ABDULLAH BAŞCI (İstanbul) - Sayın Başkanım, kıymetli arkadaşlar; az önce Dursun Bey önemli bir konuya değindi, tabii, üstü kapalı geçti. Dursun Bey'in asker yapısını çok iyi biliyoruz fakat müsteşarlığın talimatıyla evdeki askerleri ziyaret ettiklerinden bahsettiler, onun aslı Batı Çalışma Grubu'ydu, o dönemde kurulmuş ve 28 Şubat sürecinden sonra kurulmuş bir kuruluştu. Batı Çalışma Grubu'nun çalışmalarını bilmeyen yok. Evet, evlere gittiler, subay ve astsubayların ailelerini, namaz kılıp kılmadıklarını ve görüş ve düşüncelerini bizzat yerlerinde incelediler, irdelediler, daha sonra da bir kısmını askeriyeden attılar, bir kısmını da değişik yerlerde görevlendirdiler. Buna özellikle burada vurgu yapmak istiyorum. Bu tür çalışmaların askeriyeye bir faydasının olmadığını daha sonra da gördük çünkü askerlerin içerisinde hiyerarşik bir yapı vardır, bu yapıyı canlı tutmak için subay ve astsubayları takibe koyulmak, tabii, takibe koyulurken de arada FETÖ'cülerin -az önce kardeşimiz de bahsetti- içki içerek, ailelerini açarak, değişik mesajlar vererek kendilerini korumaları, o süreçlerin devamıyla bugünlere geldik. Bunun bilinmesi lazım, özellikle bunu söylüyorum.

Tabii ki son dönemlerde askeriyedeki farklı yapılanmalardan bahsedildi. Evet, askeriyenin gerçekten iyi bir zemine oturduğunu düşünüyorum ben, kendi görüşüm çünkü bu saatten sonra bu ülkede bir darbe yapılmasının, e-muhtıra yapılmasının, bununla ilgili de adımlar atılmasının son bulduğunu düşünüyorum bu girişimlerle ama bir şey daha olmaya başladı son dönemlerde. Uzun zamandır askeriyede yerli silahlara dönülmezken şu son dönemlerde yerli silahların imal edilmesi, hayata geçirilmesi ve bunun bizzat El Bab harekâtında kullanılmasıyla Türk Silahlı Kuvvetlerinin ne denli güçlü bir yapıya sahip olduğunu gördük ve yaşıyoruz.

Diğer bir konu: Evet, Yusuf Bey ve Birol Bey gerçekten önemli bir konuya değindiler, kendilerine teşekkür ediyorum. "Bu darbe girişiminin arkasında kimler var?" dediler, bulup çıkartılması lazım. Aslında, bunu fazla da konuşmaya gerek yok, kimlerin olduğu gayet belli çünkü bu ülkede Gezi eylemlerini kimler başlattıysa dışarıdan kaynaklı olarak hamle yaparak, yine 17-25 Aralık sürecini kimler bu ülkede yapmaya kalktıysa, daha sonra da PKK'nın o barış sürecinin bozulmasıyla ilgili kimler adım attıysa bu 15 Temmuz darbe girişiminin arkasında da onlar var diyorum.

DURSUN ÇİÇEK (İstanbul) - Kumpas davaları yok mu bu süreçte?

ABDULLAH BAŞCI (İstanbul) - Kumpas davalar da dâhil, evet, onu da ekliyorum, bunların hepsinin arkasında kimin olduğunu, kimlerin olduğunu; bu ülkenin, bu milletin, bu halkın, bu devletin gelişmesine karşı önüne set çekilen bir güç olduğunu özellikle vurgulamak istiyorum. Bu gücün de nereler olduğunu, nasıl olduğunu, nerelerden beslendiğini, neler yapıldığını artık burada hepimiz biliyoruz. Bizim bunların üzerine odaklanmamız lazım, içeride enerjimizi kendi aramızda "Siz yaptınız, biz yapmadık.", "İki saat öyle, beş saat böyle"yle tüketmekten ziyade, gücümüzü özellikle bu harekâtın arkasında olanların üzerine doğru götürmemiz lazım diye düşünüyorum. Evet, bu hain harekâtın başında bulunan o hoca bozuntusu hâlâ bize teslim edilmediyse, hâlâ hakkında bir soruşturma açılmadıysa, kin besliyorsa mesajın kendiliğinden ortaya çıktığını düşünüyorum.

Yine, özellikle, az önce Ömer kardeşimiz de bahsetti, seri şekilde kurum ve kuruluşlarımızın ziyaret edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Sabiha Gökçen Havalimanı'nda, Teknopark'ta gerçekten kümeleşme adı altında özel sektörün güçlü bir şekilde bir çalışması var. O çalışma tamamen savunmaya yönelik, savunma sanayisiyle ilgili bir çalışma. Bunları gidip yerinde görüp en azından Silahlı Kuvvetlerimizin, askeriyemizin neler yapabildiğini... Tabii, TAI, devlet kuruluşlarından ayrı bir de özel sektörün çalışmalarının üzerine gitmemiz, onları cesaretlendirmemiz ve Silahlı Kuvvetlere katkıda bulunmasını sağlamamız gerekiyor diye düşünüyorum.

Diğer bir konu, tabii, devamlı gündeme geliyor, burada da ben gündeme getirmek istiyorum. Uzman erbaşlarımızla ilgili çalışmalara da yönelmemiz lazım diye düşünüyorum.

Benim söyleyeceklerim bu kadar. Hepinize teşekkür ediyorum.