| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/887) ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/861) ve Sayıştay tezkereleri a) Maliye Bakanlığı b) Gelir İdaresi Başkanlığı c) Kamu İhale Kurumu, ç) Özelleştirme İdaresi Başkanlığı d) Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 24 .11.2017 |
FAİK ÖZTRAK (Tekirdağ) - Demişler ki: "İkinci derecedeki düzenlemeleri bir an önce tamamlayacağız. Türkiye'nin bu kapsama alınması söz konusu değildir." demiş. Bu tamamlanmamış olan ikinci derecedeki ikincil mevzuat düzenlemeleri nelerdir, bu konularda bizi bilgilendirirlerse kendilerine çok teşekkür ederiz.
Sayın Başkan, çok hızlı bir şekilde bazı benzetmeler yaparak ekonomiyle ilgili görüşlerimi anlatmak istiyorum. Ekonomiyi bir arabaya benzetirsek arabanın gazı bütçe harcamalarıdır, arabanın harareti enflasyondur, yine, baktığımız zaman benzini de cari açıktır, dış borçlanmadır. Şimdi, Türkiye'de ekonomi bir şekilde gidiyor. Sene başında gaza bastınız, özellikle bu referandumda evet oylarını çoklayabilmek, ekonomiyi canlandırmak bakımından bütçe açıklarını olağanüstü artırdınız. Büyüme de tabii, bununla beraber hızlandı. Yetmedi, işte, bu Kredi Garanti Fonu gibi birtakım finansal düzenlemeleri de yaptınız ama araba hararet yapmaya başladı, bugün enflasyon rekor kırdı, yüzde 12. Yine, cari açık hızla büyüyor, dış borçlanma ihtiyacı hızla artıyor. Dolayısıyla bu büyümenin sürdürülebilir olmadığı açıkça ortada.
Diğer taraftan, öyle bir ekonomi düşünün ki ekonomiden sorumlu bakanlar açıklama yapıyor, kur tık demiyor. Merkez Bankası tedbir alıyor, açıklama yapıyor, kur yerinden oynamıyor ama dün sarayın danışmanı Cemil Ertem çıkıyor, bir açıklama yapıyor, hemen kur aşağı doğru iniyor. Dolayısıyla ne Hükûmetin ne Merkez Bankasının bir güvenilirliği kalmamış, tamamen sarayın sözüne güvenilen, saraydan yapılan açıklamalara güvenilen garip bir şekilde işleyen bir ekonomiyle karşı karşıyayız.
Sayın Başkan, şimdi, dikkatimi bir şey çekiyor, bu son dönemde, ekonomide gözlenen bozulma hep dışarıdan gelen birtakım etkilere bağlanılıyor; ekonomik tetikçilerden, 15 Temmuzun devamı olmasından, büyümeyi düşürecek bir darbe şeyinden bahsediliyor. Türk ekonomisi bu noktaya nasıl geldi -bunu açıklamak istiyorum- yani niye Türk ekonomisi dışarıdan gelebilecek etkilere karşı bu kadar açık? Şunu söyleyeyim: Hatırlayın, ben hep söylerim, 2009 yılında bu ekonomiyi ciddi şekilde sıcak paraya mahkûm ettik, döviz geliri elde etmeyen şirketlere dövizle borçlanma imkânını vererek başladık. Dolarizasyondan şikâyet ediliyor, ekonomide her şeyi dolara bağladık. Yap-işlet-devret, kamu-özel iş birliği projelerinin gelirleri, hazinenin onlara verdiği garantiler, yine, ihalelerde dolar kullanımı hepsi bu dönemde gözüktü; şimdi, dolarizasyondan şikâyet ediyoruz. Bakın, bu kadar dolarize olan bir ekonomi, sıcak paraya bu kadar mahkûm hâle gelen bir ekonomi, dışarıdan bu kadar çok paraya ihtiyacı olan ekonomi dışarıdan gelebilecek her türlü etkiye ve müdahaleye açık hâle gelir. "Bu ekonomiyi bu hâle kim getirdi? Neden getirdik? Bunu nasıl düzeltiriz?" sorularını sormayıp sürekli "Bize dışarıdan bir şeyler geliyor? Kim dövüyor bizi dışarıdan?" diye sorular sorarsak ekonomide hiçbir tedbir almamız mümkün olmaz.
Sayın Bakan, Gelir İdaresiyle ilgili bir soru sormak istiyorum. Geçen sene biliyorsunuz, gayrisafi yurt içi hasılayı revize ettiler. TÜİK bunu revize ederken de dedi ki: "Başta Gelir İdaresinin verileri olmak üzere artık resmî verileri kullanıyorum, ona göre revize ediyorum." Bir de baktık, özellikle 2009-2016 arasında yüzde 3,6 olan büyüme hızı yüzde 5,2'ye çıktı. Yani, ekonomide yapılan bütün analizler havada kaldı ama bu arada uygulamalar var. Siz, 2009 ile 2016 arasında 6 tane vergi affı çıkardınız. Ekonomi bu kadar iyiyse bu afları çıkarma ihtiyacını neden duydunuz?
Bir Kredi Garanti Fonu'ndan bahsediliyor. Bakın, baştan itibaren...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Öztrak, son cümlelerinizi alayım.
FAİK ÖZTRAK (Tekirdağ) - Teşekkür ederim.
...iktidar döneminde hep bir şeyi söyledim, "Borçlarımız hızla artıyor." Evet, devletin borçları azalıyor ama reel kesimin ve vatandaşın borçları hızla artıyor. Bana verdiğiniz cevap hep şu oldu: "Paradigmalar değişti. Bunlar özel kesimin borcu. Dolayısıyla etkilemez, vatandaşın üzerine de yük olmaz." Bugün ne oldu? Bütün bu borçlara karşı garanti vermeye başladınız. Kredi Garanti Fonu, borçlanma için hazinenin vermiş olduğu bir garantidir. Yani özel kesimin borçlarına kefil olduk devlet olarak, ödemezse biz ödeyeceğiz bankalara.
Diğer taraftan, aynı şey EXIMBANK kredileri için söz konusu, yine, yap-işlet-devret modeli için de söz konusu. Bakın, ben o zaman söylemiştim, "Bu borçların hepsi bir gecede devletin olur." demiştim, yavaş yavaş bu borçların hepsi devletin olmaya başlıyor. Onun için "Dışarıdan bizi kim dövüyor?" diye bakmak yerine, oturup bu işten nasıl çıkarız, ekonominin içsel dayanıklılığını yeniden nasıl artırırız, bunu tartışmanın zamanı gelmiştir diye düşünüyorum.
Verdiğiniz imkân için de çok teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
2018 bütçesinin de hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.
Yine, bu bütçenin hazırlığına katkıda bulunan hem Komisyonunuza hem Bakanlığa ve diğer bürokratlara da teşekkürlerimi buradan arz ediyorum.