| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/887) ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/861) ve Sayıştay tezkereleri a) Millî Eğitim Bakanlığı b) Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı c) Yükseköğretim Kurulu ç) Üniversiteler |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 07 .11.2017 |
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, Sayın Bakanım, değerli bürokratlar, değerli basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakanım, bakın önümde bazı protokoller var. Millî Eğitim Bakanlığı ile Ensar Vakfı arasında, Çeşitli Eğitim, Seminer ve Sosyal Etkinlikler Düzenlenmesine Dair İş Birliği Protokolü. Türkiye Gençlik Vakfı, TÜGVA'yla yapılan bir protokol, Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü ile Birlik Vakfı arasında bir protokol, İHH'yle yapılan bir protokol, TÜRGEV'le yine yapılan protokol.
Böyle bir yol tercih ettiğinize göre, bu vakıflarda gerçekten nitelikli, Millî Eğitim Bakanlığına, öğretmenlerine ve öğrencilerine bu konularda destek olabilecek, yardımcı olabilecek nitelikteki elemanlar var mı acaba? Hiç böyle bir çalışma oldu mu? Bunu yapabilecek durumdalar mı bunlar? Özellikle mi seçildiler?
Şunu biliyoruz: Tabii ki kendi millî değerlerine, manevi değerlerine bağlı kişiler yetiştirmemiz lazım, yerli insanlar yetiştirmemiz lazım. Ama bunları temin edecek vakıflar mıdır bunlar? Buralarda gerçekten buna hizmet edecek kalitede, seviyede insanlar var mı? Bu vakıfların birikimleri böyle midir gerçekten de?
Türkiye, millî eğitimde belli aşamaları belli dönemlerde kaydetmiş. Mesela, özellikle iktidarınızın dile getirdiği Abdülhamit Han dönemi. O dönemde de eğitimde önemli bir merhale kaydedilmiş. Bu Mülkiyedir, Tıbbiye-i Şahane'dir, vesaire yani Batılı okullar o dönemde kurulmuş. Tam tersine böyle içe dönük çalışılmamış. Eğer İslam'ın merhale kaydettiği dönem diyorsak onlar da o zamanki çağdaş dünyanın bilimlerini, bilgilerini özümsemişler, ondan sonra o atılımı yapmışlar. Yani durup dururken böyle sadece işi duygusal olarak görüp işin duygusal yönüyle akli yönüyle hiç ilgilenmeyip böyle protokoller yaparak bu işi halletmemişler. Bu, işin belki görünürde manevi tarafı ama belki altında da çok büyük maddi konular var. Bilmiyorum. Ama siz de bilmiyorsunuz, siz de açıklayamadınız şimdiye kadar. Bilmiyoruz. Yani bu vakıflar bu seviyede vakıflar mıdır? Şu arkanızda bir "staff" var, değerli insanlar var, hocalar var; bunlar dururken bu vakıflardaki öğretmenler ya da yöneticiler ve bu vakıflar, Millî Eğitim Bakanlığına, Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim Bakanlığına bunları öğretecek, öğretmenlerine yol gösterecek, öğrencilerini yarınlara yetiştirecek birikime sahip midir? Bir bilgi verebilirseniz memnun olurum.
