| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/912) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 01 .02.2018 |
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Değerli arkadaşlarım, Sayın Bakanım, değerli bürokratlar ve değerli basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Demin de bulamadım, demin "Yeterli sayı yok." dememin sebebi, gerçekten, yeni dönemde ilk toplantımızı yapıyoruz, yeni başlayan arkadaşlarımıza hayırlı olsun demek içindi. Yine bulamadım arkadaşları.
BAŞKAN - Bulaşıcı bir hastalık vardır, biliyorsunuz, mikrop, Genel Kurul mikrobu bulaştı biraz herhâlde bugün.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Genel Kurul mikrobu bulaştı, peki.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, bu size saygısızlık, böyle olmaz 1 üyeyle...
BAŞKAN - Kusura bakmayın efendim. Aşağıda şu an KHK'yle ilgili oylama var. Arkadaşlarımızı KHK'yle ilgili oylama için ben gönderdim aşağıya.
Buyurunuz.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Yatırım ortamının iyileştirilmesiyle ilgili çalışmalarınızı takdir etmemek mümkün değil, bunlar ülke için gereken çalışmalar. Bizim de muhakkak desteklememiz gerekiyor, bu konuları desteklememiz gerekiyor, ülkeye hizmet etmek için desteklememiz gerekiyor. Ancak, tabii, eksiklerini, yanlışlarını, hatalarını ve daha iyisini de göstermek mecburiyetindeyiz. Yatırım ortamının iyileştirilmesi derken ben özellikle üretimin artırılmasıyla ilgili yatırımların iyileştirilmesini anlamak istiyorum. Özellikle ona hizmet eden bir anlayışın olması lazım. Bu anlayışı ön plana çıkarmak gerekir. Biraz önce ben usulle ilgili olarak konuştuğum zaman da özellikle bunlara temas etmek istedim, Sayın Başkan müdahale etti, "Usulle ilgili konuşmuyorsun, esasla ilgili konuşuyorsun." diye. Gerekçelerde de bunların olması lazımdı, genel gerekçede de madde gerekçelerinde de bu konuların olması lazımdı.
Sayın Bakanın konuşması sırasında dünyada yatırım ortamıyla ilgili kriterleri saydı. 10 kriter var bu konuyla ilgili. Bunların muhakkak tek tek ve toplu olarak değerlendirilmesi gerekiyor, bir arada ele alınması gerekiyor. Şimdi, bunlar dışında da -bunları tekrar etmeyeyim ama- işin yargı boyutu dışında, hukuk boyutu dışında -ki onlar çok önemli- bir de teknoloji boyutu var. Teknoloji hem bir taraftan iş yapmayı hızlandırıyor, kolaylaştırıyor, basitleştiriyor hem de bir taraftan köstek oluyor çünkü teknolojiyle firmalar ya da kişiler işi istismar da edebiliyorlar maalesef. Dolayısıyla teknoloji boyutunun da hiç ihmal edilmemesi lazım. Sadece formalitelerle, bürokrasiyle uğraşmak, sadece bazı hukuk maddelerini basitleştirmekle bu işi yapmak mümkün değil. O yönünü de düşünmek gerekiyor.
Ben kamuya ait bir ortak veri tabanı, havuzu oluşturulması gerektiğine inanıyorum. Bunu defalarca söyledim birçok konuşmamda; özellikle Maliye Bakanlığının, Ticaret Bakanlığının, Çalışma Bakanlığının şirketlerle ilgili olan, şahıslarla ilgili olan, çalışmayla ilgili olan bütün bakanlıkların ve kurumların bu havuzdan yararlanması gerektiğini, gerektiği zaman yararlanabilmesi gerektiğini belirttim. Bir şirket kurulduğu zaman örneğin, o ortak havuza, veri tabanına müracaat eder, bütün bilgilerini verir. Revize gerektiği zaman, değişiklikler olduğu zaman da yine aynı şekilde o ortak havuza o bilgiler verilir ve bütün kamu kurumları da oradan gereken bilgileri alır. Bu, işi çok çok kolaylaştırır. İşin teknoloji boyutuyla düşünülmesi gerekiyorsa -ki gerekiyor- bu şekilde bir ortak havuz, veri havuzu oluşturulması şart. Bu, önemli ölçüde işleri basitleştirecek, hızlandıracaktır. Yatırım ortamının iyileştirilmesi deyince bu tarafının muhakkak dikkate alınması gerekir, dediğim gibi, yargı, hukuk ve güven boyutu dışında.
