KOMİSYON KONUŞMASI

MURAT BAYBATUR (Manisa) - Ben sözlerimi tamamlamak istiyorum Sayın Başkanım.

Şimdi, tabii, elbette ki her darbenin, geçmişte yapılan -tabii, bizim yaşımız belki buna yetmeyebilir ama en azından okuduğumuz kadarıyla- her askerî darbenin arkasında zaten emperyal devletler olmuştur. En son 1980 darbesinde "Bizim çocuklar darbe yaptı." sözünü hiçbirimizin unutmaması lazım. Ben şunu söylemek istiyorum: Eğer darbenin de bir ahlakı varsa 15 Temmuzda yapılan bu darbe en ahlaksız darbeydi, buna hiçbir itirazımız yok, en alçakça olan darbeydi. Yani önceden, darbe olduğu zaman gece asker sokağa çıkar, sabah sokağa çıkma yasağı, kimse dışarıya çıkamaz, işte, suçlular varsa sağdan, soldan toplarlar, atarlardı içeriye. Bu sefer bu böyle olmadı, millete tankla, helikopterle, uçakla saldırdılar. Biz bunu biliyoruz, bu işin arkasında emperyalist devletlerin olduğunu biliyoruz, Metin Topuz'un telefonunun neden bu kadar ısrarla istendiğini biliyoruz, burada kimse aptal değil.

Ben şunu söylemek istiyorum, kısaca iki konuyu: Komuta kademesindeki dağınıklıktan bahsediliyor. Eyvallah, şerefli Türk Silahlı Kuvvetleri üniformasını ben beş ay giyebildim, kısa dönem askerdim, buradaki diğer vekillerimiz gibi yirmi yıl, otuz yıl giyme fırsatımız olmadı, zaten imam-hatip mezunuydum, bu da başka bir şey. Ben şunu söylemek istiyorum: On yılda bir, on beş yılda bir bu ülkede darbe oluyorsa demek ki burada sistemde bir problem var demektir, darbe üretiliyor demektir. Dolayısıyla, o zaman, devletimizin, Hükûmetimizin ve Cumhurbaşkanımızın himayesindeki bu devletin artık bu ülkede on yılda, on beş yılda bir darbenin olmaması için yeni bir sistem kurması lazım, bunu kabul etmek lazım. Burada Silahlı Kuvvetlerin yapısı bozulmuş, dağılmış, efendim, işte, Silahlı Kuvvetler güçsüz hâle gelmiş; böyle bir şeyin olduğu kanaatinde değilim ben. Ha, darbeye bulaşan, suça bulaşan kim varsa bunlarla alakalı, devletin hukuk içerisinde gereğini yapması gerekiyor. Bunların içerisinde yanlışlıkla içeriye atılanlar varsa, girenler varsa ben inanıyorum ki Türkiye Cumhuriyeti devletinin adaleti bununla alakalı sorgularını tamamladıktan sonra suçu olmayanlar varsa bunlarla alakalı dışarıya salmalarını yapacaktır. Geçen Sincan'daki mahkemeye gittik, oradaki insanları da dinledik; insanların söylediği, "Ya, anlaşılan, bu suçsuz herhâlde, bu muhtemelen salınır." gibi, oradaki insanlar bile bir kanaat belirtir hâle gelmişti. Acele etmememiz lazım. Bunların hepsi, inşallah, devletimizin ferasetiyle çözülecek. Ama bir daha Silahlı Kuvvetlerin bu ülkede darbe yapmaması lazım, herkesin kendi işini yapması lazım. Genelkurmay Başkanının Cumhurbaşkanına; Jandarmanın, Sahil Güvenliğin İçişleri Bakanlığına; hastanelerin Sağlık Bakanlığına; işte, askerî akademilerin Millî Eğitim Bakanlığına bağlanmasında ne sıkıntı var? Yani Millî Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı başka bir memleketin Sağlık Bakanlığı mı, Millî Eğitim Bakanlığı mı?

MUSTAFA HÜSNÜ BOZKURT (Konya) - Çok büyük sıkıntı var orada.

MURAT BAYBATUR (Manisa) - Size göre öyle, ben vatandaş olarak, beş ay Silahlı Kuvvetlerin şerefli üniformasını giymiş bir çavuş olarak burada bir sıkıntı olmadığı kanaatindeyim, bu kadar net söylüyorum.

Son olarak da şunu söylüyorum: Sayın Vekilimizin yaşı bizden büyük, hürmet ederiz. Çok güzel şeyler söylüyorlar, diyorlar ki: "İşte, tamam, bu ülkede bu darbeleri engellemek lazım, bir olalım, beraber olalım." Çok güzel sözler, buna kimse itiraz edemez, on kere imza atarım altına. Ama cümlenin devamında hep iğneleyici sözler var. Ne yazık ki bu, bazı muhalefet partisi milletvekillerinde var. Yok, "Dört saat uçak bekledi." Yok, efendim, "Rejim değişiyor." Yok, "Şunu yapıyorsunuz, siz alttan bu hesabı görüyorsunuz." Ben vatandaş olarak ne demek istediklerini çok iyi anlıyorum, görüyorum yani akıl şeyim de ortada. Eğer samimi bir şekilde, hep beraber bir daha bu ülkede darbe olmaması için mücadele edeceksek samimi konuşmamız lazım. Birbirimize olan ön yargılarımız, işte, efendim, birbirimizle alakalı, partilerimizin arasındaki çekişmelerimizi, problemlerimizi sonunda genel başkanların ya da parti sözcülerinin söylediklerinin hemen arkasına ilave etmememiz lazım. Kıymetli büyüğümüz, emekli bir asker olarak samimi bir şekilde, Millî Savunma Komisyonunda, burada bir icraat yapılmasını bizlerden istiyorlarsa cümlenin sonunda -çok özür diliyorum- bize iğneleyici laf lütfen sokmayın. Burada hiç kimse bu işlerle alakalı memnun değil. Bu darbeyle alakalı bu ülkeye tahribat olduğunu, bu ülkeye ağır darbe vurulduğunu, başta Silahlı Kuvvetler olmak üzere bu memlekete, bu devlete ve milletin çocuklarına zarar verildiğini hepimiz biliyoruz, hepimiz üzülüyoruz ama bu Türkiye Cumhuriyeti devleti 18 yaşında kız gibidir, her zaman dimdik ayakta durması gerekiyor. Bu işleri yapanlara, bu işleri hatalı yönetenlere gerekenlerin yapılması gerekir. Bununla da alakalı devletin acımasız olması lazım, eğer merhamet edersek merhamet edilecek noktaya düşeriz diyorum.

Teşekkür ediyorum.