği bir çağda, bırakın yirmiyi iki, üç yıl sonra icabında 1 litre deniz suyundan bir nükleer reaktör kadar enerji üretilmeyeceğini kimse garanti edemez, çok ciddi çalışmalar yapılıyor bu konuda. Nasıl yirmi yıl kendimizi bağlarız? Yani bunun yanıtını merak ediyorum.

Kyoto'dan söz ediyorsunuz, gerçi konumuz nükleer ama dünya kadar, onlarca, yüzlerce termik santral ruhsatı vermeye devam ediyorsunuz. Ben Hatay Milletvekiliyim, sadece İskenderun Körfezi'nde yanılmıyorsam 12 tane termik santrale ruhsat verdiniz. Yakacakları kömürden, salınacak karbon monoksit miktarından doğaya vereceği zararı -ben tıp doktoruyum- çok iyi biliyorum. Niye biraz aynaya bakmıyorsunuz bu konuda?

Teşekkür ediyorum.