Bizde, gerçekten bu dönemde, özellikle devlet kurumlarında, kamu kurumlarında iyi koordinasyon söz konusu değil, sıkıntılar var, kadrolarla ilgili sıkıntılar var. Dün biz Kalkınma Bakanlığındaydık, 11'inci Plan hazırlıklarıyla ilgili olarak bir toplantımız oldu. Orada da hem iktidara mensup hem de muhalefete mensup samimi bir ortamda yaptığımız toplantıda, özellikle kamuda personelle ilgili, daha kaliteli bir personel oluşturulmasıyla ilgili eksiklikler olduğunu hepimiz vurguladık. Bu yönün de işin içine katılması lazım, bu tarafın da düşünülmesi lazım.
Diğerlerini tekrar etmeyeyim. Maddelerle ilgili olarak söz aldığımda onlara ayrıca değinmek istiyorum.
Sizin özellikle bu, yargı, hukuk, özgürlük, adalet anlayışı ve demokrasi anlayışı konusunda daha dikkatli hareket etmeniz lazım. Ben çok az değinmiştim, birkaç gün önce Güney Afrika merkezli New World Wealth'in yayınladığı "Milyoner Göçü 2018" diye bir şey var.
GARO PAYLAN (İstanbul) - Onlar Amerikalı ya.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Yok, Güney Afrika kökenli bunlar.
Özellikle son yıllarda Türkiye'den, Sayın Bakanım, bir...
BAŞBAKAN YARDIMCISI RECEP AKDAĞ (Erzurum) - Hayatınız boyunca Amerika'yla mücadele ettiniz şimdi bir Amerika hayranlığı başladı.
MUSA ÇAM (İzmir) - Öyle bir hayranlığımız yok, hiç öyle bir hayranlığımız yok.
BAŞBAKAN YARDIMCISI RECEP AKDAĞ (Erzurum) - Vallahi hayret ediyorum ya.
GARO PAYLAN (İstanbul) - Estağfurullah, o hayranlık sizindir efendim.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Kahrolsun Amerika!
MUSA ÇAM (İzmir) - 6. Filo'ya da karşı yürüdük, Amerikan emperyalizmine karşı hep yürüdük.
GARO PAYLAN (İstanbul) - Siz kendinize bir millî bir endeks yapın, 1'inci olalım. Ne olacak, bir endeks yapın, 1'inci olun. Siz kendi endeksinizi yapın, dünyadan kopalım, ne olacak?
HALUK PEKŞEN (Trabzon) - Erzurum Şeker Fabrikasını çalıştıralım mesela.
BAŞKAN - Arkadaşlar yani kopulursa kopulur, bu kadar endişe etmene gerek yok, korkmayın Sayın Paylan.
GARO PAYLAN (İstanbul) - Yahu, biz de Kuzey Kore gibi olalım, Kuzey Kore 1'inci.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Yeni bir dünya kuruluyor!
BAŞKAN - Yani, bakın, Sayın Kuşoğlu'nun insicamını bozuyorsunuz arkadaşlar.
Sayın Çam, lütfen müdahale etmeyin.
MUSA ÇAM (İzmir) - Tamam Sayın Başkan.
GARO PAYLAN (İstanbul) - Amerika bir değil ki.
BAŞBAKAN YARDIMCISI RECEP AKDAĞ (Erzurum) - Uluslararası kuruluşlar ayrı...
BAŞKAN - Sayın Bakan, Sayın Paylan...
MUSA ÇAM (İzmir) - Sayın Bakan tahrik ediyor, laf atıyor.
BAŞKAN - Arkadaşlar, bakın, birleşime ara vereceğim böyle giderse.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ver, ver, kimse kalmadı artık, boş.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Bakanım...
GARO PAYLAN (İstanbul) - Siz ara vermişsiniz zaten, Erzurumlu da gitti.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Mecburen ara vereceksiniz.
BAŞKAN - Arkadaşlar, aşağıda karar yeter sayısı çıkmadı da, Erzurumlu da ona yetişmek için gitti. (Gülüşmeler)
MUSA ÇAM (İzmir) - Ama bizim sicilimize kötü bir şey, OHAL'e "hayır" oyu kullanamıyoruz yani şimdi, olmadı böyle.
BAŞKAN - Sayın Kuşoğlu, lütfen siz devam edin.
