KOMİSYON KONUŞMASI

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, Sayın Bakanım, değerli yargı mensupları, değerli zevat ve değerli basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Bakanım, yeni görevinizin, ilk bütçenizin hayırlı uğurlu olmasını diliyorum, başarılar diliyorum bundan sonrasıyla ilgili.

Yargıyı, hukuku çok iyi bilen bu zevata benim bu konuyla ilgili bir şeyler anlatmamın bir anlamı yok bir Mülkiyeli olarak ama adalet ve hukuk kavramının ne kadar önemli olduğunu zaten biliyorsunuz fakat uygulamayla ilgili bazı sıkıntılar var muhakkak ki. Yani adalet ve hukuk kavramlarını sizler yürütüyorsunuz ama adalet ve hukuk konusunda, yargılama konusunda Türkiye'nin epey bir sıkıntısı var. Zaten OHAL demek, aslında hukukun bir anlamda geriye çekilmesi demektir. Maalesef, üç ayda son bulacak diye düşündüğümüz ya da Başbakan ve Başbakan yardımcıları eliyle ya da Hükûmet sözcüsünün ağzıyla üç ayda bitecek diye açıkladığımız OHAL bir buçuk seneden beri devam ediyor, hâlâ da ne kadar devam edeceğini bilmiyoruz. Geçmişte de hukukla ilgili yanlışlar yaptık. Biliyorsunuz, hem 2018 bütçenizi değerlendiriyoruz hem de 2016 bütçeleriyle ilgili yapılan harcamaların denetimi görüşmelerini yapıyoruz. Ben ağırlıklı olarak 2016'yla ilgili konuşacağım ama ondan önce birkaç konuyu da dikkatinize sunmak istiyorum; mesela, bu Rıza Zarrab olayı: Zamanında biz Rıza Zarrab ve dört bakanımızı sadece bakanlıktan almayıp, siyasetten uzaklaştırmayıp bir de yargılasaydık, bugün herhâlde Türkiye'nin başına böyle bir sıkıntı gelmeyecekti, çok daha farklı bir durum söz konusu olacaktı. Yani bazı konuları siyaseten ele almak, hukukun dışına çıkarmak zaman içerisinde maalesef olumsuzluklar getiriyor. Adalet bir şekilde tecelli ediyor ama bunun zamanında olması çok daha doğru tabii ki. Ülke açısından da maalesef, yanlış olan bir konudur bu.

Bir de bu Enis Berberoğlu davasında ilk derece mahkemesi ile istinaf mahkemesi arasında bir boşluk olmasını, yetkiyle ilgili bir boşluk olmasını da dikkatinize sunuyorum.

Bir de kalkınma planlarımızda da var, 2018 Programı'nda var Sayın Bakanım, dünyada yargıya kamu bütçesinden ayrılan kişi başına pay, mesela, İngiltere'de ve Galler'de 38,1 -bu çok anormal bir rakam yalnız- Fransa'da 5,4; Hollanda'da 26,9; Slovenya'da 1,7; Portekiz'de 6,5; İtalya'da 2,3; Türkiye'de 1,3. Yani bizim bütçelerimiz çok yetersiz, adalet için ayırdığımız bütçeler diğer ülkelerle kıyaslandığında çok yetersiz kalıyor. Kişi başına ayrılan ortalama yüzde olarak 1,3 rakamı gerçekten çok olumsuz, çok kötü bir rakam.

Sayın Bakanım, Adalet Bakanlığı bütçesi içerisinde yer alıyor şu anda -demin usulle ilgili konuşurken söylemiştim- Uyuşmazlık Mahkemesi, YSK ve Adli Tıp Kurumunun bütçeleri. Şimdi, YSK'nın 2017'de 157 milyon liralık bir bütçesi var, ağustos sonu itibarıyla 299 milyon lira harcamışlar yani bu çok daha fazla olacak şimdi. Bu ödenek, mesela, 2016'da -bu rakamlar değil ama benzeri rakamlar olması lazım- Adalet Bakanlığı mali tablolarında görünmüyor; ne kadar aktarıldı, aktarılması gerekti, hiç görünürde yok. Aslında, YSK'nın, Uyuşmazlık Mahkemesinin ve Adli Tıp Kurumunun diğer bağımsız yargı kurumlarından bir farkı yok, hâlâ bu düzeltilmiyor, düzeltilmesi gerekir, bu büyük bir yanlışlıktır, çok önemli bir yanlışlıktır. Hukuk, usuldür; bunun ne kadar önemli olduğunu siz benden çok daha iyi idrak edersiniz. Bunun bir an önce giderilmesi lazım, gelecek sefer, gelecek dönem bu şekilde olmaması lazım. Sayın Başkan, geçen sefer de böyle konuştuk ama maalesef, önemsenmedi bunlar. Niye önemsemiyoruz? Yani hukuku önemsememiz lazım. İşin prosedürünü herkesten önce özellikle yargı kurumlarının, Adalet Bakanlığının önemsemesi lazım ki diğerleri de bunlara önem versin, hukuku, yargıyı önemsesinler.

