| Komisyon Adı | : | KADIN ERKEK FIRSAT EŞİTLİĞİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu'nun, Yurt Dışında Yaşayan Türk Vatandaşı Olan ve Vatandaşlıktan İzinle Çıkmış Kadınların ve Ailelerin Sorunları ve Çözüm Önerileri Konulu Alt Komisyonun çalışma alanına giren konularda, kendisine bağlı kuruluşlardaki faaliyetler hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 31 .01.2018 |
CANDAN YÜCEER (Tekirdağ) - Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, Değerli Başbakan Yardımcısı, değerli Komisyon üyeleri; öncelikle çok teşekkür ediyoruz. Alt Komisyon çalışmalarına uzun dönemdir devam ediyorsunuz. Emeği geçen bütün arkadaşlara yürekten teşekkür ediyorum. Tabii, ortaya çıkan raporla herhâlde bizler de bu konu hakkında daha net bir bilgiye ulaşacağız, o zaman da daha uzun, detaylı görüşeceğiz.
Ben sunumun başında yoktum, özellikle özür diliyorum. Bir görüşmeden dolayı biraz geciktim ama Sayın Başbakan Yardımcısının konuşmasının katıldığım tarafında özellikle "aile bütünlüğünü korumak" vurgusunun birçok kez geçtiğini gördük. Tabii ki aile bütünlüğünü korumak çok önemli, çok da kıymetli. Aile bizim için çok önemli ama bu noktada, özellikle biz kadınların yaşadığı problemleri sadece "aile bütünlüğünü korumak" cümlesine sıkıştırırsak eğer, o zaman kadınların asıl sorununu ve tabii ki doğal olarak çözüm yollarını da ıskalamış oluruz diye düşünüyorum. Hani kadınlar tabii ki her yerde dezavantajlı ama yurt dışındaki kadınlar daha da dezavantajlı. Bu anlamda, tabii ki nasıl dünyanın her yerinde yaşayan soydaşlarımız, yurttaşlarımız memleketimizin, ülkemizin sorunlarına duyarsız kalmıyorsa, yürekleri vatan sevgisiyle hâlâ çırpıyorsa -ki bunu birçok gezimizde gördük- bizler de yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın sorunlarına tabii ki kayıtsız kalamayız, kalmamalıyız da. Ama bunun için de öncelikli olarak dünyadaki o Türkiye algısını değiştirerek başlayabiliriz diye düşünüyorum; OHAL'i kaldırarak, Türkiye'de demokrasiyi ve hukuk devletini güçlendirerek muhakkak ki orada yaşayan yurttaşlarımızın önündeki en büyük engelleri aşacak belki en önemli adımları da atmış oluruz diye düşünüyorum.
Şimdi üçüncü kuşak yaşıyor sanırım, değil mi? 1970'lerde hızlanan bir göç var. üçüncü kuşak şu an değil mi, geçti hatta?
BAŞBAKAN YARDIMCISI HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) - Dördüncü kuşak.
CANDAN YÜCEER (Tekirdağ) - Dördüncü kuşağa geçtik, doğru söylüyorsunuz.
Gönül isterdi ki uyum açısından olsun, kültür çatışması olsun, dil olsun, diğer alanlarda, eğitim, ekonomi alanlarında olsun, biz daha fazla yol katetmiş olalım, daha az sorunla karşılaşmış olalım yurttaşlarımız açısından ancak maalesef, baktığımızda ve konuştuğumuzda -ki herhâlde raporda da bu ortaya çıkacak- sonuç hiç de öyle değil; içler acısı, maalesef öyle.
Ben burada şunu çok merak ediyorum, Sayın Başbakan Yardımcısına sormak istiyorum: En son çıkan -gurbetçilerimizin şu günlerde yaşadığı en büyük sıkıntı sanırım o- 2017'de çıkarılan Otomatik Bilgi Transferi Anlaşması. Şimdi, bu, 2018'in ilk günlerinde geçecekti ama ertelendi sanırım, tam bilemiyorum, takip edemedim, "Ertelenecek." diye konuşuldu ama şimdi, hani memleketimizde bir dikili ağacı olan, tarlası olan, geri döndüğünde kafasını sokacak bir evi bile bulunanlara bu anlaşma çevresinde hatta geriye dönük -on yıla yakın bir süre bu da- bir cezai yaptırımı da olacak. Şimdi, çok büyük bir sorun bu işin açıkçası. Yani 2017'yi baz alırsak bu, 2007'ye kadar gidecek bir dönem. Ama bu konuda kimse bir şey bilmiyor, bir bilgilendirme de yapılmıyor öğrendiğimiz kadarıyla, çok büyük bir belirsizlik hâkim. Bu konuda yurt dışındaki temsilciliklerimizin de yeterli bilgilendirme yapmadığını ve etkilenecek yüz binlerce yurttaşımız olduğunu biliyoruz biz. Bu konuda gerçekten çok büyük bir sıkıntı var. Zira şöyle bir durum var: Şu an Türkiye kökenli kardeşlerimizin yüzde 40'ı sosyal yardımlarla ayakta duruyor. Şimdi, bunların kesilmesi söz konusu. Genç işsizliğinin biz yüzde 30'larda olduğunu biliyoruz. Şimdi, biz bu genç işsizliğini Almanya'yla iş birliği yapıp kaldıracakken... Değil mi? Bunlar öncelik çünkü biz aile bütünlüğünü korumak istiyorsak eğer, bunun altında yatan sebepleri tek tek elememiz gerekir diye düşünüyorum. Şimdi, bununla ilgili herhâlde bilgi verecek Maliye Bakanlığı ve ona dair ataşelikler herhâlde ama bu konuda mali ataşeliklerin bomboş olduğu söyleniyor. Doğru mudur? Hani "Bilgi verecek kimse yok." deniliyor. Bu konuda bir belirsizlik var ama diğer ataşeliklerimiz dolu. Ama tabii, burada o çok kıymetli.
Diğer bir soru da Almanya'da yaşarken Türkiye'de emeklilik hakkı kazanan yurttaşlarımızla ilgili. Orada bir "mini iş paketi" diye tabir edilen part-time işler yapmak istiyorlar ama bu sefer Türkiye'de kazandıkları emeklilik tam olarak kesiliyor. Onlar da haklı olarak diyorlar ki: "Türkiye'de böyle bir şey yok. Türkiye'deki vatandaşlar, emekli olanlar çalışabiliyor hafif, düşük orandaki bir kesintiyle beraber." Onlar da diyorlar ki: "Bizim de bu hakkımız ve bizim ki de kesilmesin." Bununla ilgili bir çalışma var mı?
Ben emeği geçen arkadaşlarımıza tekrar teşekkür ediyorum. İnşallah, bu konuda yurt dışında yaşayan yurttaşlarımızın, özellikle kadınların dertlerine bir nebze de olsun derman olabiliriz diye ümit ediyorum.
Teşekkür ederim.