KOMİSYON KONUŞMASI

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, Sayın Bakanım, değerli bürokratlar, değerli katılımcılar; ben de sizleri saygıyla selamlıyorum ve bütçemizin gerçekten başarıya ulaşması ve hedeflerine ulaşmasını diliyorum.

Evet, Sayın Bakanım, burada birkaç bakanlığın bütçesine katıldım. Bu bütçelerde genellikle ön plana çıkan, o bakanlıkların bütçelerinde hedeflere ulaşırken hepsinin vurgusu "nitelikli insan kaynağı" ve gerçekten ülkemizin ihtiyacı olan o "nitelikli, beşeri sermaye"nin nasıl geliştirileceği. Bu nedenle de doğal olarak sizin Bakanlığınızın öneminin daha da çok arttığını gördüm. Ki geldiğimiz noktada da on beş yıl öncesindeki eğitim sistemindeki sorunlara baktığımız zaman, şimdi, gerçekten on beş yıl sonrasında daha da bir kaosa dönüşen, bir sistem tartışmasının sonuçsuz kaldığı... Çabalarınız çok değerli, çok kıymetli, ilk Bakanlığınız...

BAŞKAN - Sayın Özdemir, bir dakika müsaade eder misiniz.

Değerli arkadaşlar, bundan sonra danışman arkadaşlarımızın gelip içeride çekim yapmalarına müsaade etmeyeceğim. Yani şu an arkadaşlara söyledim, araştırıyorum; Sayın Kürkcü'nün bu ayaklıklarından, tripodlardan isteyen milletvekilinin sırasına da bir tane koyacağım, kendi çekimlerini kendileri yapsınlar. Hakikaten Komisyon ciddiyetiyle bağdaşmıyor.

Tekrar, sürenizi başa alıyorum, buyurun lütfen.

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Evet, doğal olarak şu anki bütçenin de sorunları çözücü noktada yine yetersizliği var. Siz de açıkladınız, bütçenin gerçekten çok büyük bir kısmı, yüzde 80'i personel giderlerine gidiyor. Yani eğitimin temel sorunlarını çözme noktasında yetersiz kalacak.

Özelleştirme var ciddi anlamda. Geçen yıl da biz bunu eleştirmiştik. Gerçekten bu özel kurumlara verilen özellikle bütçe içerisinde ayrılan bir kaynak var, ciddi anlamda bir kaynak bu. İşte, eğitim sisteminde -ki bu ispat edilmiş, tespit edilmiş- mutsuz olan herkes, istisnasız birçok kesimin ve vatandaşlarımızın vergileriyle oluşan bütçeden eğitim gibi sıkıntılı bir alanda özel kesime bu kadar kaynak aktarılması gerçekten kabul edilebilir değil. Dengesiz, plansız bir özel okul ve kurum sayısında artış gözleniyor ve bu eşitsizliği aksine artırıcı bir eğilim içinde. Baktığımız zaman, özel öğretim kurumlarının nitelikleri, kalitesi, yapılarıyla, altyapılarıyla, özellikleriyle devlet okulları arasında gerçekten makasın açıldığı ve özel okullara da bir eğilimin arttığı. Ancak bu da belli bir kesim ve belli bir gelir düzeyine sahip aileler için ve çocuklar için bir fırsat, diğer çocukların, ki bu son kaldırdığımız TEOG sisteminde öyle öğrenciler vardı ki ailelerin onları yazdırabilecekleri okul yoktu. Öğrenciler tamamen sistemin dışında kalmışlardı. Bu durumda özel okulların bu kadar teşvik alması tekrar değerlendirilmeli. Bir devlet okuluna giden bir öğrenci var, bu öğrenci devlet okulundan çıktıktan sonra bir özel okula veya kuruma, işte spor eğitimi için gidiyor, başka bir özel eğitim kurumuna müzik eğitimi için gidiyor, bir başkasına dil eğitimini takviye etmek için gidiyor. Bu, mahallesindeki başka bir özel -aynı kendisinin muadili- ortaokulun kursları bunlar. Kültürel, sanatsal, sportif faaliyetlerinin önemi gerçekten hâlâ devlet okullarımızda yeterli düzeyde değil. Kütüphane talebi, her okulda mutlaka bir kütüphane olması gerekliliğini tekrar vurgulamak istiyorum.

Diğer bir konu: Sunumunuzda öğretmen strateji belgesinden bahsettiniz. Bu uzun süre beklenen ve açıklanmayan bir belgeydi. Bu belge 9 Haziranda Resmî Gazete'de yayımlandı nihayet, önemli tespitler ve bulgular var burada. Bu tespitler ve bulguların bu sorunları çözücü eylem planlarının mutlaka hayata geçirilmesi gerekiyor.

Sayın Bakan, baktığımız zaman, son beş yılda eğitim fakülteleri sayısında ciddi bir artış var, öğrenci sayısı ve fakülte sayısı artışı var ama fakültelerin niteliği, eğitim standartları gerçekten çağın gerektirdiği bilgi, donanım ve gerçekten o öğretim kurumlarımızın niteliğini artıracak öğretmenlerimizin en önemli... İşte siz de sunumuzda ağırlık vermişsiniz, bu dönem öğretmenlerimizin koşullarının ve niteliklerinin artırılması... Bu niteliklere sahip mi bu fakülteler? Bunların da gerçekten irdelenmesi gerekiyor.

Daha sonrası, tabii ki oradaki öğretmenlerimizi seçme ve atama sistemleri. Bu da bir kriz; topladığımızda, hâlâ neredeyse 1 milyona yakın öğretmen var. Mesleki ölçüm becerileriyle ilgili sınavlar -işte mülakat sistemini bu yıl çok tartıştık- oradaki sorunlar, sıkıntılar... Mezun sayısında, atamalarda bariz bir artış var evet dönemimizde ama mezun sayısındaki ihtiyacın da doğal olarak arttığını biz gözlemliyoruz. Bu konuda da nasıl olacak, nasıl bir yöntem ve öğretmen niteliğinin gerçekten artırılması konusu bu dönem önceliğiniz olmalı.

Teknoloji altyapısı da çok önemli; şüphesiz, bu konuya da büyük bir kaynak ayrılıyor, sunumunuzda da belirttiniz ama altyapı öncesinde gerçekten nitelikli, bilimsel, çağdaş ve müfredat çok önemli. Yine bu dönem çok tartıştık. Biz Cumhuriyet Halk Partisi Eğitim Komisyonu üyeleri olarak bu konuda çok basın açıklaması yaptık, size mesajlar ilettik, sorular sorduk bizi dikkate almanız için. Nitelikli, donanımlı, gerçekten kaliteli, başarılı öğretim kadrosu, altyapı ama müfredat, bu dönem özellikle müfredatın hazırlanış biçimi, katılımcılığın az olması -ben de şahsen size bir bilgi notu göndermiştim bu konuda- sadece konuşuldu. Bir sendikanın talepleri doğrultusunda ya da onların tespitleri doğrultusunda bir müfredat açıklandı. Bu konuyu da dikkate almanızı tekrar öneriyorum.