BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakan, değerli hazırun; şimdi, bugün burada tek kamu hesabı, tek Hazine kurumlar hesabını konuşuyoruz ama bu, tabii, bizim Türkiye'de yeni gördüğümüz, yeni bildiğimiz veya karşımıza yeni çıkan bir olay değil. Bunun için ta 1997 yılına dönmek gerekiyor ve o günden başlangıcına bakıp buraya nasıl geldiğini de beraberinde değerlendirmek gerekiyor bence. Çünkü o zaman 1997 yılındaki, daha çok, borç yönetimi ve nakit gücüyle o borç yönetimini sağlayabilme amacıyla ortaya çıkmış olan bir tercihle uygulamaya başlanmış, Merkez Bankası ve Ziraat Bankasının Merkez Bankasına bağlı olarak hesaplarında aktarılma sağlanıp daha sonra da bu bankalar ve Hazinenin arasındaki kendi içlerindeki haftalık hesap özetleriyle işlemin yürütüldüğü bir konu yani yirmi bir senelik bir geçmişi var açıkçası. Ama sonra tabii, Maliye Bakanlığı ve Maliye Bakanlığının uygulamaları açısından baktığımızda genel bütçe kapsamındaki pek çok hesaplar, benim bildiğim kadarıyla, günlük olarak takip ediliyor, değil mi Sayın Bakan veya Sayın Müsteşar? Yani bütün genel bütçe içerisinde var olan kurumların hesaplarını siz iyileştirdiğiniz programlarınızla da beraber günlük olarak takip ediyorsunuz.

HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI KAMU FİNANSMANI GENEL MÜDÜR VEKİLİ MEHMET EMRE ELMADAĞ - Kamu Haznedarlığı Tebliği'yle takip ediyoruz.

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Takip ediliyor bütün genel bütçede ama şimdi burada yapılan, çok açık, düzenleyici, denetleyici kuruluşlar, özel bütçeli kuruluşlar, Sosyal Güvenlik Kurumu, İŞKUR gibi özel bütçeli olan kurumları da bu hesabın içine dâhil etmek, öyle mi? Ve hep konuştuğumuz bu İşsizlik Fonu ve onunla ilgili olarak bu yapıda bu İşsizlik Fonu bunun içinde olmayacak mı? Olacak.

HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI KAMU FİNANSMANI GENEL MÜDÜR VEKİLİ MEHMET EMRE ELMADAĞ - Şöyle bir açıklama getirebilirim isterseniz...

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Şimdi, devam edeyim, siz sonra devam edersiniz.

BAŞKAN - Siz dinleyin, diğer arkadaşlar da söz talebinden sonra...

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Ve sonuçta, mesela, bunun içinde düşündüğümde -bir KHK'yleydi galiba- geçen sene -3 milyar dolar mıydı- Savunma Sanayii Fonu'nun parası da alınmıştı. Bu iade edildi mi, edilmedi mi, onu da bilmiyorum.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - İade edildi, erken bile iade edildi.

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Edildi mi? Yani bilmiyorum, bir uygulamaydı yani soruyorum. Yani edildi mi, edilmedi mi bilmediğim için onu soruyorum, bilmiyorum dedim. Yani böyle birtakım uygulamalar yapıldı.

Şimdi, daha çok, bakıldığında, para ihtiyacı olan kurumla, parasını, nakdini bu hesaba dâhil etmiş olan kurum arasında Hazine hem kendi nakit dengesini sağlayacak hem borç yönetimini sağlayacak hem de bu işlemler gerçekleşecek. Peki, şunu merak ediyorum: Para ihtiyacı olan kurum, edinimini yani borcunu yerine getirmezse, bu kısa vadeli bir işlem olmayıp da daha uzun vadeye tekabül ederse o zaman tekrar zamanında çıkarılmış kısa vadeli avans uygulaması, Merkez Bankasının uyguladığı bu sistem mi gündeme gelecek?

Ondan sonra, çok dile getirdiğimiz, bizim para politikamızla ilgili ve bu para politikasının, parasal yapının özelliklerini belki bir zaman sonra zorlaştıracak uygulamalarla karşılaşacak mıyız veya bugün için sorunları ötelemek için ortaya konulan bir yeni model olarak mı karşımıza çıkıyor? Kalıcı çözümü ne olacaktır diye merak ediyorum.

Teşekkür ederim.