| Komisyon Adı | : | ANAYASA KOMİSYONU |
| Konu | : | Yüksek Seçim Kurulunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Teklifi (2/1929) (Alt komisyon metni) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 27 .11.2017 |
MEHMET PARSAK (Afyonkarahisar) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Şimdi, genel anlamda bir anayasal hak olarak kamu görevine girme çerçevesinde hem Sayın Bayraktutan hem Sayın Akbaşoğlu mutlak bir gerçeğe işaret ettiler: Ehliyet ve liyakat. Biz de Milliyetçi Hareket Partisi olarak bunun en tartışmasız gerçek olduğunu ifade ediyoruz. Ehliyet, liyakat ve bunlara ek olarak da hiç şüphesiz adalet. Hem kamu görevine girmekte hem işleyişte hem daha pek çok alanda en tartışmasız, en büyük hakikatler bunlar. Fakat bir ironiye de işaret etmeden de kendimi alamıyorum.
Şimdi, burada Sayın Bayraktutan YSK personelinin dışında hâkimler, savcıları örnek verdiği için bu ironi aklıma geldi, onu da ifade etmek durumundayım burada.
1995'te Sayın Moğultay...
MURAT EMİR (Ankara) - Hay sizin şeyiniz batsın.
MEHMET PARSAK (Afyonkarahisar) - Yani artık nereye batacaksa batsın, bilmiyorum da. Yani burada Sayın Bayraktutan...
MURAT EMİR (Ankara) - Kaç yaşındaydınız o zaman?
BAŞKAN - Arkadaşlar, böyle bir şey yok. Biliyorsunuz dinledik bakın siz konuşurken sessiz sedasız. Müsaade edin.
MEHMET PARSAK (Afyonkarahisar) - Efendim, ne alakası var Sayın Emir? Yani yaşımızın filan da önemi yok.
MURAT EMİR (Ankara) - O söz söylenmedi de ondan.
MEHMET PARSAK (Afyonkarahisar) - Sadece yaşımız dâhilinde olanları mı bilelim, sadece bunları mı değerlendirelim? Yani yeri geliyor Justinianus'a kadar gidiyoruz, oraları işaret ediyoruz Sayın Emir, kimsenin yaşını falan da sormuyoruz. Bu hiç yakışık değil. Buna işaret etmek durumundayız.
MURAT EMİR (Ankara) - Hayır, hayır, o sırada yazılanlar yanlış yazılmış da o yüzden.
MEHMET PARSAK (Afyonkarahisar) - Yo, onu kendisi düzeltirken... Bakın, ona da baktım şimdi. Bu referandum döneminde de gündeme geldi. Referandum döneminde "CHP'lileri almayacaktım da MHP'lileri ve Refah Partilileri mi alacaktım?" diye tartışma çıkınca Sayın Moğultay'ın kendi ifadesi var: "'Evet, ben CHP'lileri almayacaktım da MHP'lileri mi alacaktım?' dedim ama 'Refah Partilileri almayacaktım.' demedim." diye bir düzeltmesi var. Dolayısıyla o yönüyle en azından bizim bakımımızdan bir itirafnamesi var yani ona da baktım biraz önce.
Burada şunu ifade ediyorum: Evet, hâkim ve savcı alımları da dâhil ama genel anlamda tüm kamuya alımlarda ehliyet, liyakat ve adalet en tartışmasız gerçeklerimiz olmalı. Sayın Akbaşoğlu da işaret etti, Sayın Bayraktutan da işaret etti buna. Bundan bir tereddüt olmaması gerektiğini ben de Milliyetçi Hareket Partisinin bir Komisyon üyesi olarak burada ifade etme gereği duydum.
Şimdi, bu maddede, bakıldığında iki temel husus var bize göre: (2)'nci fıkra ve (9)'uncu fıkra. Şimdi, önce (2)'nci fıkrayla ilgili olarak fikrî takip çerçevesinde alt komisyon çalışmalarımızda da ifade etmiştim, daha önce de asıl komisyon çalışmalarımızda da ifade etmiştim. Şimdi, Yüksek Seçim Kurulunun görevi, fonksiyonu yargısal olduğu yönünde ciddi bir kabul var. Ondan hareketle biz bunu merkez teşkilatında uzman ve uzman yardımcıları eliyle mi ya da raportörler tetkik hâkimleri eliyle mi görmeliyiz, bu bence temel bir tartışma konusu. Nitekim alt komisyon çalışmalarımız esnasında ilgili kurumlardan gelen bürokratlarımız bu konunun da daha önceden tartışıldığını ve bu yönde bir tercihin ortaya çıktığını söylediler. Nitekim teklif gelirken de böyle gelmiş. Ben bunun hâlâ değiştirilebileceğini, düzeltilebileceğini düşünüyorum. Uygun bir formülasyonla bunu kayıtlara geçmek açısından ifade etme gereği duydum.