Uyuşmazlık Mahkemesinin 2017'de başlangıç ödeneği 1 milyon 419 bin, ağustos sonu 377 milyon harcamış, orada da farklı bir şey yapılmış, bütçe çok düşük kalmış. Adli Tıpta 70 milyon 466 bin liralık bir başlangıç ödeneği var, 53 milyon 590 bin harcanmış, orada makul; herhâlde, aşağı yukarı yetecektir ama bu şekilde olmaması lazım.

Şimdi, Adalet Bakanlığının 2016 yılı Sayıştay Denetim Raporu'nda geçen yıl şartlı görüş vardı, bu sene şartlı bir görüş söz konusu değil ama önemli bir bulgu var; Kurumun Ceza ve İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İşyurtları Kurumu ve Adli Tıp Kurumuna olan borçlarının muhasebe kayıtlarında yer almaması. Yani mali tablolar artık gerçeği tam olarak yansıtmıyor anlamındadır bu, buna önem vermek lazım. Bunun gerekçelerini de bulguda saymış, gayet güzel bir şekilde anlatmış. Maliye Bakanlığı nezdinde bu konuyla ilgili girişimlerde bulunuluyormuş ama bilmiyorum, 2017 içerisinde çözüldü mü?

Yine, Bakanlığınızla ilgili olarak faaliyet sonuçları tablosunda birkaç kalemi sormak istiyorum, bunların ayrıntısını göremedik. 630 03 04'te görev giderleri var 102 milyon liralık Sayın Bakanım, bunun bir ayrıntısını öğrenmek isterim. Hizmet alımları var, 916 milyon liralık hizmet alımı; bu muhtemelen temizliktir veya güvenliktir ama ayrıntılı olarak verebilirse arkadaşlar memnun olacağım. Bir de yurt dışına yapılan transferler var 1 milyon 164 bin lira, bu nedir? Hem siz de bilgilenmiş olursunuz, arkadaşlarımız bilgi verebilirse memnun olurum.

Hâkimler ve Savcılar Kurulunun raporu temiz ama bir konuyu orada da sormak istiyorum: Kâr amacı gütmeyen kuruluşlara yapılan transferler var 1 milyon 552 bin liralık, Hâkimler ve Savcılar Kurulunda. Nedir bu 1 milyon 552 bin lira, kâr amacı gütmeyen kuruluşlara yapılan transfer, 630 05 03 hesapta?

Anayasa Mahkemesinin de temiz bir raporu var ancak Anayasa Mahkemesinde de faaliyet sonuçları tablosunda yer alıyor, 630 03'te, hizmet alımları, orada da 5 milyon 771 bin lira Sayın Genel Sekreterim. Bir de yurt dışına yapılan 1 milyon 844 bin liralık transfer var sizde de. Onlara bir detay verebilirseniz memnun olurum.

Sayın Bakanım, Ceza ve infaz Kurumları ile Tutukevleri İşyurtları Kurumunun Sayıştay denetim raporunda şartlı görüş yok ama üç tane önemli bulgu var. İç kontrol sistemi yok. İç kontrol sisteminin bulunmaması bazı sıkıntılara sebep oluyor. Kamu iç kontrol standartlarına uyumu sağlamak üzere yapılması gereken çalışmaların yapılmadığı, kamu iç kontrol standartlarına uyum eylem planı hazırlama grubu ve iç kontrol izleme ve yönlendirme kurulunun oluşturulmadığı, eylem planının da hazırlanmadığı görülmüş cezaevlerinde. Dolayısıyla mali süreçle ilgili olarak da sıkıntılar söz konusu oluyor.

İkinci bulgu, mali işlemlere ilişkin süreç akış şemasının oluşturulmaması.

Üçüncüsü de iç denetim biriminin kurulmaması. Burada da bir iç denetim birimi oluşturulması lazım. Bu hem mali işler açısından hem idari işler açısından gerekli.

Yine, satın alınan hizmet maliyeti de ceza infaz kurumlarında 32 milyon olarak görünüyor. Bununla ilgili, arkadaşlar bilgi verebilirse memnun olacağım.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Kuşoğlu, buyurun, ek süre veriyorum.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Ceza infaz kurumlarında satılan hizmet maliyeti 32 milyon. Bununla ilgili detay verilebilirse memnun olacağım.

Danıştayın raporu da makul. Yalnız orada da hizmet alımları ve kâr amacı gütmeyen kuruluşlara transferler var, onlarla ilgili bilgi alabilirsem memnun olacağım. Danıştayda hizmet alımları 11 milyon 988 bin lira. Kâr amacı gütmeyen kuruluşlara yapılan transferler 1 milyon 74 bin lira. Bunlarla ilgili bilgi lütfen.

Yargıtay Başkanlığıyla ilgili olarak da Sayıştay denetim raporu sorunsuz. Burada da hizmet alımları ve kâr amacı gütmeyen kuruluşlar ve transferler var. Yargıtay Başkanlığından yetkili arkadaşlar bunlarla ilgili bilgi verebilirlerse memnun olurum. Hizmet alımları 27 milyon 827 bin, kâr amacı gütmeyen kuruluşlara yapılan transfer 1 milyon 25 bin lira.

Adalet Akademisinde herhangi bir sorun yok.

Sayın Bakanım, bütçelerinizin hayırlı olmasını diliyorum. Başarılar diliyorum bütün bağımsız yargı kurumlarına.

Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.