| Komisyon Adı | : | SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 11 .12.2014 |
Sayın Külünk.
METİN KÜLÜNK (İstanbul) - Sayın Başkanım, Değerli Bakanım, arkadaşlar; tekraren merhaba.
Aslında dikkat çekmemiz gereken bir husus var. Şu anda piyasada AVM'lerin açılmasını pazarın şartları belirliyor. Biz, pazarın şartlarının belirlediği bir yöntemi mi doğal olarak kabul edeceğiz, yoksa AVM'lerin şehrin varlığı içerisinde olması gereken noktalara dair bir kanaat ifade edecek miyiz? Ben Üsküdar'da oturuyorum. Optimum Alışveriş Merkezi Göztepe'de. Optimum'u köşe nokta kabul ederseniz, kuzeye doğru ve güneye doğru yaklaşık her iki taraftan 10'ar kilometre içerisinde, şu anda ismini sayacağım Palladium'dan, Optimum'dan, Nautilus'ten, Capitol, Meydan, Canpark, Akasya ve şimdi de tekrar sahneye çıkacak olan Emaar'la beraber şu saydığım alışveriş merkezlerinin hepsine ulaşım beşer dakikalık mesafe içerisinde normal trafikte, pazar trafiği, alışveriş merkezleri trafiği hariç. Şimdi, biz, bu alışveriş merkezi yatırımcılarının belirledikleri alanlarda tamamen kendi ticari hedeflerine uygun, büyükşehir belediyesi ya da kanunda öngördüğümüz ilgili kurumların da dâhil olduğu bir modeli mi öngöreceğiz? Süreci yönetirken izin alma, "Alışveriş merkezi yapacağım, teklif ettim, kabul edildi."yi mi öngöreceğiz? Yoksa, biz bu kanunla, şehirlerin hayatında alışveriş merkezlerinin olmasına ilişkin bir usul mü önereceğiz? Eğer piyasanın kendi dinamiklerine bırakıyorsak bu işi, bahsettiğim alışveriş merkezlerinin tamamı piyasanın şartları içerisinde kendi müşteri kitlesini üretmiş ve her biri de son derece mutlu bir şekilde hayatını devam ettiriyor. Trafiğin dışında, vatandaşın biraz evvel ifade ettiğim serzenişlerinin dışında hiçbir problem yok. Ama bu deniz hep böyle gitmeyecek. Amerika'da AVM'ler kapanıyor. Yirmi sene sonra, on beş sene sonra, on sene sonra bu yatırımların atıl kalma riski var çünkü sonuçta "doygunluk" diye bir kavram var, "doymak" diye bir kavram var. İnsanlar bir müddet sonra alışveriş merkezlerinin de hayatlarında bir anlamı olmadığını görecekler. Şimdi, biz, kanun yapıcı olarak toplumun bütün bu evrilmesini görerek AVM'lerin yatırım olarak ortaya çıkmasında şehirlerin önüne bir strateji doğrultusunda AVM'lerin yapılmasını mı öngöreceğiz? Yoksa, piyasanın kendi şartlarında işliyor zaten, işte, söyledi, İstinyePark gidecek. Şimdi, İstinyePark hattına bakın; Metro Cıty, Akmerkez, Kanyon, İstinyePark, Safir, Özdilek. Hepsi normal trafikte yedi dakikalık mesafe üzerindeler. Hepsi dolu mu? Evet, dolu. Her birinin de müşteri konsepti ayrı, Kanyon'unkiyle İstinyePark'ınki, Metro City ile Akmerkez'in, hepsinin müşteri profili farklı. Ama bu doğru, bu piyasanın realitesi. Ama biz yasa yapıcı olarak, bu toplumdaki, bu ülkedeki gidişatı görenler olarak piyasanın kendi akışına mı bırakacağız, yoksa, Sayın Susam'ın ifade ettiği gibi, İzmir'e gidip, oradaki alanı çevirip, oranın imar planlarını bir şekilde değiştirtip alışveriş merkezi yapılmasına dokunmayacak mıyız? Bu perspektifte, odalar birliğine, esnaf sanatkârlar odasına sorulmasının, açık söylüyorum, hiçbir hükmü yok, bu modelde hiçbir hükmü yok. Ama biz, şehrin nüfusuna göre, şehrin Türkiye'nin millî gelirinden aldığı paya göre, şehrin sosyal hayatına göre bu şehrin alışveriş merkezi kapasitesi sorusunu çalışarak, çalışacaksak bu