KOMİSYON KONUŞMASI

MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - Sayın Başkan, ben kısa bir değerlendirme yapmak istiyorum çünkü alt komisyonda herkes olmayacak, Komisyonumuzun, Sayın Bakanımızın takdirlerine sunmak istediğim sorular var.

BAŞKAN - Toplantıya katılan arkadaşlarımız var, onları da burada ifade edeyim: Maliye Bakanlığından Osman Şahin Daire Başkanı, Gülay Önal, Ayten Demirel, Kamile Özel, Cengiz Demirbağ, Erdal Demir. Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığından Murat Özeren, Harun Özkan, Ülkü Kartal. Devlet Personel Başkanlığından Melike Özcan, Mehmet Ali Yalçın, Ökkeş Şahin. Komisyon uzmanımız her zaman olduğu gibi Haluk Kurnaz burada.

Buyurun Muharrem Bey.

MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - Teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, Komisyonumuzun çok değerli üyeleri, Sayın Bakanımız, bürokrasinin değerli temsilcileri, basınımızın değerli mensupları; ben de herkesi sevgiyle saygıyla selamlıyorum. Öğretmenler Günü'müz kutlu olsun. Öğretmenlerimize hepimiz minnettarız. Ancak bugün maalesef yapılan araştırmalar gösteriyor ki öğretmenlerimizin yüzde 80'i, özellikle gelir yetersizliği sebebiyle ciddi psikolojik sorunlar yaşıyorlar. Yüzde 90'ına yakını, siyasi baskı altında olduğunu söylüyor. Geleceğe güvenle bakmıyor öğretmenlerimiz ve öğretmenliğin artık saygın bir meslek olmadığını ileri sürüyorlar. Eğer öğretmenlerimiz bu durumdaysa biz nasıl çocuklarımıza mutlu, sağlıklı, güzel bir gelecek bırakacağız? Bunu da paylaşmak istedim. Hepimizin öğretmeleri vardı, bu sorunları gerçekten hep birlikte ivedi bir şekilde çözmek zorundayız. Öğretmenler geleceğe umutla bakmıyorsa hepimizin çok ciddi düşünmesi gerekiyor.

Sayın Bakanım, Sayın Başkanım, değerli arkadaşlar; seçimlerin güvenliği, seçimlerde adalet, eşitlik, özgürlük, serbestlik, katılımcılık o kadar önemli ki bunları sağlayamazsak işte o zaman millî iradenin tecelli ettiğini söylemek de mümkün değil. Söyleriz ama ancak sözde kalır. Onun için gelen teklif çok çok önemli. Keşke bu teklif Sayın Grup Başkan Vekilinin tek imzasıyla gelmiş olsaydı keşke bu teklif hazırlanırken siyasi partilerin ve sivil toplum örgütlerinin de katılımı sağlansaydı. Çünkü bu, herkesi ilgilendiren, hepimizi yakında ilgilendiren, 80 milyonu yakında ilgilendiren bir teklif.

Sayın Başkanım, ben alt komisyonda uzun uzun tartışırız çok detaya girmeyeceğim ama, herkes buradayken, Sayın Bakanımızın, sizlerin takdirlerinize sunmak istediğim önemli noktalar var.

Bakın, Yüksek Seçim Kurulunun bir teşkilat yasası tabii ki olmalı, ancak amacımız gerçekten özerk, bağımsız, güçlü bir Yüksek Seçim Kurulu oluşturmaksa bu teklifte ciddi eksiklikler var. Mesela en basitinden müstakil bütçe öngörülmemiş, yani basit bir örnek. Onun dışında Yüksek Seçim Kurulunun teşkilat yapısını oluşturalım derken 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun'da da birçok değişiklik getiriyoruz.

Seçimlerde en önemli unsurlardan biri seçmen kütükleri. Seçmen kütüklerinin doğruluğu, güvenliği ve denetimi konusunda yeterli hüküm yok teklifte. Seçmen kütükleri tamamen Bakanlıktan gelen bilgilere göre ve tamamen siyasi iktidarca yürütülen süreçlerle yönetiliyor. Katılım maalesef mümkün değil. Evet, seçmen kütüklerinin Nüfus ve Vatandaşlık Genel Müdürlüğündeki adrese kayıtlı sisteme göre verilen tabii ki Bakanlıkça toplanması önemli ama seçmen bilgileri İçişleri Bakanlığından alındıktan sonra seçmen kütüklerinin oluşturulması sürecindeki en önemli süreç budur. İşte orada en azından -bütün siyasi partiler olmasa bile- Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu bulunan siyasi partilerden temsilcileri de katmak lazım bu sürece. Bunlar milletvekili olmak zorunda değil, siyasi partiler bir bilgisayar mühendisi, uzman da önerebilir, bir hukukçu da önerebilir ama en azından Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu bulunan siyasi partilerin vereceği temsilcilerden de oluşan, tabii ki yine Bakanlığın denetiminde, bir kurul tarafından seçmen kütüklerinin hazırlanması ve denetim görevinin bu kurul tarafından yapılması çok çok önemli ama buna ilişkin herhangi bir hüküm yok.

