| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/887) ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/861) ve Sayıştay tezkereleri a) Maliye Bakanlığı b) Gelir İdaresi Başkanlığı c) Kamu İhale Kurumu, ç) Özelleştirme İdaresi Başkanlığı d) Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 24 .11.2017 |
BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, değerli hazırun; uzun bir maratondan sonra bütçeyle ilgili Komisyondaki görüşmelerin son gününe geldik. Umuyorum ve diliyorum ki yapılan görüşmeler, sağlanan katkılar, bundan önce pek bugüne ve bugünkü kararlara yansımadı ama bundan sonrası için bir ışık tutar çünkü Türkiye'nin içinde bulunduğu şartları değerlendirdiğimizde zorlu geçecek önümüzdeki günleri, bireysel "En doğruyu biliyorum, en doğruyu tercih ediyorum ve ona göre karar alıyorum." gözüyle bakmadan, ülke menfaatine ortak müşterekte katkı sağlayan her düşünceyi de değerlendirerek onu da uygulama sürecine dâhil ederek devam etmek gerekiyor. Bu görüşmelerin de bu özelde önem teşkil ettiğine inanıyorum.
Yani biraz daha sakin olabilirsek herhâlde yani son güne geldik artık, biraz daha tahammül edeceğiz birbirimize.
Şimdi, Sayın Bakan, bütçedeki gelirlerin dağılımına ve gelirlerle beraber bütçedeki vergilerin dağılımına bakıyorum ve burada baktığım zaman önümdeki grafiklerdeki yapı ve sonra da vergi konusunda, daha doğrusu torba yasalarla vergi düzenlemeleri ve vatandaşa tahakkuk edişi, tahsil edişi, o süreçte yaşananlar ve onlara bir çözüm bulmak amacıyla yapılmış olan kanuni düzenlemeleri şu son bir yıl için gözden geçirdiğim zaman son derece palyatif, günü kurtarıcı ve orta, uzun vadede yapısal bir değişimi getirmeyen... Ama işte biz aflar diyoruz, yapılandırma deyin, ne derseniz deyin, mesela işte son on-on beş yılda 30'u aşkın bu tür düzenlemeler olmuş. Ama vergi adaletin için ne sağlamış? Hiçbir şey sağlamamış. Baktığınızda istikrarlı bir vergi tahakkuk sistemi açısından ne sağlamış? Bir şey sağlamamış. Sektörel olarak veya bireysel olarak mükellef açısından baktığınızda hangi tutarlılığı sağlamış? Yine, orada da doğru dürüst bir dengenin yakalandığı söylenemez.
Şimdi tabloya bakıyorum, karşımda vergi gelirleri içerisinde devasa boyutuyla özel tüketim vergisi görünüyor yani genel bütçe geliri değil de vergi gelirleri içerisinde aşağı yukarı yüzde 23'ün üzerinde özel tüketim vergisi oluşturuyor. Ondan sonra dönüyoruz gelir vergisine bakıyoruz. 2'nci sırada gelir vergisi var, gelir vergisinde de -Allah'a çok şükür ücretliler var- ücretliler tıkır tıkır bordrodan vergisini ödüyor, en büyük kaynak da onlardan alınan kaynak. Ondan sonra aşağı doğru gidiyoruz ve karşımıza gelen rakam ithalattan alınan KDV. Yani KDV, KDV de bunun bir ithalattan alınanı var, bir de dâhilde alınan KDV diye düşündüğünüzde ve bizim Türkiye'deki dış ticaret açığı ve cari açık diye büyük bir problemi ortaya koyarken ve bunun finansmanıyla ilgili projeksiyonu ortaya koyarken bir taraftan da siz de diyorsunuzdur ki Maliye olarak "Ya biraz daha ithalat yapsınlar da şuradan bir vergisini alayım." noktasına gelen bir sarmalın içinde gidiyor. Ve sonra yaptığımız düzenlemelere bakıyorum. Damga vergisi, banka muamele vergisi, işte özel iletişim vergisi, motorlu taşıtlar, bunları yapıyoruz yapıyoruz ama bunların genel vergi gelirleri içerisinde paylarına baktığınızda yüzde 3 ile yüzde 1 arasında değişmiyor. Yani biz kısa dönemli düzenlemeler yapıyoruz. Belki dediğim gibi çözmüyoruz ama işte aldığımız o gün için ihtiyaç olan kaynağı sağlayacak bir tercih için de hukuki yasal altyapıyı oluşturuyoruz. Burada bir kere hata yıllardır bunda var. Öncelikle ve öncelikle buradaki gerçek anlamda vergi gelirleri... Bir kere verginin baktığınızda yasal altyapısı ve verginin daha önceki süreçte sürekli konuştuğumuz, vergideki adaletle beraber vergideki ahlak yani ahlakı oluşturan faktörler. Şimdi konuşuyoruz, işte vergi cennetlerinde... Geçen gün Genel Kurulda da vergi cennetine giden yatırımcılar, bu yatırımcıların işte şirket kurarak veyahut kendi ülkesindeki, birçok ülkedeki yüksek vergi oranından kaçarak, kaçınarak tercih göstererek işte bu vergi cennetlerine gidişi. İşte bu vergi cennetlerinden avantajlıların kendi servetini büyütmesi ama vergisini alamayan ülkelere getirip borç kaynağı olarak bu kaynağı getirip kullandırması ve bir de tekrar, üstüne üstlük vergiyi ödemediği gibi, çifte zarar, bir de bu ülke faiz ödemesiyle tekrar bir yükü üstüne alıyor; onun sonucunu yaratması.
