KOMİSYON KONUŞMASI

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın hazırun; üzerinde değerlendirmeler geniş çaplı yapıldı, hem yöntem hem de finansman kaynağı açısından bu değerlendirmeleri de sivil toplum kuruluşlarımızın, meslek örgütlerimizin değerlendirmesini de aldık ancak ben sadece somut bir iki şey sormak istiyorum.

Sayın Bakanım, bu teşvikler çok güzel, teşviklerle ilgili hedef güzel yani işsizliği önleyelim, ekonomik aktivitemizi artıralım, yatırımlarımızı artıralım, Türkiye'deki işleyen tabansal kaynağı çok daha güzel noktada değerlendirelim ve katma değer yaratarak rekabetimizi artıralım. Gerçekten, bunlar üzerinde tartışacak, kabul etmeyecek diye bir bakış açısı zaten söz konusu olamaz. Ancak biraz önce işveren sendikalarından değerli hukukçu hanımefendinin söylediği bir şey var; Türkiye'de teşvikler çok fazla ama bu teşviklerin karmaşasından kim, nasıl, nerede yararlanacak, o konuda büyük bir muallaklık söz konusu oluyor, onun üzerine bunları çözmek için de danışmanlık firmalarının yeni bir mesleki alan genişleterek önemli bir işlev yerine getiriyor gibi bir sürecin işlediği... Şimdi, gerçekten öyle. Yani, baktığımızda, işte Maliye Bakanlığı ve ona bağlı olarak vergiyle ilgili teşvikler var; Ekonomi Bakanlığı, Sanayi Bakanlığı, pek çok teşvik var. Niye bunlar toplu değerlenip kullanıcının faydalanacağı bir portal veya bir çalışma hâline dönüştürülmez ve güncellenmez yani güncelliği sağlanarak takibi sağlanamaz?

İkincisi: Bu karmaşa... Tabii, biz her gün bir torba yasayla bir şey ekliyoruz, çıkarıyoruz. Torba yasanın bir haksızlığı da budur; mevzuatın içinde yarattığı belirsizlikten dolayı eleştirmişizdir. Bunu da önleyecek olan bir çalışma olarak kendini gösterir. İkincisi, baktığınızda, İşsizlik Fonu'nun -dün de söylemiştim- değerlendirilmesi noktasında bir fon bile olarak düşündüğünüzde Türkiye'de ortalama yatırım fonları vardır, onların getirisinin bile altında, enflasyonun altında erimiş bir rakamla karşımıza çıkıyor. Yani böyle bir fonun hem işletilmesi hem kullanılması ve kullanım alanlarının yaratılmasında adaletsizlikler var. Buradaki eleştirilerin de çoğu o noktadan geliyor. Buna da bir çözüm yaratacak, bence oradaki sorgulamaları önleyecek bir değerlendirme olması şarttır diye düşünüyorum.

Üçüncü sorum da şu: Şimdi, hakikaten istihdam yaratmak amacıyla, iyi niyetle çıkılan yolda fiktif istihdam rakamı yaratıldığının tespiti veyahut bu yöndeki bir gerçekliği nasıl önleyeceksiniz? Şimdi, bir şirketin, diyelim ki -imalat sanayi veya diğer şirketlere de sektörlere de belli teşvikler veriyorsunuz- böyle bir elemana ihtiyacı var veya yok, aldı, çalışmalarında, yaptığı işte... Bir şirketi düşünün, 2 kişi çalıştırıyor, hiçbir şey yapmıyor ama burası bir anonim şirket hatta ama tabela duruyor, kendisi gidiyor geliyor, açıyor, "Hadi bir kişiyi daha alayım içeriye." ama baktığınızda rakamlarda, istatistiklerde 1 yerine 2 kişi çalışıyor gözüküyor, bizim de işsizlik ve istihdam rakamlarımızdaki iyileşmenin göstergesi oluyor. Bu, fiktif bir iyileşme... Bu sizin için de sizi sorgulatacaktır. Yani işveren açısından bir kriter ve bir değerlendirme yöntemi ortaya konulmazsa sizin yaptığınız işsizlikteki iyileştirme değerlendirmesi "Tamamen fiktiften kaynaklanan bir geçici pozisyon mu?" sorgusu da gelecektir. O yüzden, işveren açısından bu şeyi sağladığınız... Çünkü, çalışacak kişi için sıralamalar olmuş, 3 tane başlık peki, işverenin kriterleri nedir açıkça burada? Bu hakkı elde edip kullanacak olan işverenin kriterleri nedir?

Teşekkür ediyorum.