KOMİSYON KONUŞMASI

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Millî eğitimle ilgili 6 bakanın, 3 müfredatın ve o kadar da sınav sisteminin değiştiğini ya da söylenecek çok sözü bizim Komisyon üyelerimiz söylemiştir.

Ben de taşımalı eğitim konusuna değinmek istiyorum. Taşımalı eğitim ülkemizde ciddi ve önemli bir soruna dönüştü. 1 milyon 271 bin 738 öğrenci taşımalı eğitim almakta. Taşımalı eğitim, köylerde göçü hızlandıran bir uygulama olduğu gibi, kız çocuklarının da okullu olmasını engellemektedir.

Derslik başına düşen öğrenci sayısının, sunumda Sayın Bakan, ilköğretimde 24, ortaöğretimde 23 olduğunu açıklamıştı. Bizim orada 25 tane öğrencisi olan ortaokul daha yeni yapılmış 2007 yılında Kızılören'de, kapatıldı. Sayın Müsteşarı aradım, konuyu kendisine de ilettim. Bu tür yeni olan her şeye vakıf, her şeyde var olan okulların kapatılması yönetmeliğe dayandırılıyor ve yönetmeliğin 13'üncü maddesinde "40 kişinin altına düşen ortaöğrenim kapanır." deniyor. Bunu 20 veya 25 olarak değiştirdiğimiz zaman en azından köylerdeki okulların kapanmasını engellemiş oluruz.

Taşımalı eğitimde çocuklar, veli, okul ilişkisi koptu. Ayrıca yedikleri yemeklerden de doğru dürüst çok bir gıda alamadıkları için sorunlar var. Ayrıca erken saatte kalkıp geç saatte minibüslerle döndüklerinde de bayağı mağdur oluyorlar. Taşımalı eğitim konusunda siz de Urfa'daki konuşmanızda söylemiştiniz, ciddi olarak ele alınmasının gereğini düşünüyorum çünkü sayı düşürülerek bazı okulların kapanması engellenebilir. Görüştüğümde Millî Eğitim müdürleri haklı olarak müfredatı gerekçe gösteriyorlar, "Yönetmelikte 40 olduğuna göre biz buna uymak zorundayız." diyorlar.

Ayrıca bu yıl servisin olmadığı yerlerdeki çocukların gidiş geliş ücretlerini kendilerinin karşılaması uygulamasına da geçildi. Bir kişi çocuğu için 250 lira ödemek zorunda kalıyordu. Kısmen bazı yerlerde vali beyle de yaptığımız görüşmelerde bu konuda bir iyileşme sağlansa da sorun var.

Ayrıca ülkemizde çocuk işçi sayısı giderek artıyor. Çocuk işçi sayısının artması demek eğitim almayan öğrenci anlamına geliyor. Bu bağlamda da bir çalışmanın ihtiyaç duruma geldiği gerçek çünkü aileler yoksullaştıkça çocuklarını okuldan alıp çırak olarak iş yerlerine veriyorlar.

Yine, bölgemizde de oldu, engellilerde öğrenci sayısı düştüğü için kapanan okullar var. Bizim orada işitme engelliler... Daha önce başka okullar da kapandı. Engellilerin sayısı 1 bile olsa onlara eğitim verilmesinin gerekliliğine inanıyorum.

Kız çocuklarının taşımalı eğitim nedeniyle okulsuz kalması yanında ayrıca erken yaşta evlilikler nedeniyle de veliler bir yerden bir yere çocuklarını çok göndermek istemiyorlar.

Bölgesel kalkınma odaklı üniversiteler kapsamında Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi yer almıyor, oysa oradaki Dericilik Okulu öğrenci sayısı azlığı nedeniyle kapatılmak zorunda kalındı. Niğde'nin bu tür konularda dikkate alınmasını talep ediyorum.

Sunumda 2003 yılından bugüne kadar bağış yapan 48.463 hayırsevere teşekkür ediliyor. Bu FETÖ okullarını yaptıranlar da bu teşekkürden nasibini alıyor mu, yoksa onlar bu sayının dışındalar mı, o da sunumun içinde yer almadığı için dikkatimi çekti.

Atanamayan öğretmenler sorunu sürekli bizlere de iletiliyor. Bu konuda siz 20 bin kişinin 2018'de alınacağını açıkladınız ama 100 bin öğretmen açığı olduğu söyleniyor, 300 bine yakın da atama bekleyen var. Böyle giderse on yılda mevcut tükenmiyor, onlara yeni öğretmenler ekleniyor. O zaman o konuda da farklı bir çalışmaya ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.

Bir de Sayın Bakanım, bunu daha önce de belirtmiştim, kuru üzüm dağıtılıyor. Şimdi, obez ve şeker hastası olan çocuklara kadar bu indiğine göre kuru üzüm çocukların sağlık taramaları yapıldıktan sonra mı veriliyor, yoksa rastgele herkese veriliyor mu? Çünkü bunların da çocuklar üzerinde olumsuz etkisi ve yansıması olabileceğini düşünüyorum.

Millî eğitimle ilgili siz konuşmalarınızda vurgu olarak söylüyorsunuz, "Atatürk'ü biz kimseye unutturmayız." diyorsunuz ama müfredat unutuyor. Bu yılki uygulamalarda Atatürk'ün adı çok geçmiyor, sosyal bilgiler kitabında dahi bazı konular çıkarılmış durumda. Bu konuların da dikkate alınmasının ihtiyaç olduğunu düşünüyorum çünkü Mustafa Kemal Atatürk'ten uzaklaşmak Türkiye'den uzaklaşmak demektir.

Teşekkür ediyorum.