| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı (1/914) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 13 .02.2018 |
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Ben mesela, kamu görevlisi pasaportuyla yurt dışında okudum. Onun için, o pasaportunuzla okuyorsunuz, vize başka, pasaport başka. Hatta, bu resmî pasaportlarla vize almanız daha kolay oluyor çünkü karşıdaki devlet kamu görevlisi olduğunuz için biraz daha güvenilir görüyor.
BAŞKAN - Ülkeye göre değişiyor.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Yani en azından Amerika ve Avrupa için böyle.
BAŞKAN - Amerika için böyle değil.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Ben orada okudum.
BAŞKAN - Ben de kızımı okuttum. Kızım ile senin aranda biraz yaş farkı vardır herhâlde, sen bir iki yaş büyüksündür.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Var tabii canım, yeğenimizle de, senin ile benim aramda da var Başkanım yani. Sen Osmanlı'da okudun yani.
Şimdi, şöyle bir şey, birincisi: Bu maddenin ilk, orijinal metni kamu görevlilerine bu tip imtiyazlar tanınmalı mı, tanınmamalı mı? Bu tabii politik bir tercih. Yani 25 yaşına kadar... Bazen engelli çocuğu oluyor, başka bir şeyi oluyor, elbette ki o, ailesiyle gelip gidecek ama eğer bir şirkette çalışmaya başlamışsa artık o bir şirketin çalışanı, yetişkin bir çocuk. Hani, bizler de bundan yararlanacağız milletvekili olarak, samimi söylüyorum, kimse evladından ayrılmak istemez ama doğru değil çünkü diğer vatandaş bunu yanlış anlar, bizim, bu Parlamentonun önceliğini yanlış anlar. Bizim onlara örnek olmamız gerekiyor. Diyelim ki beraber yaşıyorsun, mesela, oluyor, engelli oluyor, başka bir şey oluyor ama 21 yaşında mühendis olmuş bir çocuk diğer mühendis çocuklar -bir de pasaport almayacak diye bir şey yok- gibi alacak. Bence biraz bu açıdan bakmakta fayda var. Aslında, Mehmet Bekaroğlu önemli bir konuyu gündeme getirdi, muradınız bu olmayabilir ama arkadaşlar, "dövizle askerlik hizmeti" diye bir şey var. Şimdi, şöyle bir durum düşünün: Çocuk yüksek lisans yapıyor Amerika Birleşik Devletleri'nde ve orada göstermelik bir şirkette de çalışıyor gösteriyor kendisini. Çünkü böyle şeyler oluyor; part-time çalışmalar oluyor, on-line çalışmalar oluyor, evde çalışma oluyor. Mesela, bir internet şirketinin, kurulmuş, küçücük bir internet şirketinin satış sorumlusu gibi görünüyor, aynı zamanda da master yapıyor ve bunu üç yıla tamamladığında dövizle askerlik hizmeti dediğimiz hakkı kazanmış olur. Şimdi, bu olur mu? Bunu bir düşünün. Burada hiçbiriniz belki böyle bir niyeti yoktur ama buna hukuki imkân açıyorsa özellikle, Afrin'deki şu durum karşısında... Hep de şöyle bir şey var ya hani, "Zengini bedel öder, askerimiz fakirdendir." kısmında çok yürek yaralayıcı bir duruma çıkarabilirsiniz. Onun için, bence, böyle bir durumun olup olamayacağını... Ben bunu yapıyorsunuz demiyorum, alınganlık göstermeyin, belki farkında olmadan bu sonuca varırsa kırılır insanlar diye söylüyorum. Onun için, bakın, böyle bir şeye hukuki imkân sağlıyorsa bence izin vermemelisiniz. Bence normalde, eşitlik ilkesi açısından da, çalışıyorsa çocuk artık kendisi bireydir, diğer çocuklarla aynı olsun.
Bu arada, Askerlik Kanunu'nu da arkadaşlar açıklayabilirler, o dövizli askerlik meselesini. Üç yıl kesintisiz çalışabiliyorsa bir meslek erbabı olmayarak dövizli askerlik, bedelli askerlik hakkı tanınıyor.
Teşekkür ederim.