Geçen yılki bütçe görüşmelerinde en fazla eleştirdiğimiz konu, hatırlıyorsunuz -siz de o konulara çok değindiniz- bu 15 Temmuz darbe girişimiydi. Hepimiz lanetledik. Bundan bir ders çıkarmak lazım dedik. Hatta siz şöyle bir cümle kullanmışsınız: "Darbe yapanlar yani arabayla birisi gidiyor, duvara vurdu, arabayla giderek 3-5 kişiyi yaraladı, öldürdü, olay bundan ibaret. Arabayı sağa çek, ölenleri Allah rahmet eylesin, yaralıları da tedavi et. Arabanın içindekileri de yargıla, geri kalanlarda bir şey yok, bildiğin gibi devam et. Peki, on yıl sonra yeniden bu millet tekrar uçurumun kenarına gelmez mi?" Doğru bir soru. "Gelir. Bunun için ne yapmak lazım? Dolayısıyla biraz tedbir almak lazım." Şimdi tedbir almak sadece o içindekileri yakalayıp o içindekilere ceza vermek midir? Siz ondan sonra diyorsunuz ki: "Millî Eğitime bu kadar en fazla yerleştikleri yer Millî Eğitimdi, biz onları aldık, şu kadar öğretmeni açığa aldık, cezalandırdık vesaire..." Bu arabanın içindekileri sadece alıp cezalandırmak... Peki, o arabanın kullanılmasındaki zihniyet, ehliyetleri var mıydı, o arabayı kullanabilecek seviyedeler miydi? Peki, bu vakıflarla protokoller yapmak o zihniyeti devam ettirmek değil midir? Yani o adamı indirdik, aynı zihniyette bir başkasını bindirmek gibi olmuyor mu? Yani sadece kişilere mi vâkıftır bu konu yoksa zihniyetle mi kaim bir olaydır? Böyle bakmak gerekmez mi Sayın Bakanım? Bakın, ne güzel gelmişsiniz, yakalamışsınız; bunu devam ettirmemek için, bu olayı, bu duvara çarpanları, bu zarar verenleri, bu zihniyeti devam ettirmemek için sadece kişilerle ilgili değil bu, kafayla ilgili, kafa yapısıyla da ilgili bir olay. Bunu da görmemiz lazım. Onun için gereğini yapmanızı bekliyoruz.
Bu konu bu vakıflarla yapılan protokollerle halledilebilecek bir konu değil diye düşünüyorum. Ha var, bu vakıfların şöyle şöyle birikimleri var diyorsanız, açıklayabilirseniz hakikaten memnunun olurum.
Bu yeni sınav sisteminizi eleştirmeyeceğim. Yeni açıkladınız ama onunla ilgili şunu söyleyeceğim: Bu şekilde olmaması lazımdı. Yani açıklamanızın, bu sınav değişim şeklinin, Sayın Cumhurbaşkanı devreye girdikten sonra bir gecede olmaması lazımdı. O şekliyle Bakanlık olarak güven vermemiş oldunuz, yaptığınız işi inandırıcı olmaktan çıkardınız. Belki doğru bir iş yaptınız, bilmiyorum, ben bu konuları çok iyi bilmem ama şekil olarak, usul olarak bir kere yanlıştı. Bu şekilde olmaması lazımdı.
Bütçeniz, bakıyorum, bu sene 8,8 artmış. Genel bütçedeki artış geçen yıldan beri yüzde 18'in üzerinde, sizin bütçenizde yüzde 8 küsurluk bir artış var. Millî Eğitim bütçesi çok fazla artış göstermemiş. Geçen yıllarda da aslında aldığınız ödeneği tam olarak kullanmamışsınız. Mesela 2013'teki başlangıç ödeneğinizi tam kullanmamışsınız, 2014'tekini tam kullanmamışsınız, 2015'te bir miktar harcama fazlalığı var, 2016 da aynı şekilde.
Bir de yatırımlarınızın yetersiz olduğunu düşünüyorum. Şimdi, 2018 için 112 araç talep ediyorsunuz, bunun 65 binek aracı, 20 de pikap var. Sayın Bakanım, bu 20 pikap niçin acaba, onu arkadaşlar çıkarabilir mi, niçin talep ediyorsunuz? 3.433 taşıt aracınız var. Yeterli mi bütün bunlar? Bu konularda bilgi verebilirseniz memnun olurum.
Bir de 34.684 lojman, 549 sosyal tesis, toplam 35.233. Sayın Bakanım, biliyor musunuz bilmiyorum, doğu ve güney doğudaki öğretmen lojmanları çok kötü vaziyette. Bunlarla ilgili yeterli ödenek koydurdunuz mu bu seneki bütçeye? Her sene bir şey konuyor ama yetmiyor. Gerçekten berbat vaziyette. Öğretmenler orada kalabilecek durumda değiller. Bunun için yeterli ödeneğin ayrılması lazım.