Örneğin 9'uncu maddenin birinci fıkrasının (d) bendi. "Mükerrer oy kullanan seçmenleri tespit etmek." diyor. Herhâlde "Görevler" bölümünde. Evet, bu doğru ama mükerrer oy kullanan seçmenleri tespit ettikten sonra zaten kullanılmış yani ne yapacağız? Mükerrer oy kullanılmasını önlemek önemli olan, mükerrer oy kullanılmasını önlemeyi de buraya eklemek lazım. Bir de bunlar şikâyet üzerine mi incelenecek, resen mi incelenecek bunlara dikkat etmek zorundayız.

Yüksek Seçim Kurulunun gerçekten bağımsız, tarafsız, güçlü olmasını istiyorsak eğer... Burada bazı maddeler var ki mesela Yüksek Seçim Kurulunda seçim uzmanı olarak yetişen, çalışan insanlar önemli personel tamamen başkan tarafından Adalet Bakanlığına gönderilebilir dilediği zaman. 10'uncu maddenin altıncı fıkrası yanılmıyorsam. 10'uncu maddenin altıncı fıkrası diyor ki: "Kurulda görev yapan 657 sayılı Kanun'a tabi personel başkanın teklifi üzerine yılı merkezi yönetim bütçe kanunundaki atama izni sınırına tabi olmaksızın mükteseplerine uygun olan Adalet Bakanlığınca bakanlık merkez ve taşra kadrolarına atanabilir." Bence Yüksek Seçim Kurulu bağımsız, güçlü olacaksa personel de böyle bir baskı altında çalışmamalı diye düşünüyorum. Her zaman YSK tarafından yani YSK Başkanı tarafından Adalet Bakanlığına gönderilme tehdidiyle karşı karşıya kalmamalı, YSK personelinin tamamen bağımsız, tarafsız ve güven içerisinde çalışma imkânı olmalı.

Teklifte çok temel iki konu var, onu herkes biliyor artık sandık kurulu başkanlarının atanması. Sandık kurulu başkanlarının atanmasında siyasi partilerin katılımı çok çok önemli. Ama maalesef teklifte bu, tamamen kaldırılıyor. Yani mevcut uygulamada biz bunu listeler verebiliyoruz siyasi partiler olarak, kura çekimi var ama şimdi tamamen ilçe seçim kurulu başkanları yani bir yerde dilediği kamu personelini atayacak. Seçim güvenliğini, seçime duyulan güveni demokrasiyi temelinden sarsacak bir uygulama. Bence mutlaka bu tekliften çekilmeli. Biz eğer gerçekten seçimlerin demokratik, şeffaf, eşit, adil olmasını gerçekten bunu istiyorsak bu tekliften mutlaka çıkarılmalı.

Bununla ilgili müşahitler konusunda sınırlama getiriliyor. Müşahitler konusunda sınırlama getirilmemeli, aksine müşahit, gözlemci arttırılmalı, sivil toplumun da denetimi açılmalı. Seçimler ne kadar katılımcı, ne kadar şeffaf, ne kadar denetim yüksek olursa o kadar milletin, toplumun seçim sonuçlarına saygısı artar, güveni artar, demokrasimiz güçlenir. Ama maalesef sandık kurulu başkanları ve müşahitler yani gözlemci konusunda da çok sakıncalar doğuracak, bizi çok tartışmalara sürükleyecek hükümler var, bunlar da bence mutlaka geri çekilmeli.

Bakın, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı ve üyeleriyle ilgili görevleri devam edecek. Edebilir ama öbür taraftan personel altı yıl uygulaması mutlaka bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren geçerli olmalı. Çünkü görev yapan personelin, seçim müdürlerinin, seçim müdür yardımcılarının ciddi bir deneyimi, birikimi var, kurumun, seçimlerin hafızası onlar. Yani bu, bu şekliyle yürürlüğe girerse onların hepsi rotasyona tabi olmak istemeyip görevlerini bir anda bırakabilirler ve ciddi sıkıntılar süreçte yaşanabilir. Yargıtay, Danıştay üyelerinde bunu yaptık, on iki yılda yasa yürürlüğe girdikten sonra on iki yıl işlemeye başladı bildiğim kadarıyla. Burada da altı yıl mutlaka ve mutlaka kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren uygulanmaya başlamalı. Bu şekilde uygulamada doğabilecek ciddi sorunların önüne geçilebilir diye düşünüyoruz.

