KOMİSYON KONUŞMASI

ÜNAL KACIR (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; biz milletvekilleri, millî iradenin temsilcisi olarak buradayız. Bu toplumun sadece esnaf kesiminin değil, sadece sanayici kesiminin değil, sadece işverenler kesiminin değil, hele alışveriş merkezlerinin temsilcilerinin değil; biz, öğretmenin de, polisin de, tüketicinin de, hepsinin temsilcisiyiz. Dolayısıyla, buradaki kanuna katkı verirken bütün bunlarla ilgili hepsini ve bu ülkemizdeki düzenin, sistemin net, eşit, adil, şeffaf olması için gayret gösteriyoruz. Buradaki herkes -ben şahsen, bütün arkadaşları da öyle düşünüyorum- katkı vermeye çalışıyor. Efendim, arkadaşlarımızın tabii takdirleridir, saygı duyarım, önergeleri çekerler, çekmezler, o değil ama gelin, bizi millet buraya bunun için gönderdi, "Kanun yapın." diye gönderdi, "Bir gecede yapın." diye göndermedi. Bir gecede yapılır mı? Yapılır ama gerekirse iki gecede yaparız, üç günde yaparız. Ama doğruyu yapalım, iyiyi yapalım, güzeli yapalım, katkıyı ortaya koyalım. Bir şey hariç, katkıyı ortaya koyalım, ısrar etmeyelim. Görüşümüzü koyalım orta yere, illa böyle olsun demeyelim, illa şöyle olsun demeyelim, hepimiz görüşümüzü söyleyelim ama. Çünkü arkadaşlar, sizin söylediğiniz ya da herhangi bir arkadaşımın buradaki bir maddeyle ilgili söylediği görüşüne katılmayabiliyorum şahsen ama istifade ediyorum, oradan bir şimşek çakıyor, oradan bir başka şey aklıma geliyor, "Eyvah, buradan şu tehlike olabilir." diye düşünüyorum. Birbirimizden istifade ederiz, istişare bunun için lazım. Oylayın geçin, o zaman, kanunu siz yapın, biz niye varız, Meclis niye var, milletvekilleri niye var? Vebali var bu işin, vebali. Yarın bir gün bu ülkenin herhangi bir konusunda eksi yönde etki edecekse, birileri bundan ezilecekse, biri bundan zarar görecekse yahu, arkadaş, vebali var, verdiğin oyun da vebali var, vermediğin oyun da vebali var. Neyse hakkı, doğruyu... Ama nedir? Herkes kendi kanaatince, bakış açısıyla görüşünü söyleyecek, arkadaşlar da değerlendirecek...

BAŞKAN - Sabahtan beri söyletiyoruz zaten.

ÜNAL KACIR (İstanbul) - Hayır, tekrar tekrar ve ısrar değil. Birer kez söyleyelim görüşlerimizi, ondan sonra oylayalım geçelim. "İlla böyle olsun:" Yok kardeş, illa öyle olmaz. Ama birbirimizden etkileniriz, hadi bakalım, kafamız yatarsa öyle olsun deriz, demeliyiz, öyle olmalı. Benim kanaatim bu arkadaşlar. Yoksa esnaf da benim canım, sanayici de benim canım, TOBB da benim, TESK de benim, hepsi benim; polis de benim, asker de benim, öğretmen de benim. Ama hepsinin hakkını koruyacağız. Bak, tüketici dedi ki mesela: "Pazar günü ben oraya gidiyorum, bana engel olmayın." Saygı duymak lazım, bir şey demiyorum, illa doğrudur demiyorum. Kimisi güler geçer, kimisi hak verir, değerlendirir, kimisi öyle, kimisi böyle. Yani yüzüne karşı gülmek değil, o ayıp olur, o değil. Yani şey olarak böyle, tebessümle bakar geçer bazısı. Bazısı da değer verir, çok önem verir ama burası meydan, herkes konuşacak, sonunda oylanacak. Engel olmayalım, görüşlerimizi ortaya koyalım, işi güzel yapalım, bitirelim derim.

Teşekkür ederim.