BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim.

Sayın Bakanım, teknik olarak da sorarız ama öncelikle bu konunun siyasi olarak değerlendirilmesi lazım.

İşverenlere böyle bir avantaj sağlıyorsunuz. Türkiye'nin en büyük sorunudur; işsizlik, istihdam. Bu konuda bir adım atıyorsunuz, bunu desteklemememiz mümkün değil, tabii ki destekleyeceğiz fakat yaptığımız işin, bu çabanın bir şeylere değmesi lazım. Şimdi, hesabınıza göre, 3 milyar 400 milyon İşsizlik Fonu'ndan bir ödeme yapılacak buraya. Geçmişte buna benzer işler yapıldı. Bakıyorum, onlara baktım ben: Zorunlu sigortalı sayısı Aralık 2015'te 13 milyon 999 bin, Kasım 2017'de 14 milyon 555 bin. İki yılda -ki bu arada, biliyorsunuz, sizin buna yönelik Hükûmet olarak çabalarınız oldu- 14 milyondan... 555 bin artmış, iki yılda 555 bin zorunlu sigortalı sayısında bir artış var. Ondan önce seçimler sırasında bir artış söz konusu, ondan sonra tekrar düşme söz konusu. Ya, bunları yapıyorsak gerçek anlamda yapalım. Bunun fondan karşılanması bir kere büyük bir yanlışlıktır, İşsizlik Fonu'nun kullanılması bu iş için büyük bir sıkıntı, onu ayrıca konuşacağız ama böyle bir iş yapıyorsak bunun bir sonucunun olması lazım. Bakıyoruz, geçmişte yaptıklarınızda sonuç çıkmamış, sigortalı sayısında gerçek anlamda bir artış söz konusu olmamış. Bunlar, bu verdiğim rakamların önemli bir kısmı da kamuya ait iş yerleridir muhtemelen. Bunları dikkate alınca bu 3,5 milyara yazık değil midir? Bu parayı madem veriyoruz, o zaman doğru dürüst bir iş, bir şey yapalım; burada işverenlerin de işçi sigortalarının da fikirlerini alalım. İstihdamı artırmak basit bir iş değil, kolay değil. Bu, sadece seçime yönelik bir yatırım gibi görünüyor, onu bile karşılayacak durumda değil. Yani bunun yapılması yazıktır, günahtır. Doğru dürüst, dişe dokunur, gerçek anlamda istihdamı sağlayan, işsizliği önleyen bir iş yapalım bu kadar para harcadıktan sonra. Nedir, bunun başka bir gerekçesi olması lazım? Nedir, seçim dışında başka bir gerekçeniz var mı Sayın Bakanım, Hükûmet olarak?

BAŞKAN - Sonra alalım cevapları, Bülent Bey, siz tamamlayın.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Siz suyunuzu için Sayın Bakan, zor sordum biliyorum.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Hayır, cevaplayabilirim canım. Bir sorunum yok yani.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Her şeyi cevaplarsınız da ne kadar karşılar? Yoksa cevap vermemeniz mümkün değil.

BAŞKAN - Cevapları toptan alalım Sayın Bakanım.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Bir konu dışında her şeye cevap veriyorsunuz.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Hangi konu?

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Ne kadar yurt dışından para geldi, kaç kişiye geldi, onlara cevap vermiyorsunuz.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - İyi para geldi, iyi para geldi yani.

BAŞKAN - Ya, illa karşılıklı diyalog...

GARO PAYLAN (İstanbul) - Sıcak para geldi.

BAŞKAN - Tamamladınız mı Sayın Kuşoğlu?

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Tamam.