10'uncu maddenin on birinci fıkrası: Burada şöyle bir ibare var seçimlerde görev yapacak insanlarla ilgili. Zaten Yüksek Seçim Kurulu, il meclis seçim kurullarımız seçim dönemlerinde bütün kamu görevlilerine görev verebilirler, bu desteği alabilirler. Zaten bu teklifle kadro sayıları da ciddi oranda arttırılıyor. Yalnız burada gerçekten anlamakta güçlük çektiğimiz bir ibare var, yazmış anlatmış "...Cumhuriyet savcıları, vali ve kaymakamlar, asker kişiler, kolluk, amir memurları hariç..." diyor devam ediyor "...memur, işçi ve hizmetlileri seçim iş ve işlemlerinde görevlendirilebilir, bunlar dışında da gerekli gördüğü kimseleri çalıştırabilir." diyor. Son derece muğlak, son derece belirsiz "bunlar dışında" yani herkes çalıştırılabilir. O zaman bu yetki veriliyor, bu hükümde yani "...bunlar dışında da gerekli gördüğü kimseleri çalıştırabilir." hükmünde gerekli görülen kimselerin kimler olacağı belirtilmemiş, tanımlaması yapılmamış. Eğer bunlar belirli niteliklere sahip kamu görevlileri dışında kişiler olacaksa nitelikleri ne olacak, nasıl seçilecekler? Bizce bu, üzerinde ciddi durulması gereken bir konu.

Son olarak şunu paylaşmak istiyorum: Bunları takdirlerinize arz ediyorum ki yani Komisyonumuzun tamamı buradayken, Sayın Bakanımız buradayken. Bakın, yine çok hassas bir konu. Geçiş hükümlerinde geçici madde 6. Geçici madde 6'yla yine personelle ilgili şöyle bir düzenleme getirilmiş: "Yapılacak sözlü sınav sonucuna göre başkan tarafından atama yapılabilir." Bu sözlü sınav mutlaka kaldırılmalı. Çünkü bu kayırmalara, kadrolaşmaya her türlü suiistimale yol açabilir. Konumuz seçim, konumuz Yüksek Seçim Kurulu, ilçe seçim kurulları, seçimle ilgili personel, bu, her şey demek. Seçimler öyle bir şey ki seçimleri demokratik yapmazsanız, adil yapmazsanız eşit, özgür yapmazsanız bu, demokratik hukuk devletini de yıkıyor, egemenlikten yasama, yargı yetkisine kadar her şeyi etkiliyor çünkü Türkiye Büyük Millet Meclisi de her şey bu seçimler sonucunda oluşuyor. Bu tamamen bir keyfîliği getirebilir, hangi siyasi parti iktidarda olursa olsun bu doğru bir şey değil. Bu açıktan atama, sözlü sınav sonucuna göre başkan tarafından belirlenecek olması da mutlaka bizce çıkartılmalı diye düşünüyoruz çünkü mevcutta, bildiğim kadarıyla, yazılı sınav başarılarına göre ve terfiyle, işte belli nitelikleri olanlar bu görevleri yapabiliyorlar.

Bizim amacımız, evet, Yüksek Seçim Kurulumuz sağlıklı, güçlü bir teşkilat yapısına kavuşsun, bir teşkilat yasası olsun, müstakil bütçesi olsun, özerk olsun, bağımsız olsun, güçlü olsun ama özellikle üzerinde durduğumuz, mutlaka bu maddelerin bir kısmı geri çekilmeli, bir kısmı düzeltilmeli. Bizim amacımız seçimlerin her zaman demokratik olmasıdır çünkü başka türlü demokrasimizi geliştirmemiz mümkün değildir diyorum. Ayrıca bu hâliyle bu teklif yürürlüğe girerse bizce Anayasa'ya ciddi bir aykırılık da oluşabilir. Onun için alt komisyonda bu sandık kurulu başkanları ile müşahitlerle ve personelin rotasyonuyla ve altı yılla ilgili düzenlemeler yapılırsa eminiz çok daha sağlıklı bir süreç işler diye düşünüyoruz.

Bunları takdirlerinize sunmak istedim.

Teşekkür ediyorum, saygılarımı sunuyorum.