Şimdi, vergi ahlakı yönüyle bakmamız gereken yönleri de var. Buradan hareketle Sayın Bakana o gün de sordum -bugün daha net cevabını alırız, biraz önce bunu mu anlatmak istediniz onu da bilmiyorum- şimdi, bu OECD bünyesi içerisinde ve özellikle G20'nin geçen seneki Antalya'daki toplantısının nihai metninde, otomotiv bilgi değişim sistemiyle ilgili ki bunu birçok ülkenin aşağı yukarı 100 ülkenin 50'si imzalayarak uygulamaya... Ki Türkiye de bunu imzaladı ve bu sene itibarıyla 2017'nin bilgileri, 2018 yılı başında teslim edilecek.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - 2019'un başında...
BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Ne zaman çekildi? Yani çünkü burada önemli olan vergi mükelleflerinin kazanç ve finansal bilgilerinin gelir sağlanan kaynak ülkeden, ikamet edilen ülkeye düzenli ve sistematik bir şekilde paylaşılması. Şimdi, burada 100 ülke olacaksa yani neden 2019'a çekildi, biz mi çektik?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Onlar.
BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Niye? Ama onlarda zaten uygulama başlamış durumda. Yani 96 ülkenin yarısı zaten bunu uyguluyor.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Zamana yayıyorlar.
GARO PAYLAN (İstanbul) - "Türkiye listede yok." diye bir bilgi var ama.
BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Şimdi, böyle baktığımızda, bilgi değişik sisteminde eğer biz de bunu alabiliriz, verenler varsa ve bunu aldığımız takdirde... Hani üzerinde sorgulanan 2006 yılından beri var olan, işte neden bu vergi cenneti ülkeler belirlenmedi deniyorsa, bu işin üstünde zaten çok ciddi olarak çalışılan bir konu. O yüzden, buradaki gelişmeleri -ki G20 bünyesinde de baktığınızda buradaki gelişmeleri- çok iyi değerlendirip bunu da açıklamak gerekiyor. Bunu da açıkladıktan sonra toplumda ortaya çıkan, özellikle vergisini vermeyene... Çünkü şöyle bir haksızlık var: Bir eşitlik diyorsak yani burada eşitliğin içerisinde uygulamada da bir eşitlik diyorsak, eğer benim vatandaşım -işte burada vergi oranlarını anlattık- her noktada gelip tıkır tıkır vergisini ödüyorsa, o zaman biz de bütün herkese şümul edecek bir düzenlemeyi onun uluslararası dayanaklarıyla ortaya koymak zorundayız, hiçbir spekülasyona ve eleştirilerin içerisindeki ahlaki sorgulamaya kadar giden bakış açısını ortaya koymadan.