Biliyorsunuz, sadece önümüzdeki yıl bütçesiyle ilgili olarak değil, daha önceki yaptığınız harcamaları, bütçe harcamalarını da denetliyoruz. Millî Eğitim Bakanlığı 2016 yılı Sayıştay Denetim Raporu Bakanlığınıza şartlı bir görüş vermiş. 1+8 bulgu var. Bazıları önemli. Müsaadenizle onları dile getirmek istiyorum.
Şimdi, denetim görüşünün, şartlı görüşünün dayanağı, taşınmazların envanter ve muhasebeleştirme işlemlerinin tamamlanmamış olması. Bunu epeyden beri Bakanlığınız tamamlamadı. Yani gayrimenkulleri hâlâ tam olarak bilmiyorsunuz, kayda almadınız. Orada öyle bir eksiklik var 2016 sonu itibarıyla tabii bu. Belki 2017'de tamamladınız.
"İl ve ilçe Millî Eğitim müdürlüklerinden bazılarının Avrupa Birliği projeleri kapsamındaki kaynaklarla yaptığı projelerden gelir ve giderler muhasebe kayıtlarına alınmıyor." Sayın Bakan, bunlar önemli, önemli konular, paraya müteallik konular, 1 kuruş bile olsa bunların istismar edilmemesi, kayda alınması lazım, takip edilmesi lazım.
Millî Eğitim Bakanlığının farklı birimlerdeki ücret ödemelerinde gelir vergisi matrahlarının birleştirilmemesi. Bir öğretmen birkaç yerden ücret alıyor, o zaman vergi matrahının değişmesi gerekiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Lütfen toparlar mısınız Sayın Kuşoğlu.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Orada bir eksiklik var.
3'üncü bulgu önemli, "Özel okullarda okuyan öğrencilere verilen eğitim ve öğretim desteğine ilişkin mevzuattan kaynaklanan eksiklikler ile uygulamadan kaynaklanan hata ve noksanlıkların olması..." Bu konuda detaylı açılama var Sayıştay raporunda. Buna bakılırsa memnun olurum.
Yine, İhale Kanunu'na uyulmuyor, öyle bir eleştiri var.
"Norm fazlası öğretmenlerden istekli olmayanlara..." Bu tartışılması gereken bir konu, bunu dikkate almanız gerekir. "Norm fazlası öğretmenlerden bazı branşlardaki öğretmenlerin maaş karşılığı ders saatini doldurmadan maaş almalarına rağmen mevcut ders ve ek ders saatlerine ilişkin karardaki hüküm gereği -böyle bir karar varmış- öğretmenler istekli olmadıklarında kendilerine ders görevi verilmediğinden mevcut insan kaynağının verimli kullanılmaması durumu ortaya çıkmakta, ders görevi verilmeyen öğretmenlerin yerine ücretli sözleşmeli veya kadrolu öğretmen istihdamına zorunlu kalınmakta olup, söz konusu hususun çözümü için bir şeyler yapılması gerekir." diyor Sayıştay raporu. Nedir bu sorun? Niye çözülemiyor? Önemli görüyorum. Diğerleri de aynı şekilde önemli.
Sayın Başkanım, diğer raporlara girmeyeceğim ama Bakanlığın faaliyet tablosunda şunlara cevap verilebilirse memnun olurum: Faaliyet sonuçları tablosunda, Sayın Bakanım, hizmet alımları var, 5 milyar 943 milyon lira. Bu hizmet alımı nedir, detayını verebilirse arkadaşlarımız memnun olurum.
Yine, cari transferler kaleminde hane halkına yapılan transferler var 1 milyar 724 milyon lira. Yurt dışına yapılan transferler var 77 milyon lira, küsuratlarını okumuyorum. Yine, sermaye transferleri var, yurt için sermaye transferleri 1 milyar 735 bin, yurt dışı sermaye transferi 38 milyon. Bunlarla ilgili bilgi verebilirse arkadaşlar memnun olurum.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayıştay raporlarının diğer bölümleri de önemli. Döner sermayeye ilişkin olanlar, özel hesaba ilişkin olanlar, hepsi önemli.
Ölçme, Seçme Merkezi Başkanlığı ile YÖK'le ilgili olarak da bu sefer bulgular var, geçen yıl yoktu. Onların da dikkate alınması gerekiyor diyorum.
Bütçenizin hayırlı olmasını diliyorum.