Buyurun.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Bakanım, bu rapora göre, 2017'de Türkiye'den 6 bin dolar milyoneri kişi -yani bunlar milyoner ama sadece 1 milyon dolarlık hesabı olanlar değil, 1 milyon, 10 milyon, belki çok daha fazla hesabı olanlar- 2016'da da 6 bin kişi, 2015'te de bin kişi ayrılmış. Bu, birdenbire ortaya çıktı, her sene artıyor ve nüfusa ve milyoner sayısına göre en fazla göçü veren ülke Türkiye, ilk sırada nüfusla kıyaslandığı zaman. Sadece nominal rakamlara bakıldığı zaman da Türkiye dünyada 3'üncü sırada. Kendisinden önce de, bir, Çin var, 1 milyar 300-350 milyon nüfusu var biliyorsunuz; Hindistan var, onların da 1 milyara yakın nüfusu var; 3'üncü sırada Türkiye ki aralarında da büyük fark yok. Çin'in 10 bin, Hindistan'ın 7 bin, dolar milyoneri göçü var, Türkiye'nin 6 bin. Bunları Hükûmet muhakkak dikkate almak zorundadır. Bu, güvenli bir ortam olmamasından dolayıdır. Yani insanlar hem servetlerini kaçırıyorlar hem de beyin göçü yaşanıyor.
Sayın Bakanım, siz aynı zamanda akademisyensiniz, akademisyenler eğer dil de biliyorlarsa, dışarıda çalışma imkânları varsa kaçıyorlar, Türkiye büyük bir sıkıntı içerisinde bu bakımdan. Hem kaliteli insan gücü konusunda, beyin konusunda hem de sermaye konusunda büyük bir sıkıntı içerisinde. Bunlar az paralar değil, az sermayeler değil. Neden gidiyor, bunların irdelenmesi lazım. Bunların neden gittiğini siz de biliyorsunuz aslında, biz de biliyoruz. Bunların düzeltilmesi lazım, bunların dikkate alınması lazım, ilgili kişilere bunların söylenmesi lazım. Bu gidişatla hiçbir şeyin altından kalkamayız. Sonuçta, biraz önce o eleştirdiğimiz, sizin de, bizim de sonuç olarak eleştirdiğimiz, söylediğimiz o emperyalist ülkelere muhtaç oluruz maalesef, bunu aşmamız lazım. Bu, bizim ortak sorunumuz, sıkıntımız. Burası bizim ülkemiz. Bu anlayışla, bu zihniyetle devam etmemiz mümkün değil maalesef. Baştan da, dediğim gibi, bu konuya olumlu, iyi niyetle yaklaşıyorsunuz ama bu tarafını da mutlaka dikkate alın, aldırın da lütfen. Özellikle, Hükûmet tarafından bu görmezlikten geliniyor. Bu tarafı çok çok önemli. Ne yaparsanız yapın yani bu ülkede bedava arsa versek dışarıdan gelecek yatırımcıya ya da Türkiye'deki yatırımcıya, bedava fabrikalar versek bu şekilde kimse almaz, devam etmez çünkü her an el konabiliyor. Biraz önce 27 bin iş yerine el konulduğunu söyledim ben "Onlar FETÖ'cü." dedi Sayın Başkan. Hepsi FETÖ'cü müydü? Bunlarla ilgili olarak mahkeme kararları yok, yargı yolu açık değil, hukuk yolu açık değil. Bu konular sıkıntılı konulardır yani herkese belli bir damgayı vurup "Şu şöyledir, bu böyledir." diye bunun altından kalkamayız. Ülkemize çok büyük bir zarar veriyoruz, bunların hesaba katılması lazım.
BAŞKAN - Onları korumak da sıkıntılı bir durum tabii.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Çok teşekkür ederim Sayın Başkan.
BAŞKAN - Ben teşekkür ediyorum.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Korumak da, tabii, aynı şekilde; korumayacağız, gerçek anlamda mücadele edeceğiz tabii ki.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Yani bu işi siyaset olarak yapan, ticaret olarak yapan ya da iyi niyetinden yapan... Bunların ayrılması lazım. Bunları zaman zaman sizler de söylüyorsunuz iktidar partisi olarak ama bu ayrımı gerektiği gibi yapmıyorsunuz. Bunun yolu da yargıdır, yargı yolunun açık olmasıdır, mahkemelerin bağımsız, özgür hareket etmesidir, bunun yapılması lazım yoksa bunun altından kalkmayız bu gidişle.
Teşekkür ederim.