şehirde maksimum... Daha ötesini söyleyeyim: Buyurun, geçelim Büyükçekmece tarafına, yapılmış yatırımların bir kısmı atıl ve ölü, çöpte. Fatih biliyor. Çöpte, çöpte şu anda. Daha ötesini söyleyeyim, Bahçelievler'de, E 5'in kenarında Carrefour off, kapattı. Nerede? Merter'den Bahçelievler'e gidişte sağ taraftaki alışveriş merkezi. Büyük gürültüyle açıldı ve şimdi, geçen gün gittim, tevafuken, bir yere giderken girdim. Ne oldu? Kapandı. Dükkânlar kapatılmış. Şimdi, biz bunları görerek adım atmalıyız. Piyasanın şartlarına bırakıyoruz bu işi. Bırakalım, kabul, hiç uğraşmaya gerek yok, zaten büyükşehirler, belediyeler bu işi gayet iyi yapıyor, planlamasına bakıyor. Carrefoursa'nın durduğu yer otobanın kenarı, Bahçelievler'in ana giriş damarlarından birisi. Açık olduğu zaman Bahçelievler'e gir de girebilirsen; gir bakayım hadi, seni göreyim; pazartesi günü, cumartesi günü Carrefour'un oradan gir de gir. Şimdi kapandığı için bir şey yok. Dolayısıyla, işin ruhunda bir söz söylememiz lazım. Piyasanın kendi dinamikleri mi, yoksa bizim alışveriş merkezleri anlayışı üzerinden şehrin kent yapısı içerisinde konumlamasına dair bir sözümüz olacak mı? Özeti budur. Yoksa, öbür türlü zaten TOBB'a sorsak ne olacak ki? TOBB "Hayır" dedi, olmayacak mı? TESK "Hayır" dedi, olmayacak mı? Hiç kusura bakmayın. Çatır çatır olacak. İstinyePark nasıl gitti orada oldu, o da olacak. Gidecek, imar planlarını değiştirecekler, orada alış fiyatlarını... Olmalı mı? Olması gerekiyorsa olsun tabii, itirazım yok. Ama biz burada çok önemli bir, belki üzerinde bir on yıl konuşulmayacak bir kanunu yapıyoruz. Bu on yıl üzerinde tekrar konuşulmayacak bir kanunu yaparken işin esasına girelim. Keşke bu heyetle beraber cumartesi ve pazar günleri piyasanın belirleyiciliğinde bir hat üzerindeki Ümraniye'de Canpark, Meydan, Carrefour... Ümraniye Carrefour da kapattı. Bir şeyi görelim. Şu anda yatırım politikaları perspektifinde, getirisi yüksek olduğu inancıyla, bu çok hızlı, özellikle büyükşehirlerdeki bu AVM enflasyonunun önümüzdeki dönemde yatırım politikalarında bizi boşa çıkarma riski var, bu yatırımların atıl kalabilme riski var. Biz de yasa yapıcı olarak bu konuda toplumun önüne, karar alıcıların önüne bir strateji koyacaksak koyalım. Koymayacaksak piyasa zaten kendi koşullarında birini atıyor kenara, öbürkünü de alıyor, omuzları üzerinde yukarıya çıkarıyor. Piyasaya hiç bizim dokunmamıza bile gerek yok, hiç gerek yok. Piyasa kendi kurallarıyla her şeyi zaten belirliyor. Hiç merak etmeyin. Çıkardığımız kanunun piyasanın dinamikleri karşısında kadük kalma şansı var. Meclisten geçiririz ama bu yasanın piyasanın dinamikleri önünde asla karşılığı olmaz, kendi kurallarında basar gider. İşin özünü konuşalım. Alışveriş merkezlerinin şehir sistemi içerisindeki yeri nedir? Alışveriş merkezlerinin bu kadar çok açılması neyi ifade etmektedir? Doğru mudur? Doğruysa doğrudur. Ama değilse, doğruyla yanlışı belirleyecek bir karine belirleyelim. Yoksa TOBB'a sorulmuş, TESK'e sorulmuş. Kusura bakmayın. Hiçbirinin hükmü yok. Sonra ne olacak? TOBB kafası bozuldu, vermedi, ne diyeceksin? "Yapma" mı diyeceksin? Gidecek, hukukta alacak alacağını.
MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) - Hukukta almasına gerek yok, belediye başkanı veriyor zaten.
METİN KÜLÜNK (İstanbul) - Verecek zaten, ruhsat onun elinde. İşin özünü konuşalım.