KOMİSYON KONUŞMASI

MUSTAFA ILICALI (Erzurum) - Başkanım, çok teşekkür ederim; Komisyon üyesi olmadığım hâlde ilk sözü verdiniz, nezaketinize teşekkür, bir daha söz verdiniz.

İkinci kere daha söz almamın çok önemli bir anlamı var. İlk sözü alırken bazı söylediklerim belki yanlış anlaşılmış olabilir. Bu arada da bütün konuşmalardan şu anda bir avantaj sağlayarak esasında bir ortak akıl yakalandığını görüyorum. Ben de bu toplantıya -bir iktidar partisi milletvekiliyim ama- burada söz edildiği gibi, akademik kimliğimle geldim çünkü kanun teklifinde benim grup başkan vekilimin imzası var.

Şu anda ben iki konuda eleştiri yaptım: Bir, yabancı dil; ikincisi, sözlü sınav. Esasında, bugünkü şartlarda da bu ikisinin çok iyi olduğunu söylemiyorum yani ilk sözü de aldığım için... "Ya, yabancı dil puanı bizim zamanımızda 70'ti, şimdi 55'e düştü." 45 olur, 30 olur, o değil; benim zamanımdaki 70'te okuduğunu anlama ve yazmaya yönelik muazzam kafa yoran bir sınav sistemi vardı, yabancı dil; o manada onu vurguladım. 72 alan ile 64 alan arasında acayip fark vardı yani mesela, bir sınavda 64 alıyor, 65 alıyor, 70'i geçmek için başka bir eylem yapması lazım, daha iyi okuyup anlaması lazım. O tip bir sınav sistemine göre söyledim yani puan üzerinde durmadım.

Diğer tarafta da ben mühendislik dalındayım yani belki diğer dallarda sözlü sınavlarda farklı davranılmış olabilir fakat çok sayıda doçentlik jürisine girdim, sözlü sınava giren adayın kimliği, siyasi şeyi değil, bilimsel kimliği öne çıktı, hiçbir hoca tarafsızlıktan ayrılmadı. Ama mühendislikte bazı sorularda -hani ben inşaat mühendisliği yol bölümündeyim- orada o kadar akademik yayın yaptığı hâlde bazı çok temel kavramlardan uzak olması... Sonunda da -okulun adını da vereyim- ODTÜ'den sınavda kalan bir arkadaşımız bir müddet çalıştıktan sonra geldi, dedi ki: "İyi ki kalmışım, bilimsel yönden çok büyük bir avantaj sağladım."

Bir de Değerli Bakanım, değerli üyeler, Başkanım; ben şu andaki söz alanlardan da gördüm ki benden daha fazla üniversitede çalışan yok. İkincisi de benim girdiğim zaman da sayın hocam, en iyi okula girdim 71'de, İstanbul Teknik Üniversitesindeyim. Bu görüş ve bilgiler...

BAŞKAN - Mustafa Hocam var, bak, sizden kıdemli olabilir. Kıdem açısından söylüyorum.

MUSTAFA ILICALI (Erzurum) - Bu şartlarda şu anda mevcut sistemin çok savunulacak bir tarafı yok ama bu manada da doçentlik sınavından sözlüyü kaldırın kaldırmayın, şeffaf bir yöntem, bilimselliği ortaya koyacak belki bir düzenleme yapılabilir.

İki tane de önemli -17 maddede- boşluk görüyorum. Mevcut yardımcı doçentler ne yapacak; bir. İkincisi: Profesörlük için -ben 3 kere profesör olmuş bir kişiyim- her birinde ayrı bir jüri, ayrı bir üniversiteye gidiyorsunuz, bu kadar yayınları götürüyorsunuz. Bunu da bari Sayın YÖK Başkanım, 17 madde gelmiş, şu profesörlüğü de bir sadeleştirin. İstanbul Teknik Üniversitesinde profesör olan bir kişiye, bir vakıf üniversitesinde bir daha tekrar aynı şartlarda ayrı jüriler yapmak bayağı bir bürokrasiyi artırmak demek.

Bunun de değerlendirilmesini diliyor, Değerli Başkanıma sonsuz teşekkürler sunuyorum.