| Komisyon Adı | : | MİLLİ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU |
| Konu | : | Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1945) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 04 .12.2017 |
EKREM ERDEM (İstanbul) - Efendim, madde güzel, yalnız benim yine burada Türkçenin daha böyle estetik, daha yumuşak olması açısından bir kelime önerim olacak. Biliyorsunuz biz daha önce "özürlü"yü "engelli" yaptık, çok muhteşem bir yaklaşım bence, Türkçe bu imkânları veriyor. Bakın, "yaşlı"nın yerine de "güngörmüş..."
KAMİL AYDIN (Erzurum) - "Güngörmüş"ün içinde yaşlılıktan daha fazla özellik var; bilgelik var, tecrübe var.
EKREM ERDEM (İstanbul) - Eyvallah, şimdi, bakın, zamanla bunlar oturur ama hayatın getirdiği bir birikim...
KADRİ YILDIRIM (Siirt) - Ama her yaşlı güngörmüş değil.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Daraltıyoruz biz.
EKREM ERDEM (İstanbul) - Ben daraltmıyorum, daha genişletiyorum.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Genişletmiyorsunuz, bunu daraltıyorsunuz, uygulanamaz hâle gelebilir, bir de kanun sistematiği açısından çoğu yerde kanunda "yaşlı" geçtiği için burada "'Güngörmüş' ne?" diye soracaklar, "güngörmüş"ün tanımını yapmamız gerekebilir.
BAŞKAN - Benim kanaatim de yerleşmiş terimlerde artık devam edelim Sayın Erdem.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Başka kanunlarda çok "yaşlı" geçiyor.
EKREM ERDEM (İstanbul) - Neyse ben önereceğim, önermeye de devam edeceğim, takdir heyetin.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Katkınız için teşekkür ediyoruz.
MUSTAFA ALİ BALBAY (İzmir) - "Hiç gün görmedik ki." diyebilirler yani, "Bu yaşa geldik, gün görmedik." de diyebilirler.
BAŞKAN - Bir de "yaşlı" da tabii bakıma muhtaç duruma...
Buyurun.
EKREM ERDEM (İstanbul) - Meclis Başkanımıza hayırlı olsun ziyaretinde bulundum ve bir öneride bulundum: Şu yasaların dilini bir masaya yatıralım, yasaların dilini. Şu anda Türkçeye en çok zarar veren şeylerden bir tanesi çıkarttığımız yasalar. Tercüme kelimeyi bizim yapmadan yerleştiriyoruz, yasaya da girdiği zaman zaten artık engel de kalmıyor. Biz burada bu duyarlılığımızı... Bakın, bu yıl önemli, Komisyon olarak da önemli. Şimdi, biraz sonra başka kelimelerim daha olacak, Türk Dil Kurumunu da aradım aynı tepkiyi alabilir kaygısıyla, umuyoruz ki almayız. Yani yasalardaki birtakım şeyleri de bizim değiştirmemiz lazım. Yani bugüne kadar ciddi bir özensizliğimiz oldu, bunu kabul edelim. Mesela Anayasa'nın diliyle ilgili bir şûra, bir sempozyum yapıldı. O zaman tutulan aynada görüldü ki Anayasa'nın kelimelerinin Türkçe olması da Türkçe yapmıyor ki, doğru kullanımı çok önemli. Şimdi, bu noktada Mecliste ve Millî Eğitim Komisyonunda özellikle bir dikkat ve duyarlılık gerekiyor diye ben bu duyarlılığı elimden geldiğince hep dile getirmeye çalışacağım.
Teşekkür ediyorum anlayışınız için.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın Başkanıma teşekkür ediyorum.
Aslında Türkçe açısından çok önemli bir konuyu dile getiriyor fakat yasaların kullanılırken kelimelerin anlamları çok farklı olarak değerlendirilebilir. Mesela benim itiraz ettiğim meselelerden birisi, ticaret hukukunda icap ve kabul vardır, biz bunu farklı bir şekilde yaptık. Şu anda Türkçeleştirdiğimiz kelime... Hukuktaki icap ve kabulü anlatabilmek için çeşitli yorumlarla o hâle getirmeye çalıştık. Genel kabul görmüş kelimeler artık sahiplenildiyse onları değiştirmek bazı sorunları da beraberinde getirir, aynı anlamı taşımıyor. O anlamda hukuk dilinde kabul görmüş kelimelerin... Mesela "kelime"yi "sözcük" diye ifade ediyoruz, bu belki farklı değil ama bunların değiştirilmesinin doğru olduğu kanaatinde değilim. Türkçeleştirilebilir, etki yapmayan veya bir tanımlama yapmayan şeyler Türkçeleştirilebilir.
EKREM ERDEM (İstanbul) - Burada bir yanlış anlamaya fırsat vermemek için hemen şey yapayım: Kastım, kelimeleri Türkçeleştirme değil, tam da dediğiniz. Bu "yaşlı"dan yola çıkarak bütün yerleşmiş kelimeleri Türkçeleştirelim değil, doğru da değil, sizden farklı da düşünmüyorum. O kelimeleri de yabancı kelime olarak kabul etmiyoruz, bakın, o dediğiniz kelimeler Türkçe çünkü herkes anlıyor. Herkesin anladığı kelime Türkçedir yani bir kere burada bir anlayış birliğini şey yapalım. Yani burada dil ırkçılığı da kelime ırkçılığı da yapmıyoruz.
KAMİL AYDIN (Erzurum) - Kompleksimiz de yok.
EKREM ERDEM (İstanbul) - Evet.
Bakın, burada kökeni ne olursa olsun, zaten büyük olmanın olmazsa olmazı dışarıdan kelime almaktır ama bir şartı var, kelimeyi kendin yapacaksın. Bizim problemimiz, kendimiz yapmadan kullandığımız kelimeler.
Teşekkür ediyorum.