Şimdi, gene hem Sayın Bayraktutan ama hem de Sayın Akbaşoğlu ifade etti. Yalnız farklı boyutları var bizim katılmadığımız her iki hatip bakımından da, onu izah etmek isterim. Şimdi, seçim personelinin -bu da (9)'uncu fıkraya dâhil açıklamamız olarak da kayda geçmiş olsun- mübaşir olarak da görevlendirilebileceği yönünde birtakım değerlendirmeler yapıldı; Sayın Akbaşoğlu da ifade etti, Sayın Bayraktutan da ifade etti, Sayın Erkek de ifade etti. Şimdi, seçim personeli genel idare hizmetler sınıfı personeli ama mübaşirler ne yazık ki, benim de hâlâ kanun teklifim yasalaşmadığı için yardımcı hizmetler sınıfı personeli. Bu vesileyle onu da ifade etmiş olalım. Bize göre mübaşirler yardımcı hizmetler sınıfında değil genel idare hizmetler sınıfında değerlendirilmelidir, dolayısıyla bu yöndeki yasa teklifimiz de kabul edilmelidir. Ama o olmadıkça uygulama itibarıyla seçim personelinin mübaşir olarak değerlendirilmesi en azından yasal olmayacaktır. Bu yönde bize de gelen şikâyetler var, sosyal medya aracılığıyla ve mektup göndererek, dilekçe göndererek vesaire. Dolayısıyla burada bir defa seçim personelimizin mübaşir olarak değerlendirilmesi asla doğru değil. Yeniden ifade ediyorum, mübaşirleri daha hafif gördüğümüz için değil ama yasal altyapısı buna elvermediği için ve yeniden ifade ediyorum, mübaşirlerimizi de bu vesileyle genel idare hizmetleri sınıfına da geçirmeli. Peki, mübaşirlerimiz genel idare hizmetleri sınıfına geçirilirse seçim personelimiz mübaşir olarak da çalıştırılabilsin mi, buradan o anlamı da çıkarmamak lazım.
Şimdi, Sayın Akbaşoğlu açıklamalarını yaparken "Seçim döneminin olmadığı zamanlarda yargıçlarımızın evlerine dosyalar götürünceye kadar." dedi, doğru yani böyle bir gerçekliğimiz var ama seçimi de sadece milletvekili seçimi, belediye seçimleri vesaire olarak değerlendirmemek lazım. Gerçekten bu seçim personellerimiz ilgili sendikaların seçimlerinden, odaların seçimlerinden vesairelere kadar daha pek çok zamanda da çalışıyorlar. Bütün bunlardan sonra bir zaman kalıyorsa onda da işte rızayı arayarak, muvafakatle... Nitekim genel mevzuat hükmü olan 657'de bu yönde bir muvafakat aranıyor ama burada bir özel tasarruf ortaya konulurken muvafakat aranabilir ya da bir başka formülle. Bu hiç kimseyi sıkıntıya düşürmeden, hiçbir yakınmaya meydan vermeden çözülebilir diye düşünüyoruz.
Dolayısıyla biz de, toparlayacak olursak, YSK'nın yargısal görev yaptığından hareketle uzman, uzman yardımcısı yerine raportörler ya da tetkik hâkimleri eliyle yürütülebileceğini, yok eğer bu kabul edilmeyecekse de sadece merkezde değil bu durumda taşrada da aynı mahiyette personelin ihdas edilmesi gerektiğini Komisyonumuzun değerlendirmelerine, dikkatlerine, takdirlerine sunuyoruz.
Aynı şekilde geçici çalıştırılacak personel çerçevesinde de bu mübaşirlik hiçbir şekilde olmaz, bunun uygulamasını biz de bundan sonra da takip etmeye devam edeceğiz. Muvafakat aranabilir ya da başka bir hakkaniyetli çözüm bulunabilir. Bunu da kayıtlara geçirmek bakımından ifade ediyorum. Hepinizi tekrar saygıyla selamlıyorum.