| Komisyon Adı | : | MİLLİ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU |
| Konu | : | Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/2099) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 07 .02.2018 |
İMRAN KILIÇ (Kahramanmaraş) - Sayın Başkanım, Sayın Bakanım, çok değerli arkadaşlar, kıymetli hazırun; gerçekten konuşmalardan çok faydalanıyoruz. Bu Komisyonda Türk eğitim sisteminin her meselesini çok kere konuştuk; çok da faydalı oldu, çok güzel fikirler ortaya atıldı, düşünceler ortaya atıldı. En son YÖK'le yapmış olduğumuz toplantıların tekrar bu teklifin hazırlanmasına etkisi oldu, buna sevindik. Ziya Paşa'nın dediği gibi, tesâdümüefkârdan belki hakikat doğar yani herkesin düşüncesini, fikirlerini ortaya atmasından ve açıkça konuşmasından gerçekler ortaya çıkıyor, yol alınıyor ama şunu da unutmayalım ki: Türkiye eski Türkiye değil. Bugüne gelişimizde eğitimli insanlarımızın katkısı ve bu insanların yetiştirilmesine eğitim sistemimizin verdiği şeyler unutulamaz, unutulmamalıdır. Bir kere, artık bütçemizi kendimiz yapıyoruz. Bu ülke kendi bütçesini yapmak için dışarıdan uzman ithal ediyordu, o dönemleri yaşadık biz. İşte, savunmada, tıpta, teknikte, teknolojide, göz kamaştıran şehirlerimizin yapısı, bu inşaat alanlarında, tünellerde, köprülerde; bizim üniversitelerimizde eğitim görmüş insanların emekleriyle bunlar ortaya çıkıyor. Bunu yadsıyamayız, emek veren herkesten Allah razı olsun.
Ama eğitim planlamasına ihtiyaç var çünkü mevcut eğitim sistemiyle istihdam konusunda bir işsizler ordusu, diplomalı işsizler ordusunun kapımıza dayandığını ve bu sorunun hepimizin, iktidarıyla muhalefetiyle bizim sorunumuz, bu ülkenin sorunu olduğunu görmezlikten gelemeyiz. Kaliteyi artırmamız gerekiyor, insanımıza güvenmemiz gerekiyor.
Bununla beraber, buradaki bir kısım eleştirilerden de incinmedim değil. Ülkenin yönetimi siyaset eliyle olmaktadır ve bundan sonra da öyle olacaktır. Siyaset yetkisini milletten alır ve alıyor, yönetimi millet adına yapar ve yapıyor ve nitekim, biz de burada milletten almış olduğumuz yetkiyle konuşuyoruz. Bu meselelere bizden başka da konuşacak birçok kişi olduğu hâlde onlar gelip burada konuşamıyorlar, biz konuşuyoruz. Niye? Siyaset olarak milletimiz bize yetki verdi, o yetkiyle burada konuşuyoruz. Bundan eski vesayet odaklarının rahatsız olduklarına şahit oluyoruz. Hükûmet götürüp hükûmet getirmek için bilimi, eğitimi bir kenara bırakıp cüppeleriyle yürüyen sözüm ona öğretim üyelerini unutmadık, unutturmayacağız. Dönemimizde akademik eğitim belli bir elit kesimin lüksü olmaktan çıkarılarak tabana yayılmış ve büyük ölçüde eğitimde fırsat eşitliği sağlanmıştır. Sorun kalitenin artırılması sorunudur. Başörtülülerin ikna odalarına alındığı dönemlerde acaba ilim, bilim, yabancı dil bunun neresinde vardı? Gelin hep beraber bilimi, ehliyeti, kaliteyi konuşalım, dili konuşalım. 28 Şubat sürecinde bu ülkede nasıl jüriler kurulduğunu ve neler yaşandığını bazıları unutmuş gözükebilirler ama milletimiz unutmadı. Birbirimize güvenelim, üniversitelerimize güvenelim, akademisyenlerimize, hocalarımıza güvenelim, insanımıza güvenelim.
Ama bir konu var ki bunu ailelerimizde yaşıyoruz, hepimiz yaşıyoruz, iktidar, muhalefet, milletimiz yaşıyor; değerler eğitimine eğitim sistemimizde önem verelim; hakka, hukuka, bilime, yardımlaşmaya, dayanışmaya, harama, helale, değerler eğitimine dikkat edelim. Değerler eğitimiyle insanlarımızı donattığımızda, şurada konuştuğumuz bir kısım sorunların da kendiliğinden çözüldüğünü göreceğiz çünkü insan çok girift bir varlıktır, insanların zihinleriyle beraber vicdanlarına da hitap etmekte fayda vardır diyorum.
Hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.