Şimdi, Sayın Bakanım, biz, tabii bugün Türkiye açısından baktığınızda çoklu kur uygulamasını yaşayan bir ülke hâline döndük. Yani enflasyonla, kurdaki hareketlilikle, enflasyonun talep ve maliyet yönüyle ortaya çıkan sonuçlarıyla mücadele ederken, Merkez Bankasının çok kısa dönemli akut olaylarda ortaya konan ama bu dönemde çok peş peşe, peş peşe ortaya çıkarttığı ama kalıcı sonuçları olabilecek mi sorgusunun çok yoğun olduğu... Özellikle ben bu sorguyu çok yapıyorum çünkü ben 1993, 1994 yılını çok net içinde yaşayarak gördüm ve o zamanki dönemde de bu tür kararlar alınıyordu. Yani 1994'te yerel seçimler vardı, bir şeyleri ertelemek için bu tür kararlar alındı ve sonrasında önemli problemler çıktı. Hatırlayın, özel tertip tahviller verildi ve onlarla yürütülen bir süreç, sonra ta 2001'e giden zaman.
Şimdi, bunlar hep bizim dikkate alacağımız konular ama bugün bakıyorsunuz, şimdi ocak ayında bir kanun hükmünde kararname çıktı ve orada dendi ki: "Kamunun alacaklarına yani sadece kamudan alacaklar..." Bu Özelleştirme İdaresi gibi idarelerin de dâhil olduğu kur, ocak ayındaki kur olan 3,53. Şimdi, bugüne geldiğinizde reeskont kredileri için 3,70; arkasından yeni bir düzenleme oldu, orada da işte TL duyarlı kur ihaleleriyle oralardan oluşan yeni kurlar. Şimdi, Özelleştirme İdaresi bunun içinde var, burada da Özelleştirme İdaresi için soruyorum Sayın Bakan.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
(Oturum Başkanlığına Başkan Süreyya Sadi Bilgiç geçti)
BAŞKAN - Rica edeyim Sayın Tamaylıgil...
Buyurun.
BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Şimdi, Elektrik Üretim özelleştirmelerinin taksitleri hâlinde ödenmesi var ve bu Elektrik Üretimle ilgili taksitlerin ödeme tarihi de bildiğim kadarıyla aralık ayı. Şimdi, fiyatlamaya baktığınızda, geçen enflasyonist etkiden ortaya çıkan sonuç kur bazında bugünkü kurla değerlendiriliyor ama özelleştirmede taksit ödemede 3,53'ü mü uygulayacaksınız? Burada ne kadarlık bir taksit alacağınız var ve o taksit alacağından ortaya çıkan kur farkı ne olacaktır? Bu değişken çoklu kur uygulamalarıyla ortaya çıkan bu birkaç başlıktaki fark ve onun yansımasının bedelini kim ödeyecektir? Bu farkın yüklenicisi kim olacaktır ve ne kadar olacaktır, bunların hesabı kitabı yapılmakta mıdır, bunu özellikle öğrenmek isterim.
Bir de sormak istediğim, Varlık Fonu'yla ilgili, bu Varlık Fonu'na işte Etibank, Eti Maden, BOTAŞ ve birçok kuruluş yine kanun hükmünde kararnameyle geçti. Bunları o zaman konuşmuştuk, peki değerlemesi yapıldı mı? Yani Eti Madeni Varlık Fonu'nun içerisine, portföyüne dâhil ederken değerini ne hesapladınız, neye göre koydunuz veya işte, diğer (A), (B), (C), bütün kamu kurum ve kuruluşlarıyla ilgili?
Bir de şu var: Servet, servetteki değişim, Türkiye'deki kişi başına, yetişkin kişi sayısı başına servetin azalmasına rağmen servet sıralamasında dünyanın 10'uncu ülkesi olmamız ve bununla beraber de gelirde de 65'inci sırada olmamız ve çarpıklıklar içerisinde giden bir yapıdayız. Bu gerçeği görmekle beraber, verginin işte burada çok önemli bir anahtar olduğunu düşünüyorum, bu anahtarı da doğru yerde, doğru ağırlıkta nasıl çevireceğiz, bunu dikkate almak gerekir diye düşünüyorum.
Zaten diğer maddelerde de konuşacağız, Başkanın vermiş olduğu toleransı ve zamanı da fazla suistimal etmek istemiyorum.
2018 yılı bütçesi hayırlı olsun inşallah. Ama her şeyden önce dengesizlikleri ortaya çıkartan, siyasi tercih, uygulamadaki hukuk devleti yapısındaki zorluklar ve demokratik bakış açısının her bütçenin en kolay uygulatacak zeminini hazırlatacağına inanıyorum.
Başarılar diliyorum.